Sonntag, 7. Dezember 2014

Biscoff Ganajlı Brownie / Speculoss Brownies




Speculoos Belçika kökenli, baharatlı karamelize bir bisküvi. Yapmayı hiç denemedim çünkü bence Lotus bu işi benim yerime yapıyor gayet iyi bir şekilde. Hem de açıkçası öyle karamelize edebilir miyim emin olamıyorum. Bu yüzden her Macro Center ve Migros ziyaretimde paket paket alıyorum. Bizde çay-kahveyle çok seviliyor Lotus Biscoff.

Brownie ise çok ağır gelir bana, çok yiyemem. Çok da sevdiğim aradığım söylenemez, nadir canım çeker. Bu yüzden çok yaptığımı söyleyemem. Dün evdeki biscofflarla ne yapsam diye düşünürken brovni yapmak geldi aklıma. Biscoffları toz haline getirip, biraz yağ ile sürülebilir kıvama mı getirsem diye düşündüm önce ama sonra biscofflu ganaj yapmak geldi aklıma. Kurdum hepsini bir şöyle kafamda, tamam alt kısmı klasik, nemli brownie olacaktı üstü de biscofflu ganaj. Peki ya onun üstü? Acaba dedim Cafe Fernando tarzı bir dantel mi giydirsem ama vaz geçtim hemen çünkü ekrar bir kat daha çikolata ile bayamayacaktım kendimi.





Ganajı önce beyaz çikolata ile yapmayı düşündüm, benmariye aldım beyaz çikolataları. Eridiler bir güzel, sonra birden vazgeçip sütlü ve bitter çikolata ile yapmak istedim. Bence daha iyi oldu, iyi ki de böyle yaptım. Aslında yaparken endişelerim de vardı acaba katılaşmasında sıkıntı çıkar mı çikolatayı az kullandığım için diye ama neyse ki çıkmadı, tam kıvamında mükemmel bir ganajım oldu.

Beni asıl sıkıntıya sokan brownie yapmaktı aslında. Çünkü pek yaptığım bir şey değil ve en son yaptığım browniler kuru olmuştu, çok pişirdiğim için. Bu yüzden güvendiğim birkaç bloga göz attım ve Pınar Ablacığımın tarifinden yararlanmaya karar verdim. Orijinal tarifteki çikolata miktarının 1/3'ünü sütlü çikolata kullandım. Neden bilmiyorum.

Biscoff kreması için de bisküvileri robotta bir güzel toz haline getirdim, sonrası bildiğimiz ganaj. Ama ben o kremayı browniyi kaplamadan yarıladım diyebilirim. Biliyorum sanki Lotus'a ortakmışım gibi oluyor ama biscoff'un o hafif tuzlu, karamelize baharatlı tadı ile ganaj birleşince cennetlik oldu. Onunla bir de trüf yapmak var aklımda.

1 paket (250gr) biscoff gerekecek bu tarif için. Rossmann, Macro Center ve Migros'larda var benim bildiğim. Eminim diğer büyük marketlerde de vardır.

(Ben ölçüleri yarıya indirip küçük boy yaptım, fotoğraflardaki kek ondan küçük, siz tam boy yaparsanız yaklaşık 18 dilimlik brownieniz olur.)


Biscoff Ganajlı Brownie / Speculoss Brownies

MALZEMELER

Brownie:
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı +1 yemek kaşığı un (140 gr)
  • 170 gram bitter çikolata
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 250 gr Tuzsuz tereyağ
  • 60 gram kakao
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 2 çay kaşığı sıvı vanilya veya 1 paket vanilin

Biscoff Ganaj
  • 1 paket Biscoff (250gr)
  • 1 paket süt kreması
  • 40 gr sütlü çikolata
  • 40 gr bitter çikolata (%70 kakao olursa iyi olur)

METOD:


Fırını 190C ye ayarlayın ve ısıtın. Kalıba pişirme kağıdı serin veya tereyağ sürüp kakao serpin. Çikolataları ufak parçalara ayırın. (kolay erimesi için)

Tereyağını ufak parçalara ayırıp bir tencereye alın ve eritin. Eriyen yağa doğradığınız çikolataları, vanilyayı ve tuzu ekleyin. Bir çırpıcı veya mikser ile pürüzsüz bir kıvam alana dek 1 dakika kadar karıştırın. Daha sonra toz şekeri ve kakaoyu ekleyin ve aynı şekilde 1 dakika daha karıştırın. Yumurtaları teker teker ekleyin ve her seferde 1 dakika orta devirde karıştırarak hamurun pürüzsüz ve parlak bir kıvam almasını sağlayın. Son yumurtayı ekledikten sonra unu ELEMEDEN karışıma ekleyin ve 1 dakika kadar alt üst ederek bir spatula veya kaşık ile ya da mikserin düşük devrinde karıştırın. 




Hamuru tepsiye döküp fırında yaklaşık 30-35 dakika pişirin. 25. dakikadan sonra kontrollü pişirmenizi öneririm. Kürdan batırdığınızda kürdan nemli çıkacak ama hamur bulaşmamış olacak. minik kek parçaları bulaşmış gibi hafif kirli olacak, çok pişerse kurur. :(

Pişen keki oda sıcaklığına gelene kadar soğutun. 

Biskofflu Krema:


Bisküvileri robotta tamamen ufalanana, toz gibi olana kadar çekin. 
Kremanın yarısını bir sos tenceresine alıp ısıtın. Kaynamaya başlayınca ocaktan alın ve doğradığınız çikolatayı ekleyip çikolata tamamen eriyene kadar karıştırın. Daha sonra bisküvileri ekleyin ve iyice karışana kadar karıştırmaya devam edin. En son kremanın kalanını ekleyin ve 20 saniye kadar orta hızda karıştırın. Kremayı Soğutun. 

Ganaj soğuyunca mikser ile 1-2 dakika önce orta sonra hızlı devirde çırpın. Rengi açılacak, parlak bir kahverengi olacak. 

Bu kremayı Brownie'ye sürün ve dilerseniz yien biscoff kırıntıları ile kaplayın. 



Freitag, 5. Dezember 2014

6 Tipps um in Weihnachtsstimmung zu kommen + eine selbstgemachte Girlande


Ach, mir fehlt der Schnee! Der gehört für mich in der Adventszeit einfach dazu und nun haben wir wieder Herbst-Temperaturen. Das erinnert mich stark an letztes Jahr, wo ich mit T-Shirt und weit geöffneter Balkontür unseren Weihnachtsbaum geschmückt habe. Nebenbei dudelte "Last Christmas" aus dem Radio und der einzige Schnee der fiel, war in "Hilfe es weihnachtet sehr", einer Slapstickkomödie aus den 80ern, die bei meiner Tochter im Hintergrund lief.

Dabei liegt es wohl an uns allein, um in die richtige Stimmung zu kommen und mit ein bisschen Starthilfe lässt sich doch auch ein schneefreier Advent genießen:




1.Türchen öffne dich!

Mein Must-Have: ein Adventskalender nur für mich! Denn das tägliche Öffnen der Türchen war schließlich nicht nur als Kind schön. Warum sich also nicht auch selbst jeden Tag mit einer Kleinigkeit belohnen. Tut gut.

2.Backe, backe ...

.. Kekse. Die gehören eindeutig in die Adventszeit und die vielen wunderbaren weihnachtlichen Gewürze verwandeln jede Wohnung in ein wahres Duftmeer. Wie wär es zum Beispiel mit diesen ganz einfachen und klassischen (veganen) Vanillekipferln.

3. Jingle Bells

Neben Teig kneten und Kekse ausstechen lässt es sich immer so wunderbar laut mits(w)ingen. Am besten CHRISTMAS von Michael Bublé voll aufgedreht und in Dauerschleife. ;-)

4.Christkindlmarkt

Wenn nicht dort, wo dann. Der perfekte Ort um in Weihnachtsstimmung zu kommen ist wohl ein Besuch auf dem Christkindlmarkt. Der Geruch von gebrannten Mandeln, Maroni und heißem Punsch, der die kalten Hände wärmt und von innen ordentlich einheizt. Die festliche Beleuchtung, die vielen hausgemachten Leckereien und Stände mit kunstvollem Handwerk, welche zum gemütlichen Flanieren einladen.

5.Weihnachtsmärchen

Die besten Zutaten für einen gemütlichen, langen Winterabend? Ein gutes Buch, eine dampfend heiße Tasse Tee und eine dicke, kuschelige Wolldecke. Mein Weihnachtswohlfühlbuch derzeit: "Der Plätzchen-Club" 

6. Adventsbasteln

Entschleunigung ist das Zauberwort. Und entschleunigen lässt sich ganz wunderbar beim (gemeinsamen) Basteln und Dekorieren. Warum also nicht einen Teil der Adventsdeko selber machen? Wie etwa diese (stimmungsvolle) Girlande mit Buchstaben aus schönem, glänzenden Goldpapier. Natürlich mit dem Schriftzug eurer Wahl. 

 


Für meine Girlande habe ich mit Photoscape einen weihnachtlichen Schriftzug erstellt, ausgedruckt und auf die Rückseite meines Goldkartons übertragen. Mit Schere und Bastelmesser die Buchstaben ausschneiden und einzeln an einer Schnur anbringen/auffädeln. Fertig.





Ich wünsch euch allen einen herrlichen 2. Advent!
Lasst es euch gut gehen. :-)
Eure Rebecca




Mittwoch, 3. Dezember 2014

Baked Pastry with Leeks and Chard (Fırında Pırasalı ve Pazılı Börek)


With winter comes, my favorite winter vegetables: chard and leeks. I started buying chard and leeks because of their nutritional value which I feed my little kids on a weekly basis. I grew up eating chard which I was not fond of but my mother only made it with a yogurt soup with grain which is eaten cold. I don’t recall eating it any other way. For böreks, my mother only used spinach and never chard. After I learned cooking many years later, I tried böreks with Swiss chard and regular chard and I was very happy with the results. This time I wanted to add leeks since I had them on hand and really it was so light and delicious!


I prepared the stuffing ahead of time and froze it as it is almost impossible for me to make everything the same day with two little kids and work.  I made the dough the same day I made the böreks and the stuffing tasted as if fresh. We all enjoyed them; especially my boys. They kept wanting more and more. Even though I was in a hurry when making them and didn’t take very good pictures, I think the pictures are acceptable and will explain the steps pretty well.


Caveat: You will most likely have leftover dough. I could have adjusted the proportions for the recipe, but I did not want to do that without really trying it. You can use the left over dough for any type of stuffing you like or even a small pizza.

Now it’s time for the recipe.









For the Dough:

6 ¼ cups white flour
2 ½ cups warm water
1½ tsp yeast (optional)
2 tsp salt
1 tbsp red pepper paste (optional or red pepper can be substituted)
1 tbsp olive oil


1/3 cup olive oil for brushing boreks
½ cup flour for rolling


For the Stuffing:

2 bunches of chard (around 10 chard leaves)
2 leeks
2 garlic cloves
1/3 cup olive oil
1 tsp cumin
1 ½ tsp red pepper flakes
¼ tsp black pepper
1 ½ tsp salt

Prepare the Dough:

Let yeast sit in warm water for 25-30 minutes until it bubbles.

Using a Stand Mixer: 

Attach the dough hook to the stand mixer. Add the flour, salt, red pepper paste and olive oil in the mixer bowl and run it on stir. Gradually add the yeasty water. Change the speed to 2 and let it knead the dough until it is soft. It should take less than five minutes. Cover with a damp cloth and let it sit for two hours.

Manually:

Add the flour, salt, red pepper paste, olive oil and half of the water and start kneading. Add the rest of the yeasty water gradually and continue to knead until soft dough is attained. It should take about 15-20 minutes. Cover with a damp cloth and let it sit for two hours.


Prepare the Stuffing:

Remove stems of chard from leaves.  

First steam stems of chard until soft as they will take longer to cook than the leaves. Remove and steam chard leaves until wilted. Chop both stems and leaves small.

Slit leeks in half and wash thoroughly several times to remove all the dirt between the layers. 


Chop finely. Heat olive oil in a pan. Sauté leeks first for 4-5 minutes. 


Add chopped chard, garlic, cumin, salt, pepper flakes and black pepper. Stir for a couple minutes and remove from heat and cool.


Prepare softball size dough balls and sit aside. 


Take about 2 tbsp of flour and place on the dough rolling surface. Take one of the balls and place it on top of the flour. Add another 2 tbsp of flour on top of the dough ball. 


Flatten with your fingers and start rolling. 


Make the pastry 9-10 inches in diameter, smaller if smaller pastries are desired. 


Add 3 tbsp of the stuffing in the middle of the rolled dough and fold the outer 1 inch from the left, right and the bottom to create a triangle. 


Place on a baking sheet and brush with olive oil. Repeat until all the dough and the stuffing are used up.


Heat up oven to 375º. Bake for 15-25 minutes or until the böreks take a golden color. 


Enjoy with hot tea or with cold yogurt or yogurt drink. 

Montag, 1. Dezember 2014

Bloğunuz Mutfağınızdır

Her zamanki gibi elimde kahvem internette bloğumu daha nasıl geliştirebilirim, kolay okunmasını nasıl sağlayabilirim, son dönemlerde yeni çıkmış bloğuma ekleyebileceğim yararlı gadgetlar var mı diye araştırma yapıyordum ki Blog Hocam’a rastladım. Bugüne kadar rastlaşmamış olmamızı da anlayamadım, geç keşfettiğim için üzüldüm.

 

Hemen okumaya başladım tıpkı uzun süre koşmuş da ilk gördüğü çeşmeden kana kana su içen biri gibi yazıları yalayıp yutmaya başladım derken konuk yazar köşesini gördüm. Hem bir yazar hem de bir okuyucu olarak en rahatsız olduğum konuyu yazmaya karar verdim.

 

bloghocam1

 

Yaklaşık 2 senedir bilfiil bloğumu yazıyorum. Blog yazarlığının ise iki bölümden oluştuğuna inanıyorum. Bunlardan bir tanesi üretim kısmı ki bu kısmımda bloğunuza hayat verecek yazıları hazırlama, düzenleme kısmı var yani işin mutfağı. Diğer kısmı ise hazırladığınız bu yemekleri sunacağınız vitrininiz; sonuçta ne kadar güzel yemekler hazırlarsanız hazırlayın eğer vitrininiz kötüyse kimse mutfağınıza girip yemeklerinizin tadına bakmak istemeyecektir.

 

Bu tam aksi içinde geçerlidir harika bir vitrininiz vardır ama yemekleriniz berbattır, o zaman da vitrininize aldanan iki üç kişi mutfağınıza girecek ama girmesiyle çıkması bir olacaktır. Belli bir zaman sonra da kötü ününüz yayılacak hakkınızda vitrini çok güzel ama yemekleri berbat sakın gitmeyin diyeceklerdir.

 

İşin püf noktası bu ikisi arasındaki dengeyi sağlayabilmektir. Okunası bir blog için hem lezzetli yemekler hem de güzel bir vitrin gerekmektedir. Peki güzel vitrin demek sağda solda yanan ışıklar, büyük puntolar, gereksiz gadgetlar, siz mouse imlecini hareket ettirdikçe ekranda dolaşan bir yıldız yada ekranda sürekli akan kar taneleri midir ? Hayır, tam aksine şık bir mutfak, vitrinin dikkatinizi dağıtmasına izin vermeden yemeği seyredebildiğiniz bir yerdir. Temizdir, ferahdır , görünce içiniz açılır, şöyle kafanızı içeri uzatıp o akşamın menüsü neymiş bakmak istersiniz. Bu yüzden çiçekli , allı güllü yada koyu renkli arka planlar yerine açık renkli ve mümkünse desensız blogger temalarını tercih etmelisiniz.

 

Bloggerın bize sunduğu hizmetlerin elbette ki sınırları vardır; bu yüzden tasarımınızı yaparken manuel olarak kendinizde bazı eklemeler yapabilmeli bloğunuzu okuyucuların oradan oraya savrulacağı dağınık bir tezgah olmaktan kurtarıp; orayı aradıklarını kolayca bulabilecekleri bir yere dönüştürebilirsiniz. Bunu oluştururken de kendinizi baz almalısınız şöyle ki ben bir bloğa hatta bir internet sitesine girdiğimde nelerden hoşlanıp nelerden rahatsız olurum sorularını kendinize sorarak ve bu cevaplardan yola çıkarak yalın ancak kaliteli içerik yaratan bloglar oluşturabilirsiniz.

 

bloghocam5.jpg

 

Bloggerın özelliklerini yavaş yavaş keşfettikten ve bunlar üzerinde kendim hafif hafif oynamaya başladıktan sonra ‘sayfalar’ sekmesini kullanarak bloğumdaki ana konuları ayrı ayrı kümelediğim bir yapı oluşturdum ve bu hem yazılarımın okuyucu tarafından atlanmadan birebir okunabilmelerini sağladı hem de derli toplu bir görünüm oluşturdu. Unutmayın ki okuyucunuz bloğunuza girdiğinde aradığı bir bilgi için ilgisini çekmeyen onlarca yazı ile cebelleşmek zorunda kalmamalı hemen ilgi alanı olan konu ve bu konuya yakın yazıları bulabilmelidir.

 

Tavsiyem blog sahiplerinin içerik oluştururken gösterdikleri özeni bloglarının tasarımları içinde göstermeleridir. Aslında tüm misafir konukların ve blog hocamın birçok yazısında altını çizdiği gibi blog işi ciddi emek isteyen bir iş. Okuyucu sayısının fazlalığı, bilinirliğin artması gibi şeyler ise siz ortaya iyi bir iş çıkarınca otomatikman gelecektir. Takipçi yada izleyici sayısını arttırmak içinse her önünüze gelen blog yazısına ‘cicim seni takibe aldım bana da beklerim’ ‘şekerim seni izliyorum sen de gel beni izle’ yazmak yerine, ilgi alanınıza giren yazılara kaliteli yorumlar bırakarak blog sahibinin sizin hakkınızda merak duymasını sağlayarak yazarı bloğunuza çekebilirsiniz.

 

Bloğu şirketiniz gibi düşünün para kazanın veya kazanmayın burasını bir iş yeri gibi hayal ederseniz ve her iş gibi blog yazmanın da bir adabı ve ciddiyeti olduğunu düşünürseniz ve bunu uygulamaya geçirirseniz başarılı olmama ihtimaliniz yoktur. Bu arada hepimiz bloglarımızı özgür olduğumuz ve bize ait olan yegâne alanlar olarak görüyoruz. Ciddi blog yazmak kendinizi sıkıcı bir işin altına sokmak değildir. Ciddi blog yazmak belkide dünyanın en eğlenceli konularını sistematik ve okuyucuyu yormayan bir şekilde paylaşmaktır. Unutmayın bloğunuz sizin mutfağınız; güzel yemekleriniz ve güzel bir mutfağınız olursa ayakta bekleyen onlarca müşteriniz olabilir.

 

Eğer yazım yayınlanmaya uygun görülürse ve siz bu yazıyı okuyorsanız bende sizleri mutfağıma beklerim. Benim mutfakta doğrular neler, yanlışlar neler bakıp fikir verenler olursa dünyanın en mutlu insanı olurum. Çünkü eleştirildikçe daha iyiye gideceğimize olan inancım sonsuzdur.

 

Yazar Hakkında: Zeynep Harikalar Diyarında, 2012’den beri bloğunu yazmaktadır. Banner’ından, tasarımına kadar bloğunun her şeyiyle kendisi ilgilenir. Burası kendin-yap ( DIY) projelerinin ağırlıklı olduğu ama dikiş, doğum günü ve süsleme konularında okuyucular ile ücretsiz birçok bilgi ve görselin paylaşıldığı neşeli bir blogdur.

Sonntag, 30. November 2014

Adventsleiter



Schon morgen beginnt der Countdown bis Weihnachten und ich muss gestehen, unser Adventskalender heuer war eine Ruck Zuck Aktion. Ausserdem hatte ich lange so gar keine Idee, wie er aussehen sollte, bis ich letzte Woche bei Depot über diese tolle Leiter gestolpert bin (im wahrsten Sinne des Wortes) und sie sich mir geradezu an den Hals geworfen hat. Deshalb musste sie dann auch mit, denn neben der wunderschönen Optik ist sie auch wahnsinnig praktisch. Nachdem sie nämlich als Adventskalender ausgedient hat, stell ich sie zu mir in die Garderobe und behänge sie mit meinen Schals und Tüchern. Oder ich lass sie da stehen und sie darf einfach nur hübsch aussehen. ;-)




Für den Kalender selbst habe ich einfache, weiße Papiertaschen verwendet, die ich mit verschiedenen Schwarz Weiß -Tierbildern (online ausgesucht) beklebt und mit selbstklebenden Zahlen ( aus dem Bürobedarf ) ergänzt habe. Um es noch ein wenig weihnachtlicher zu gestalten, dürfen natürlich Sterne auf keinen Fall fehlen. Mit kleinen Anhängern an den Papiertaschen oder in Form aufgefädelter Holzkugeln. Und um nicht ganz so unprätentiös daher zu kommen, schmückt noch eine wunderschön funkelnde, edle Sternengirlande unsere Adventsleiter.











Ich wünsche euch allen noch einen ruhigen und vor allem schönen ersten Advent mit euren Lieben!
Alles Liebe,
Rebecca

Schwarze Sternengirlande: wunderschön-gemacht
Holzsterne: Dawanda
Leiter, Papiertaschen + Deko: Depot
NUR FÜR DICH Stempel: Bastis Rike







Freitag, 28. November 2014

Muzlu Trileçe / Karamelize Muzlu Kek





Pekala... Uzun zaman oldu. Pek güzel ve rahat günler geçirdiğimi söyleyemem son bir buçuk ay içinde. Ama bunlardan bahsedip sizi de ortak etmeye niyetim yok. Kendi kendine her şeyi dert eden, çok fazla düşünen bir insanım, kendimi üzüp duruyorum bu yüzden. Neyse ki toparladım çünkü yalnız yaşadığım evden çıkıp ailemin yanına taşındım. Şişli'nin iğrenç trafiğinden, kirli havasından, pencereden bakınca binadan başka bir şey görünmeyen manzarasından, huysuz ve resmen "moral bozma makinesi" ev sahibimden sonra burası bana cennet gibi geldi. En önemlisi yalnız değilim, annem babam yanımda. Zaten beni toparlayan da bu. Tabi bu bir yemek blogu, ben de kimseye öğüt verecek biri değilim ama şunu anladım ki insanın ailesi yanındaysa ve onu destekliyorsa geri kalan her şey önemsiz.


Tamam. Gelelim Muzlu Trileçeye. Trileçe hayranı değilimdir, hatta bir kere yaptım sırf denemek için bir kere de dışarda yemiştim arkadaş ısrarı ile. Kısacası normal karamelli triliçe bana göre değil. Frambuazlısını denemem bile. Zaten dışarda abuk subuk ne olduğu belli olmayan soslarla yapıyorlar. açıkçası lokma bile almam. 


Ama bu muzlu kek? Aslında buna trileçe demek zaten haksızlık. Nasıl anlatsam ki? 

Muzlu ve kahverendileştirilmiş tereyağlı kek, ki kendisi hayatımda yediğim en lezzetli muzlu kek diyebilirim.
Bu keke ıslaklığı veren yoğunlaştırılmış süt. 
Kekin üzerinde kalın bir kat çırpılmış krema
Ve derin bir nefes alın, en üstte de karamelize muz. 



Ben bu keki aslında kendim yiyeyim diye yapmamıştım, sırf denemek için yaptım. Bana çok tatlı gelir diye düşündüm. Fotoğrafladıktan sonra bir lokma alıp tadına bakmak gibi bir hata yapmamla o dilimin bitmesi bir oldu. Evdekiler yerken aynen magnum ve biskolata reklamlarındaki kadınlar gibi "mmmm, hmmmm, off" eşliğinde yediler. Gözlerini kapatanlar bile vardı, anlayın işte. Ben bile 2 dilim yedim üst üste.

Meşakatli gibi gelmesin size, biraz zaman alıyor ama kesinlikle aldığı zamana değiyor. Hatta az bile o zaman, helal olsun harcadığım enerji ve zaman bu keke. haha. 

Hmm...

Keki yaparken önemli bir nokta var,  yumurta beyazlar ayrı çırpılacak ve kar gibi olana kadar çırpılacak. 

Mümkünse esmer şeker gereken tariflerde esmer şeker kullanın. Yoksa zaten yapacak bir şey yok ama alabilecek/bulabilecek durumdaysanız mutlaka öneriyorum. 

Yoğunlaştırılmış süt sizi korkutmasın, tek yapmanız gereken süte şeker ekleyip, bir süre pişirmek, hepsi bu. 

Tereyağ kahverengileştirmek de oldukça kolay, yapmanız gereken bir mikar tereyağı derin ve kalın tabanlı bir tavaya alıp rengi koyulaşıncaya kadar onunla ilgilenip zamanında ocaktan almak. Açık renk tabanlı bir tava kullanırsanız ayırt etmek daha kolay olur. Bu işi ayrı bir postta detaylı olarak anlatacağım. 

Karamelize muz kısmı da yine zorlamayacak. Tereyağında muzlar biraz çevrilip üzerine esmer şeker eklenip biraz da öyle pişiriliyor. 

Tarif çok sevdiğim How Sweet Eats'ten adapte edildi. Orijinal tarifte kek burda bulunmayan birkaç malzeme ile ıslatılıyordu. Bunun yerine ben sadece yoğunlaştırılmış süt kullandım. 

MUZLU TRİLEÇE / MUZLU KEK



MALZEMELER:

Kek:
350 gr un (2.5 su bardağı)
2 çay kaşığı kabartma tozu
1/4 çay kaşığı tarçın
1/4 çay kaşığı tuz
125 gr tereyağı (kahverengileştirilmiş)
2/3 bardak süt
1 çay bardağı (100 gr kahverengi şeker)
1/2 çay bardağı toz şeker (50 gr)
2 yumurta (sarısı ve beyazı ayrı)
4 muz (ezilmiş, püre, olgunlaşmışı makbul)
vanilya

Krema
1 paket süt kreması (önceden soğutulmuş)
2-4 yemek kaşığı pudra şekeri


Yoğunlaştırılmış Süt: 
600 ml süt 
1.5 su bardağı toz şeker

Karamelize Muz
3 muz (çok kahverengi olmasın, mümkünse de diri olanlardan)
3 yemek kaşığı tereyağ
3 yemek kaşığı kahverengi şeker
1 tutam tarçın ve 1 tutam tuz


METOD:

(bu tarifle klasik boylardaki borcamı dolduracak kadar hamur çıkıyor) 

Önce tereyağı kahverengileştirin. Bunun için 125 gram tereyağı açık renk tabanlı bir tavaya alıp orta ateşte eriyene kadar bekleyin. Eridikten sonra gözleriniz üzerinde olsun, bir süre sonra köpürmeye başlıyor, heh işte tam bu anda karıştırmaya başlayın. Renk koyulaşmaya başlayacak ve açık amber gibi bi renk alacak. Bir süre sonra bu kahverengiye dönüşecek ama çok tutarsanız da yakarsınız. Minik koyu kahve partiküller zararsızlar, lezzet veriyorlar. Onlardan korkmayın. Burda fotoğrafladım aşama aşama. bir dahaki sefere makinayla çekip bunun açin ayrı bir yayın yapacağım, o zamana kadar bunlarla idare edin. :/ Ben yarım ölçü yaptığım için keki yağ biraz az duruyor, görmezden gelin. :) 

Yağ hazır olunca tavadan alın ve oda ısısına yaklaşması için bir kupaya-kaseye boşaltın. 

Muzları çatalla veya mutfak robotu ile ezin. Çatalla da çok rahat püre yapılıyor. 

Borcamı veya kalıbınızı tereyağ ile yağlayıp, un serpin. ( ben pişirme kağıdı kullandım)

Bir kaba unu, kabartma tozunu, tarçını ve tuzu eleyin. 

Ayrı bir kapta Yumurta sarılarını ve şekeri kremamsı bir kıvam alana kadar çırpın. Muzu ve vanilyayı ekleyip iyice karışana kadar tekrar çırpın. Üzerine tereyağını 3 seferde, mikser orta seviyede çalışırken ekleyin. Her seferden sonra 30 saniye çırpın. Mikser düşük devirde çalışırken unlu karışımın yarısını ve sütü ekleyip 30 saniye kadar karıştırın. Daha sonra kalan unu ekleyip topaksız bir karışım olana kadar düşük devirde karıştırın.

Yumurta beyazlarını ayrı bir kapta kar gibi olana kadar yakşalık 3-4 dakika yüksek devirde çırpın. (Önce köpürüyor, sonra kıvam almaya başlıyor) Yumurta beyazları katılaşınca unlu karışımı ekleyin ve tahta bir kaşık veya spatula ile yumurta aklarını söndürmeden altan üste doğru hamur ve yumurta beyazını birbirine yedirin. Hamuru kalıba alın ve 25-30 dakika kontrollu olarak 175C fırında pişirin. 

Hamur pişene kadar ben yoğunlaştırılmış sütü yaptım. Sütü ve şekeri tencereye alıp karıştırın. Ocağın altını orta seviyede açıp kaynatın. Kaynayan süt taşacağı için, altını kısıp karıştırırsanız taşmaz ve o şekilde pişmeye devam eder. Yaklaşık yarım saat arada karıştırarak pişirin. Rengi ve kıvamı koyulaşacak. Kıvamı salep gibi yoğun ama akışkan bir hale gelince ocaktan alın ve soğumaya bırakın.

Kek soğuyunca fotoğraftaki gibi delikler açın. Ben bunun için bir çay kaşığının sapını kullandım ama kürdanla da yapabilirsiniz böyle geniş olmak zorunda değil. Kekin üzerine ılımış yoğunlaştırılmış sütü gezdirin. 30 dakika kadar bu şekilde bekletip sütü çekmesini sağlayın.    


Soğutulmuş süt kremasını bir kasede koyulaşıncaya kadar yüksek hızda çırpın ve içine önce 2 yemek kaşığı pudra şekerini ekleyin. Karıştırmaya devam edin ve tadına bakın, bana bu kadar şeker yeterli geldi çünkü hem yoğunlaştırılmış süt şekerli, hem kek hem de karamelize muz. Bu yüzden bu kremaya şekeri az koydum, siz çok tatlı seviyorsanız 4 kaşık ekleyebilirsiniz. 

Bir tavaya tereyağını alıp eritin. Biraz kızınca dilimlediğiniz muzları ekleyip bir iki kez çevirin. Daha sonra tuzu, tarçını ve şekeri ekleyip  3-4 dakika daha çevirin, karamelize olmasnı sağlayın. 

Çırpılmış kremayı kekin üzerine döküp keki kaplayın. Daha sonra üzerine karamelize muzu yayın. Dilimlediğiniz an yemeye hazır. 





Dienstag, 25. November 2014

ÇOCUK KİTABI RESİMLEMEK

İyi bir kitap resimleyicisi nasıl olabilirim? Çocuk kitapları resimlemek istiyorum. Yıllardır aklımda olan bir konu . Çocuk kitaplarına düşkünlüğüm sanırım bundan kaynaklanıyor. Resmimin illüstrasyona daha yakın olması da buna sebeb. Çocukken kitaplardaki resimlerin aynısını yapmaya çalışırdım. Şimdi vakit olsa kızıma aldığım kitaplardaki resimlerin aynısını oturup yapacağım.

Ama kendime özgü bir çizgim varken neden bunu kullanmayayım..
Resim yazısı ekle