Donnerstag, 31. März 2016
Freitag, 25. März 2016
1000+ Blog Yazısından Sonra Öğrendiğim 8 Ders
Bu yazı, teknojest.com sahibi Poyraz Şahin tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.
2009 yılından beri blog yazarlğı yapıyorum ve şimdiye kadar 1000’in üzerinde blog yazısı paylaştım. Elbette bu kadar yazı yayınlarken kimi zaman ne yazsam sorusuna kolayca cevap verebildiğim gibi kimi zaman da kara kara düşünüp öylece dakikalarca bilgisayarın ekranına bakmışlığım oldu.
Elbette ilk yazımla son yazım aynı kalitede olmadı. Her yazımda bir şeyler öğrendim ve kendimi biraz daha geliştirdim. Bu kadar yazı yayınlayan birisi olarak sizlerle paylaşacak tavsiyelerim olduğu için böyle bir yazı hazırlamak istedim.
İşte size 1000+ blog yazısından sonra öğrendiğim 8 ders :
1 – Hakkında yazdığınız konuyu öncelikle sevmelisiniz
Eğer kaliteli içerik sunmak ve kaynak bir yazı ortaya çıkarmak istiyorsanız ilk olarak o konuda hakim olmalı ve yazmaktan usanmamalısınız. Okuyucularınıza, yazdığınız yazınızla liderlik etmek istiyorsunuz fakat daha siz yazıyı benimsememişsiniz ! Emin olun okuyucularınız da bunu anlayacaktır.
Neden internette en çok kadın – moda blogu var ve en çok da bu tür siteler bir müddet sonra kapanmaya yüz tutuyor ? Çünkü bayanların yazıları paylaşma ve reklamlara tıklama isteği daha fazla olduğunu düşünen modayla ilgisi olmayan erkekler büyük bir hevesle hakim olmadıkları konularda yazarlar. Bir müddet sonra makale sayısı azalır, içerik kelime sayısı azalır ve blog artık güncellenmemeye başlar!
Emin olun internette hala açıkta olan direkt anahtar kelime analizi yapılmadan yayınlanmış konular var. Fakat tamamen ilgi alanım dışı olduğu için kalkışmak istemedim. Eğer blogunuzu tek başınıza yönetiyorsanız ne yazdığınız konusuna tam hakim olun ve içerik yazmaktan usanmayın.
2 – Yazmak için önce okumalısınız
Yazdığınız kategoriyi sevmeniz için bir başka neden. Elbette sizinle aynı niş de yazan onlarca blog vardır. Onların yazılarını takip ederek kendi yeni yazılarınız için fırsat oluşturabilirsiniz.

Örneğin ben teknoloji ve blog yazarlığı konusunda feedly servisini kullanarak onlarca blogu takip ediyorum. Kendimi gelişen olaylar karşısında güncel tutmaya çalışıyorum. Siz de bir takip aracı oluşturarak kategorinizdeki yeni gelişmeleri yakından izleyerek blogunuzu güncel tutabilirsiniz.
3 – Hemen hemen her şey hakkında yazı yazılmıştır gerçeğini unutmayın
Eğer şimdiye kadar hiç yazılmamış bir niş arıyorsanız size diyeceğim tek şey: Bol Şans!
Eğer daha iyisini yazmaya odaklanırsanız herkesin alkışlayacağı içerik oluşturmanız hiç de zor olmayacaktır.
4 – Kaliteli içerik oluşturmak düşündüğünüzden daha çok zaman alabilir

Belki internette 1000 kelime ve üzeri 1 saatte nasıl yazabilirsiniz şeklinde blog yazıları okumuşsunuzdur. Eğer siz de bu zaman diliminde içerik oluşturabiliyorsanız ne güzel! Fakat daha uzun sürüyorsa üzülmeyin, yalnız değilsiniz. Yazacağınız konuya göre değişen bir “zaman sürme” durumu mevcut.
5 – Yaşadığınız bir problem varsa onun hakkında yazın
Eğer blog kategorinizdeki bir konuyla alakalı bir problem yaşıyorsanız işte size fırsat. Aynı problemi başkaları da yaşayabileceği için o konu hakkında yazmanız onlara da yol gösterecektir.
Birebir problemi yaşayan birisi de olduğunuz için her bir detayı atlamadan yazacaksınızdır. Bu daha kaliteli içerik oluşturmanızı sağlayacaktır.
6 – En iyisini yazsanız bile yazınızı pazarlamalısınız
Eğer yazınızın en iyisini olmasını istiyorsanız sadece içeriği hazırlayıp insanların onu bulmasını bekleyemezsiniz ! Yazınızın reklamını yapmalısınız. Bu kural herkes için geçerli. İster blog hayatına yeni başlayan birisi olun isterseniz onuncu yılınızı devirin yazınızı insanlara ulaştırmaya çalışmalısınız. Ne hakkında yazdığınızın önemi yok, sosyal medya, mail ve forumları kullanarak yazınızı fazla kişiye ulaştırabilirsiniz.
7 – Konuk yazarlık hala işe yarıyor
Belki şu yazıyı Blog Hocam da yazana kadar harcadığım vakitle kendi blogumda en az 2 farklı yazı yazabilirdim! Ama blogların çok yazıdan yayınlamaktan öte kaliteli bloglar tarafından önerilmeye ihtiyacı var. Bunun en önemli şekli de konuk yazarlık.
Blog Hocam için oluşturduğum bu yazı hem benim link almamı hem de Blog Hocam okuyucuları tarafından keşfedilmemi sağlayacak.
Siz de kategorinizdeki otoriter bloglarda sesinizi duyurmayı asla ihmal etmeyin! En temiz ve en doğal şekilde kendinizi yeni okuyucuların karşısına çıkarma yöntemi olan konuk yazarlık uygulaması emin olun işe yarıyor.
8 – Ne yazacağınız hakkında tıkanabilirsiniz, dert etmeyin !
Dakikalarca anlamsız bir şekilde bilgisayar erkanına baktığınız oldu mu ? Benim oldu. Çoğu kez ilham gelmesini bekleriz fakat nafile. Bu durum sadece kendiniz yazıya başlarken göstermeyebilir de. Yazıya başlarsınız fakat bir türlü yazıyı bitiremezsiniz. Taslak olarak çok yazı bırakmışlığım da vardır.
Böyle bir durumda blog yazısı yazmak yerine mail yazın, blogları yorumlayın, forum da soruları yanıtlayın. Parmaklarınızdan kelimeler döküldükçe yazacağınız yeni yazı için antrenmanınızı tamamlamış olacaksınız.
Son Sözler
Umarım blog hikayem boyunca öğrendiğim dersler sizin de başarılı olmanızı sağlar niteliktedir. Peki siz blog yazarlığı boyunca ne tür dersler öğrendiniz ?
Yazar Hakkında: Bu yazı Teknojest sitesi sahibi Poyraz Sahin tarafından Blog Hocam için yazılmıştır
2009 yılından beri blog yazarlğı yapıyorum ve şimdiye kadar 1000’in üzerinde blog yazısı paylaştım. Elbette bu kadar yazı yayınlarken kimi zaman ne yazsam sorusuna kolayca cevap verebildiğim gibi kimi zaman da kara kara düşünüp öylece dakikalarca bilgisayarın ekranına bakmışlığım oldu.
Elbette ilk yazımla son yazım aynı kalitede olmadı. Her yazımda bir şeyler öğrendim ve kendimi biraz daha geliştirdim. Bu kadar yazı yayınlayan birisi olarak sizlerle paylaşacak tavsiyelerim olduğu için böyle bir yazı hazırlamak istedim.
İşte size 1000+ blog yazısından sonra öğrendiğim 8 ders :
1 – Hakkında yazdığınız konuyu öncelikle sevmelisiniz
Eğer kaliteli içerik sunmak ve kaynak bir yazı ortaya çıkarmak istiyorsanız ilk olarak o konuda hakim olmalı ve yazmaktan usanmamalısınız. Okuyucularınıza, yazdığınız yazınızla liderlik etmek istiyorsunuz fakat daha siz yazıyı benimsememişsiniz ! Emin olun okuyucularınız da bunu anlayacaktır.
Neden internette en çok kadın – moda blogu var ve en çok da bu tür siteler bir müddet sonra kapanmaya yüz tutuyor ? Çünkü bayanların yazıları paylaşma ve reklamlara tıklama isteği daha fazla olduğunu düşünen modayla ilgisi olmayan erkekler büyük bir hevesle hakim olmadıkları konularda yazarlar. Bir müddet sonra makale sayısı azalır, içerik kelime sayısı azalır ve blog artık güncellenmemeye başlar!
Emin olun internette hala açıkta olan direkt anahtar kelime analizi yapılmadan yayınlanmış konular var. Fakat tamamen ilgi alanım dışı olduğu için kalkışmak istemedim. Eğer blogunuzu tek başınıza yönetiyorsanız ne yazdığınız konusuna tam hakim olun ve içerik yazmaktan usanmayın.
2 – Yazmak için önce okumalısınız
Yazdığınız kategoriyi sevmeniz için bir başka neden. Elbette sizinle aynı niş de yazan onlarca blog vardır. Onların yazılarını takip ederek kendi yeni yazılarınız için fırsat oluşturabilirsiniz.
Örneğin ben teknoloji ve blog yazarlığı konusunda feedly servisini kullanarak onlarca blogu takip ediyorum. Kendimi gelişen olaylar karşısında güncel tutmaya çalışıyorum. Siz de bir takip aracı oluşturarak kategorinizdeki yeni gelişmeleri yakından izleyerek blogunuzu güncel tutabilirsiniz.
3 – Hemen hemen her şey hakkında yazı yazılmıştır gerçeğini unutmayın
Eğer şimdiye kadar hiç yazılmamış bir niş arıyorsanız size diyeceğim tek şey: Bol Şans!
- Tumblr de açılmış blog sayısı 286 milyon!
- Wordpress de ki blog sayısı 41 milyon!
- Blogger da ki blog adedi 200 milyon üzeri
Eğer daha iyisini yazmaya odaklanırsanız herkesin alkışlayacağı içerik oluşturmanız hiç de zor olmayacaktır.
4 – Kaliteli içerik oluşturmak düşündüğünüzden daha çok zaman alabilir
Belki internette 1000 kelime ve üzeri 1 saatte nasıl yazabilirsiniz şeklinde blog yazıları okumuşsunuzdur. Eğer siz de bu zaman diliminde içerik oluşturabiliyorsanız ne güzel! Fakat daha uzun sürüyorsa üzülmeyin, yalnız değilsiniz. Yazacağınız konuya göre değişen bir “zaman sürme” durumu mevcut.
- Ne kadar araştırma yapmalı
- Konuya ne kadar hakimsiniz
- Kaç tane resim eklemelisiniz
- Yazı uzunluğu ne kadar olmalı
5 – Yaşadığınız bir problem varsa onun hakkında yazın
Eğer blog kategorinizdeki bir konuyla alakalı bir problem yaşıyorsanız işte size fırsat. Aynı problemi başkaları da yaşayabileceği için o konu hakkında yazmanız onlara da yol gösterecektir.
Birebir problemi yaşayan birisi de olduğunuz için her bir detayı atlamadan yazacaksınızdır. Bu daha kaliteli içerik oluşturmanızı sağlayacaktır.
6 – En iyisini yazsanız bile yazınızı pazarlamalısınız
Eğer yazınızın en iyisini olmasını istiyorsanız sadece içeriği hazırlayıp insanların onu bulmasını bekleyemezsiniz ! Yazınızın reklamını yapmalısınız. Bu kural herkes için geçerli. İster blog hayatına yeni başlayan birisi olun isterseniz onuncu yılınızı devirin yazınızı insanlara ulaştırmaya çalışmalısınız. Ne hakkında yazdığınızın önemi yok, sosyal medya, mail ve forumları kullanarak yazınızı fazla kişiye ulaştırabilirsiniz.
7 – Konuk yazarlık hala işe yarıyor
Belki şu yazıyı Blog Hocam da yazana kadar harcadığım vakitle kendi blogumda en az 2 farklı yazı yazabilirdim! Ama blogların çok yazıdan yayınlamaktan öte kaliteli bloglar tarafından önerilmeye ihtiyacı var. Bunun en önemli şekli de konuk yazarlık.
Blog Hocam için oluşturduğum bu yazı hem benim link almamı hem de Blog Hocam okuyucuları tarafından keşfedilmemi sağlayacak.
Siz de kategorinizdeki otoriter bloglarda sesinizi duyurmayı asla ihmal etmeyin! En temiz ve en doğal şekilde kendinizi yeni okuyucuların karşısına çıkarma yöntemi olan konuk yazarlık uygulaması emin olun işe yarıyor.
8 – Ne yazacağınız hakkında tıkanabilirsiniz, dert etmeyin !
Dakikalarca anlamsız bir şekilde bilgisayar erkanına baktığınız oldu mu ? Benim oldu. Çoğu kez ilham gelmesini bekleriz fakat nafile. Bu durum sadece kendiniz yazıya başlarken göstermeyebilir de. Yazıya başlarsınız fakat bir türlü yazıyı bitiremezsiniz. Taslak olarak çok yazı bırakmışlığım da vardır.
Böyle bir durumda blog yazısı yazmak yerine mail yazın, blogları yorumlayın, forum da soruları yanıtlayın. Parmaklarınızdan kelimeler döküldükçe yazacağınız yeni yazı için antrenmanınızı tamamlamış olacaksınız.
Son Sözler
Umarım blog hikayem boyunca öğrendiğim dersler sizin de başarılı olmanızı sağlar niteliktedir. Peki siz blog yazarlığı boyunca ne tür dersler öğrendiniz ?
Yazar Hakkında: Bu yazı Teknojest sitesi sahibi Poyraz Sahin tarafından Blog Hocam için yazılmıştır
Dienstag, 22. März 2016
Google Algoritma Çiftliğini Yakından Tanıyalım
Kullanıcılara en uygun ve en kaliteli içeriği sunmak isteyen Google’ın yüzlerce farklı faktöre bağlı algoritması var. Google algoritmasında önemli bir güncelleme yaptığında bu güncellemeye bir isim verir.
Sektörü takip edenler son zamanlarda Penguin, Panda, Hummingbird ve Pigeon gibi isimlerle karşılaşmışlardır. İşte bunlar önemli algoritma güncellemelerinin isimleridir. Her biri web sitenizin sıralamasını belirlemede farklı bir yönü kontrol eder. İsterseniz bu Google algoritma güncellemelerinin anlamlarından ve işlevlerinden bahsedelim.
Panda Güncellemesi
Panda algoritması yüksek kaliteli web sitelerini üst sıralara yerleştirmek, başka bir deyişle kalitesiz ve spam siteleri arama sonuçlarında son sıralara atmakla sorumludur. Bu nedenle sayfaların içeriklerini detaylı olarak inceler.
Panda algoritması gereği blog içeriklerinizin üst sıralarda çıkması için kaliteli, faydalı ve özgün olması gereklidir. Ayrıca Onpage yani site içi SEO ayarlarınızın doğru yapılmış olması gerekir.
Penguin Güncellemesi
Penguen güncellemesi ise sitelere verilen linkleri inceler ve kontrol eder. Kaliteli backlinklere sahip siteleri arama sonuçlarında üst sıralara çıkarırken, backlinkleri manipüle eden ve filtreye takılacak kadar yapay backlinkler alan siteleri arka sayfalara atar.
Penguen algoritması gereği sitenize backlink çalışmaları yaparken dikkatli ve özenli davranmalısınız. Niceliğe değil, niteliğe önem vermelisiniz. Backlink aldığınız sitelerin de arama sonuçlarında üst sıralarda çıkan, Google nezdinde itibarlı siteler olmasına dikkat etmelisiniz.
Hummingbird Güncellemesi
2013 yılında hayatımıza giren Hummingbird algoritması, kullanıcıların arama sorgularına anlamaya yönelik bir güncellemedir. Kullanıcıların yaptığı aramaya odaklanarak gerçekten ne aradığı ile ilgili varsayımlarda bulunur. Örneğin “İstanbul’un en iyi pizzacısı” diye bir arama yaptığınızda, yapığınızda aramada restoran kelimesi geçmemesine rağmen Hummingbird bunu da aradığınızı varsayarak arama sonuçlarında “İstanbul’un en iyi pizza restoranı” sorgusunu da gösterir.
Hummingbird algoritmasını lehinize çevirmek için çözüm odaklı ve kullanıcıların sorularına yönelik içerikler üretmek faydalı olabilir.
Pigeon Güncellemesi
Pigeon, Google’ın yerel arama algoritmasıdır. Arama sorgularını Google haritalar ve yerel dizinler ile bütünleştirir. Böylece konum tabanlı aramalar yaparak kullanıcıya en yakın mekan ve işletmeleri üst sıralara taşır. Örneğin “pizza restoranları” diye arama yaptığınızda arama sonuçlarında ilk olarak size en yakın restoranları göstermeyi amaçlar.
Pigeon algoritması daha çok mekan ve işletmeler için geliştirildiğinden biz bloggerları olumlu veya olumsuz etkileyen bir durum söz konusu değildir.
Son Sözler
Bir yerde duyduğunuzda veya okuduğunuzda yabancılık çekmeyin diye Hummingbird ve Pigeon’dan da bahsettim ancak bir blogger olarak sizin için en önemli 2 güncelleme Panda ve Penguen güncellemeleridir. bunun için de yapmanız gerekenler temel şeyler kaliteli sitelerden link almak, kaliteli içerikler üretmek ve bu içerikleri Google’ın anlaması için gerekli ayarları yapmaktır.
Konu ile ilgili şu kaynaklardan faydalanabilirsiniz:
Sektörü takip edenler son zamanlarda Penguin, Panda, Hummingbird ve Pigeon gibi isimlerle karşılaşmışlardır. İşte bunlar önemli algoritma güncellemelerinin isimleridir. Her biri web sitenizin sıralamasını belirlemede farklı bir yönü kontrol eder. İsterseniz bu Google algoritma güncellemelerinin anlamlarından ve işlevlerinden bahsedelim.
Panda Güncellemesi
Panda algoritması yüksek kaliteli web sitelerini üst sıralara yerleştirmek, başka bir deyişle kalitesiz ve spam siteleri arama sonuçlarında son sıralara atmakla sorumludur. Bu nedenle sayfaların içeriklerini detaylı olarak inceler.
Panda algoritması gereği blog içeriklerinizin üst sıralarda çıkması için kaliteli, faydalı ve özgün olması gereklidir. Ayrıca Onpage yani site içi SEO ayarlarınızın doğru yapılmış olması gerekir.
Penguin Güncellemesi
Penguen güncellemesi ise sitelere verilen linkleri inceler ve kontrol eder. Kaliteli backlinklere sahip siteleri arama sonuçlarında üst sıralara çıkarırken, backlinkleri manipüle eden ve filtreye takılacak kadar yapay backlinkler alan siteleri arka sayfalara atar.
Penguen algoritması gereği sitenize backlink çalışmaları yaparken dikkatli ve özenli davranmalısınız. Niceliğe değil, niteliğe önem vermelisiniz. Backlink aldığınız sitelerin de arama sonuçlarında üst sıralarda çıkan, Google nezdinde itibarlı siteler olmasına dikkat etmelisiniz.
Hummingbird Güncellemesi
2013 yılında hayatımıza giren Hummingbird algoritması, kullanıcıların arama sorgularına anlamaya yönelik bir güncellemedir. Kullanıcıların yaptığı aramaya odaklanarak gerçekten ne aradığı ile ilgili varsayımlarda bulunur. Örneğin “İstanbul’un en iyi pizzacısı” diye bir arama yaptığınızda, yapığınızda aramada restoran kelimesi geçmemesine rağmen Hummingbird bunu da aradığınızı varsayarak arama sonuçlarında “İstanbul’un en iyi pizza restoranı” sorgusunu da gösterir.
Hummingbird algoritmasını lehinize çevirmek için çözüm odaklı ve kullanıcıların sorularına yönelik içerikler üretmek faydalı olabilir.
Pigeon Güncellemesi
Pigeon, Google’ın yerel arama algoritmasıdır. Arama sorgularını Google haritalar ve yerel dizinler ile bütünleştirir. Böylece konum tabanlı aramalar yaparak kullanıcıya en yakın mekan ve işletmeleri üst sıralara taşır. Örneğin “pizza restoranları” diye arama yaptığınızda arama sonuçlarında ilk olarak size en yakın restoranları göstermeyi amaçlar.
Pigeon algoritması daha çok mekan ve işletmeler için geliştirildiğinden biz bloggerları olumlu veya olumsuz etkileyen bir durum söz konusu değildir.
Son Sözler
Bir yerde duyduğunuzda veya okuduğunuzda yabancılık çekmeyin diye Hummingbird ve Pigeon’dan da bahsettim ancak bir blogger olarak sizin için en önemli 2 güncelleme Panda ve Penguen güncellemeleridir. bunun için de yapmanız gerekenler temel şeyler kaliteli sitelerden link almak, kaliteli içerikler üretmek ve bu içerikleri Google’ın anlaması için gerekli ayarları yapmaktır.
Konu ile ilgili şu kaynaklardan faydalanabilirsiniz:
Montag, 21. März 2016
Osterdeko - Idee: Schlicht und schön!
Zu der Frische des Frühlings passt für mich am allerbesten schlichte und in natur gehaltene Deko.
Ein wunderschöner, blühender Magnolienzweig in der Küche, ein frischer Bund Tulpen mit festen Köpfen auf dem Nachttisch und verschieden große Eier in einem großen Glas in Eiform arrangiert, welches ich vorsichtg auf ein kleines Schälchen gestürzt habe.
Meine Osterdeko wiederholt sich beinhahe wirklich jedes Jahr und ich freu mich jedes Mal auf´s Neue, die Sachen aus dem Keller zu holen und sorgfältig auszupacken.
Ergänzt wird immer nur wenig. Neu dazugekommen sind lediglich ein paar hübsche Papieranhänger in Osterform die ich HIER entdeckt habe und die hübschen Schälchen von nice stuff, die sich auch wunderbar als kleine Osternester eignen und im Anschluss an Ostern die perfekten Schalen für kleine Dips und Soßen sind.
Mehr wird es an Osterdeko heuer auch gar nicht geben und damit möchte ich mich auch in eine kleine Osterpause verabschieden. Wir verreisen für ein paar Tage und genießen den Frühlingsbeginn in den USA.
Für meine Tochter ist es der erste Flug überhaupt und dementsprechend groß ist hier die Aufregung, wie ihr euch bestimmt denken könnt. :-)
Ich wünsche euch schöne Tage und hoffentlich ein sonniges und wundervolles Osterfest!
Bis bald,
♥ Rebecca
Abonnieren
Posts (Atom)