Dienstag, 9. September 2014

Çikolatalı ve Muzlu Klasik Sarı Kek ( Classic Yellow Cake )


Çikolata Kremalı Muzlu Klasik Sarı Kek Tarifi



Selaaaaaaam!!!!!! Ben döndüm sanırım. Bloga tarif eklemeyeli epey olmuş. Yaz ben hiçbir şey yapmadan, tatile bile gidemeden nasıl hemen bitti bilmiyorum. Öyle ki bloga tarif bile eklememişim elimde onlarca tarif ve fotoğrafları olmasına rağmen.

Bu sessizliği bu güzel çikolatalı ve muzlu pasta ile bozayım dedim. Klasik sarı kek benim en sevdiğim keklerden biri. Tereyağlı. Çikolatalı krema ile mükemmel uyumlu. Pandispanyadan çok daha lezzetli. Özellikle yazdığım bu klasik sarı kek tarifi ile nemli ve mis gibi kokan, çok lezzetli kekleriniz olacak.



Tarifi çok detaylı yazdığım için gözünüze uzun gelebilir ama inanın çok kolay ve çok lezzetli bir pasta aslında. Adımları uyguladığınızda çok başarılı bir kek elde ediyorsunuz.


Kremaya gelince, dolaptan ilk aldığınızda bu ne diyebilirsiniz. Yapışkan koyu bir şey çıkıyor, merak etmeyin. Çırptıkça rengi açılıyor ve tam sürmelik bir krema elde ediyorsunuz. Hem de muzla ve kekin o mis gibi tereyağlı vanilyalı kokusuyla mükemmel uyumlu. Krema ve kek öyle uyumlu ki muz veya herhangi bir başka içerik kullanmasanız bile çok lezzetli. Hatta bir dahaki sefere sadece krema ile yapacağım.



Ben pastaları küçük- 6 kişilik kalıplarda yapmayı tercih ediyorum çünkü bizde ancak bitiyor. Hem de hemen yeni bir pasta yapmam için fırsat çıkmış oluyor ertesi güne. Size tam boy tarifi verdim.


Şimdilik ekleyeceklerim bu kadar sanırım. Çikolatalı muzlu pastanın tarifine geçiyorum. :)

Bu sarı kek ile hem çikolatalı kremaları, hem de vanilyalı-limonlu kremaları rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Yoğurt yerine krema, veya limonlu/çilekli pasta yapmak isterseniz 200 gr labne peyniri kullanabilirsiniz. Yoğurdun yağlı olması önemli.



ÇİKOLATA KREMALI VE MUZLU KLASİK SARI KEK

MALZEMELER:

Klasik Sarı Kek 


  • 4 yumurta
  • 225 gr yumuşak tereyağ 
  • 2 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı tam yağlı yoğurt veya Süt kreması veya 
  • Vanilya
  • 3.5 su bardağı un (elenecek)
  • 1.5 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1/4 çay kaşığı tuz


Tercihen 2 adet 22 cm çapında çember kalıp

Çikolatalı Ganaj

2 kat kek yapacaksanız malzemeleri yarıya indirebilirsiniz.


  • 2 paket süt kreması
  • 160 gr bitter çikolata, %70 kakao oranına sahip
  • 160 gr sütlü çikolata


2-3 adet  muz





HAZIRLANIŞI:

Kek malzemerinizi dolaptan çıkarın, siz ganajı yapana kadar onlar ılısın, oda sıcaklığına gelsinler. Önce ganaj ile başlayın, böylece kekleriniz soğudunda kremanız da hazır olacak. 

Çikolatalı Ganaj

Çikolataları küçük parçalara ayırın.

Kremayı küçük bir tencere veya sos tavasında kaynayana kadar ısıtın ve altını iyice kısın. Çikolataları ekleyin altını kapatın. İyice karıştırın ve pürüzsüz bir kıvam almasını sağlayın. Oda ısısına gelene kadar dışarıda bekletip daha sonra dondurucuda veya dolapta iyice soğutun.


Sarı Kek:


  1. Yumuşak tereyağ, tuz ile şekeri en az 3 dakika çırpın. Karışım biraz kabaracak, yağ kremamsı bir kıvam alacak. 
  2. Yumurtaları teker teker ekleyin ve her yumurtadan sonra en fazla 1 dakika orta devirde karıştırın. En son yumurtayı ekledikten sonra 3-4 dakika karışım iyice kabarıp hafif köpüğümsü bir yapı alana kadar yüksek hızda çırpın. 
  3. Vanilya (toz vanilin kullanacaksanız unla beraber eleyin) ve yoğurdu ekleyin. 1 dakika kadar pürüzsüz bir karışım elde edene kadar çırpın.
  4. Unu ve kabartma tozunu yumurtalı karışıma ekleyin. Düşük devirde mikserle veya el çırpıcısı ile un karışıma tamamen karışana kadar karıştırın. Karışım unu yedikten sonra çok çırpmamaya özen gösterin, kekin yapısını bozar. 
  5. Şimdi burda 2 seçeneğiniz var. Ya hamuru iki parçaya bölüp iki eşit kapta pişireceksiniz ya da tek kapta pişirip, eşit kabarmasını umacaksınız. Ben her zaman 2 ayrı kek pişiriyorum çünkü benim fırınım illa ki ortasını daha çok kabartıyor, keki 4 kata ayırmam neredeyse imkansız hale geliyor. Bu yüzden 2 kap kullanıyorum. Eğer 2 katlı yapmka isterseniz tek kapta yapıp direkt ikiye ayırabilirsiniz. 
  6. 2 adet 22 cm çapında kek kalıbının tabanını pişirme kağıdı ile kaplayın veya tereyağ ile yağlayıp un serpin. 
  7. Hamuru kaplara eşit miktarda bölüştürün. 
  8. Kalıplara boşalttığınız kek hamurunu önceden ısıtılmış 175C fırında 30-35 dakika pişirin. Bütün hamuru tek kalıpta pişirecekseniz 45-50 dakika kürdan ile kontrol ederek pişirin.
  9. Pişen keki fırından alıp ılımaya bırakın. 


Pastanın Yapılışı



  1. Soğuyan kekleri 2 kata ayırın. (Veya tek kek pişirdiyseniz 2 parçaya bölün.)
  2. Muzları dilimleyin.
  3. Kremayı dolaptan alıp 2-3 dakika rengi açık kahverengiye dönüp, sürülebilecek bir kıvam alana kadar çırpın. 
  4. Pasta tabanı için bir kat keki bir tabağa yerleştirip, üzerine kremadan sürüp, muz dilimleri ile kaplayın. Muzların üzerine 1-1.5 kaşık kadar kremayı yayın. Diğer kek katları için de aynı işlemleri tekrarlayıp kalan krema ile pastayı kaplayın. 
  5. Dilediğiniz gibi süsleyin. 






















Montag, 8. September 2014

240-)Tican Daveti..

Her amel bittikten sonra TİCAN DAVETİNİ OKUMAK o amelin süratini ve icabetini cabuklaştırır, coook büyük tesiri vardır tican daveti budur...
Bismillahirrahmanirrahim

Allahümme ya beşmehin beşmehin zala hamu şeytisun ya Allahüü n-nafizü emruhü. Ellezi lehü l esma-ül hüsna ve s-sifati l ulya ve l behceti ve d dıya-i ven nuri vel beha-i.

Allahümme ya danü melhusu demusu daimun. Ellezi hüve müsebbehu fi külli mekanin ve memduhin bi külli lisanin ve mezkurin fi külli evanin ve zemanin.

Allahümme ya haysu meymune erkaşin dare ılliyyun ellezi sebegat evveliyetihi kable külli fela kable illa ve ente kablihi.

Allahümme ya rahmisa dehlilun meytatarun ellezi anet lehu l vücuh ve haşiat lehu l esvatı ve zellet lehu ş-şemhu l bazihati.

Allahümme rahsisu ahlakun ellezi istidai bi nurihi ehli semevatihi ve ardıhi l hamid bi nuruhu külli zi ziyae ve behceti ve nur.

Allahümme ya rahmusu erhime arhimun errahmani r-rahim ellezi melei külli şey in adlihi ve rahmetihi ve keremihi.

Allahümme ya ahya serahiyan adunaye esbautin esbatun ellezi hüve l hayyu l kayyum yuhyi l mevta ve mumeyyitu l ahya ellezi kameti s-semavati ve l ardı ve l halkı bi emrihi.

Allahümme ya nure erıişe ergi telisun ellezi zıllü külli şey

in likudretihi ve sultanihi.Allahümme eşbir esma esmaunellezi istidaet bi nurihi ehli semevati ve erdıhi l hamid linurihi külli ziyai ve behcetin. Allahümme ya meliusa emliha melhun ellezi mülki biızzetihi ve kahri biceberutihi ve iste seru bikudretihi ve kalbi bi kuvvetihi fela şey in yukavimihi. Allahümme ya elame erıd erıi yeznuni l alemu bi külli şey in kane ev yekunu ellezi la yagibu aleyhi l guyubi vela ma tuhfi s-sudur. Allahümme ya meşmehin meşhisa meslamun ellezi innema emrihi iza erade şey en en yekule lehü kün feyekun amin... Bu tican isimlerinin cok özelilkleri vardır bu isimleri bedenin elbisen ve bulundugun yer mekanın temiz olması şartıyla okumakla yazıp üzerinde taşımakla iyiliklerin celbi veya kötülüklerin define coook tesirlidir. bu isimler dağların üzerine okunmuş olsa o dağlar parcalanır. bu isimler ulvi ve sufli ruhları ve ruhani kralların hakimi olan SEYYİD MEYTATARUN UN tesbihi oldugu söylendi . Ulemalar her isme aıt özellikleri oldugu zikredilmiştir selametle...İletişim:alaraunlu385@outlook.com

Baked Eggplant Kebab (Tepside Patlıcan Kebabı)




This truly delicious dish comes from the city of Gaziantep, Turkeywhich is very famous with its cuisine. After Hatay (my Province), I like Gaziantep’s food next and then Adana which is about two hours away from my hometown. I have only passed by Gaziantepand have not been there to taste all the delicious food, but when I was very young we had a family acquaints who were from Gaziantep and would come to enjoy the Mediterranean beach for the summer months. As our families spent a lot of time together during their summer vacation, I have tasted some of their food.  One thing I still remember from those days was when we stopped by one day the lady was making stuffed eggplants. She insisted on us to try it before we left and we did. To this day, the taste of that stuffed eggplants is still in my mouth and have never forgotten it. It was hot, but extremely delicious and I must say I have not eaten any better stuffed eggplant than that. I have tried to recreate it in my adult life by asking my mom about the ingredients, but I have not been fully successful. Now that we’ve gone back to childhood memories, let’s get back to the eggplant kebab.


Gaziantepis known with its eggplant kebab which is normally made on a grill which tastes even better. But this one is also extremely good and probably easier cooking as you put it in the oven and forget about it. I made this twice so far; in the initial trial it is juicier than I would have liked and also I used the fat eggplants that I had in hand. In Gaziantepthe long eggplants are know as “kebaplık patlıcan” meaning “eggplants specifically for kebap”. This version turned out better than the first one. The amount was perfect for two adults and two small children and we had leftovers. You can easily double the recipe for a larger amount.

1 lb ground beef
4-5 eggplants (long eggplants)
1 tomato (cut in half)
8 pearl onions
2 green peppers (any kind of long and thin peppers will work)
1 clove garlic (chopped fine)
1 small onion (grated)
1 tsp red pepper flakes
¼ tsp ground black pepper
1 ¼ tsp salt


For the Sauce:

2 tbsp tomato sauce
2 tbsp olive oil
1 tsp salt
1 cup cold water


For Soaking Eggplant:

5 cups cold water
2 tsp salt

Mix ground beef, garlic, grated onions, red pepper flakes, black pepper and salt well. 


Pull a walnut sized piece and slightly flatten. 1 lb ground beef made 17 small patties. 


Cut the eggplants 1-1.5 inches wide. 


Cut as many pieces as the number of ground beef (in this case 17).  Soak the eggplants in the salted cold water for about 30 minutes to get out any bitterness that may exist. In a round pan, arrange the beef and eggplants by alternating with one piece of eggplant and one piece of meat starting from the edge of the pan until all the meat and eggplants are used up. In the middle of the pan, place the tomato halves and the pearl onions. 


Mix the salt, olive oil and tomato sauce with 1 cup of water. Pour it all over the pan. 


Add the green peppers and cover with aluminum foil.

Bake at 400º F for about 1 hour and 15 minutes. Remove aluminum foil and continue to bake for another 15 minutes until the vegetables show signs of roasting. Five minutes of broiling also will work.

Enjoy with rice pilaf or just flat bread.

Note: If your pan is bigger and have a lot of room left in the middle, you may add more tomatoes, onions and green peppers inside. 

Samstag, 6. September 2014

Arrivederci Italia - es war schön mit dir!




Liebes Wochenende, du darfst so lange bleiben wie du willst! Denn dann habe ich noch ganz viel Zeit die vielen Bilder aus dem zurückliegenden Urlaub zu sortieren. Zwei Wochen ist das nun schon wieder her und kaum ist die Schmutzwäsche gewaschen und wieder in den Schränken verstaut, möchte man ich am liebsten wieder die Koffer packen. Heute scheint aber wieder zum ersten Mal die Sonne seit unserer Rückkehr und stimmt mich daher wieder ein bisschen milde.

Zudem habe ich ein wenig am Blog Design gefeilt und hoffe, dass es euch genau so gefällt wie mir
und es nun ein wenig übersichtlicher für euch wird. Ich bin noch nicht ganz fertig damit und 
hie und da wird es sicher noch einige Änderungen geben, das Grundgerüst sollte aber bestehen bleiben. 
Ein bisschen Hilfe habe ich mir diesmal auch genommen: Die wunderschöne neue Schrift und das Logo ist von Kerstin gestaltet worden. Kerstin ist Grafik Designerin und hier könnt ihr noch weitere Arbeiten von ihr bewundern.

Die Bilder im Header habe ich noch ergänzt, weil es mit der Schrift alleine so ungewohnt für mich war, aber auch das ist noch nicht endgültig. Ich würde mich auf jeden Fall über Feedback von euch freuen.

Ein paar Impressionen aus Italien, die es hoffentlich endlich einmal in ein Urlaubsfotoalbum 
schaffen, möchte ich euch aber dennoch zeigen. Bisher habe ich es einfach noch nie hinbekommen,
 ein solches zu gestalten und ich möchte das unbedingt bald in Angriff nehmen, damit ich, falls mich das nächste Mal das Fernweh beschleicht, ich es gleich griffbereit bei mir habe.

Ich wünsche euch einen feinen Abend und schick euch ganz liebe Grüße!
 Rebecca


















Freitag, 5. September 2014

BÖRÜLCE SALATASI


İnsan hayatında ilk defa tattığı ve unutamadığı lezzetle sanırım bir ömür boyu, anlata anlata yaşıyor.
Börülce salatasını bir arkadaşımın evinde yemiştim. O gün, hava çok sıcaktı. Bunaltıcı, esmeyen kapalı bir balkonda , önce hafif bir sirke kokusu, ardından inceden bir sarımsak kokusu sardı etrafı.
O yaz günü anca, soğuk bir şeyler yenirdi. Arkadaşımın annesi bir yandan servis yaparken, bir yandan övmeye başladı börülceyi. Ama ben sirke de sevmem, sarımsakta. Diyemedim tabi, misafirim, ve özenerek hazırlanmış bu salatayı yemesem olmaz. Buz gibi zeytinyağlı salatayı tadar tatmaz, bu malzemeler nasıl bir birine bu kadar yakışır, diye düşündüm. Sanırım 1998 ya da 1999'du. Börülce'nin manavda yada pazarda satıldığını bile duymamıştım. Ege fasülyesi olduğunu öğrendim ve o zamandan beri ilk defa bu sene bir markette rastladım ve aldım. Önce taze fasulye gibi pişirdim. Ama lezzeti beklediğim gibi değildi. Bu sefer internetten börülce salatası tarifi aradım ve aradığım lezzeti buldum.


Börülceyi haşlıyorsunuz. Domates rendeliyorsunuz. Küçük bir kavanozda, zeytinyağı, sirke, limon, rendelenmiş sarımsak, tuzu karıştırıyorsunuz ve şekilde gördüğünüz gibi harmanlıyorsunuz.

Kavanozda sos kaldı. Ben de hemen iki patates haşladım. Taze soğanla doğradım, geri kalan sosu da ilave ettim. İnanılmaz lezzetli oldu.

Mittwoch, 3. September 2014

İSTANBUL / EDMONDO DE AMICIS .. 1870'LERİN İSTANBULU


 

Ah ! İstanbul Ah! aşktır İstanbul, keyiftir, hoş kokulu bir parfümdür, ruhu besleyen rüzgardır, müziktir, insanın ciğerlerine sinen nemdir. İstanbul bakmayı bilene, hissedene, aşka, hatıralara önem verene cennettir. Bu kitabı size bildirmek neredeyse boyumun borcu. Bu kitabın ortaokul ya da lise sınıflarında okutulması gerektiğini düşünüyorum. Edmondo De Amicis " Çocuk Kalbi"nin yazarı, gazeteci, 1870'li yıllarda İstanbul'a gelir ve gördükleriyle ilgili bir günce tutar. Bir ressam gibi not alır, gözlemler. Bize o kadar detaylı notlar iletiyor ki bu kitapta, bir ders niteliğinde keyifle okuyorsunuz. Kitapta o kadar altı çizili cümle var ki, neyi nasıl yazayım anlatayım bilemiyorum.
Kesinlikle 2 kere okumalıyım. Dolu dolu bir kitap, her sayfayı iki kere okudum diyebilirim. Eski semtlerini teker teker, ayrıntılı olarak anlatmaya başlıyor. Bu arada İstanbul'a varışını bir film sahnesi gibi tasvir ediyor. İstanbul'da hayat, giyim kuşam, kadınları, hamamları ve daha bir sürü başlık.

En çok etkilendiğim bir cümlesini paylaşmak istiyorum;
Serasker kulesine çıkan Edmondo "...bu manzara , gerçekten bizim gezegenimize mi, yoksa Tanrı'nın daha çok kayırdığı başka bir yıldıza mı aittir ?"  gerisi için lütfen kitabı edinip en kısa sürede okuyun. Bu zevkten mahrum kalmayın.
Kitabı bana yılbaşında, sevgili arkadaşım Natali www.baykusgozuyle.blogspot.com  hediye etmişti. Ama işin şaşılacak tarafı, aynı kitabı farklı bir yayınevinden , şu an yayınlanan YKY yayınlarında ki baskısından ben de ona hediye etmiştim.
Bu yaz, kitabın orijinal basımına, Beşiktaş Deniz müzesinde rastladım.  Çok şaşırdım. Müze de sergileniyordu, ama bu yaşımda henüz karşılaşmıştım.

Okullarda her zaman tarih dersinde , savaşlar, anlaşmalardan bahsedilir, ama hiçbir zaman toplumsal yaşantıyı anlatan bir kitap yoktur. Sokaklarını , giyimlerini, yemeklerini anlatan bir kaynak yoktur.

Orhan Pamuk'un İstanbul'dan sonra en keyifli okudum, bu kitabın dışında, Aydın Boysan'ın "Nereye gitti İstanbul ?" u da yüzünüzde büyük bir gülümsemeyle, ve bazen de tüh diyebileceğiniz cümleler okuyorsunuz. Sohbetleri tadında bir kitap...
 
 
İstanbul'u iyi tanımak isteyenlere gezi tadında başka bir yazı öneriyorum. http://www.sabaldyilmaz.blogspot.com.tr/2014/08/erken-donem-bizans-yaplar-fest-travel.html#gpluscomments 
Arkadaşım Sabriye, Fest travel vasıtasıyla iyi bir rehber eşliğinde, İstanbul'un erken dönem Bizans yapılarını ayrıntılı olarak gezdi ve yazdı. Merak edenler yukarıdaki linke tık yapabilir.

Dienstag, 2. September 2014

Blogger’da Sabit Bir Ana Sayfa Yapma

Blog dediğimiz şey yayınların en yeniden en eskiye doğru sıralandığı, her sayfada belli sayıda yayının gözüktüğü ve sayfalar arasında geçiş yapılara eski yayınlara ulaşıldığı dinamik bir web sitesi türüdür.

 

Eskiden statik web sitesi oluşturmamızı sağlayan Geocities, Tripod gibi servislerin yerini günümüzde Blogger, Tumblr ve Wordpress gibi sistemler aldı. Bu ücretsiz servisler sayesinde herkesin blog oluşturması oldukça kolay ama statik bir web sitesi oluşturmak isteyenler için artık eskisi gibi ücretsiz ve kaliteli servisler yok.

 

Dünyanın en popüler blog oluşturma esrvisi olan Blogger’da klasik bir blogun yanı sıra açılış sayfası olan, statik bir web sitesi oluşturabileceğinizi biliyormuydunuz?

 

Aşağıda göstereceğim yönntemleri ve bazı temel HTML kodlarını kullanarak Blogger’ı tek bir sayfadan oluşan siteye dönüştürmeniz mümkün.

 

1. Boş Bir Sayfa Oluşturalım

 

Blogger’da boş bir sayfa oluşturmak istediğimizde en az bir adet gadget eklemek gerektiğini belirten bir uyarı gelir. Aşağıdaki kodları incelediğinizde navbar gadgetını eklediğimizi fakat CSS kodlarıyla bu gadgetı sakladığımızı görebilrsiniz.

 

İlk örneğimizde boş bir sayfa oluşturulam ve yavaş yavaş bunu dolduralım. Boş ve sabit bir sayfa oluşturmak için Blogger kumanda panelinize girdikten sonra Şablon > HTML’yi Düzenle yolunu takip edin ve buradaki tüm kodları silerek yerine aşağıdaki kodları ekleyin.

 

<?xml version="1.0" encoding="UTF-8" ?>
<!DOCTYPE html>
<html b:version='2' class='v2' expr:dir='data:blog.languageDirection' xmlns='
http://www.w3.org/1999/xhtml' xmlns:b='http://www.google.com/2005/gml/b' xmlns:data='http://www.google.com/2005/gml/data' xmlns:expr='http://www.google.com/2005/gml/expr'>
  <head>
    <meta content='IE=EmulateIE7' http-equiv='X-UA-Compatible'/>
    <b:if cond='data:blog.isMobile'>
      <meta content='width=device-width,initial-scale=1.0,minimum-scale=1.0,maximum-scale=1.0' name='viewport'/>
    <b:else/>
      <meta content='width=1100' name='viewport'/>
    </b:if>
    <b:include data='blog' name='all-head-content'/>
    <title><data:blog.pageTitle/></title>
   <b:skin><![CDATA[
#navbar-iframe {   height:0px;   visibility:hidden;   display:none   }
body {
  font: $(body.font);
  color: $(body.text.color);
  background: $(body.background);
  padding: 0 $(content.shadow.spread) $(content.shadow.spread) $(content.shadow.spread);
  $(body.background.override)  margin: 0;
    padding: 0;
}

]]></b:skin>
  </head>
  <body>
  <b:section class='navbar' id='navbar' maxwidgets='1' showaddelement='no'>
<b:widget id='Navbar1' locked='true' title='Navbar' type='Navbar'/>
</b:section>

  </body>
</html>

 

2. Boş Sayfaya Bir Şeyler Yazalım

 

Sayfaya bir şeyler yazmak için klasik HTML kodlarını kullanacağız. Eğer HTML bilginiz yoksa şuradaki gibi online HTML editörlerinden birini kullanarak sayfanızı oluşturun ve HTML kodlarını alın.

online-html-editor

 

Resimde gördüğünüz gibi örnek bir sayfa oluşturdum ve bunun HTML kodlarını alarak Blogger kumanda panelinde Şablon > HTML’yi Düzenle bölümünde </body> kodunun üzerine ekledim. Burası çok önemli! Ekleyeceğiniz HTML kodları her zaman </body> kodunun üzerinde yer almalı.

Şablonu önizleme yaptığımızda online HTML editöründe oluşturduğumuz sayfasın aynısını görebiliriz.

 

Dikkat Edilecek Hususlar

 

- Blogger’da tüm HTML kodlarını ve HTML sayfalarını kullanmak ne yazık ki mümkün değildir. Bu yüzden bazı kodlarda uyarı mesajı ile karşılaşabilirsiniz. Bu hata mesajlarını Google’da arayarak çözüm bulabilirsiniz. Veya bu yazının altına yorum bırakırsanız ben yardımcı olmaya çalışırım.

 

- Hazır HTML şablnlarındaki css dosyalarının içindeki kodları Blogger’a eklemek isterseniz ]]></b:skin> kounun üzreine eklemelisiniz.

 

- Javascript veya benzeri bir harici dosya çağırmak için kullanılan kodları ise </head> kodunun üzerine eklemelisiniz.

 

Bu yazıyı konuyla ilgili çok mesaj geldiği için hazırladım. Umarım anlatabilmişimdir ve faydalı olabilmişimdir.