Montag, 12. Januar 2015

Blog Hayatından Pozitif Düşünmek

Bir şeye nasıl bakarsan onu görürsün anlayışının olumlu tarafına bakmaktır pozitif düşünmek. Yani ''iyi düşünürsen iyi olur '' anlayışıdır pozitif düşünme anlayışı. Blog yazarken pozitif düşünmek ne işe yarayabilecek faydalı ve gelişiminizi geliştirmeyi planladığım başlıkları  inceleyeceğiz.

 

Blog yazarlarının en büyük sorunudur spesifik düşünememek. Bende bu sorunu yaşadım ve birazdan yazacağım uygulamalar benim spesifik olup , tarz yaratmamı sağlayacak olgulardır. Çoğu blog yazarı büyük bir heves ile açtığı bloğunu yarı yolda terk eder. Öksüz kalmış blogların örneği oldukça fazla. Amerika'da bloglara verilen değerin %25 inden fazla değer verilmiyor bloglara. Aslında günlük gazete alıp okumak neyse beğendiğiniz blogları takip etmekte aynı anlama gelir. Güncel kalmak için bloglardaki yazarların paylaştıklarına ihtiyacınız vardır. Çok bloglar çöp olmuş olsa da onların arasından ayrılıp çıkanlar gerçek, değerli, öğretici, faydalı bloglar olduğunu söylemek isterim.

 

pozitif

 

Acemilik dönemini atlatan blog yazarlarının en büyük sıkıntısı ise özgün konu bulamamaktan geçer. Ve her yöne yönelmeye başlar. Bu ise bloğunun belli bir konusu olmadığını gösterir. Bu durumda Sanat seven bir ziyaretçi senin sitene girdiği zaman, futbol ile ilgili bir makale gördüğünde o siteden çıkması işten bile değil. Tamam belki tek bir konu üzerinden gidemeyebilirsin ama, birbirinden bağımsız, alakasız konular seni ziyaretçi yokluğuna sürükler. Şöyle bir bakalım.

 

Tiyatro ve Sinema kategorileri birbirinden farklı şeyler olsa da işlevleri yakın olduğu için ziyaretçiye abes görünmez. Aksine belki onu Sinema alanından tiyatro alanına da çeker.

 

Sanat ve Spor kategorileri ne kadar anlamsız değil mi. Senin ziyaretçin senin futbol, basketbol, voleybol ile ilgili yazılarını okumaya geliyor. Ama siteyi açtığında karşısında Mona Lisa'nın bilinmeyen gerçekleri adlı bir başlık onu ne kadar tatmin eder bilinmez.

 

Bu konuları biraz açıkladıktan sonra blog yazarken içerik üretmeniz için pozitif düşünecek bir kaç nokta üzerinde duracağım.

 

Faydalı yazılar yazmaya özen gösterin

 

Eğer bloğunuza geri dönüş, sadık ziyaretçi istiyorsanız başlamanız gereken ilk yer faydalı konular hangileridir sorularını sormak olacaktır. Bu sorunun cevabını kendinize verebildiğiniz bir konu var ise o konu üzerinde yoğunlaşmanız ve farklı yerlerde aynı konu başlıklı yazı var mı diye göz atmalısınız. Sebebi ise onu kopyala yapıştır yapmak değil ondan daha güzel bir şey yazmak içindir. Yani ilk önce rakibini tanı ve onu egale et.

 

Yazmak için yazmayın

 

Bazen aklımıza bir şey gelmediğinde bu gün bloğum boş kaldı, bir şeyler yazmalıyım, kopyala yapıştır mı yapsam ? diye düşünceler geçirmeyin aklınızdan. Bir ziyaretçi sitenize girdiğinde ne kadar makale yazdığınıza değil, nasıl makale yazdığınıza, yazının akışına bakar. Zaten yazılarınızı beğeniyorsa her gün sitenizi ziyaret ederek yeni bir makale yazıp yazmadığınızı kontrol eder. Bunlar sadık ziyaretçilerdir. Onlara sahip çıkın.

 

Enerjik olun

 

Bir makale yazmak istediğinde ruh halin seni etkileyen en büyük etkendir. Eğer moralin bozuk canın sıkkın ise o kullanacağın klavyeden güzel , akıcı , faydalı bilgiler çıkmayacaktır. Boşuna zamanını harcarsın. Eğer enerjik olup olaylara pozitif bakarsan hemen başının üstünde bir lamba yanacaktır. İşte o senin konun olacak. Dikkat et enerjik olduğun zaman yazın o kadar akıcı olur ki sen bile kendine dur demekte zorlanırsın.

 

Sakin olun

 

Belki Yukarıda ki madde ile çelişiyor diye düşünen okuyucular olabilir ama ne var ki enerjik olmak ile sakin olmak arasında uçurumlar arasında büyük fark var. Oturdunuz bilgisayar, tabletin başına kafaya yazı yazmayı koydunuz. İnat ettiniz, ben bu gün makale yazacağım dediğiniz zamanlar olabilir. İlk önce sadece derin bir nefes alın ve kendinize Sakin ol ''x'' sakin ol ''y'' komutunu verin ve kafanızı dağıtacak şeyler yapmaya özen gösterin. Pozitif düşünün ani karar vermek sizi bloğunuzdan soğutur. Sakin olun ve neler insanlara faydalı olabilir , ben hangi alanda yazabiliyorum , ben yazabiliyor muyum sorularını kendinize sorarak hatayı kendinizde aramaya devam edin. Çünkü bu sizi geliştirici bir hamledir.

 

Müzik dinleyin

 

Eğer çok ciddi bir konu hakkında eleştiri, sitem gibi konulardan bahsetmeyecekseniz slow parçalar açarak ruhunuzun dinlenmesine yardımcı olun ve yanınıza sevdiğiniz bir içeceğinizi alarak bu işi zevkli hale getirin. Bir işi severek yapmanın meyvesini gelen ziyaretçilerin yazılarını okuyarak yorum attığı zaman alacaksın, senden mutlusu olmayacak, için içine sığmayacak belki de.

 

Uzun yazmaktan kaçmayın

 

Eğer , uzun yazarsam okuyucular benden sıkılır okumadan çıkar diye düşünürsen, yanlış düşünmüş olursun. Bir yazı ne kadar özgün ve ne kadar faydalı ise o kadar okunur. Okuyucu bilgiyi hızla sömürüp siteden çıkmak ister. Fakat sen bilgiyi bir pastanın aynı dilimleri şeklinde dağıtmaya önem gösterirsen okuyucu zaten yazını zevk alarak okuyacak ve sıkılmayacaktır. Nitekim sende bu yazıyı şu an okuduysan demek ki sıkılmamış ve faydalı bir şeyler öğrendiğini düşündüğün için devam etmişsin. Hem ''Google amca'' da uzun makaleleri arama sıralarında üste koymayı çok seviyor.

 

Yazının çizgisini bozmayın

 

Eğer yazına başladığında devam etmekte zorlanıyorsan o yazını silmelisin ve yeniden düşünmelisin. Eğer yazıya başladığın yer ile bitirdiğin yer SANAT ve SPOR örneğinde verdiğim gibi ise okuyucunun kafası karışır ve bu senin imajını zedeler. Belli bir çizgide dur ve o çizgiyi bozma. Mesela ben blogda pozitif düşünme konusundan girdim ve yazıma pozitif düşünerek neler yapabileceğin hakkında örnekler verdiğim çizgiden şaşmamaya çalışıyorum. Başarabiliyor muyum her zaman değil , bazen konunun dışına çıkmak gerekiyor, bunu yaptığında ise çizgiyi bozdun demek, yani çizgine geri dönmelisin.

 

Yazar hakkında: Necati karakaş, 22 yasında üniversite son sınıf ögrencisiyim. Psikoloji eğitimi aldığım için hangi konularda nasıl davranmanız gerektiği hakkında yazılar yazdığım blogumda güncel konuları yazmaktan zevk alıyorum. Konuşan Adamlar isimli Bloğumda faydalı olabilecek yazılar yazmaya devam ediyorum.

Samstag, 10. Januar 2015

Tatlı Ekşi Soslu Karnabahar Tarifi (Vegan)





Tatlı Ekşi Soslu Karnabahar Tarifi (Vegan) sweet and sour cauliflower
Resim yazısı ekle


Ben karnabahar seven insanlardanım. Her türlüsünü çok seviyorum. Kıymalı, fırında, kızarmış, haşlanmış, graten ne olursa yerim. :) En son dolapta mutsuz bir şekilde pişirilmeyi bekleyen karnabaharları görünce ne yapsam diye düşünürken aklıma bunu yapmak geldi. Daha sonra uak bir google aramı yaptım ve aslında tatlı ekşi soslu karnabaharın "Gobi Manchurian" isimli hint-çin yemeği karışımı bir yemeğe de çok yakın olduğunu öğrendim.

Bulduğum tariflerden ziyade, kendi kafamdan yapasım geldi o an bu yüzden her zaman yaptığım gibi bir tatlı ekşi sos hazırladım, karnabaharları önce haşlayıp sonra una bulayıp kızarttım. En son sebzeleri soteledim, sosu ekledim ve karnabaharları da ekleyip ocaktan aldığımda harika bir yemeğim olmuştu. Açıkçası tavuğu aratmadı hatta daha bile güzel oldu mu desem bilmiyorum, karar veremem.

Bu tatlı ekşi soslu karnabahar tarifi vegan. Eğer vegansanız sizin için harika bir alternatif olabilir.



Susam yağı çin yemeklerine çok yakışıyor ve zaten çin yemeği yapımında da kullanılıyor. Migros ve macro center'da vardı, eminim diğer büyük marketlerde de vardır. Bendeki Amoy marka susam yağı.

Ananas suyu ile yaparsanız tarifi şeker miktarını azaltabilirsiniz, belki çok tatlı gelebilir.

Karnabaharları isterseniz mısır unu, galeta unuyla da kaplayabilirsiniz, ben tam buğday unu kullandım. Hindistancevizi sütü bulabilirseniz, karnabaharları önce süte sonra una batırırsanız daha lezzetli olur.

Karnabaharlara sprey ile yağ serpip fırında da pişirebilirsiniz.

Ben kırmızı biber olmadığı için kullanmadım, tarife yazdım. Olursa gayet güzel yakışıyor bu yemeğe.

Ben bunu pirinç ile yemeyi seviyorum, siz isterseniz noodle ile de servis edebilirsiniz.

Tatlı Ekşi Soslu Karnabahar Tarifi (Vegan)


Tatlı Ekşi Soslu Karnabahar Tarifi (Vegan) sweet and sour cauliflower

Tatlı Ekşi Sos
4 yemek kaşığı tatlı ketçap, tercihen heinz ketçap
4 yemek kaşığı soya sosu
1 diş sarımsak rendesi
2 yemek kaşığı bal veya 3 yemek kaşığı şeker
1 çay bardağı su veya ananas suyu
2 yemek kaşığı elma sirkesi
1 tatlı kaşığı mısır nişastası


Bir kasenin içinde tüm malzemeleri karıştırın.


Yarım kilo karnabahar
1 orta boy dolmalık yeşil biber
1 orta boy mor soğan
1 kırmızı biber
1 havuç
2 dilim ananas
1 su bardağı tam buğday unu
sıvıyağ (Ben karnabaharları zeytin yağında kızarttım, sebzeleri susam yağı ile soteledim)
Yeşil soğan

Karnabaharı temizleyip küçük küçük çiçeklerine ayırın. 8-10 dakika haşlayın.

1 su bardağı unu bir kaba alıpı karnabaharları una bulayın ve kızgın yağda altın rengi alana kadar kızartın. (derin yağ veya fırında da olur)

Sebzeleri kare kare doğrayın. Havuçları ince yuvarlaklar veya ince kareler şeklinde doğrayın. Her bir ananas dilimini 12 ye bölün.

Karnabaharlar kızarınca tavadan alıp, kağıt havlu veya pişirme kağıdı serilmiş bir tabağa alın.

Wok tava veya kullanacağınız tavayı iyice ısıtın. Tavaya 4-5 yemek kaşığı susam yağı ekleyin ve sebzeleri öldürmeden soteleyin. Sosu sotelenmiş sebzelerin üzerine boşaltın ve 1-2 daika kadar kaynayıncaya dek pişirin. Daha sonra karnabahar kızartmalarını ekleyin ve karıştırın.

Tabağa aldıktan sonr ayemeğin üzerine ince kıydığınız yeşil soğanları serpin.

Buharda pişmiş pirinç, pirinç pilavı veya çin eriştesi ile servis edebilirsiniz.


Tatlı Ekşi Soslu Karnabahar Tarifi (Vegan) sweet and sour cauliflower



Eton Mess


eton mess tarifi eton mess nedir nasıl yapılır

Eton Mess isminin bu tatlıya nerden geldiği hakkında çeşitli söylentiler var. :) Ufak bir google aratması ile çeşitli rivayetlere ulaşmak mümkün. Kimi demiş ki Eton College'de yapılan geleneksel kriket oyunlarında tatlı sunulurken, ki sunulan tatlı pavlovaya yakın bir tatlı imiş, tatlıyı düşürmüşler ve pavlovanın karışığı hale gelmiş. Wikipedia ise Eton Mess'in ilk başlarda böyle pavlovanın düşüp de karman çorman hali olmuş gibi değil de, dondurma ve meyve ile sunulduğunu, merengin sonradan eklendiğini söylemiş. Hangisi doğru bilmiyorum tabi.

Eton Mess kaotik bir pavlova denebilir. Çeşitli meyvelerle yapılabilirmiş ama geleneksel olanı çilek ile yapılanı. Ben de çilekle yaptım. Benim yaptığım versiyon klasik eton mess tariflerinden biraz farklı. Klasik bir eton mess kırık mereng parçaları, şekerle tatlandırılmış çilek ve çırpılmış süt kreması demek aslında. Ama sırf çırpılmış krema biraz ağır olacağından ben yarı yarıya süzme yoğurtla yaptım. Çileği de balzamik sirke ile marine ettim. Merengleri beyaz değil de çook hafif kahverengileşmiş kullandım, çünkü bence tadı daha güzel oluyor böyle merengin.

Hazır mereng/beze kullanabileceğiniz gibi kendiniz de hemencecik yapabilirsiniz. Çok kolay. Tarifi yazdım.


eton mess tarifi eton mess nedir nasıl yapılır


Siz süzme yoğurt ile yapmak zorunda değilsiniz tabi ki. Sadece krema da kullanabilirsiniz.

Eton mess'i benim gibi bardaklarda, kaselerde, şampanya bardaklarında sunabileceğiniz gibi bir bütün halinde yapıp, servis ederken tabaklara da koyabilirsiniz.

Bence kolay ve lezzetli bir tatlı. Yaparsanız afiyet olsun :)



Eton Mess Tarifi


4-6 kişilik

1 paket (200 ml) iyice soğutulmuş süt kreması
1 su bardağı süzme yoğurt
Yaklaşık yarım kilo temizlenmiş çilek (ufak ufak doğranmış)
4 yemek kaşığı kaliteli balzamik sirke
6 yemek kaşığı şeker veya 4 yemek kaşığı bal
Mereng parçaları
Dilerseniz vanilya (ben kullanmadım)

Mereng için
3 yumurta beyazı (oda sıcaklığında)
150 gram robotta iyice çekilmiş toz şeker
1/4 çay kaşığı tuz veya krem tartar



eton mess tarifi eton mess nedir nasıl yapılır
Eton Mess'ten arda kalanlar :)


Mereng

Fırını 150C dereceye ayarlayın. Mümkünse fanlı çalıştırın.

Fırın tepsisine pişirme kağıdı serin.

150 gram toz şekeri rondoyu 15-20 kez 5 sn aralıklarla çalıştırarak veya tamamı iyice ufalana kadar çekin.

Yumurta beyazlarını temiz ve kuru bir kaba alın ve mikserle çırpmya başlayın. Köpürmeye başlayınca tuzu veya krem tartarı ekleyin. Yumurta beyazlarını kabı ters çevirdiğinizde dökülmeyecek, yani olduğu gibi kalacak kıvamı alana kadar çırpın. Kar gibi olacak. :)

İstenilen kıvamı alınca, yumurta beyazlarını çırpmaya devam ederken şekeri kaşık kaşık ekleyin ve çırpmaya devam edin. 7-8 dakika boyunca, merengi parlak beyaz bir renk alana kadar çırpın.

Merengden kaşık dolusu alıp tepsiye dökün ve üzerine kaşıkla bastırarak hafifçe yayın. Aralarında 3-4 cm boşluk kalacak şekilde mereng bitene kadar hepsini bu şekilde tepsiye kaşık ile dökün.

Yaklaşık 45 dakika-1 saat arası pişirin. Kenarlarından kaldırdığınızda kağıttan kolayca ayrılıyor olmaları gerek, bu hale gelince fırından alabilirsiniz.

Merengleri kullanmadan önce soğutun. Eğer ertesi gün kullanacaksanız hava almayan bir kapta saklayın.


Eton Mess Yapımı

Çilekleri doğrayın ve bir kaseye alın. Üzerlerine şekeri serpin ve balzamik sirkeyi döküp karıştırın. Çilekler suyunu salana kadar yaklaşık 20-130 dakika bekleyin.

Kremayı kuru bir çırpma kabına alın ve 3 dakika kadar kabarana kadar çırpın. Süzme yoğurdu ekleyip 30-40 saniye daha düşük devirde, süzme yoğurt iyice karışıp karışım pürüzsüz olana kadar karıştırın.

Krema kasesinin içine merengleri irili ufaklı ufalayın ve karıştırın. (İsterseniz çilekleri de bu aşamada ekleyip, hepsini bardaklara paylaştırabilirsiniz.)

Servis yapacağınız bardaklara 2 -3 yemek kaşığı krema döküp, üzerine 1-2 yemek kaşığı krema ekleyin. Daha sonra bu işlemi dilediğiniz kadar veya bardaklar dolana kadar tekrarlayın.

İsterseniz yine kırık mereng parçaları ve çilek ile süsleyip sunabilirsiniz.


eton mess tarifi eton mess nedir nasıl yapılır

Durumutfak 5 yaşında..




Eşyanın pırıl pırıl parlayan, saklananını değil, kullanılmış, anıları olanını seviyorum.. 

Mesela bu ayakkabıların kullanılmış görüntülü olmaları benim çok hoşuma gidiyor.. 

Bundan daha açık bir söz yok aslında.. 

 Her yeni eskir.. (Hz. Amine..)







5 yaşımı çok hızlı bir yaşam temposuyla yaşıyorum, çok şükür ki bin şükür diyerek.. 


Donnerstag, 8. Januar 2015

[Nachmachtipp] Wortkunst auf Leinwand



Alles wird gut. Alles ist gut!

Vergangenes Wochenende habe ich auf dem Flohmarkt ein paar Bögen Klebebuchstaben ergattert. Zum Schnäppchenpreis weil sie nicht mehr ganz so haften wollten und schon ein paar Buchstaben fehlten. Um aber doch noch Verwendung für die Buchstaben zu finden, habe ich mir eine weiße Leinwand, eine Dose Goldspray und zusätzlich weißes Tonpapier besorgt. Weiters braucht man nur noch ein Kleband, Lineal und Bleistift um sich ein bisschen "Wortkunst" für die Wand zu sprühen.

Anstatt der Klebebuchstaben kann man ganze Wörter oder Sätze natürlich auch aus einer einfachen Klebefolie, die es als Rollen zu kaufen gibt, schneiden. Mein "Buchstabenschatz" war aber ein wenig eingeschränkt und so ist ein kleines aufmunterndes Plakat, sowie eine Leinwand, die zum Strahlen auffordert, entstanden. Geht auch ganz fix!









Wortkunst

Ganz einfach selbstgemacht:

Mit Hilfe des Lineals und des Klebebands eine Linie auf der Leinwand ziehen, damit ihr die Buchstaben schön gleichmäßig und gerade aufkleben könnt.
Wenn ihr damit fertig und mit eurem Satz zufrieden seid, geht es ab nach draußen, wo ihr deckend über die Buchstaben sprüht. Trocknen lassen, die Buchstaben wieder abziehen und fertig ist ein neuer, individueller und schnell gemachter Wandschmuck.
 








Genauso gut könnt ihr dafür einfaches Tonpapier verwenden, ich empfehle euch aber, aufgrund der schönen Struktur, eine Leinwand dafür zu benützen.

Habt noch einen schönen Feierabend!
Rebecca




Mittwoch, 7. Januar 2015

JØLG | Lampen mit Geschichte



Hm! Fotos sind bei den momentanen Lichtverhältnissen ja eine echte Herausforderung. Dennoch möchte ich euch unbedingt meine neue Lampe für die Küche zeigen. Ich habe sie bei JØLG entdeckt und konnte mich anfangs gar nicht entscheiden, weil die Auswahl bei Johannes echt riesig ist.




Johannes sammelt alte Industrieleuchten aus ganz Europa, die schon mal über 50 Jahre auf dem Buckel Schirm haben können. Echte Raritäten aus Emaille mit wunderschöner Patina und für Dinge, die eine Geschichte erzählen, habe ich ja sowieso eine Schwäche. Genauso wie für Lampen, kann man denn jemals genug davon haben? ;-)




Geliefert bekommen habe ich die schöne Retro-Lampe dann mit neuem Textilkabel und neuer Vintage Metallfassung.





Und wär der Industrial -Chic auch was für euch? Momentan läuft ein Neujahrs-SALE bei Johannes im Dawanda Shop und wenn ich nur Platz hätte, dann wäre wohl genau diese Traumleuchte mein Favorit. ;-)


Sonnige Wintergrüße und habt es fein,
Rebecca



YALVAÇ URAL KİTABEVİ.... BÜYÜKLER İÇİN BOYAMA KİTABI


Bu kitabı, Yalvaç Abi kitabevinden aldım.Yeri Nişantaşı'nda, minik, hazine odası, çeyiz sandığı gibi bir dükkan. Neredeyse tüm yayınlarının çocukları ilgilendiren kitaplar mevcut. Size kısaca şöyle diyeyim, küçükken hayalini kurduğunuz renkli ve çeşitli kitaplar, sepetlerde raflarda , dükkana girer girmez sizi izlemeye başlıyor. Hayalimdeki kitapçıyı yeni buldum. Anadolu yakasında olsa bir tane , ben de o kitapçıda çalışsam :)




Boyama yaptığım günleri çok özlemişim. Çocukluğuma dönüp sakin sakin boyama yapıp rahatlamanın tadına vardım. Sakinlik güzel...