Donnerstag, 28. April 2016
AdSense'den Yeni Sayfa Düzeyi Reklamlar
Dün sosyal medya hesaplarımda AdSense’in yeni reklam türünden bahsetmiştim. Gördüğüm kadarıyla çoğu Blogger kullanıcısı ve AdSense yayıncısı yeni reklamlar hakkında bilgi sahibi değil, bloguna nasıl ekleyeceğini bilmiyor. bu nedenle AdSense’in mobil yeni reklam türleri olan sabit/yer paylaşımlı ve vinyet reklamlarından bahsetmek istiyorum.
Sayfa Düzeyi Reklamlar Nedir?
Mobil cihazlarda internet kullanımı arttıkça çoğu reklam ağı buna uygun çözümler üretmesine rağmen AdSense’den bugüne kadar böyle bir hamle gelmemişti. Sonunda AdSense yayıncısı olan web sitelerinin mobil versiyonları için sayfa düzeyi reklamlar adı altında bir çözüm sundu Google bize.
Sayfa düzeyi reklamlar normal adsense reklamlar birimlerinin aksine sadece sitenizi mobil cihazlardan ziyaret edenlerde görülür. Bu nedenle AdSense’in sayfa başına 3 reklam birimi kuralı kapsamında değillerdir. Yani sayfanızda 3 adet reklam olsa bile sayfa düzeyi reklamları kullanabilirsiniz.
Sayfa Düzeyi Reklamlar Nasıl Oluşturulur? Blogger’a Nasıl Eklenir?
Sayfa düzeyi reklamların ne olduğunu anladınız sanırım. Şimdi gelelim bu reklamların kodunu oluşturmaya ve Blogger’a eklemeye.
1. Adım: AdSense hesabınıza giriş yaparak Reklamlarım > Sayfa Düzeyi Reklamlar yolunu takip edin ve eklemek istediğiniz reklam türlerini aktifleştirin. Ardından alt taraftaki Kodu Al butonuna basarak verilen kodu kopyalayın.
2. Adım: Kodu kopyaladığınız şekilde Blogger’a eklemeye çalışırsanız hata mesajı alırsanız ve kodu ekleyemezsiniz. Bunun için öncelikle küçük bir convert işlemi yapmamız gerekiyor. Şuradaki AdSense reklam dönüştürücüye kopyaladığınız kodları yapıştırarak Convert Ad Code butonuna basın. Convert edilmiş kodlar Blogger’a ekleyeceğimiz kodlar. Bu şekilde eklersek hata mesajı ile karşılaşmayız.
3. Adım: Blogger kumanda panelinize giriş yaparak Şablon > HTML’yi Düzenle yolunu takip edin ve kopyaladığınız convert edilmiş reklam kodlarını <head> kodunun hemen altına ekleyin ve şablonu kaydedin.
Sayfa Düzeyi Reklamların Çalışıp Çalışmadığını Test Etme
Sayfa düzeyi reklamların sadece uygun zamanlarda ve uygun cihazlarda göründüğünü yukarıda hatırlatmıştım. Bu nedenle yukarıdaki tüm işlemleri yapmanıza rağmen reklamlar görüntülenmeyebilir. Bu durumda reklamların çalışıp çalışmadığını test etmek isterseniz mobil cihazın tarayıcısını açın ve adres satırını blogunuzun URL’sini sonuna /#googleads ekleyerek yazın. Örneğin: bloghocam.blogspot.com#/googleads
Blogunuzu bu şekilde ziyaret ettiğinizde üst tarafta bir test kutucuğu çıkacaktır. Burada yükleme bittikten sonra sekmeler arasında geçiş yaparak her iki reklam türünün de çalışıp çalışmadığını test edebilirsiniz. Vinyet reklamları test etmek için gösterilen linklerden birine tıklamanız gerektiğini hatırlatırım.
Son Sözler
AdSense sayfa düzeyi reklamlar ile ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Umarım faydalı olabilmişimdir. Tüm AdSense yayıncılarına bol kazançlar, henüz AdSense yayıncısı olamayanlara ise bol şans dilerim.
Bu arada sayfa düzeyi reklamları kullanıp kazancınıza etkisini gözlemledikten sonra sonuçları yorum bölümünden paylaşırsanız sevinirim.
Sayfa Düzeyi Reklamlar Nedir?
Mobil cihazlarda internet kullanımı arttıkça çoğu reklam ağı buna uygun çözümler üretmesine rağmen AdSense’den bugüne kadar böyle bir hamle gelmemişti. Sonunda AdSense yayıncısı olan web sitelerinin mobil versiyonları için sayfa düzeyi reklamlar adı altında bir çözüm sundu Google bize.
Sayfa düzeyi reklamlar normal adsense reklamlar birimlerinin aksine sadece sitenizi mobil cihazlardan ziyaret edenlerde görülür. Bu nedenle AdSense’in sayfa başına 3 reklam birimi kuralı kapsamında değillerdir. Yani sayfanızda 3 adet reklam olsa bile sayfa düzeyi reklamları kullanabilirsiniz.
- Sabit/Yer Paylaşımlı Reklamlar
Bu reklam türü ekranın alt tarafında sabit bir kutu şeklinde gözükür ve sayfa aşağı yukarı kaydırıldığında aynı yerinde sürekli kalır. Köşesindeki X işareti sayesinde ziyaretçiler dilediğinde bu reklam kutusunu kapatabilirler.
- Vinyet Reklamlar
Bu reklam türü ise sitenizdeki bir sayfadan başka bir sayfaya geçiş yapıldığına tam ekran olarak gözükür ve istenildiğinde “Reklamı Geç” diyerek atlanabilir.
Sayfa Düzeyi Reklamlar Nasıl Oluşturulur? Blogger’a Nasıl Eklenir?
Sayfa düzeyi reklamların ne olduğunu anladınız sanırım. Şimdi gelelim bu reklamların kodunu oluşturmaya ve Blogger’a eklemeye.
1. Adım: AdSense hesabınıza giriş yaparak Reklamlarım > Sayfa Düzeyi Reklamlar yolunu takip edin ve eklemek istediğiniz reklam türlerini aktifleştirin. Ardından alt taraftaki Kodu Al butonuna basarak verilen kodu kopyalayın.
2. Adım: Kodu kopyaladığınız şekilde Blogger’a eklemeye çalışırsanız hata mesajı alırsanız ve kodu ekleyemezsiniz. Bunun için öncelikle küçük bir convert işlemi yapmamız gerekiyor. Şuradaki AdSense reklam dönüştürücüye kopyaladığınız kodları yapıştırarak Convert Ad Code butonuna basın. Convert edilmiş kodlar Blogger’a ekleyeceğimiz kodlar. Bu şekilde eklersek hata mesajı ile karşılaşmayız.
3. Adım: Blogger kumanda panelinize giriş yaparak Şablon > HTML’yi Düzenle yolunu takip edin ve kopyaladığınız convert edilmiş reklam kodlarını <head> kodunun hemen altına ekleyin ve şablonu kaydedin.
Sayfa Düzeyi Reklamların Çalışıp Çalışmadığını Test Etme
Sayfa düzeyi reklamların sadece uygun zamanlarda ve uygun cihazlarda göründüğünü yukarıda hatırlatmıştım. Bu nedenle yukarıdaki tüm işlemleri yapmanıza rağmen reklamlar görüntülenmeyebilir. Bu durumda reklamların çalışıp çalışmadığını test etmek isterseniz mobil cihazın tarayıcısını açın ve adres satırını blogunuzun URL’sini sonuna /#googleads ekleyerek yazın. Örneğin: bloghocam.blogspot.com#/googleads
Blogunuzu bu şekilde ziyaret ettiğinizde üst tarafta bir test kutucuğu çıkacaktır. Burada yükleme bittikten sonra sekmeler arasında geçiş yaparak her iki reklam türünün de çalışıp çalışmadığını test edebilirsiniz. Vinyet reklamları test etmek için gösterilen linklerden birine tıklamanız gerektiğini hatırlatırım.
Son Sözler
AdSense sayfa düzeyi reklamlar ile ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Umarım faydalı olabilmişimdir. Tüm AdSense yayıncılarına bol kazançlar, henüz AdSense yayıncısı olamayanlara ise bol şans dilerim.
Bu arada sayfa düzeyi reklamları kullanıp kazancınıza etkisini gözlemledikten sonra sonuçları yorum bölümünden paylaşırsanız sevinirim.
Mittwoch, 27. April 2016
Ladies Thighs Meatballs (Kadınbudu Köfte)
It has been way too long since I have published a recipe on my blog. Life is busy with children, work and home. Most of the food I have been cooking is catered toward little children and don’t even have the time to document it let alone to take pictures and post. But this recipe really deserves some space on my blog. My children loved it and I couldn’t keep from having another and then another.
The name of this recipe might get your attention as it is named after women’s thighs. I did some research and tried to find out where it gets its name, but was not successful. I am guessing this was the name given during the Ottoman era because it resembled women’s thighs. In any case, these meatballs are so succulent and flavorful you will not be able to stop yourself from having another one.
Serve with fries or potato pure and salad.
For the Meatballs:
2 lb ground beef
1 large onion (grated)
½ cup white rice
1½ cup water
1 egg
1 tbsp chopped parsley
2 tsp salt
¼ tsp ground black pepper
1 tsp cumin
1 tsp paprika
For Frying:
1½ cup flour
3 eggs
2 cups olive oil
Wash the rice and place in a small saucepan. Add the water and cook. When the water starts to boil, turn it down to low and cook until all the water is absorbed and the rice is soft. Cool the rice by setting it aside.
In a pan, add half of the ground beef and cook in its own water until it’s no longer pink. Add the grated onions and cook for a 3-4 more minutes and remove from heat. Set aside and cool.
In a large bowl, add the raw ground beef, cooked ground beef, egg, cooked rice, parsley, salt, cumin, paprika and black pepper. Mix well with your hands until all the ingredients are integrated. Pull a golf sized piece of the meat mixture and make an oval shape and slightly press it down. Repeat this until all the meat mixture is used up. Refrigerate for at least two hours so that the meat balls become firmer.
Heat the olive oil in a large frying pan. Beat the eggs in a wide bowl. Place the flour in a wide plate or bowl. Once the oil is hot, take one meat ball, dip in the eggs and then in the flour and drop in the hot oil. Do not crowd the meat balls in the frying pan so they cook quickly. Frying a few minutes on each side is sufficient for the meat. The outside of the meatballs will take a golden color and will be crunchy while the inside will be flavorful, soft and moist.
Montag, 25. April 2016
Kişisel Bakım Bloglarında Övülen Her Ürün Övgüyü Hak Ediyor mu?
Bu misafir yazı, Sevdaninzillisi sitesi sahibi Sevda Göksel tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.
Merhaba,
Ben sizlerle bambaşka bir mecradan bir konuyu paylaşmak için buradayım.
Ben kimim? Türkiye’de neredeyse yüzlerce olan kozmetik ve kişisel bakım bloğu yazarlarından biriyim.
Ben ne yaparım? Denediğim, kullandığım ürünler ile ilgili incelemeler yayınlarım.
Şimdi düşüneceksiniz ne işi var Blog Hocam gibi bir sitede benim gibi bir yazarın?
Çünkü gerçekler önemlidir, ben de az da olsa sizleri uyarmak ve doğru yanlış anlatımları anlamanız için minik ipuçları vermek istiyorum.
Türkiye’de on binlerce blog var. Çok ciddi bir pazar ve bu pazarda gerçek yazarlar da var sadece ürün gelsin, reklam yaparak ben keyfime bakarım diyenler de. Benim blog yazmaya başlama maceram; atopik ciddi hassas bir cilde sahibim. Bu cilde sahip kişilere, çok ciddi gözüken bir yazarın önerdiği ve “mutlaka kullanmalısın muhteşem dediği bir krem”, cildimde 2 ay boyunca sürecek ciddi bir deformasyona sebep oldu. Araştırdığımda, benim gibi kişilerin asla kullanmaması gerektiği ve ciddi hasara sebep verebileceğini acı bir şekilde öğrendim.
Bir kadının en büyük zaafı kozmetik ve kişisel bakım ürünleridir. Çok büyük takipçili kişilerin peki önerdiği her ürün muhteşem mi gerçekten?
Maalesef değil. Firmaların, kozmetik ve kişisel bakım tanıtımlarında değer verdikleri sadece sayılardır. Bir ürünü tanıtan o, çok büyük takipçili kişilerin %60’ı emin olun o muhteşem dediği ürünü denememiştir bile. Ancak yaptığı pr çalışması gereği, ona sunulan metni paylaşmak suretiyle, bunu sizlerin bilinç altına işletir ve belki de hiç ihtiyacınız olmayan bir ürünü size aldırır. Bu yazıyı okuyan bayanlar açın bir bakın çekmecenize. Bakalım alıp sonradan neden ihtiyacım vardı buna aldım, dediğiniz kaç yüz liralık ürününüzü göreceksiniz. Muhteşem denilmiş bir şampuan saçınızı dökmüştür, gene harika ötesi herkeste olması lazım denilen bir krem cildinizi bozmuştur veya harika denilen bir kozmetik ürünü aslında hiç mükemmel değildir.
Burada ne yapılması lazım? Bloglara güvenmeyecek miyiz sorusunu sorabilirsiniz. Okuyun, illa çok takipçili olması lazım değil bir kişinin. Ciddi yazan, ciddi yorumlayan öyle çok kişi var ki blog denizinde. Bu denizde, sürekli günün kargosu hashtagını kullanmayan birilerine mutlaka denk gelirsiniz. İşte o kişiler gelen ürünleri deneyimlemeden, günün kargosu başlığına almazlar. İnstagram ve diğer sosyal medya hesaplarına dikkat edin. O muhteşem dediği ürün kaç kez görsellerinde yer almış. Firmanın yazdığı çok belli açıklamaların dışında, ciddi anlamda kullandığını gösterebilmiş mi? Benim gibi bir yazarsınız diyelim, asla yılmayın. Ben çok yıldım. Nasıl bunun kadar kötü bir ürüne, muhteşem diyerek insanları alışverişe zorlarlar, nasıl bir firma bu kadar basite indirgenmiş, bir tanıtım yapar dedim bir çok kez. Ancak sonra önemli olan konunun, gerçekten yazmak olduğunu anladım. Gerçek bir yazarsanız, yazdıklarınızın arkasındasınızdır. Tüm önerdiğiniz ürünleri bir çok görselinizde kullanmışsınızdır. İnsanlara tüketmeyi değil, gerçekten ihtiyaç doğrultusunda alışveriş yapmayı teşvik etmişsinizdir. Bir firma size ürün gönderdiğinde, o ürün eğer kötüyse bunu çekinmeden söyleyebilecek cesaretiniz vardır. Bir bayanın veya bir erkeğin, kişisel bakımı için harcayacağı ve alacağından fazla ürününüz varsa eğer çekmecenizde, iyice bir düşünün. Onları size tavsiye eden kişi veya kişiler gerçekten kullandı mı ki hemen gidip aldınız?
Lütfen artık ciddi yazan, ciddi deneyimleyen kişilerin yorumlarını dikkate almaya başlayın. Para kolay kazanılmıyor, tüketmek adına harcama yapmak yerine, ihtiyacınıza yönelik araştırma yaparak alışveriş yapmaya başlamak için hiçbir zaman geç değildir.
Bana bu imkanı verdiği için Bloghocam ‘a çok teşekkür ediyorum.
Yazar hakkında: Bu yazı Sevdaninzillisi sitesi sahibi Sevda Göksel tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.
Merhaba,
Ben sizlerle bambaşka bir mecradan bir konuyu paylaşmak için buradayım.
Ben kimim? Türkiye’de neredeyse yüzlerce olan kozmetik ve kişisel bakım bloğu yazarlarından biriyim.
Ben ne yaparım? Denediğim, kullandığım ürünler ile ilgili incelemeler yayınlarım.
Şimdi düşüneceksiniz ne işi var Blog Hocam gibi bir sitede benim gibi bir yazarın?
Çünkü gerçekler önemlidir, ben de az da olsa sizleri uyarmak ve doğru yanlış anlatımları anlamanız için minik ipuçları vermek istiyorum.
Türkiye’de on binlerce blog var. Çok ciddi bir pazar ve bu pazarda gerçek yazarlar da var sadece ürün gelsin, reklam yaparak ben keyfime bakarım diyenler de. Benim blog yazmaya başlama maceram; atopik ciddi hassas bir cilde sahibim. Bu cilde sahip kişilere, çok ciddi gözüken bir yazarın önerdiği ve “mutlaka kullanmalısın muhteşem dediği bir krem”, cildimde 2 ay boyunca sürecek ciddi bir deformasyona sebep oldu. Araştırdığımda, benim gibi kişilerin asla kullanmaması gerektiği ve ciddi hasara sebep verebileceğini acı bir şekilde öğrendim.
Bir kadının en büyük zaafı kozmetik ve kişisel bakım ürünleridir. Çok büyük takipçili kişilerin peki önerdiği her ürün muhteşem mi gerçekten?
Maalesef değil. Firmaların, kozmetik ve kişisel bakım tanıtımlarında değer verdikleri sadece sayılardır. Bir ürünü tanıtan o, çok büyük takipçili kişilerin %60’ı emin olun o muhteşem dediği ürünü denememiştir bile. Ancak yaptığı pr çalışması gereği, ona sunulan metni paylaşmak suretiyle, bunu sizlerin bilinç altına işletir ve belki de hiç ihtiyacınız olmayan bir ürünü size aldırır. Bu yazıyı okuyan bayanlar açın bir bakın çekmecenize. Bakalım alıp sonradan neden ihtiyacım vardı buna aldım, dediğiniz kaç yüz liralık ürününüzü göreceksiniz. Muhteşem denilmiş bir şampuan saçınızı dökmüştür, gene harika ötesi herkeste olması lazım denilen bir krem cildinizi bozmuştur veya harika denilen bir kozmetik ürünü aslında hiç mükemmel değildir.
Burada ne yapılması lazım? Bloglara güvenmeyecek miyiz sorusunu sorabilirsiniz. Okuyun, illa çok takipçili olması lazım değil bir kişinin. Ciddi yazan, ciddi yorumlayan öyle çok kişi var ki blog denizinde. Bu denizde, sürekli günün kargosu hashtagını kullanmayan birilerine mutlaka denk gelirsiniz. İşte o kişiler gelen ürünleri deneyimlemeden, günün kargosu başlığına almazlar. İnstagram ve diğer sosyal medya hesaplarına dikkat edin. O muhteşem dediği ürün kaç kez görsellerinde yer almış. Firmanın yazdığı çok belli açıklamaların dışında, ciddi anlamda kullandığını gösterebilmiş mi? Benim gibi bir yazarsınız diyelim, asla yılmayın. Ben çok yıldım. Nasıl bunun kadar kötü bir ürüne, muhteşem diyerek insanları alışverişe zorlarlar, nasıl bir firma bu kadar basite indirgenmiş, bir tanıtım yapar dedim bir çok kez. Ancak sonra önemli olan konunun, gerçekten yazmak olduğunu anladım. Gerçek bir yazarsanız, yazdıklarınızın arkasındasınızdır. Tüm önerdiğiniz ürünleri bir çok görselinizde kullanmışsınızdır. İnsanlara tüketmeyi değil, gerçekten ihtiyaç doğrultusunda alışveriş yapmayı teşvik etmişsinizdir. Bir firma size ürün gönderdiğinde, o ürün eğer kötüyse bunu çekinmeden söyleyebilecek cesaretiniz vardır. Bir bayanın veya bir erkeğin, kişisel bakımı için harcayacağı ve alacağından fazla ürününüz varsa eğer çekmecenizde, iyice bir düşünün. Onları size tavsiye eden kişi veya kişiler gerçekten kullandı mı ki hemen gidip aldınız?
Lütfen artık ciddi yazan, ciddi deneyimleyen kişilerin yorumlarını dikkate almaya başlayın. Para kolay kazanılmıyor, tüketmek adına harcama yapmak yerine, ihtiyacınıza yönelik araştırma yaparak alışveriş yapmaya başlamak için hiçbir zaman geç değildir.
Bana bu imkanı verdiği için Bloghocam ‘a çok teşekkür ediyorum.
Yazar hakkında: Bu yazı Sevdaninzillisi sitesi sahibi Sevda Göksel tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.
Abonnieren
Posts (Atom)