Freitag, 10. April 2015

Rice with Carrots (Havuçlu Pirinç Pilavı)

This rice dish is extremely simple. I have been purchasing colorful (orange, yellow, light purple and dark purple) carrots almost every week. Each time, I make something different with them. One week roasted, one week sliced for salads, shredded for carrot salads, sautéed and etc. I shredded some this week to add to salads and other meals and wanted to add to rice. It really turned out great. The best part is one of my boys who does not like to eat carrots, kept asking for more rice. I may try ‘cacık’ (yogurt soup) with carrots and see how that turns out.

Enjoy warm.

1 cup white rice
1 cup shredded colorful carrots (or one color)
¼ medium onion chopped finely (or a very small onion)
1 tbsp chopped parsley
2 tbsp olive oil
1 tsp salt
2 cups water

Heat the olive oil in a small pot. Add the onions and carrots together and sauté for 3-4 minutes. Wash the rice with cold water. Add the rice to the pot and stir for one minute. Add the water, salt and parsley. Cover and cook on high heat until the water boils. Turn the heat to low and simmer for 30-35 minutes or until the rice is soft. Serve warm.
  

[Nachmachtipp] Etagere aus Rundstäben


Etageren sind super praktisch und vielseitig einsetzbar.
Den Einwand meiner Freundin, dass die doch total oma-like sind, ignoriere ich an dieser Stelle einfach mal! Was heißt denn hier auch oma-like?
Keine anständige Kaffeetafel ohne so eine Etagere, außerdem sind sie auch im Bad nützlich für so allerlei KlimBim oder man dekoriert sie im Frühling einfach mit Tulpen-Teelichtern (so wie HIER ) und oft benütze ich kleine Etageren auch um selbstgemachte Süßigkeiten wie Cupcakes, Muffins, Pralinen etc. zu verschenken. Und wenn die dann auch noch selbstgebaut sind, umso schöner! Finde ich.


Nachmachtipp Etagere


Natürlich gibt es auch schon fertige Bausets (HIER), die man verwenden könnte und man muss quasi nur mehr die passenden Teller dazu finden. Trödler- und Flohmärkte sind da ein wahres Paradies. Oder Omas Geschirrschrank. :-) Aber wir wollten ja weg vom Oma Look und so habe ich mich für ein, auch sehr einfaches aber etwas aufwändigeres Model entschieden.

Anstatt der Metallstangen habe ich Rundhölzer aus Holz verwendet, was der Etagere einen leichten Scandi Look verpasst ( Ich überlege noch schwer, ob ich diesen Ausdruck mag oder nicht ).



Für die Etagere braucht ihr:

○ drei Teller in unterschiedlichen Größen
○ Porzellanbohrer (6mm) (gibt es HIER)
○ Rundstab aus Holz (22mm)
○ Gewindestange (5mm)
○ Unterlegscheibe und Schraube (0,5mm), Schraubenzieher
○ Gewindeeinsatz für Holz bzw. sogenannte Muffen (10mm Aussendurchmesser)
○ eine Metallsäge und eine Bohrmaschine (keine Schlagbohrmaschine!)
○ Malerkrepp, Stift
○ etwas Wasser zur Kühlung

So wird´s gemacht: 

Um zu verhindern, dass das Porzellan beim Bohren springt, klebt ihr als erstes ein Kreuz aus Malerkrepp mittig auf die Teller. Das verteilt die Spannung und minimiert das Risiko von Rissen. Anschließend die Mitte genau ausmessen und diese mit einem Stift markieren.



Jetzt geht es an´s Bohren. 

  • Vielleicht könnt ihr es, um ein Gefühl dafür zu bekommen, auf einem günstigen Probeteller ausprobieren. Wenn ihr euch sicher seid und ihr ein Loch ohne Scherben ;-) geschafft habt , legt ihr den Teller auf festen Untergrund. Als Unterlage habe ich zusätzlich ein doppelt gefaltetes Handtuch verwendet.
  • Nun spannt ihr den Porzellanbohrer ein, setzt an der Markierung an und beginnt vorsichtig und langsam und ohne großen Druck (!) zu bohren. Das kann je nach Beschaffenheit der Teller einige Minuten dauern. Zwischendurch könnt ihr immer wieder etwas Wasser auf die Unterseite geben, so wird die durch die Reibung entstehende Hitze etwas gekühlt.
  • Sind die Löcher fertig gebohrt und vom Bohrstaub befreit, schneidet ihr drei verschieden große Teile von dem Rundholz ab. Meine Rundstäbe, die die Mittelstücke zwischen den Tellern bilden, sind 14cm, 12cm und 10cm lang, aber das könnt ihr natürlich machen, wie ihr wollt.



  • In die abgeschnittenen Hölzer bohrt ihr nun oben und unten Löcher (9mm) für die Gewindeeinsätze, die ihr dann mit einem Schraubenzieher hinein schraubt.
  • Jetzt nehmt ihr den größten Teller, gebt die Beilagscheibe auf die Schraube und dreht diese von unten durch den Teller auf das erste Rundholz auf.
  • Für die Verbindung des zweiten Tellers schneidet ihr mit Hilfe der Metallsäge ca. 2cm von der Gewindestange ab und dreht diese in die Muffe im Holz. Den Teller darauf geben und mit dem zweiten Holzstück fest drehen. Dasselbe mit dem dritten Teller wiederholen und schon ist eure eigene Etagere fertig.
  • Das Endstück selbst fand dank männlicher Unterstützung und einer Bandschleifmaschine auch ein rundes Ende. Könnte man theoretisch auch per Hand abschleifen, sofern man die Geduld aufbringt.




DIE Etagere


Falls ihr die Etagere gerne nachbauen mögt und noch Fragen dazu habt, schreibt sie mir gerne in die Kommentare. Ich werde versuchen, sie dort zu beantworten.


Ich wünsche euch ein wunderschönes Frühlingswochenende und mit ganz viel Sonne!
Alles Liebe,
Rebecca





Donnerstag, 9. April 2015

Espresso ve Çikolatalı Yulaflı Toplar / Swedish Chocolate and Espresso Balls


Isveç kültüründe "fika" diye bir sözcük var, kısaca "mola vermek, kahve molası vermek." gibi bir anlamı var.  Fika, bir fincan kahve alıp yanına da biraz hamurişleri veya atıştıracak sandviç, ekmek üst gibi şeylerle kendine biraz vakit ayırmak. Hatta fika, kahvenin kendisi. 

Kahve, Isveç kültüründe önemli. Hatta kimilerine göre insan ilişkileri için de önemli. 
Kahvenin İsveç kültüründeki yerin önemli olmasının sebebi halkın kahveyi çok sevmesi ve bu kahve molalarının onları sosyalleştirdiklerini düşünmeleri.  Bir de, ufak bir parça atıştırmalıktan da öte aslında, bizde nasıl günlerde kadınlarımız kendilerini aşıyorsa orda da "fika" kahve yanına taze pişmiş en az 7 çeşit hamur işi, minik kek demek biraz da. Yani bazen biraz süslü, bazen de ayak üstü, iş yerinde, okulda iki üç insanla biraz muhabbet biraz kahve...

Genelde de ufak sandviçler, semla, çikolata topları tercih ediyorlar kahve yanına. 
Aslında İsveç ve süslü kelimeleri bana pek uzak, her zaman "less is more" mantığıyla hareket eden bir toplum gibi gelir bana, süslü demek benim için ya daha oryantal kültürler ya da ingilizler geliyor. 

Ikea'da sötsak kakaoboll diye satılan çikolatalı toplar var. Bunları ilk yurtta, yakın arkadaşım Püren'in ikram etmesi ile denemiştim. Hmm, hmm diye yiyip anlamaya çalşırken bi baktım en başta garip gelen dokusunu ve tadını çok sevdim. sonra da bir iki kere daha öyle denk geldikçe yedim ama Ikea'ya nadir gidebildiğim ve gittiğimde de bulamadığım için çok yeme fırsatım olmadı. 

Yine yakın bir arkadaşım olan Tuğçe'nin evindeyken konusu açıldı, o da çok seviyormuş meğer. O günden sonra aklımdaydı, evde yapacağım. Çünkü en son Ikea ziyaretimde almadan önce içindekilere baktım ki margarin, yapay aromalar, koruyucular... Sonra o güzel dokuyu verenin ne olabileceni düşündüm, tabi ki yulaf! Derken telefonuma ana malzemeleri not ettim ve kafamdaki "ilk  denenecekler listesi"ne ekledim. 

Böyle tariflerin güzel tarafı şu, biraz modifiye edip orijinalden daha lezzetli şeyler ortaya çıkarabileceğiniz gibi sadece içeriği alternatifleri ile değiştirp daha sağlıklı hale getirebiliyorsunuz. Sağlıklı diyemem tabi ki, o konu biraz tartışılır ama en azından reyon ürünlerinden çok daha sağlıklı diyebilirim. Ben de tarifi daha sağlıklı çikolata topları yapabilmek için biraz alternatif tatlandırıcılara ve yağlara yöneldim. 


Tatlandırmak için şeker yerine bal, agave şurubu, akçaağaç şurubu kullanabilirsiniz. Pekmez bence tadını bozar. 

Yağ olarak orijinalde margarin kullanılıyor, tereyağ veya hindistancevizi yağı/coconut butter kullanabilirsiniz. 

Ikea'da satılanların dışı çikolata kaplı değil, siz de isterseniz dışını çikolata kaplamadan direkt hindistancevizine bulaabilirsiniz. 

Yulaf ununuz yoksa, yulafı robota veya kahve değirmeninde öğütebilirsiniz. 
Bir de, orijinalin içinde crumble vardı, ben bunun için daha önce yağtığım kurabiyeleri ufaladım, siz de böyle bir şey yapabilir veya hiç eklemeyebilirsiniz. 

Espresso eklemeyebilirsiniz veya 1 yemek kaşığı granül kahveyi 2 yemek kaşığı su ile karıştırıp ekleyebilirsiniz. 

Espresso ve Çikolatalı Yulaflı Toplar


Espresso ve Çikolatalı Yulaflı Toplar 

Yaklaşık 24-26 tane çikolata topu için

4 bardak yulaf unu (3.5 bardak + ekstra olarak yarım bardak)
4 yemek kaşığı kakao
2 yemek kaşığı espresso 
8 yemek kaşığı veya damak tadınıza göre daha az veya çok bal/agave şurubu/pudra şekeri
1/4 çay kaşığı deniz tuzu
1/2 bardak süt veya alternatif hindistacevizi, badem veya soya sütü
125 gr tereyağ veya coconut butter/ hindistancevizi yağı (tereyağ ise ufak parçalara ayrılmış)
1.5 bardak kurabiye kırığı (tereyağlı, kakaolu, hindistancevizli, yulaflı... size kalmış)

Kaplamak için: Eritilmiş ve tercihen temperlenmiş çikolata (ben 300 gr bittere 100 gr sütlü çikolata kullandım)
1 su bardağı hindistancevizi rendesi


Büyük bir kasede 3.5 bardak yulaf unu, kakao, tuzu karıştırın. (Pudra şekeri ile yapacaksanız bu aşamada bu karışıma ekleyebilirsiniz.)

Tereyağını ve balı yulafunu karışımına ekleyip yuğurarak veya hamur keseceği ile yedirin. Sütü, espressoyu ve kurabiye kırıklarını ekleyin ve yoğurulup şekil verecek bir kıvam alana kadar karıştırın. (Eğer kıvam cıvık gelirse kalan yarım bardak yulaf ununu da ekleyebilirsiniz.)

Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayıp toplar haline getirin.

Bu aşamada ister hepsini hindistan cevizine bulayın, isterseniz de erittiğiniz ve tercihen temperlediğiniz çikolatalara batırın ve üzerlerine hindistancevizi serpiştirin. 

Sonntag, 5. April 2015

Frohe Ostern!





Ups! Na da hat wohl heute morgen das automatische Veröffentlichen meines Ostertisches nicht ganz geklappt. :-) Egal, dann hole ich das nun einfach nach und wünsche euch allen FROHE OSTERN und schöne erholsame Feiertage mit Euren Lieben!

Bestimmt war auch euer Tisch für das Osterfrühstück liebevoll und schön geschmückt, dann macht doch auch mit beim großen WESTWING Ostergewinnspiel und ladet euer Bild noch bis 12. April in der FACEBOOK APP hoch. Denn mit etwas Glück könnt ihr ein Oster-Paket im Gesamtwert von 370 Euro gewinnen.






Viel Glück und noch erholsame Osterfeiertage!
Alles Liebe,
Rebecca





Samstag, 4. April 2015

Fıstık Kremalı Kakaolu Kurabiyeler




Antepfıstığı bana hep kızkardeşimi hatırlatır. Daha ufacıkken "ben fıstıkçıyla evlenicem" dediğini haırlıyorum, o kadar çok severdi. 1 kilo fıstık verin, yerdi. Bir de Gaziantep'te taze fıstık var, hele onun hastasıdır. Gaziantep'te doğup büyüyünce insanların sizden hep bir fıstık ve baklava düşkünlüğü beklentisi oluyor. Sanki doğuştan fıstıksever olmak lazım gibi. Ben de tam tersi, çok aramıyorum fıstığı, biri önüme getirirse yerim, yoksa aklıma fıstık yemek gelmez.

Baklava demişken, gerçekten benim küçükken Gaziantep'te yediğim baklavalarla bırakın Istanbuldaki o ünlü saçma baklavacıları, memleketteki çoğu baklavacının bile alakası kalmamış. Herkes basıyor şurubu, içinde azıcık fıstık. 1 tane baklava yiyorsun sanki 3 kilo şeker şurubu içmişsin gibi ağır geliyor. Istanbul'da pek meşhur olan Güllüoğlu, inanın iyi baklava yapmıyor. İyi yaptıkları ne var bilmiyorum, boş reklam. Aklınızda olsun, eğer Gaziantep'ten gelenlerden veya sipariş yolu ile baklava, şöbiyet gibi şeyler isteyecekseniz size önereceğim birkaç yer var.

Şöbiyet için Zeki Inal, Baklava için Koçak ve Imam Çağdaş. Bir de bu zincir Güllüoğlu furyasının dışında Abdulkadir Güllüoğlu var, onların da baklavaları, şöbiyetleri iyi.

Istanbul'da ise ilginç şekilde, Güllüoğlu furyasının yanında sönük kalmış ama bence çok daha iyi olan bir yer var: Pendik'te Gaziburma. Bence, bakın ben baklavanın memleketinde büyüdüm, Istanbul'daki Güllüoğullarının şeker şurubundan insanı komaya sokan baklavaları ve diğer fıstık fakiri tatlılarının yanında gayet iyiler.

Şeker şurubunun olayı da tahmin edebileceğiniz baklavanın terazide ağır çekmesi, işgüzarlık.

Tamam, bu kadar baklava muhabbeti yeter.

Fıstığa geri dönelim. Fıstık ve çikolatayı sevmeyen var mı aranızda? Bence yok. Ben de seviyorum bazen. Direkt yemektense, böyle kurabiyelerde, kremalarda veya kekin kendisinde fıstığı kullanmak daha çok hoşuma gidiyor. Bu kurabiyeler de o sevdiğim bazenlerden biri. Bol fıstıklı kremaları var ve kendileri kakaolu ve bademliler. Yalnız şimdiden söyleyeyim, biraz kalorililer. ama hangi tatlı gerçekten masum ki? Neyse siz bana kalırsanız 150 kilo olur çıkarsınız, bu yüzden ben baştan uyarımı yapayım. Ha yine de ben bunlardan yapıp, çayın yanında kendimden geçerek yemek istiyorum derseniz buyrun tarifi yazıyorum.


Bu tarifle yaklaşık 30-32 tane tek parça kurabiye çıkıyor, benim gibi sandviç şeklide yapmak isterseniz yaklaşık 15-16 kurabiyeniz olacak sonuçta.

Krema olarak, fıstıklı buttercream/yağlı krema yaptım.

Ben kremasını çok kalın sürdüğüm için bana biraz ağır gelirken evdekilere gayet yerinde geldi. Bu yüzden isterseniz siz benim kadar kalın katmanlar halinde sürmeyin ağır gelebileceğini düşünürseniz.


Fıstık Kremalı Kakaolu Kurabiyeler


Kakaolu Kurabiye

225 gram tereyağ (oda sıcaklığında)
1 yumurta sarısı
1.5  su bardağı +1 yemek kaşığı un
1/2 su bardağı kakao
2/3 su bardağı pudra şekeri
1 çay bardağı kavrulmuş ve ufalanmış badem
1/4 çay kaşığı tuz

Bir kabın içinde un ve kakaoyu iyice karıştırın.

Bir çırpma kabına tereyağı ve şekeri alıp kremamsı bir kıvam alana kadar yaklaşık 1.5 dakika orta devirde çırpın. Yumurta sarısı, tuz ve vanilyayı ekleyin ve pürüzsüz olana kadar orta devirde çırpın. Un-kakao karışımı ve badem kırıklarını ekleyin ve yine orta devirde, hamur topak topak, topraksı bir hal alana kadar karıştırın. Bu aşamadan sonra biraz yoğurmanız ve unu yedirmeniz gerekecek. 2-3 dakika, hamurunuzu yoğurun ve un topakları kalmadığına emin olun. Bu aşamada eğer hamurun kıvamı size cıvık gelirse biraz daha un ekleyebilirsiniz.

Hamuru 2 parçaya ayırın streç film ile sarıp en az 1 saat dolapta bekletin.

Bekleme süresinin sonunda ilk parçayı bir merdane ile yarım santim kalınlığında açıp, tercihen çember şeklinde kurabiye kesici veya kahve finacı ağzı ile daireler kesin. Kestiğiniz daireleri yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizip 175C önceden ısıtılmış fırında 12-14 dakika kontrollü pişirin. Kalan yarısı için de aynı işlemi uygulayın.

Aralarına krema sürmeden önce iyice soğuttuğunuzdan emin olun.



Fıstıklı Krema

150 gr oda sıcaklığında tereyağ
3 yemek kaşığı soğutulmuş süt kreması
1 çay bardağı ince çekilmiş fıstık içi
3 yemek kaşığı pudra şekeri
1/4 çay kaşığı deniz tuzu

150 gram yumuşak tereyağını 30 sn kadar  çırpın ve pürüzsüz bir hal alınca pudra şekeri ve tuz ile tekrar bi 45 saniye kadar daha çırpın ve satenimsi bir görüntü almasıı sağlayın. Fıstık tozunu ve süt kremasını ekleyin, 1 dakika kadar daha çırpıp fıstığın iyice dağıldığından emin olunca çırpmayı bırakın ve oda ısısındaki kurabiyelerinizin arasını doldurmak için kullanın.


Freitag, 3. April 2015

Beyaz Çikolata ve Misket Limonlu Cheesecake / No bake White Chocolate and Lime Cheesecake



Beyaz Çikolata ve Misket Limonlu Cheesecake / No bake White Chocolate and Lime Cheesecake

Misket limonunu limondan daha çok seviyorum diyebilirim, daha ferah bir aroması var bana göre. Cheesecake için bana limondan daha iyi bir alternatif gibi gelir genelde ama pek fazla sayıda yaptığım söylenemez. Bu da nerden esti bilmiyorum, elimin altında hazır lime (misket limonu) varken yapayım dedim.

Tarifte de göreceğiniz gibi, 1 kat taban ve 3 kat harç var. Kalın bir peynir katı, üzerine yeşil bir meyve katı ve en üstte beyaz çikolatalı kat. Ben bir de en üste biraz pudra şekeri ile çırptuğım süt kremasından sıktım.


Tabanı için ben evde yaptığım kurabiyeleri ve biraz da biscoff kullandım. Siz de bayatlamış kurabiyelerinizi veya herhangi bir bisküvi kullanabilirsiniz içinize sinen. Ben burçak bisküvinin tadını pek sevmediğim için mecbur kalmazsam kullanmıyorum ama genelde taban için en çok tercih edilen bisküvilerden biri.

Bu cheesecake'in peynirli kısmı pişmediği için kıvam konusunda sıkıntı yaşamamak için labne peyniri mümkün olduğunca süzün, diğer peyniri süzmenize gerek yok. Peynir tadını hafifletmek için çırpılmış krema kullandım. Sabitlemek için bir miktar jelatin var, daha önce jelatinsiz de yaptım, oldu.

Labne peynirini süzmek için 3-4 kat kağıt havunun üzerine labne peynirini alıp, havlu ile kaplayıp bekletebilirsiniz. Yaklaşık 45 dakika bekletmeniz yeterli olacaktır. Zamanınız varsa daha çok da bekletebilirsiniz. Pınar beyaz derken, normal kalıp beyaz peynir değil :) Sürülebilir, mavi pakette olanlar var ya, onlardan işte. Yerine herhangi bir az tuzlu krema peyniri de kullanabilirsiniz.

Misket limonlu kat için curd yapabilirsiniz ama ben içindeki yumurta sarısı miktarı ve tadından dolayı tercih etmiyorum. Bu yüzden jelatin kullandım. Jelatin kullanmayacaksanız nişasta miktarını 1 kaşık artırabilirsiniz veya yumruta sarıları ile curd yapabilirsiniz.


Beyaz çikolatalı kat için yine az bir miktarda jelatin kullandım, ama kullanmasanız da olur ben sadece tam sabitlensin istedim fotoğraf için. Öyle bir amacınız yoksa kullanmayın gitsin.

Jelatin demişken, hep toz jelatin kullandığımdan yaprak jelatin ile ilgili bir fikrim yok. Bu yüzden bu konuda bir şey söyleyemeyeceğim. Eğer bitkisel kıvam verici kullanmak isterseniz agar agar deneyebilirsiniz.

Bütün katları da jelatinsiz yapabilirsiniz. Ganaj da, pelte de zaten kıvam alacak. Peynirler de kendinden kıvamlı. Daha önce jelatinsiz yaptığım çizkeklerde biraz yumuşaklık dışında hiçbir sorun yaşamadım. Jelatin kullanmadan yapmak isterseniz, jelatin kısmını atlayıp yapın.

Misket limonlarının hepsinin kabuğunu rendeledim ve sularını yeşil katman için 2 tanesinin kabuğu ile birlikte kullandım. Diğer 1 tanenin kabuğunu da peynirli harçta kullandım.

En üste çırpılmış krema sıktım.

Kalıplanmış bütün cheesecakeler için geçerli bir kural var, en az 12 saat dinlendirmek kekin oturmasını sağlıyor. Zaten bu bu kek de pişmediği için bu dinlendirme aşaması önemli.

Bahsetiğim gibi, taban üzerine 3 kattan oluşan bir çizkek bu. Bu yüzden her bir kattan sonra  mutlaka dolapta dinlendirin. Yoksa siz diğer katı dökerken karışabilirler.

En güzeli bunu bir gün önceden hazırlayıp, ertesi gün tüketmek. Aynı gün tüketmek istiyorsanız sanırım erkenden başlamanız gerekecek yapmaya.

Beyaz Çikolata ve Misket Limonlu Cheesecake / No bake White Chocolate and Lime Cheesecake

Beyaz Çikolata ve Misket Limonlu Cheesecake 


Cheesecake tabanı

2 su bardağı robotta çekilmiş, ufalanmış bisküvi ( Eti burçak, biscoff, petibör veya bayatlamış kurabiyeleriniz de olur)
4 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı toz şeker
3 yemek kaşığı süt

100 gr tereyağı bir tavaya alıp eritin ve içine ufalanmış kurabiyeleri ve şekeri ekleyin. 3-4 dakika hafif karamelize olana kadar karıştırarak kavurun. Sütü ekleyin ve 1 dakika daha pişirip ocaktan alın.
Kullanacağınız çember kalıbın tabanını bisküvi ile kaplayın ve elleriniz veya bir bardağın altı ile düzleyin. Tercihen 20-22 cm çapında kalıp kullanabilirsiniz.

Peynirli harcı hazırlayana kadar dolapta bekletin.

Peynirli kat

400 gr labne peyniri (kullanmadan önce süzülecek)
300 gr pınar beyaz peynir veya herhangi bir taze krema peyniri
200 ml buz dolabında en az 2-3 saat soğutulmuş süt kreması
100 gram tereyağ
6 yemek kaşığı pudra şekeri
1 yemek kaşığı misket limonu rendesi, ince çekilmiş
1 çay kaşığı vanilya ekstresi
1.5 yemek kaşığı kaynamış su + 3 çay kaşığı toz jelatin

Kaynamış suyu küçük bir kaseye alıp üzerine toz jelatini serpin. Bir çatalla karıştırıp, jelatnin çözülmesini sağlayın. Ilıması için kenara alın.

Süzülmüş labne peyniri, tereyağ, beyaz peyniri, vanilya, misket limonu kabuğunu ve pudra şekerini çırpın ve kremamsı bir kıvam elde edin.
Jelatini ekleyip, jelatin iyice karışana kadar çırpın.

Soğuk kremayı mümkünse cam ve dondurucuda soğutulmuş bir kaba alın ve 1 dakika orta 2-3 dakika boyunca en yüksek devirde katılaşana kadar çırpın. Peynirli harca ekleyin ve orta devirde sadece tamamen soğuyana kadar karıştırın.

Tabanına bisküvi yaydığınız kalıba dökün. Üzerini düzeltin ve dolapta 2-3 saat dinlendirin.

Misket Limonlu Kat

3 misket limonu suyu + 2 misket limonunun ince rendelenmiş kabuğu
6 yemek kaşığı toz şeker
2 yemek kaşığı nişasta
1 çay bardağı su
1 çay kaşığı toz jelatin + 2 yemek kaşığı soğuk su

2 yemek kaşığı soğuk suya 1 çay kaşığı toz jelatini serpin ve çözülmesi için kenara alın.

3 misket limonunun kabuk suyunu sıkın ve bir küçük tencereye alıp üzerine suyu ekleyin.
Toz şeker ve nişastayı ekleyip, pürüzsüz olana kadar karıştırın. Ocağın altını orta dereceye getirip, karıştırarak kaynatın. Ocağın altını kapatın ve jelatini ekleyip iyice karıştırın.

5 dakika sonra cheesecakein üzerine dökün ve dolaba alın.

Beyaz çikolatalı kat

100 gr beyaz çikolata
150 ml süt kreması
1 yemek kaşığı tereyağ
1 çay kaşığı jelatin + 2 yemek kaşığı soğuk su

1 çay kaşığı jelatini, 2 yemek kaşığı soğuk suyun üzerine serpin ve bir kenarda çözülmesi için bekletin.

Beyaz çikolatayı küçük küçük doğrayın.
Kremayı ve tereyağı bir sos tenceresine alıp krema kaynamaya başlayana kadar ısıtın, kaynamaya başlayınca ocağın altını kapatın ve çikolatayı ekleyip çikolatalar eriyene kadar karıştırın. Karışım pürüzsüz bir kıvam alınca jelatini ekleyin ve 1 dakika kadar, jelatin iyice karışıncaya dek karıştırın.

Son kat olarak, misket limonlu katın üzerine dökün ve 1-2 saat daha dolapta dinlendirin.

Servis etmeden önce çırpılmış krema veya kremşanti ile süsleyebilirsiniz.


Beyaz Çikolata ve Misket Limonlu Cheesecake / No bake White Chocolate and Lime Cheesecake

Donnerstag, 2. April 2015

Eierfärben mit Naturfarben





Wer künstliche Farben nicht mag, da sie oft bis ins Eiweiß abfärben und mitgegessen werden und dennoch nicht auf bunte Eier zu Ostern verzichten mag, kann diese auch mit natürlichen Materialen färben. Was nicht nur eine gesunde, sondern eine äußerst dekorative Alternative ist.

Färben leicht gemacht:

Der Klassiker Zwiebelschalen funktionierte bei mir nicht so gut. Ein wunderschönes sattes Ockergelb erzielte ich aber mit Kurkuma. Etwa einen Esslöffel davon in 1 Liter Wasser auflösen, mit zusätzlich einem Esslöffel Essig und die Eier darin 10 Minuten kochen lassen. 

Für die braun marmorierten Eier im Bild habe ich Rote Bete Saft verwendet. Die Marmorierung ensteht, wenn ihr zum Schluß noch Natron hinzufügt und im Anschluß die abgekühlten Eier vorsichtig mit den Fingern abreibt. Kombiniert mit weißen und goldenen Eiern ergibt das einen sehr schönen Naturlook.

Richtig schön blau und grün sind auch Tinka´s Eier mit Rotkohl geworden: HIER und HIER
Wunderschöne selbst gefärbte Eier unter anderem mit Holunder und Spinat findet ihr auch bei Bonny von Bonny und Kleid: HIER 
Und eine weitere tolle Möglichkeit ganz einfach und effektiv mit Naturfarben zu färben habe ich bei Frische Brise gefunden: HIER




Zu Beachten ist auch die Herkunft der Eier.

Wie Hühner gehalten werden könnt ihr ganz einfach am Stempelaufdruck auf der Schale erkennen.
Die erste Ziffer steht für die Art der Tierhaltung:
0 = Biologische Haltung, 1 = Freilandhaltung, 2 = Bodenhaltung, 3 = Käfighaltung
Der 2. Buchstabe gibt Auskunft über das Erzeugerland und anhand der Ziffernfolge am Schluß lässt sich der Legebetrieb zurückverfolgen.

Die qualvolle Käfighaltung ist zwar europaweit verboten, mir sind aber gerade am Wochenende wieder welche in die Hände gefallen, die importiert und falsch (als BIO Freilandeier) deklariert waren! Daher schaut bitte auf den Stempel, denn Eier von glücklichen Hühnern schmecken auch besser!

Habt ihr auch schon mit Naturfarben gefärbt? Und wie sind denn eure Erfahrungen dazu? 

Alles Liebe und gutes Gelingen,
Rebecca