Donnerstag, 23. April 2015

Geschenkideen zum Muttertag + Give Away


Am 10. Mai ist es wieder soweit.
Der Muttertag steht an und damit ihr bis dahin das ideale Geschenk für eure Mama habt, habe ich schon mal ein paar richtig coole Ideen gesammelt.

Es müssen ja nicht immer Blumen und Pralinen sein.

Wie wär es denn mit einem tollen und witzigen Statement Print? Oder die wunderschöne Iittala Vase von Aalto für Designverliebte? Großartig ist auch das naturreine Rosenwasser ohne künstliche Zusatzstoffe. Ich benützt es seit Jahren und liebe es. Eine liebevolle Erinnerung in schriftlicher Form ist der "Mach mal ´ne Pause" Print und für jede Sonnenanbeterin ist der elegante und weitkrempige Strohhut perfekt.Viele kreative Ideen zum Verschönern und Ergänzen eines Filofax, der auch ein wunderbares Geschenk wäre, findet ihr übrigens HIER und nicht minder schön finde ich die Idee frischen Grüntee in Zukunft selbst anzusetzen. Mit etwas Geduld und grünem Daumen lässt sich mit dem Urban Grow-Kit ein eigener Bonsai ziehen - eine so tolle Idee und mein Favorit.






Gewinnt 2 x €50 Gutscheine von Posterlounge


Die witzigen Statement Prints habe ich bei  Posterlounge gefunden.
Dort findet ihr ein umfassendes Sortiment an hochwertigen und schönen Illustrationen, Bildern und Fotos für jeden Geschmack und Anlass.
Ich habe dort nach einem neuen Wandschmuck für das Schlafzimmer gesucht und könnte Stunden dort stöbern. Aber auch für den Muttertag bin ich fündig geworden:



Und wenn auch ihr etwas gefunden habt, was dringend an eure Wand soll oder ein schönes Muttertagsgeschenk wäre, dann macht doch mit und gewinnt einen von zwei €50 Gutscheinen, die freundlicherweise von Posterlounge zur Verfügung gestellt wurden.

http://www.posterlounge.de/page.shop.search.php?action=search&query=mamas+sind+wie+rockstars&gosearch.x=18&gosearch.y=10



Wie hüpfst du in den Lostopf:

Verrate mir, welcher Print dir aus dem Posterlounge Shop gefallen würde und schreib es unter diesen Post als Kommentar.

Wer auf Facebook den Link zur Verlosung teilt, hat DOPPELTE Gewinnchancen, bitte ebenfalls im Kommentar dazuschreiben.


Das Gewinnspiel startet sofort und endet am 30.04.2015.


Teilnehmen kann jeder, egal ob mit oder ohne Blog. Das Give Away ist für Teilnehmer aus allen EU Ländern, der Rechtsweg ist ausgeschlossen! Bitte nur hüpfen, wenn du über 16 Jahre alt bist und alle anonymen Leser bitte ich eine Mailadresse zu hinterlassen, damit ich euch im Falle eines Gewinnes kontaktieren kann.

Bitte keine Kommentare per Kontaktformular oder Mail, diese kann ich leider nicht berücksichtigen.



Ich drück euch die Daumen!
♥ Rebecca



Mittwoch, 22. April 2015

Balzamikli Karamelize Soğan ve Keçi Peynirli Tart


Istanbul'un içi nasıl bilmem, benim olduğum yerde hala kış gibi. Denizin üstüne sis çökmüş, adaları görebilebe aşk olsun. Böyle bir günde içinizi ısıtacak bir fincan çayın yanına çok yakışacak bir tarif vereyim istedim. Çay demişken normalde çay ve kahvede şeker midesini bulandıran bir insanım ama böyle tuzlu ve peynirli bir şey yiyeceksem çay yanında mutlaka biraz şeker veya balla tatlandırıyorum. Tamam tamam, sadece şeker. Ballı güzel olmuyor daha sağlıklı olsa da :)

Şu bi gerçek, karamelize soğanı, birçok şeyden çok daha fazla seviyorum. Yani benim bu tartı sevmeme imkanım yoktu zaten ama herkes çok sevince paylaşmak istedim.

Keçi peyniri yerine lor, beyaz peynir de güzel olur. Gravyer falan seviyorsanız hele...  Ben keçi peyniri ile yaptım. Siz istediğiniz peynirle değiştirin onu.

Bu arada peyniri sabitlemek isterseniz peynirli harca çırpılmış yumurta sarısı katabilirsiniz. Ben yapmadım.





Karamelize Soğan ve Ricotta Peynirli Tart

Tart Hamuru ile başlayın.

115 gram tereyağ (soğuk, küp küp doğranmış)
2 bardak un (amerikan kap ölçülerinde)
2 yemek kaşığı soğuk su
1/4 çay kaşığı tuz

Ekstra: Kenarlarına sürmek için 1 yumurta sarısı, 2 yemek kaşığı sıvı süt kreması veya zeytinyağı.

Balzamikli Karamelize Soğan

750 gr -1 kg soğan
1-2 yemek kaşığı iyi kalitede balzamik sirke (damak tadınıza göre)
1 tatlı kaşığı toz şeker
tuz

Peynirli harç

Yaklanış 250-300 gr beyaz peynir, lor peyniri veya sevdiğiniz herhangi bir peynir.
2-3 kaşık zeytinyağ (eğer peyniriniz zaten çok yağlı ise kullanmayın)
biberiye 

Üzerine:
1 avuç Rendelenmiş parmesan, kaşar vs
Hazırlanışı

Önce hamuru yapıp dinlenmesi için buzdolabına alın. Rondoya un, tuz ve şekeri ekleyip karışırın. Daha sonra küp küp doğradığınız soğuk tereyağı ekleyin ve 5 er saniye aralıklarla, karışım toprak gibi dağılgan bir hal alana kadar çalıştırın. 2 yemek kaşığı soğuk suyu ekleyip, yine rondoyu 5 er saniye çalıştırarak hamur haline getirin. Kulak memesinden çok az koyu bir kıvamı olacak. 



Hamuru rondadan alıp, 1 dakika kadar kendini toplayana dek yoğurun. Buz dolabına dinlenmeye bırakın. 

Soğanlı harcı hazırlayın. Bu bunun için 750-1 kg  soğanı temizleyip tercihen julien gibi doğrayın. Tavaya sıvıyağ gezdirip soğanları bırakın. Üzerine balzamik sirke ve tuzu gezdirin ve ilk 10 dakika orta hararetli ocakta pişirin ve rengi biraz koyulaşmaya başlayınca altını kısıp üzerine 1 tatlı kaşığı toz şekeri serpin ve 25-30 dakika boyunca fotoğraftakiler gibi koyu bir renk alana kadar arada karıştırarak pişirin. Ocağın altının kısık olması burda önemli, yoksa soğanlarınız karamelize olmak yerine yanar. Tart için kullanmadan önce yağını süzün. 

Peynirli harç

Kullanacağınız peyniri bir kaseye alıp iyice ufalayın veya rendeleyin. Zeytin yağı ve biberiyeyi ekleyip karıştırın. 


Tart hamurunuz en az yarım saat dinlendikten sonra, bir tart kalıbınına yayın, tabanı düzleyin ve çatalla delikler açıp tart hamurunu 175C önceden ısıtılmış fırında, 20 dakika kadar hafif kızarana kadar pişirin. 

Fırından aldığınız tart tabanınına peynirli harcınızı serpip, parmaklarınızla biraz bastırarak düzleyin. Üzerine soğan katmanını yayın. ve üzerini bir kaşıkla düzeltin. En son bir avuç kadar rendelenmiş parmesan, kaşar, gravyer gibi eriyen bir peyniri üzerine serpiştirin ve 175C fırında, en üstteki peynir katmanı eriyip kızarana kadar pişirin. 





Montag, 20. April 2015

[Nachmachtipp] GET ORGANIZED! Aufbewahrungsboxen



Fotos, Postkarten, Stifte, Stempel, Notizen und andere heimatlose Kleinigkeiten liegen gerne mal etwas verwaist in irgendwelchen Schubladen herum.
Und täglich nehme ich mir vor, endlich Ordnung zu schaffen, denn eigentlich kann ich so ein Chaos gar nicht leiden und es hindert mich daran mit voller Energie zu arbeiten.
Dann bin ich permanent abgelenkt und krame unentwegt in Schubladen auf der Suche nach Stiften, Stempeln, Notizen... und finde einfach NICHTS.




Um nun auf meinem Arbeitstisch für etwas Ordnung zu sorgen, habe ich mir weiße, schlichte Schachteln besorgt ( die gibt es sehr günstig und in vielen Größen bei IKEA, falls jemand danach sucht ) und diese mithilfe von etwas Farbspray, Stickern und etwas schwarzer Farbe ein wenig individualisiert:






Dekorative Schachteln selbermachen

Du brauchst:

○ einfarbige Schachteln (IKEA)
○ Goldspray
○ Goldstift, schwarzer Filzstift, Lineal
○ Buchstaben Stempel und Stempelkissen (meine Stempel sind schon älter, ähnliche findet ihr aber HIER)
○ selbstklebende Punkte (in schwarz)


Eurer Phantasie sind keine Grenzen gesetzt. Es macht großen Spaß sich Muster und Formen auszudenken. Ihr könnt die Schachteln bekleben, bestempeln, bemalen und beschriften.
Wer sich unsicher ist, welche Muster am schönsten sind, benutzt einfach einen Bleistift für den Grobentwurf. Diesen könnt ihr anschließend immer noch übermalen oder ausradieren.





Das Gitternetz auf der mittleren Schachtel habe ich mit Lineal aufgezeichnet, aber bestimmt sieht es freihand aufgemalt auch sehr toll aus.
Die schwarzen Kreissticker sollten ursprünglich nach dem Sprühvorgang wieder abgenommen werden, aber ich finde durch ihre glatte Oberfläche geben sie einen schönen Kontrast zur groben Struktur des Kartons und bleiben erstmal drauf.



Wie haltet ihr denn am einfachsten Ordnung? Sind noch irgendwelche Schubladen-Messies hier unterwegs? ;-)


Ich wünsch euch viel Spaß beim Nachmachen und Ordnung halten.
Alles Liebe und eine tolle Woche,
Rebecca





Sonntag, 19. April 2015

Panna Cotta Tarifi

Mango panna cotta
Italyan mutfağına ait bir tatlı panna cotta. Türkçe'ye ne diye çevrilmiş veya çevrilmiş mi bilmiyorum. Orijinalinde yumurta beyazı, bal ve krema kullanılarak yapılsa da kıvamını jelatinle vermek sanırım daha kolay ve risksiz olduğundan bu yol çoğunlukla tercih ediliyor. Bir de fırınlamak da ayrı bir sıkıntı olsa gerek. 

Basit olarak anlatmak gerekirse pişmiş krema; biraz daha açarsak pişmiş ama kıvamlı kremanın soslarla, şuruplarla sunulması diyebiliriz. İçeriği de haliyle temel ve basit şeylerden oluşuyor. Ah bir de şu var, panna cotta sırf krema ve şekerden oluştuğu için ne yazık ki öyle yerken hissettirdiği hafifliğin altında yüksek bir yağ yüzdesi yatıyor. 

Ilk yediğimde Özsüt'de yemiştim ben panna cottayı ve çok sevmedim açıkçası, uzun da zaman önceydi. Bu tatlı, pasta işlerine biraz dadanınca neden denemiyorum ki diyip bir deneme yaptım bir süre önce sonra anladım ki ben panna cotta sevebilirim, eğer kendim yaparsam :D Birkaç farklı tarif denedikten sonra sonucundan en memnun olduğumu yapmaya devam ettim hep. Bu yüzden size orijinali the kitchnn'a ait olan temel bir panna cotta tarifi anlatacağım. Soslarla, malzemelerle zenginleştirmek size kalmış. Bu postta olmasa da ileriki tariflerde birkaç çeşit panna cotta tarifi de vereceğim ama hepsinin panna cotta kısmı bu tarifle yapılacak. 

Jelatin önemli bir konu ve bildiğiniz gibi hayvansal bir madde. Bu yüzden vegan seçeneği olan agar agar vegan veya vejetaryenler tarafından tercih edilebilir. Ben nasıl kullanıldığını bilmiyorum agarın, eminim internette bir sürü yazı vardır hakkında. Kendi adıma, ayda yılda bir yediğim gıda boyasını, jelatini vs çok önemsemediğimden direkt toz jelatin kullanıyorum. Dediğim gibi, isterseniz agar agar sipariş verebilirsiniz internetten. 

Jelatini kullanmadan önce ingilizcede bloom dedikleri, benim de buna türkçe bir karşılık bulamadım bir şey yapıyorlar. Soğuk suya jelatini serpip 5-10 dakika çözülüp hacim almasını sağlayan bir adım bu. Önemli ve atlanmaması gereken bir adım. 

Bunun dışında, jelatin çok yüksek sıcaklıklarda işlevini yitirebiliyor, bu yüzden jelatini kaynatmak istemezsiniz herhangi bir aşamada. Panna cotta yaparken sütle beraber ısıtılacağından şundan emin olun, süt buharlaşmaya veya kaynamaya başlamayacak. 

Krema, marketlerde rahatlıkla bulabileceğiniz süt kreması, toz kremşanti vs değil. Buraya tıklayarak daha önce süt kreması ile ilgili yazdıklarımı okuyabilirsiniz. Çırpma işlemi gerekmediğinden soğutmanıza gerek yok. Herhangi güvendiğiniz bir markanın kremasını kullanabilirsiniz. 

Kullanacağınız kalıplar için iki seçeneğiniz var önünüzde. Ya kokusuz bir sıvı yağ ile yağlayıp fazlasını bir peçete ile alacaksınız ya da suyla çalkalayacaksınız. Böylece ters çevirdiğinizde panna cotta kalıptan veya kaseden rahatlıkla çıkacak. Bardak veya kuplarda yapmak isterseniz bu işleme gerek yok. 

Panna cottayı vegan yapmak da mümkün. Bunun için ölçülere sabit kalarak soya sütü/kreması, hindistancevizi sütü/kreması gibi bitkisel ürünler de kullanabilirsiniz. 


Lavanta ve ballı panna cotta
Panna Cotta Tarifi

Aşağıdaki tarifle 4-6 kişilik sade panna cotta elde edeceksiniz. Ölçüler amerikan kap denen, yaklaşık 240-250 ml hacimli bardaklar ile. 

1.5 su bardağı tam yağlı süt.
1.5 su bardağı krema
1/3 bardak şeker
4 çay kaşığı jelatin
1 çay kaşığı vanilya 
1 tutam tuz


Sütü bir tencereye alıp jelatini üzerine serpin ve 5 dakika kadar hafiften çözülmesi için bekleyin. 
Jelatin tanecikleri ıslanıp, biraz şişince orta ocağın orta gözünü en kısık şekilde açın ve sürekli karıştırarak 2 dakika kadar sütü ısıtın. 2 dakika sonra ocağı kapatın ve tencereyi alın. Jelatinin çözülmüş olup olmadığını anlamak için parmağınızı süte batırıp iki parmağınızı birbirine sürterek tanecik var mı diye kontrol edebilirsiniz. 

Jelatin erimişse şekeri ilave edip çözülene kadar, yine karıştırarak 3-4 dakika daha kısık ateşte ısıtın. Aynı şekilde bu aşamada da sütün kaynamasına izin vermeyin. Buhar çıkmaya başlarsa hemen ocaktan alın. 

Şeker çözüldükten sonra krema, vanilya ve tuzu ekleyip karıştırın ve homojen bir karışım elde edince kalıplara eşit şekilde paynaştırın. Panna cotta bu aşamada çok sıvı görünebilir ama soğuyunca kıvam alacak. 

Daha sonra ters çevirmek istiyorsanız 1-2 dakika kadar kalıpları sıcak suya oturtup, tabağa ters çevirebilirsiniz.  
Baharatlı armut ile panna cotta




Mittwoch, 15. April 2015

5 Malzeme ile Yapılan Oreo Cheesecake



Oreo sanki artık resmi olarak burda satılmaya başlayalı biraz değişti. Sadece Migros'ta satıldığı dönemdeki ile, yurt dışından gelenler zaten farklıydı biraz ama bu son gelenler biraz daha özensiz sanki. Belki bana öyle gelmiştir bilmiyorum, ama bildiğim bir şey var o da herkesin Oreo'ya bayıldığı. Ben de seviyorum ama kremasını sıyırınca :D Kremasını pek sevdiğimi söyleyemem.


Normalde hep teferruatlı tarifler yazıyorum sanırım, aslında arada ufak tefek şeyler deniyorum böyle, zaten internet 3-4 malzeme ile yapılan, bisküviler, nutellalarla yapılan tariflerle dolu. Bundan sonra bunları da paylaşmaya karar verdim. Bu da onun ilk yazısı olsun. Zaten ben oreo ve biscoff bisküvilerle ufak tefek şeyler yapmaya bayılıyorum. Oreolu tarifler bundan sonra bol bol olacak çünkü artık hemen her büyük markette, hatta bakkallarda bile var :)


Oreolu cheesecake'e gelince, hem yapılışı çok kolay, hem az malzeme ile yapılıyor ama o kadar az zahmete rağmen son derece lezzetli.



Tabanı için sadece oreo ve tereyağ; peynirli kısmı içinse peynir, yumurta, krema ve şeker tek ihtiyacınız olan şeyler. O kadar kolay yani :)


Labne peyniri miktarı gözünüzü korkutmasın. Size tavsiyem A101, Bim veya Migros'un kendi ürünlerini tercih etmeniz. Zaten belirli markaların fabrikalarında üretiliyorlar bunlar da ve fiyat olarak yarısı kadar ünlü ve pahalı markaların. Klasik, marka ismi farkı ödüyoruz. Tabi bütün peynirler için söyleyemem bunu ama en azından labne veya krema peyniri alacaksanız, bu alternatifleri kullanalarak masrafı yarıya düşürebilirsiniz.

Labne peynirini kullanmadan önce labne peynirini süzmenizi tavsiye ederim, daha güzel bir kıvamı oluyor sonucun. Bir de, severseniz 1 çay bardağı süt kreması veya ekşi krema da ekleyebilirsiniz harca.

Bunun dışında, ben un veya nişasta kullanmadım, kıvamında bir sorun yaşamadım. Isterseniz yine de ekleyebilirsiniz. Yumurta, süzülmüş peynir ve tereyağlı harç kısmı yeterli pişip, dolapta dinlendirildikten sonra oturuyor ve gayet düzgün bir kıvamı oluyor. Zaten yumurta tutucu bir malzeme ama yorumlarda soran bir okuyucu olduğu için düzeltme olarak belirtmek istedim. Benim elde ettiğim doku en alttaki fotoğraftaki gibi. 

Ben oreoları migrostan, büyük paketlerle alıyorum. Ufak paketlere göre daha hesaplı oluyor tabi ki. Tarif için gerekli 36 oreo için  4 tane 10lu paketlerden almanız gerekecek.

Yaptıktan sonra oreolu cheesecakeinizi dinlendirmeyi unutmayın. Cheesecakein oturması için önemli, bu yüzden en azından sabahtan yapın, öğleden sonra veya akşama harika olacak.

Bu arada, diyelim bu oreolu cheesecake tarifini denemek istiyorsunuz ama oreo bulamıyorsunuz, hiç sorun değil. Eti negro veya sevdiğiniz herhangi kakaolu ve kremalı bisküvilerle de yapabilirsiniz.

5 Malzemeli Oreolu Cheesecake! 




22 cmlik çember kalıp için

26 oreo +3 yemek kaşığı tereyağ (taban için)
10 oreo (üstü için)

750 gr labne peyniri (oda sıcaklığında, süzülmüş)
4 yumurta (oda sıcaklığında)
2/3 bardak toz şeker
4 yemek kaşığı tereyağ,  oda sıcaklığında
*4 yemek kaşığı mısır nişastası veya un (tercihen, çok daha yoğun bir kıvam isterseniz, ben kullanmadım)

Fırını 175Cye ayarlayın.

26 tane oreoyu mutfak robotunda iyice ufaltın. Tereyağını tavaya alıp eritin ve ufalanmış oreoları ekleyip 1 dakika kadar karıştırarak orta ateşte kavurun ve ocağı kapatın. 2 dolu yemek kaşığı kadarını ayırıp 22cmlik çember kalıbın tabanına dökün ve biraz ılıyınca parmaklarınızla veya bir bardağın altı ile bastırarak tabana yayın, ve düzleyin.

Tereyağını ve labne peyniri 30-40 saniye kadar çırpıp pürüzsüz bir hal almasını sağlayın. Şekeri ekleyip 1 dakika daha çırpın ve yumurtaları teker teker ekleyerek, her eklemeden sonra 15 -20 saniye çırparak homojen bir karışım elde edin. Sıvı olacak muhtemelen, bunda bir sorun yok, pişince toparlanıyor. Bu aşamadan sonra eğer çok yoğun kıvamlı bir cheesecake istiyorsanız un veya nişastayı ekleyip, karıştırabilirsiniz. Ben eklemedim, kıvamıyla ilgili bir sorun yaşamadım.

Chesecake tabanının üzerine diğer 10 tane oreoyu dizin. (isterseniz parçalara bölebilirsiniz, ben bütün halde ekledim. Size az gelirse oreo miktarını artırabilirsiniz.)

Cheesecake harcını tabanına oreo ile kapladığınız ve bütün oreoları dizdiğiniz çember kalıbınıza dökün. Ayırdığınız ufalanmış oreoları üzerine serpin ve çatalla alt üst ederen dağıtın. Bu aşamada dipdeki bütün oreolar yukarıya çıkacak, burda da bir sorun yok, aynen öyle olması gerek. :)

Fırın ızgarasını en alt kata yerleştirin ve 175C'de 45-60 dakika kadar üzeri kızarana kadar pişirin.

Fırından fırına fark olduğu için, üst kısım hemen kızarırsa, kalıbın üzerini alüminyum folyo ile kaplayıp pişirmeye devam edebilirsiniz.

Fırından aldığınız cheesecake oda sıcaklığına gelince dolaba alın ve servisten önce en az 4-5 saat dinlendirin.

Ben üzerine biraz çırpılmış krema sıkıp, yine oreo ile süsledim. Siz de isterseniz, krema veya kremşanti ile servis edebilirsiniz.





Dienstag, 14. April 2015

Du merkst, dass Frühling ist, wenn...





  • es regnet statt schneit (Ausnahmen bestätigen die Regel).
  • man in der Dämmerung nach Hause kommt und überrascht feststellst, dass es schon halb neun ist.
  • sich vor dem Lieblings-Eisladen wieder endlose Warteschlangen bilden.
  • die Museen so leer sind und ein Besuch dort so entspannend ist, wie sonst nie.
  • man vergessen darf, abends den Wecker zu stellen. Weil das sowieso das Vogelkonzert am frühen Morgen übernimmt. 
  • man den Feierabend ganz spontan mit einem Picknick am See verbringt.



  • man sich den Laptop schnappt und einfach mal draussen arbeitet.
  • wieder das große Flattern beginnt ( mit bekannten und mehr oder weniger unbekannten Flugobjekten ).
  • der Dorfbrunnen wieder plätschert.
  • einem selbst die grantige Verkäuferin ein Lächeln schenkt.
  • man anstatt am Wochenende auszuschlafen lieber ganz früh am Morgen auf Flohmärkten stöbert.
  • die Nachbarin, ohne dass man fragt, einen Zweig blühender Magnolien vorbeibringt ("für´s Foto")
  • Die Pollenallergie zum Kleingedruckten gehört, welches man nicht gelesen hat! 




Und jetzt du: 

Frühling ist, wenn...



Montag, 13. April 2015

Blogger İçin Yeni Facebook Sayfa Eklentisi

Facebook’un yaptığı resmi duyuruya göre; çoğu bloggerın yoğun bir şekilde kullandığı Facebook beğen kutusu da dahil olmak üzere 4 resmi eklentinin 23 Haziran 2015 tarihinde kapatılacağını açıkladı.

 

Blogumuzla Facebook sayfamız arasında bağlantı kurarak hem Facebook takipçi sayımızı hem de blogumuzun trafiğini arttırmaya yaran bu önemli eklentiye alternatif olarak yeni bir eklenti hemen kullanıcılara sunuldu.

 

Aşağıda detaylarını anlattığım eklentiyi ister şimdi, ister 23 Haziran’da eskisiyle değiştirebilirsiniz.

 

facebook-sayfa-eklentisi

Eklentiyi blogunuza nasıl ekleyeceğinize geçmeden önce kısaca özelliklerinden bahsetmek istiyorum.

 

- Sayfanızın kapak fotorafını ve profil fotoğrafını gösterebilirsiniz.

- Eklentinin genişliğini ve yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.

- Sayfanızı beğenenleri gösterebilirsiniz.

- Sayfanızdaki akışı gösterebilirsiniz.

 

Eklentiyi blogunuza eklemek için Blogger kumanda panelinize giriş yaptıktan sonra Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/JavaScript Gadget yolunu takip edin ve aşağıdaki kodları yapıştırarak kaydedin.

 

<div id="fb-root"></div>
<script>(function(d, s, id) {
  var js, fjs = d.getElementsByTagName(s)[0];
  if (d.getElementById(id)) return;
  js = d.createElement(s); js.id = id;
  js.src = "//connect.facebook.net/tr_TR/sdk.js#xfbml=1&version=v2.3";
  fjs.parentNode.insertBefore(js, fjs);
}(document, 'script', 'facebook-jssdk'));</script>

<div class="fb-page" data-href="https://www.facebook.com/bloghocam" data-width="300" data-height="400" data-hide-cover="false" data-show-facepile="true" data-show-posts="true"><div class="fb-xfbml-parse-ignore"><blockquote cite="https://www.facebook.com/bloghocam"><a href="https://www.facebook.com/bloghocam">Blog Hocam</a></blockquote></div></div>

 

Kodlarda değiştirmeniz gereken yerler:

 

- Siyah renkle gösterdiğim yerlere kendi Facebook sayfanızın URLsini yazın.

- Yeşil renkle gösterdiğim yere blogunuzun ya da Facebook sayfanızın ismini yazın.

- Lacivert renkle gösterdiğim yerde 300 yerine eklentinin genişliğini, 400 yerine eklentinin yüksekliğini pixel değerinden yazın.

- Kırmızı renkle gösterdiğim yerde false yazan yere true yazarsanız kapak fotoğrafı gözükmez.

- Mor renkle gösterdiğim yerde true yazan yere false yazarsanız sayfayı beğenenlerin profil resimleri gözükmez.

- Gri renkle gösterdiğim yerde true yazan yere false yazarsanız Facebook sayfanızdaki paylaşımlar gözükmez.

 

Bu eklentiyle ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Konuyla ilgili sorularınızı yorum bölümünden sorabilirsiniz. Herkese iyi bloglar…