Dienstag, 2. Juni 2015

AdSense’e Kayıt Olamayanlar İçin Alternatif Reklamlar

Blog yazan nerdeyse herkesin para kazanmak için tercih ettiği 1 numaralı yöntem Google AdSense reklamları olsa da bu sisteme kabul edilmek ve AdSense yayıncısı olmak pek de kolay değil. Bazıları daha başvuruda bulunamadan “Blogunuz Şuan AdSense İçin Uygun Değil”  uyarısı alıyor ve kayıt olma butonu hiç aktif olmuyor, bazıları da ilk onayı alıyor ama yetersiz içerik gibi nedenlerle ikinci onayda takılıyor.

Bu şekilde AdSense kullanamayan bloggerlar için alternatif tıklama başına para kazandıran yöntemleri araştırdım ve en iyi 4 AdSense alternatifini inceledim.



1. Wordego

Türkiye’nin en kaliteli ve en ciddi reklam firması diyebilirim Wordego için. Blogunuza özel ve hedeflenmiş reklamlar gösterek österim başına para kazanmanızı sağlar. Yetersiz içerik, düşük trafik ve hizmet sözleşmesine aykırı içerik başvurunuzun reddedilmesine neden olabilir ama AdSense kadar ince eleyip sık dokumadıklarını söyleyebilirim. Hesabınızda 100 TL biriktiğinde ödeme talep edebilirsiniz. Ödemeler banka hesabınıza havale ile gerçekleştirilir.

2. AdHood

AdHood’a kayıt olduktan sonra sisteme site eklemeniz ve bu sitenin size ait olduğunu ispatlamnız gerekir. Siteler kısmından site ekle dedikten sonra site düzenle > site doğrulama kısmından alacağınız meta kodunu Blogger şablonundaki <head> kodunu altında bir yere yapıştırın.  Kaydederken hata alırsanız kodu şu şekilde değitirin: <meta name='AdNetwork value=adhood - www.adhood.com acceptcode=xxxxxxxxxxxxxxxx'/> Doğrulama işleminden sonra editörler sitenizin uygunluğunu inceleyip reklam yayınlamanıza onay verecekler. Tıklamaa başına ortalama 10 kuruş veriyor ve ödemeler banka hesabınıza yapılıyor.

3. CPM Fun

Neredeyse her başvuruyu onaylayan ve AdSense’de olduğu gibitıklama başına para veren bir reklam ağı. Manage Websites kısmından sitenize ekledikten sonra onaylanmasını bekler ve Ad Tags kısmından istediğin boyuttaki reklamları eklersiniz. En fazla 3 adet rekam birimi ekleebilirsiniz ve ödemeler 100$ ödeme eşiğine geldiğinizde Paypal hesabınıza yapılır.

4. Qadabra

Zararlı ve illegal içerik barındıan siteler hariç tüm siteleri kabul eden Qadabra da tıklama başına veren bir sistem. Ödemeler Paypal hesabınıza yapılıyor ve en güzel tarafı ödeme alt limitinin sadece 1$ olması. Banner reklamların yanı sıra popup reklamlar da ekleyebiliyorsunuz.

Hangi Reklamları Öneriyorum?

İçlerinde en uzun süre kullandığım reklam ağı Wordego. Güvenilir ve ilgili bir firma. Her kullanıcının bir hesap yöneticisi var. Sizi telefonla arayarak ya da mail yazarak kazancınızı arttırmaya yönelik ipuçları veriyor ve sorularınızı yanıtlıyor. Karşınızda bir muhattap olması bir online reklam firması için büyük hizmet. Ayrıca reklamlara tıklanmasını beklemek gibi bir sorununuz yok. Tüm bu nedenlerden dolayı blogu için bir reklam firması arayanlara Wordego’yu tercih ederim.

Önemli not: Bu yazıyı yazmak veya Wordego’yu övmek için her hangi bir ücret almadım. Tamamen şahsi ve samimi fikirlerimdir.

Montag, 1. Juni 2015

Nelkengruß zum Wochenstart


Wie duftet der Juni? Jeden Tag besser!
Und mit einem zarten Blumenstrauß heiße ich ihn willkommen.
Rote und hellgrüne Nelken setzen tolle Kontraste zu den schlichten weißen Chrysanthemen
und lassen mich beim Vorbeigehen jedes Mal lächeln und dran riechen.

Ich weiß schon, Nelken hängt der Ruf altbackener Blumen nach, aber bei mir sind sie längst rehabilitiert. Sie begeistern mich mit ihren leuchtenden Farben, betörenden Duft und ich bewundere ihre Ausdauer, denn sie halten sich so lange in der Vase, wie sonst keine andere Blume.



Da allein die Nelken und Chrysanthemen kein üppiges Bouquet bilden, eignet sich dafür am besten eine höhere Vase mit schmaler Öffnung. Das hält die einzelnen Blumen schön zusammen und lässt diese nicht so verloren wirken.

Meine momentane Lieblingsvase ist daher die Pitaro Vase von dem italienischen Designer Enrico Zanollo, die mir besonders aufgrund ihrer Schlichtheit und dem natürlichen Korkeinsatz so sehr gefällt. Sie ist zudem auch die perfekte Vase für einzelne Zweige oder Selbstgepflücktem vom Wegesrand.




Und was sind eure momentanen Lieblingsblumen oder Farben?

Kommt gut in die erste Juniwoche!
Alles Liebe,
Rebecca


Freitag, 29. Mai 2015

Adsense Esnek Reklam Birimi Oluşturma

Bu misafir yazı; Sosyaldahi isimli blogun sahibi İsmail tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.

Adsense 1 kaç yıl önce akıllı telefonların, tabletlerin kullanımı artmasıyla birlikte esnek reklam birimine geçiş yaptı. Esnek reklam birimi yokken ziyaretçiler reklamların mobil'de ekranı kapladığını ve gezinmenin zorlandığını söylüyor ve siteyi terk ediyordu. Ayrıca kazançlar'da epey düşüyordu.

Responsive ( Esnek ) tasarım nedir ?

Responsive tasarım duyarlı anlamına gelmekte. Resim, yazı gibi alanların tablet veya telefonun genişliğine bağlı olarak boyut değiştirerek ziyaretçilerin daha rahat dolanmasına yardımcı olur. Ayrıca bunun yanında menü gibi eklentiler'de aynı şekilde küçülerek daha kullanışlı hale gelir. Responsive tasarım ilk olarak 2010 yılında yapılmıştır. Responsive tasarım ise 3 şekilde yapılır. Mobil, tablet ve bilgisayar.

Responsive ( Esnek ) Reklam Birimi Nedir ? Nasıl Çalışır ?

Aynı şekilde eklenen reklamın telefon veya tabletin boyutlarına göre boy değiştirerek ortama ayak uydurmasıdır. Bir örnek verecek olursak, bilgisayar'dan 728x90 boyutlarında reklam alanı düzgün görünürken telefon veya tabletler'de kötü bir görünüşe yol açıyor. Adsense Responsive tasarımı ile birlikte 728x90 boyutunda bir reklam telefon ve tabletin boyutlarına göre boy değiştirerek ortama ayak uydurarak rahatsızlık vermiyor ve kazancı arttırıyor.

Responsive ( Esnek ) Reklam Birimini Oluşturalım

Adsense hesabınıza giriş yaptıktan sonra üst menüden şu yolları izleyin; Reklamlarım >  Yeni Reklam Birimi  > Gösteriliyor bölümünden Esnek seçiyoruz ve gerekli ayarları yaptıktan sonra kayıt ederek kodları alıyoruz.


İşlem bittik den sonra kodları blogunuzda ki boş alana yapıştırarak kayıt edebilirsiniz. Kayıt ettik den sonra telefon veya tablet'den kontrol edebilir ve deneyebilirsiniz.

Hakkımda: Adım İsmail ve uzun süredir blog yazarlığı yapmaktayım. Şuana kadar bir çok blogum oldu fakat hatalar'dan kapattım ve son olarak sosyaldahiyi açtım. Bu blog'da hatalara yer yok. Yazılarıma düzenli olarak girmeye başladım. Siz'de takip ederek ipuçlarını okuyabilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz. Sitem; Sosyaldahi

Donnerstag, 28. Mai 2015

DIY Ideen für einen aufgeräumten Schreibtisch.


Die letzten nass-kalten Nachmittage hatten schon auch ihr Gutes.
Denn ich habe mich endlich dazu aufgerafft ein lang aufgeschobenes Projekt in Angriff zu nehmen:
Ordnung auf meinem Arbeitstisch zu schaffen.
Ha, klingt easy? War es gar nicht.

Dort findet man nämlich stapelweise geöffneter Briefe, bekritzelte Post-its, Rechnungen, Garantiezettel, hunderte Schnipsel aus Zeitschriften und eine Reihe von Stiften, die kreuz und quer überall herumliegen. Dazwischen allerhand Bastelmaterial, Masking Tapes, leere Espressotassen, kalter Tee, eine Schere und Nagellack. Die überfüllten Schubladen mit Krims Krams lasse ich jetzt mal unerwähnt.

Auf jeden Fall ist das nicht nicht gerade die beste Atmosphäre, um entspannt zu arbeiten - 
von dem schlechten Licht, dass es nun auf mich wirft, mal ganz abgesehen.
Durch Kerstin und ihren Beitrag auf Roombeez, dem Blog von Otto habe ich tolle Tipps für ein strukturiertes Homeoffice gefunden.

Also habe ich in den vergangenen Tagen rigoros ausgemistet und mir gleich zwei neue Helfer für die Arbeitsfläche gebastelt:



Zum einen diesen sogenannten Stifteköcher oder auch Stifte Organizer.
Den braucht es auf jedem Schreibtisch. Und weil ich die nirgendwo in Schön finden konnte, habe ich zwei günstige Organizer in Babyblau (jeweils 1 € das Stück) gekauft, diese in Gold umgesprüht und nach dem Trocknen mit Heißkleber aneinandergeklebt.
Zusammen schaffen sie nun Platz für Stifte, Schere, Pinsel und sogar die ein oder andere Blume.





Für all die Kleinigkeiten, die ansonsten immer gerne auf dem Schreibtisch rumflattern, ist dieser Wandorganizer perfekt. Die Idee zu diesem Origami Organizer habe ich im COUCH Magazin gefunden und für mich ein klein wenig abgewandelt. Bis auf die Trocknungszeiten ist auch dieser Organizer sehr schnell und einfach nachzumachen:



Für den Organizer brauchst du:

○ Papier 
○ Wasserfarben, Acrylfarbe,
○ Pinsel, Zahnbürste
○ Zeitungspapier als Unterlage
○ Schere
○ Sperrholz (in gewünschter Größe)
○ zwei kleine Bilderhaken
○ doppelseitiges Klebeband

So gehts:

Gesprenkeltes Papier

Für dieses lustig gesprenkelte Papier braucht ihr eine Zahnbürste und Wassermalfarben. 
Kennen wir ja alle noch aus unserer Schulzeit. 
Meine Tochter hatte auch ihren Spaß dabei, NUR sorgt unbedingt für ausreichend Zeitungspapier links, rechts, oberhalb und unterhalb des Papiers und spart euch die Putzorgie danach! ;-)

Mit der altbekannten Spritztechnik lassen sich aber ohne großen Aufwand tolle Effekte auf Papier zaubern. Für die ganz feinen Punkte nehmt ihr am besten ein kleines Sieb. Dafür rührt ihr die Wasserfarben mit der Zahnbürste an und streicht diese über das Sieb. Anschließend lasst ihr das Papier (ca.24 Std.) gut trocknen und fährt wie unten beschrieben fort:




Gefalteter Umschlag

    1.  Das Papier zu einem Quadrat schneiden ( 30cm x 30cm)
    2. Diagonal falten um die Mitte des Blattes zu ermitteln und
    3. alle vier Ecken zur Mitte falten, sodass ein halb so großes Quadrat entsteht.
    4. Papier umdrehen ..
    5. und drei Ecken erneut zur Mitte falten.
    6. Die vierte Ecke nach hinten falten und vorne, damit es hält, ein kleines Stück Papier hinter die drei gefalteten Ecken kleben.

    Für den Wand-Organizer braucht es neun dieser Umschläge, die ihr mit doppelseitigem Klebeband auf dem zuvor bemalten Holz aufklebt. Zum Aufhängen einfach an der Rückseite zwei kleine Bilderhaken anbringen. Verwendet ihr aber ein stärkeres und somit auch schwereres Holz, empfehle ich euch spezielle Spiegelaufhänger aus dem Baumarkt.




    Und damit das nun auch so bleibt, habe ich versucht zu reduzieren und nur das Allernotwendigste auf dem Tisch stehen zu lassen. Also Pflanzen, Kerzen und so...

    Außerdem möchte ich zukünftig Ideen und Inspirationen ausschließlich nur mehr auf meinem Pinterest Board sammeln und auch meine Notizen, Listen und andere Arbeiten ab nun konsequent online speichern, z.B. auf Evernote.
    Nur am Ende braucht es dann doch noch, wie überall, ein bisschen guten Willen und Disziplin dazu. ;-)

    Wie motiviert ihr euch zum Ordnung halten und was ist eure Anti-Chaos-Strategie?

    Liebe Grüße,
    Rebecca






    Dienstag, 26. Mai 2015

    Çilek, Kayısı ve Beyaz Çikolatalı Yaz Keki


    Aslında yayınlamam gereken başka tarifler vardı sırada ama madem çok soruldu önce bu keki yazayım dedim. Özellikle Ahsen için gelsin bu tarif :)

    İkisini de severek takip ettiğim iki instagram hesabından önce midyeüstüwasabi'nin sonra da Ahmet'in kekini gördükten sonra aklımda meyveleri ile birlikte pişen bi kek yapmak vardı bi süredir. Aklımdaki aslında peynirli bi kekti, sonra dolaptaki mascarpone ile tiramisu yapmak istedim o yüzden peyniri eledim. Ekşi sütle yapayım dedim, pek de güzel oldu. Yaz meyveleri ile yapılan, hafif ve çok çok lezzetli bir kek çıktı ortaya.  Ben meyve olarak çilek ve kayısı kullandım, aslında yer kalsaydı biraz da ahududu serpiştirecektim ama yer kalmamıştı çilekleri ekleyince. Beyaz çikolatayı içine katmak yerine üzerine bol miktarda serpiştirdim o kızarmış beyaz çikolata tadını çok seviyorum. 

    Kayısılar henüz çok tatlı olmadığından kayısının tadına bi bakın keke eklemeden. Ekşiyse pişince daha da ekşiyebilir. Şeftali veya nektarinle de yapabilirsiniz bu keki. 

    Bu arada keki denerseniz beni de etiketleyip #bulutagaci etiketi eklemeyi unutmayın. Havuza düşsün fotoğrafınız :)

    Ayrıca ılıkken yediğinizde crumble gibi bi hissi oluyor meyveli meyveli. 

    Benim kullandığım küçüktü o yüzden iki tane çıktı. Ebatları yaklaşık 25X15 gibiydi. 



    Ölçülerdeki bardaklar yaklaşık 240ml hacimli amerikan kap ölçülerinde. Gramaj olarak da yazdım yanına. 

    Çilek, Kayısı ve Beyaz Çikolatalı Yaz Keki

    2 büyük boy yumurta
    1 bardak + 2 yemek kaşığı toz şeker 
    1 su bardağı tam yağlı süt + 2 yemek kaşığı elma sirkesi 
    50 gram tereyağ (3 kaşık kadar)
    1/2 bardak sıvıyağ, tercihen zeytinyağı (110ml)
    1.5 bardak un (190 gr) (eğer kekin kıvamı çok cıvık gelirse 1-2 kaşık daha ekleyebilirsiniz, yumurtadan fark edebiliyor.)
    1 çay kaşığı kabartmatozu
    1/4 çay kaşığı tuz
    vanilya 

    4 adet kayısı, 20-12 adet çilek
    100gr beyaz damla çikolata veya 100 gr doğanmış beyaz çikolata
    Pudra şekeri

    Fırını 180C ye ayarlayın. 
    Kek kalıbınızı tereyağ ile yağlayıp hafif unlayın.

    Süte 2 yemek kaşığı sirkeyi ekleyin ve karıştırın. 10 dakika kadar oda ısısında bekletin. 
    Kayısıları ve çilekleri iri küpler halinde doğrayın.
    Un ve kabartma tozunu ayrı bir kaba eleyin. 

    Ayrı bir kapta tereyağ, şeker, vanilya ve tuzu 2 dakika boyunca önce orta sonra yüksek devirde çırpıp krema haline getirin. 
    Yumurtaları teker teker ekleyip çırpın, her seferinde iyice karıştığından emin olun. 
    En son yumurtayı ekledikten sonra ekşisütü ve sıvıyağı ekleyip iyice karıştırın. 
    Unu iki seferde ekleyip, yavaş devirde veya el çırpıcısı ile topak kolmayana kadar karıştırın.
    Kek kalıbına alıp üzerine meyveleri dizin. En üste ince doğradığınız veya damla çikolata halindeki beyaz çikolataları serpiştirin. 

    Fırında 40-50 dakika kadar pişirin. Beyaz çikolatalar karamelize olacak, hafif kahverengileşecek. Keki kürdanla kontrol edip öyle fırından alın. Yalnız meyveye batırmayın, o zaman kürdan ıslak çıkar :)

    Ilıyınca üzerine pudra şekeri serpiştirin. 



    Çalınan İçeriğin Aramalarda Daha Üst Sırada Çıkması

    Blog yazarlığının ne kadar keyifli bir iş olduğunu kendi içeriğini yazan, okuyucularıyla iletişim kuran, blogger arkadaşlarıyla sohbet eden herkes bilir. Fakat her yerde olduğu gibi blog dünyasında da bazı kirli işler dönüyor. Blog dünyasında gerçek bloggerları en çok kızdıran olayların başında ise onca emek harcayarak oluşturdukları içeriğin izinsiz kopyalanması ve başka bloglarda yayınlanması geliyordur. Hele bir de o kopya içerik Google aramalarında orijinalinden üst sıralarda çıkıyorsa söz konusu içeriği yazan bloggerın çıldırması içten değildir.

     

    Dünyada kaç tane web sitesi, bu sitelerde kaç tane sayfa var bilmiyorum ama en saçma aramalarda bile Google’da binlerce sonuç çıktığını düşünürsek Google’ın ve Google ekibinin ne kadar zor bir işi olduğunu anlayabiliriz sanırım.

     

    Google en doğru ve en iyi sonucu kullanıcıya vermek için yayıncılardan yani biz içerik oluşturanlardan faydalı ve özgün içerikler oluşturmamızı istiyor. Yayıncıları buna teşvik etmek için de kaliteli içerikleri hiçbir backlink veya ekstra SEO çalışmasına gerek kalmadan üst sıralarda çıkarıyor. Fakat bu devasa web dünyasında Google’ın da bazı hatalarını ve gözden kaçırmalarını anlayışla karşılamalıyız. Zira Google’ın arama sonuçlarındaki kaliteyi arttırmakla görevli webspam ekibinin başındaki isim Matt Cutts bu tür aksaklıklar olabileceğinden bahsetmişti ve hakkınızın yendiğini düşündüğünüzde durumu Google’a bildirmek için bir araç geliştirmişti.

     

    İçeriğiniz çalındıysa ve çalınan o içerik arama sonuçlarında sizin içeriğinizden üst sıralarda çıkıyorsa Google’ın Scraper Report aracını kullanarak şikayette bulunabilir ve durumun düzeltilmesin isteyebilirsiniz. Bunun için şu sayfaya giderek formu aşağıda tariflediğim şekilde doldurabilirsiniz:

     

    Kopya icerik

     

    Formu doldururken anlamayacağınız tek yer üçüncü sıradaki kutucuğa ne yazacağınız olabilir. Dolayısıyla buna bir örnek vermek istiyorum.

     

    Kopya içeriğin “blogger” diye arandığınızda sizin içeriğinizden üst sırada çıktığını var sayalım. Google’da arama kutusuna blogger yazarak bir arama yapın ve arama tamamlandıktan sonra tarayıcının adres satırındaki urlnin tamamını kopyalayarak formdaki üçüncü kutucuğa yapıştırın.

     

    İtiraz formunu doldurduktan sonra Google bunun hemen değerlendirileceği ve işleme alınacağı ile ilgili garanti vermiyor. Hırsızlık mağduru olarak yapabileceklerimiz sınırlı olduğu için denemekte fayda var. Aranızda bu aracı daha önce kullananlar ne sonuç aldığını yorum bölümünden paylaşırlarsa diğer blogger arkadaşlara ışık tutmuş olurlar.

    Freitag, 22. Mai 2015

    AdSense’den Neden Ban Yedim Ve Banı Nasıl Kaldırdım?

    Farkettiniz mi bilmiyorum ama bir süre önce Blog Hocam’daki Adsense reklamları kaybolmuştu. Adsense reklamlarının gözükmesi gereken yerlerde boşluk vardı. Ne olup bitiyor, sorun nedir diye Adsense hesabıma giriş yaptığımda Adsense reklamlarının devre dışı bırakıldığı yazıyordu ve sebep olarak da kopyalanmış içerik gösteriliyordu :)

     

    Siz de benim gibi şaşırdınız değil mi? Benim gibi içerik üretmeye bu kadar önem veren bloggerın blogunda kopyalanmış içerik nedeniyle reklamların devre dışı bırakılması ilginç :) Fakat ortada bir gerçek vardı Blog Hocam 4 yıllık hayatında ilk kez Adsense’den BAN yemişti!!

     

    Adsense’den Neden Ban Yedim?

     

    Adsense hesabımda politika ihlalleri bölümüne baktığımda yukarıda da bahsettiğim gibi kopyalanmış içerik ihlalinin saptandığı yazıyor, bununla birlikte kopya içeriğe ait olduğunu sandığım bir örnek url ve sorun kimliği diye bir numara vardı.

     

    Bahsi geçen url benim yazıma ait bir url değildi. Blog Hocam’da yayınladığım misafir yazılardan birine aitti. Genellikle misafir yazı yayınlamadan önce yazının daha önce başka br mecrada yayınlanıp yayınlanmadığını muhtelif araçlarla kontrol ederdim fakat bu yazıyı atlamış olmalıyım ki böyle bir problemle karşılaştım.

     

    Adsense Ban’ı Nasıl Kaldırdım?

     

    Artık hastalığı teşhis etmiştim ve sıra tedaviye gelmişti.

     

    1. İlk olarak söz konusu içeriği blogumdan sildim.

    2. Ardından Google Webmasters Tools’a girerek Google Dizini > URL’leri Kaldır bölümünden sildiğim bu urlnin Google dizininden kaldırma yönünde bir istekte bulundum.

    3. Şu adrese giderek politika ihlalini düzeltmek adına içeriği sildiğimi ve bundan sonra aynı sorunun tekrarlanmaması için önlem aldığımı belirten bir bildirimde bulundum.

    4. Ve mutlu son! Ertesi gün Adsense’den aşağıdaki maili aldım.

     

    adsense-ban

    Bu AdSense maceramı sizinle paylaşmak istedim. Başınıza benimki gibi bir durum gelirse panik olmaya ve endişelenmeye gerek yok. Benim izlediğim adımları izleyerek AdSense reklamlarını tekrar göstermeye başlayabilirsiniz.

     

    Söz Sizde

     

    Blogu AdSene’den banlanan ve bu banı kaldıran blogger arkadaşların başından geçen AdSense maceralarını ve banı kaldırmak için yaptıklarını okumak isteriz.