Mittwoch, 15. April 2015

5 Malzeme ile Yapılan Oreo Cheesecake



Oreo sanki artık resmi olarak burda satılmaya başlayalı biraz değişti. Sadece Migros'ta satıldığı dönemdeki ile, yurt dışından gelenler zaten farklıydı biraz ama bu son gelenler biraz daha özensiz sanki. Belki bana öyle gelmiştir bilmiyorum, ama bildiğim bir şey var o da herkesin Oreo'ya bayıldığı. Ben de seviyorum ama kremasını sıyırınca :D Kremasını pek sevdiğimi söyleyemem.


Normalde hep teferruatlı tarifler yazıyorum sanırım, aslında arada ufak tefek şeyler deniyorum böyle, zaten internet 3-4 malzeme ile yapılan, bisküviler, nutellalarla yapılan tariflerle dolu. Bundan sonra bunları da paylaşmaya karar verdim. Bu da onun ilk yazısı olsun. Zaten ben oreo ve biscoff bisküvilerle ufak tefek şeyler yapmaya bayılıyorum. Oreolu tarifler bundan sonra bol bol olacak çünkü artık hemen her büyük markette, hatta bakkallarda bile var :)


Oreolu cheesecake'e gelince, hem yapılışı çok kolay, hem az malzeme ile yapılıyor ama o kadar az zahmete rağmen son derece lezzetli.



Tabanı için sadece oreo ve tereyağ; peynirli kısmı içinse peynir, yumurta, krema ve şeker tek ihtiyacınız olan şeyler. O kadar kolay yani :)


Labne peyniri miktarı gözünüzü korkutmasın. Size tavsiyem A101, Bim veya Migros'un kendi ürünlerini tercih etmeniz. Zaten belirli markaların fabrikalarında üretiliyorlar bunlar da ve fiyat olarak yarısı kadar ünlü ve pahalı markaların. Klasik, marka ismi farkı ödüyoruz. Tabi bütün peynirler için söyleyemem bunu ama en azından labne veya krema peyniri alacaksanız, bu alternatifleri kullanalarak masrafı yarıya düşürebilirsiniz.

Labne peynirini kullanmadan önce labne peynirini süzmenizi tavsiye ederim, daha güzel bir kıvamı oluyor sonucun. Bir de, severseniz 1 çay bardağı süt kreması veya ekşi krema da ekleyebilirsiniz harca.

Bunun dışında, ben un veya nişasta kullanmadım, kıvamında bir sorun yaşamadım. Isterseniz yine de ekleyebilirsiniz. Yumurta, süzülmüş peynir ve tereyağlı harç kısmı yeterli pişip, dolapta dinlendirildikten sonra oturuyor ve gayet düzgün bir kıvamı oluyor. Zaten yumurta tutucu bir malzeme ama yorumlarda soran bir okuyucu olduğu için düzeltme olarak belirtmek istedim. Benim elde ettiğim doku en alttaki fotoğraftaki gibi. 

Ben oreoları migrostan, büyük paketlerle alıyorum. Ufak paketlere göre daha hesaplı oluyor tabi ki. Tarif için gerekli 36 oreo için  4 tane 10lu paketlerden almanız gerekecek.

Yaptıktan sonra oreolu cheesecakeinizi dinlendirmeyi unutmayın. Cheesecakein oturması için önemli, bu yüzden en azından sabahtan yapın, öğleden sonra veya akşama harika olacak.

Bu arada, diyelim bu oreolu cheesecake tarifini denemek istiyorsunuz ama oreo bulamıyorsunuz, hiç sorun değil. Eti negro veya sevdiğiniz herhangi kakaolu ve kremalı bisküvilerle de yapabilirsiniz.

5 Malzemeli Oreolu Cheesecake! 




22 cmlik çember kalıp için

26 oreo +3 yemek kaşığı tereyağ (taban için)
10 oreo (üstü için)

750 gr labne peyniri (oda sıcaklığında, süzülmüş)
4 yumurta (oda sıcaklığında)
2/3 bardak toz şeker
4 yemek kaşığı tereyağ,  oda sıcaklığında
*4 yemek kaşığı mısır nişastası veya un (tercihen, çok daha yoğun bir kıvam isterseniz, ben kullanmadım)

Fırını 175Cye ayarlayın.

26 tane oreoyu mutfak robotunda iyice ufaltın. Tereyağını tavaya alıp eritin ve ufalanmış oreoları ekleyip 1 dakika kadar karıştırarak orta ateşte kavurun ve ocağı kapatın. 2 dolu yemek kaşığı kadarını ayırıp 22cmlik çember kalıbın tabanına dökün ve biraz ılıyınca parmaklarınızla veya bir bardağın altı ile bastırarak tabana yayın, ve düzleyin.

Tereyağını ve labne peyniri 30-40 saniye kadar çırpıp pürüzsüz bir hal almasını sağlayın. Şekeri ekleyip 1 dakika daha çırpın ve yumurtaları teker teker ekleyerek, her eklemeden sonra 15 -20 saniye çırparak homojen bir karışım elde edin. Sıvı olacak muhtemelen, bunda bir sorun yok, pişince toparlanıyor. Bu aşamadan sonra eğer çok yoğun kıvamlı bir cheesecake istiyorsanız un veya nişastayı ekleyip, karıştırabilirsiniz. Ben eklemedim, kıvamıyla ilgili bir sorun yaşamadım.

Chesecake tabanının üzerine diğer 10 tane oreoyu dizin. (isterseniz parçalara bölebilirsiniz, ben bütün halde ekledim. Size az gelirse oreo miktarını artırabilirsiniz.)

Cheesecake harcını tabanına oreo ile kapladığınız ve bütün oreoları dizdiğiniz çember kalıbınıza dökün. Ayırdığınız ufalanmış oreoları üzerine serpin ve çatalla alt üst ederen dağıtın. Bu aşamada dipdeki bütün oreolar yukarıya çıkacak, burda da bir sorun yok, aynen öyle olması gerek. :)

Fırın ızgarasını en alt kata yerleştirin ve 175C'de 45-60 dakika kadar üzeri kızarana kadar pişirin.

Fırından fırına fark olduğu için, üst kısım hemen kızarırsa, kalıbın üzerini alüminyum folyo ile kaplayıp pişirmeye devam edebilirsiniz.

Fırından aldığınız cheesecake oda sıcaklığına gelince dolaba alın ve servisten önce en az 4-5 saat dinlendirin.

Ben üzerine biraz çırpılmış krema sıkıp, yine oreo ile süsledim. Siz de isterseniz, krema veya kremşanti ile servis edebilirsiniz.





Dienstag, 14. April 2015

Du merkst, dass Frühling ist, wenn...





  • es regnet statt schneit (Ausnahmen bestätigen die Regel).
  • man in der Dämmerung nach Hause kommt und überrascht feststellst, dass es schon halb neun ist.
  • sich vor dem Lieblings-Eisladen wieder endlose Warteschlangen bilden.
  • die Museen so leer sind und ein Besuch dort so entspannend ist, wie sonst nie.
  • man vergessen darf, abends den Wecker zu stellen. Weil das sowieso das Vogelkonzert am frühen Morgen übernimmt. 
  • man den Feierabend ganz spontan mit einem Picknick am See verbringt.



  • man sich den Laptop schnappt und einfach mal draussen arbeitet.
  • wieder das große Flattern beginnt ( mit bekannten und mehr oder weniger unbekannten Flugobjekten ).
  • der Dorfbrunnen wieder plätschert.
  • einem selbst die grantige Verkäuferin ein Lächeln schenkt.
  • man anstatt am Wochenende auszuschlafen lieber ganz früh am Morgen auf Flohmärkten stöbert.
  • die Nachbarin, ohne dass man fragt, einen Zweig blühender Magnolien vorbeibringt ("für´s Foto")
  • Die Pollenallergie zum Kleingedruckten gehört, welches man nicht gelesen hat! 




Und jetzt du: 

Frühling ist, wenn...



Montag, 13. April 2015

Blogger İçin Yeni Facebook Sayfa Eklentisi

Facebook’un yaptığı resmi duyuruya göre; çoğu bloggerın yoğun bir şekilde kullandığı Facebook beğen kutusu da dahil olmak üzere 4 resmi eklentinin 23 Haziran 2015 tarihinde kapatılacağını açıkladı.

 

Blogumuzla Facebook sayfamız arasında bağlantı kurarak hem Facebook takipçi sayımızı hem de blogumuzun trafiğini arttırmaya yaran bu önemli eklentiye alternatif olarak yeni bir eklenti hemen kullanıcılara sunuldu.

 

Aşağıda detaylarını anlattığım eklentiyi ister şimdi, ister 23 Haziran’da eskisiyle değiştirebilirsiniz.

 

facebook-sayfa-eklentisi

Eklentiyi blogunuza nasıl ekleyeceğinize geçmeden önce kısaca özelliklerinden bahsetmek istiyorum.

 

- Sayfanızın kapak fotorafını ve profil fotoğrafını gösterebilirsiniz.

- Eklentinin genişliğini ve yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.

- Sayfanızı beğenenleri gösterebilirsiniz.

- Sayfanızdaki akışı gösterebilirsiniz.

 

Eklentiyi blogunuza eklemek için Blogger kumanda panelinize giriş yaptıktan sonra Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/JavaScript Gadget yolunu takip edin ve aşağıdaki kodları yapıştırarak kaydedin.

 

<div id="fb-root"></div>
<script>(function(d, s, id) {
  var js, fjs = d.getElementsByTagName(s)[0];
  if (d.getElementById(id)) return;
  js = d.createElement(s); js.id = id;
  js.src = "//connect.facebook.net/tr_TR/sdk.js#xfbml=1&version=v2.3";
  fjs.parentNode.insertBefore(js, fjs);
}(document, 'script', 'facebook-jssdk'));</script>

<div class="fb-page" data-href="https://www.facebook.com/bloghocam" data-width="300" data-height="400" data-hide-cover="false" data-show-facepile="true" data-show-posts="true"><div class="fb-xfbml-parse-ignore"><blockquote cite="https://www.facebook.com/bloghocam"><a href="https://www.facebook.com/bloghocam">Blog Hocam</a></blockquote></div></div>

 

Kodlarda değiştirmeniz gereken yerler:

 

- Siyah renkle gösterdiğim yerlere kendi Facebook sayfanızın URLsini yazın.

- Yeşil renkle gösterdiğim yere blogunuzun ya da Facebook sayfanızın ismini yazın.

- Lacivert renkle gösterdiğim yerde 300 yerine eklentinin genişliğini, 400 yerine eklentinin yüksekliğini pixel değerinden yazın.

- Kırmızı renkle gösterdiğim yerde false yazan yere true yazarsanız kapak fotoğrafı gözükmez.

- Mor renkle gösterdiğim yerde true yazan yere false yazarsanız sayfayı beğenenlerin profil resimleri gözükmez.

- Gri renkle gösterdiğim yerde true yazan yere false yazarsanız Facebook sayfanızdaki paylaşımlar gözükmez.

 

Bu eklentiyle ilgili söyleyeceklerim bu kadar. Konuyla ilgili sorularınızı yorum bölümünden sorabilirsiniz. Herkese iyi bloglar…

Freitag, 10. April 2015

Rice with Carrots (Havuçlu Pirinç Pilavı)

This rice dish is extremely simple. I have been purchasing colorful (orange, yellow, light purple and dark purple) carrots almost every week. Each time, I make something different with them. One week roasted, one week sliced for salads, shredded for carrot salads, sautéed and etc. I shredded some this week to add to salads and other meals and wanted to add to rice. It really turned out great. The best part is one of my boys who does not like to eat carrots, kept asking for more rice. I may try ‘cacık’ (yogurt soup) with carrots and see how that turns out.

Enjoy warm.

1 cup white rice
1 cup shredded colorful carrots (or one color)
¼ medium onion chopped finely (or a very small onion)
1 tbsp chopped parsley
2 tbsp olive oil
1 tsp salt
2 cups water

Heat the olive oil in a small pot. Add the onions and carrots together and sauté for 3-4 minutes. Wash the rice with cold water. Add the rice to the pot and stir for one minute. Add the water, salt and parsley. Cover and cook on high heat until the water boils. Turn the heat to low and simmer for 30-35 minutes or until the rice is soft. Serve warm.
  

[Nachmachtipp] Etagere aus Rundstäben


Etageren sind super praktisch und vielseitig einsetzbar.
Den Einwand meiner Freundin, dass die doch total oma-like sind, ignoriere ich an dieser Stelle einfach mal! Was heißt denn hier auch oma-like?
Keine anständige Kaffeetafel ohne so eine Etagere, außerdem sind sie auch im Bad nützlich für so allerlei KlimBim oder man dekoriert sie im Frühling einfach mit Tulpen-Teelichtern (so wie HIER ) und oft benütze ich kleine Etageren auch um selbstgemachte Süßigkeiten wie Cupcakes, Muffins, Pralinen etc. zu verschenken. Und wenn die dann auch noch selbstgebaut sind, umso schöner! Finde ich.


Nachmachtipp Etagere


Natürlich gibt es auch schon fertige Bausets (HIER), die man verwenden könnte und man muss quasi nur mehr die passenden Teller dazu finden. Trödler- und Flohmärkte sind da ein wahres Paradies. Oder Omas Geschirrschrank. :-) Aber wir wollten ja weg vom Oma Look und so habe ich mich für ein, auch sehr einfaches aber etwas aufwändigeres Model entschieden.

Anstatt der Metallstangen habe ich Rundhölzer aus Holz verwendet, was der Etagere einen leichten Scandi Look verpasst ( Ich überlege noch schwer, ob ich diesen Ausdruck mag oder nicht ).



Für die Etagere braucht ihr:

○ drei Teller in unterschiedlichen Größen
○ Porzellanbohrer (6mm) (gibt es HIER)
○ Rundstab aus Holz (22mm)
○ Gewindestange (5mm)
○ Unterlegscheibe und Schraube (0,5mm), Schraubenzieher
○ Gewindeeinsatz für Holz bzw. sogenannte Muffen (10mm Aussendurchmesser)
○ eine Metallsäge und eine Bohrmaschine (keine Schlagbohrmaschine!)
○ Malerkrepp, Stift
○ etwas Wasser zur Kühlung

So wird´s gemacht: 

Um zu verhindern, dass das Porzellan beim Bohren springt, klebt ihr als erstes ein Kreuz aus Malerkrepp mittig auf die Teller. Das verteilt die Spannung und minimiert das Risiko von Rissen. Anschließend die Mitte genau ausmessen und diese mit einem Stift markieren.



Jetzt geht es an´s Bohren. 

  • Vielleicht könnt ihr es, um ein Gefühl dafür zu bekommen, auf einem günstigen Probeteller ausprobieren. Wenn ihr euch sicher seid und ihr ein Loch ohne Scherben ;-) geschafft habt , legt ihr den Teller auf festen Untergrund. Als Unterlage habe ich zusätzlich ein doppelt gefaltetes Handtuch verwendet.
  • Nun spannt ihr den Porzellanbohrer ein, setzt an der Markierung an und beginnt vorsichtig und langsam und ohne großen Druck (!) zu bohren. Das kann je nach Beschaffenheit der Teller einige Minuten dauern. Zwischendurch könnt ihr immer wieder etwas Wasser auf die Unterseite geben, so wird die durch die Reibung entstehende Hitze etwas gekühlt.
  • Sind die Löcher fertig gebohrt und vom Bohrstaub befreit, schneidet ihr drei verschieden große Teile von dem Rundholz ab. Meine Rundstäbe, die die Mittelstücke zwischen den Tellern bilden, sind 14cm, 12cm und 10cm lang, aber das könnt ihr natürlich machen, wie ihr wollt.



  • In die abgeschnittenen Hölzer bohrt ihr nun oben und unten Löcher (9mm) für die Gewindeeinsätze, die ihr dann mit einem Schraubenzieher hinein schraubt.
  • Jetzt nehmt ihr den größten Teller, gebt die Beilagscheibe auf die Schraube und dreht diese von unten durch den Teller auf das erste Rundholz auf.
  • Für die Verbindung des zweiten Tellers schneidet ihr mit Hilfe der Metallsäge ca. 2cm von der Gewindestange ab und dreht diese in die Muffe im Holz. Den Teller darauf geben und mit dem zweiten Holzstück fest drehen. Dasselbe mit dem dritten Teller wiederholen und schon ist eure eigene Etagere fertig.
  • Das Endstück selbst fand dank männlicher Unterstützung und einer Bandschleifmaschine auch ein rundes Ende. Könnte man theoretisch auch per Hand abschleifen, sofern man die Geduld aufbringt.




DIE Etagere


Falls ihr die Etagere gerne nachbauen mögt und noch Fragen dazu habt, schreibt sie mir gerne in die Kommentare. Ich werde versuchen, sie dort zu beantworten.


Ich wünsche euch ein wunderschönes Frühlingswochenende und mit ganz viel Sonne!
Alles Liebe,
Rebecca





Donnerstag, 9. April 2015

Espresso ve Çikolatalı Yulaflı Toplar / Swedish Chocolate and Espresso Balls


Isveç kültüründe "fika" diye bir sözcük var, kısaca "mola vermek, kahve molası vermek." gibi bir anlamı var.  Fika, bir fincan kahve alıp yanına da biraz hamurişleri veya atıştıracak sandviç, ekmek üst gibi şeylerle kendine biraz vakit ayırmak. Hatta fika, kahvenin kendisi. 

Kahve, Isveç kültüründe önemli. Hatta kimilerine göre insan ilişkileri için de önemli. 
Kahvenin İsveç kültüründeki yerin önemli olmasının sebebi halkın kahveyi çok sevmesi ve bu kahve molalarının onları sosyalleştirdiklerini düşünmeleri.  Bir de, ufak bir parça atıştırmalıktan da öte aslında, bizde nasıl günlerde kadınlarımız kendilerini aşıyorsa orda da "fika" kahve yanına taze pişmiş en az 7 çeşit hamur işi, minik kek demek biraz da. Yani bazen biraz süslü, bazen de ayak üstü, iş yerinde, okulda iki üç insanla biraz muhabbet biraz kahve...

Genelde de ufak sandviçler, semla, çikolata topları tercih ediyorlar kahve yanına. 
Aslında İsveç ve süslü kelimeleri bana pek uzak, her zaman "less is more" mantığıyla hareket eden bir toplum gibi gelir bana, süslü demek benim için ya daha oryantal kültürler ya da ingilizler geliyor. 

Ikea'da sötsak kakaoboll diye satılan çikolatalı toplar var. Bunları ilk yurtta, yakın arkadaşım Püren'in ikram etmesi ile denemiştim. Hmm, hmm diye yiyip anlamaya çalşırken bi baktım en başta garip gelen dokusunu ve tadını çok sevdim. sonra da bir iki kere daha öyle denk geldikçe yedim ama Ikea'ya nadir gidebildiğim ve gittiğimde de bulamadığım için çok yeme fırsatım olmadı. 

Yine yakın bir arkadaşım olan Tuğçe'nin evindeyken konusu açıldı, o da çok seviyormuş meğer. O günden sonra aklımdaydı, evde yapacağım. Çünkü en son Ikea ziyaretimde almadan önce içindekilere baktım ki margarin, yapay aromalar, koruyucular... Sonra o güzel dokuyu verenin ne olabileceni düşündüm, tabi ki yulaf! Derken telefonuma ana malzemeleri not ettim ve kafamdaki "ilk  denenecekler listesi"ne ekledim. 

Böyle tariflerin güzel tarafı şu, biraz modifiye edip orijinalden daha lezzetli şeyler ortaya çıkarabileceğiniz gibi sadece içeriği alternatifleri ile değiştirp daha sağlıklı hale getirebiliyorsunuz. Sağlıklı diyemem tabi ki, o konu biraz tartışılır ama en azından reyon ürünlerinden çok daha sağlıklı diyebilirim. Ben de tarifi daha sağlıklı çikolata topları yapabilmek için biraz alternatif tatlandırıcılara ve yağlara yöneldim. 


Tatlandırmak için şeker yerine bal, agave şurubu, akçaağaç şurubu kullanabilirsiniz. Pekmez bence tadını bozar. 

Yağ olarak orijinalde margarin kullanılıyor, tereyağ veya hindistancevizi yağı/coconut butter kullanabilirsiniz. 

Ikea'da satılanların dışı çikolata kaplı değil, siz de isterseniz dışını çikolata kaplamadan direkt hindistancevizine bulaabilirsiniz. 

Yulaf ununuz yoksa, yulafı robota veya kahve değirmeninde öğütebilirsiniz. 
Bir de, orijinalin içinde crumble vardı, ben bunun için daha önce yağtığım kurabiyeleri ufaladım, siz de böyle bir şey yapabilir veya hiç eklemeyebilirsiniz. 

Espresso eklemeyebilirsiniz veya 1 yemek kaşığı granül kahveyi 2 yemek kaşığı su ile karıştırıp ekleyebilirsiniz. 

Espresso ve Çikolatalı Yulaflı Toplar


Espresso ve Çikolatalı Yulaflı Toplar 

Yaklaşık 24-26 tane çikolata topu için

4 bardak yulaf unu (3.5 bardak + ekstra olarak yarım bardak)
4 yemek kaşığı kakao
2 yemek kaşığı espresso 
8 yemek kaşığı veya damak tadınıza göre daha az veya çok bal/agave şurubu/pudra şekeri
1/4 çay kaşığı deniz tuzu
1/2 bardak süt veya alternatif hindistacevizi, badem veya soya sütü
125 gr tereyağ veya coconut butter/ hindistancevizi yağı (tereyağ ise ufak parçalara ayrılmış)
1.5 bardak kurabiye kırığı (tereyağlı, kakaolu, hindistancevizli, yulaflı... size kalmış)

Kaplamak için: Eritilmiş ve tercihen temperlenmiş çikolata (ben 300 gr bittere 100 gr sütlü çikolata kullandım)
1 su bardağı hindistancevizi rendesi


Büyük bir kasede 3.5 bardak yulaf unu, kakao, tuzu karıştırın. (Pudra şekeri ile yapacaksanız bu aşamada bu karışıma ekleyebilirsiniz.)

Tereyağını ve balı yulafunu karışımına ekleyip yuğurarak veya hamur keseceği ile yedirin. Sütü, espressoyu ve kurabiye kırıklarını ekleyin ve yoğurulup şekil verecek bir kıvam alana kadar karıştırın. (Eğer kıvam cıvık gelirse kalan yarım bardak yulaf ununu da ekleyebilirsiniz.)

Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayıp toplar haline getirin.

Bu aşamada ister hepsini hindistan cevizine bulayın, isterseniz de erittiğiniz ve tercihen temperlediğiniz çikolatalara batırın ve üzerlerine hindistancevizi serpiştirin. 

Sonntag, 5. April 2015

Frohe Ostern!





Ups! Na da hat wohl heute morgen das automatische Veröffentlichen meines Ostertisches nicht ganz geklappt. :-) Egal, dann hole ich das nun einfach nach und wünsche euch allen FROHE OSTERN und schöne erholsame Feiertage mit Euren Lieben!

Bestimmt war auch euer Tisch für das Osterfrühstück liebevoll und schön geschmückt, dann macht doch auch mit beim großen WESTWING Ostergewinnspiel und ladet euer Bild noch bis 12. April in der FACEBOOK APP hoch. Denn mit etwas Glück könnt ihr ein Oster-Paket im Gesamtwert von 370 Euro gewinnen.






Viel Glück und noch erholsame Osterfeiertage!
Alles Liebe,
Rebecca