Samstag, 19. April 2014

Çilekli ve Zencefilli Krema Dolgulu Çikolatalı Cupcake



O kadar çok şey pişiriyorum ama bloga ekleyecek vaktim olmuyor. Elimde bir sürü fotoğraf, tarif bekliyor. Aslında istediğim daha farklı şeylere yönelmek. Mesela geçen gün karabiberli ve çilekli cupcake yaptım ama insanların damak tadına karabiber ve çilek gider mi bilemiyorum. Ben çok sevdim. Karabiber ise Laduree'ün en sevdiğim makaronu olan karabiberli makaronundan aklıma geldi, çilekle de uyacağını düşündüm.

Bunlar benim hayatımda yediğim en güzel cupcakelerdendi. Zencefil, çilek, çikolata... Üzerlerine de beyaz çikolataya batırılmış çilekler ekledim. Bu pasta süsleri ise bana Betül Abla'dan hediye :) Çok güzel değiller mi hem kalpker hem boncuklar?

Çok uzatmıyorum ve tarife geçiyorum.

Kaplama kreması olarak mus benzeri bir krema yaptım.
Dolgu kreması için de Dr oetker'in dolgu kremasını süt ve süt kreması ile çırptım. Hazır krema kullanmak istemeyenler için ekstra bir krema tarifi ekledim. Ben normalde hazır krema kullanmayı sevmiyorum ama bu krema çok hoşuma gidiyor.

Zencefil damak tadınıza uymazsa eklemeyebilirsiniz.




Çilekki ve Zencefilli Krema Dolgulu Çikolatalı Cupcake

MALZEMELER

Kakaolu Kek

  • 2 yumurta
  • 1.5 su bardağı elenmiş un
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 1 çay bardağı kefir veya süt
  • vanilya


Çikolatalı Krema

  • 200 ml soğutulmuş sıvı krema
  • 40 gr sütlü çikolata
  • 60 gr mümkünse %70 kakaolu bitter çikolata
  • 1 yemek kaşığı pudra şekeri


Çilekli ve Zencefilli Krema

  • 1 paket Dr Oetker dolgu kreması (hazır kremaları hiç sevmesem de bunun tadı çok hoşuma gidiyor ama bunun yerine pastacı kreması da kullanabilirsiniz)
  • 1 çay kaşığı veya daha fazla rendelenmiş taze zencefil
  • 7-8 tane çilek

(hazır krema kullanmak istemezseniz: 1.5 su bardağı süte 2 yemek kaşığı mısır nişastası, 3 yemek kaşığı toz şeker, vanilya ve 1 çay kaşığı taze rendelenmiş zencefil ekleyip kaynayana kadar pişirin. Kaynayınca altını iyice kısın ve bir kasede çırpılmış 1 yumurta sarısına 2-3 kaşık kremadan ekleyip hızlıca karıştırın ve daha sonra bu karışımı yavaşça ekleyip karıştırarak kremaya ekleyin. Tekrar kaynayıncaya kadar pişirin ve ocaktan alın. 2 yemek kaşığı tuzsuz tereyağ eleyin ve eriyinceye kadar karıştırın. Karışım ılıyınca küçük doğradığınız çilekleri ekleyip karıştırın)

YÖNTEMLER

Kek:
Yumurta sarılarına şekeri ve vanilyayı ekleyip kremamsı bir kıvam alana ve rengi hafif açılana kadar yaklaşık 3 dakika çırpın. Daha sonra yağı ve sütü ekleyip karıştırın. Karışımın üzerine unu, kabartma tozunu ve kakaoyu eleyin, 1 dakika kadar karışım unu yiyene dek karıştırın.

Ayrı bir kaptu yumurta aklarını bir tutam uz ile 3-4 dakika katılaşıp kar gibi olana kadar çırpın. Daha sonra unlu karışımı ekleyip tahta bir kaşık yardımı ile çırpmadan birbirine yedirin ve homojen bir karışım elde edin.

Hamuru cupcake kalıplarına paylaştırıp 175C fırında 15-20 dakika pişirin. (her fırın farklı olduğu için siz yine de 15 dakikadan sonra kürdan testi yapın ve eğer pişmişse alın fırından, yoksa pişirmeye devam.)

Çilekli ve Zencefilli Krema

1 paket dolgu kremasını belirilen miktarda süt ile çırpın ve içine küçük doğradığınız çilekleri ve zencefili ekleyip karıştırın.

(hazır krema kullanmak istemezseniz: 1.5 su bardağı süte 2 yemek kaşığı mısır nişastası, 3 yemek kaşığı toz şeker, vanilya ve 1 çay kaşığı taze rendelenmiş zencefil ekleyip kaynayana kadar pişirin. Kaynayınca altını iyice kısın ve bir kasede çırpılmış 1 yumurta sarısına 2-3 kaşık kremadan ekleyip hızlıca karıştırın ve daha sonra bu karışımı yavaşça ekleyip karıştırarak kremaya ekleyin. Tekrar kaynayıncaya kadar pişirin ve ocaktan alın. 2 yemek kaşığı tuzsuz tereyağ eleyin ve eriyinceye kadar karıştırın. Karışım ılıyınca küçük doğradığınız çilekleri ekleyip karıştırın)

Çikolatalı Kaplama Kreması

Çikolataları benmari usulü eritip oda sıcaklığında 5-6 dakika ılıtın. Çİkolataları ılımaya bıraktığınızda kremanın yarım çay bardağı kadarını ayırıp (katı haldeyse 2-3 yemek kaşığı) kalan kısmını 3-4 dakika hızlı devirde katılaşıncaya kadar çırpın. (En başta size olmayacak gibi görünebilir, sabredip çırpmaya devam edin kıvam alıyor illa ki.) Katılaşmaya başlayınca 1 yemek kaşığı pudra şekeri ilave edin ve 1-2 dakika daha çırpın.

Ilımaya başlamış çikolataya azar azar ayırdığınız kremadan ekleyin ve karışırın. Kremanın tamamı eklenince bu karışımı çırpılmış kremaya ekleyip 1 kadar kremanın tamamı çikolata ile karışana kadar çırpın. Karışımı kekler pişip, içleri doldurulana kadar dolapta bekletin.

Cupcakelerin hazırlanışı: Ilımış keklerinizi "burada" anlattığım gibi, size kolay gelen bir yöntemle çilekli krema ile doldurun.
Daha sonra kaplama kreması ile kaplayın ve istediğiniz gibi süsleyin.

Freitag, 18. April 2014

Blogunuza Karşı Monoton Olmayın

Bu yazı, Emrah Kara tarafından Blog Hocam için yazılmıştır.


Dünya genelinde ortalama her gün 5 milyon blog yazıldığını varsayalım. Bu rakamı dünya nüfusuna oranlarsak ortalama her 1400 kişiden birinin blog yazdığı sonucuna ulaşırız. Global düşünüldüğünde hakikaten müthiş bir rakam ve blog sitelerin daha da yaygınlaşarak arttığını düşünürsek ilerleyen zamanlarda bu verinin çok daha azalacağını düşünebiliriz.

Bu küçük beyin jimnastiğinden sonra asıl konumuza dönelim. Biz blog yazarlarının artık daha detaycı ve dikkatli olma zamanımız geldi. Çünkü yazar kadar okuyucu da önemli bir etken. Şimdi kısaca yazar ve okur ilişkisine değinmek istiyorum.

 

SONY DSC

 

1. Hep kendinizi düşünmeyin

 

Blog tutan insanlarda gereksiz hırslar, para kazanma arzusu ve popüler olma tutkusu olduğu müddetçe kaliteden bahsetmek söz konusu değildir. Çoğumuzda bu hatayı yapıyoruz. Bizim blog yazarları olarak öncelikli hedefimiz ziyaretçilerimizin yazılarımızı okuması olmalıdır, okuyucunun dikkatini dağıtarak onlara reklamları tıklatmak değil. Tabi ki reklam ya da reklamlar yayınlayacağız ama öncelikli hedefimiz bunlar olmamalıdır.

 

2. Yazılarınızda bir ana fikir olsun

 

Ben her hangi bir sosyal medya aracını belirli bir hedefe istinaden kullanıyorum. Örneğin; Whatsapp’ı telefon rehberimde bu programı kullanan birileri varsa kullanırım. Eğer yoksa cihazıma yüklemem. Eminim siz de öyle yaparsınız. Demek istiyorum ki, yazılan yazı sadece yazıdan ibaret olmamalı, okuyucuya aradığını sunup okuduğunu anlatabilmelidir. Sırf siteye ziyaretçi çekmek için hedefsiz ve ana fikirsiz yazı yazılmamalıdır. Tabi ki bu kaliteyi olmakla paralel bir durum.

 

3. Sürekli aynı konulardan bahsedilmemeli

 

Takip ettiğim ve kaliteli bulduğum bir kaç tane blog var. Bunlarında dışındaki bloglar genelde günlerde tek bir konu üzerinde yoğunlaşıyorlar. 7 temel kategoriden oluşan bir blog sitesinin haftanın 7 günü sadece teknoloji üzerine yazılar yazması bana çok mantıklı gelmiyor. Her gün bir adet farklı kategoride yazılar yazılması blog açısından çok daha işlevsel olacaktır.

 

4. Hit almak mı yoksa kaliteli ziyaretçi kitlesi mi?

 

Öncelikle bu konuya karar verilmeli. Bir blogun çizgisi olmalıdır. Bazen 3 satır yazı yazarsınız ve bu yazınızı 3 bin kişi okur, bazen de farklı bir yazınızı sadece 200 kişi okur. Burada temel etken yazdığınız yazının amacının ne olduğu ile alakalıdır. Bilgi ve deneyimlerinizi, yaşam tarzınızı ve kaleminizdeki kişiselliğinizi yazınıza aktarabiliyorsanız sizin için yazınızı kaç kişinin okuduğunun bir önemi yoktur. Ben, blogumu ziyaret eden kitlenin belirli bir seviyede olmasını isterim. Zaten süreklilik de bu mantalite ile kazanılır.

 

5. Blogunuzu özel kılın

 

Kendinizi bir an için ziyaretçi olarak düşünün ve rastgele bir konu araştırın. Çeşitli siteleri ziyaret edin. Aradığınızı bulma yolunda bıkmadan ilerleyin. Gerçekten de sitelerdeki o bıktırıcı temalardan, yavaşlıklıklardan ve reklamlardan tiksineceksiniz. İşte blogunuzu diğerlerinden ayıracak en önemli 3 özel nokta. Bunlara dikkat edildiğinde geriye sadece yazıların kalite değeri kalır.

 

Sonuç olarak, kalite her zaman ayrıntılarda gizlidir. Her ayrıntı önemsenmeli. Çünkü önemsenen ayrıntılar sizin kalitenizi ortaya koyar ve çizginiz herkes tarafından beğenilebilir.

 

Herkese sevgilerimle.

 

Yazar Hakkında: Emrah Kara uzun zamandır blog yazarlığı yapmaktadır. Şu anda çeşitli konularda yazdığı yazıları sahibi olduğu emrahkara.com.tr internet adresinde yayınlamaktadır.

 

Blog: www.emrahkara.com.tr

Mail: mail[at]emrahkara.com.tr

Mittwoch, 16. April 2014

Çikolata Şeker Kurabiye






Çikolata Şeker Kurabiye



Malzemeler;

150 gr tereyağı (oda sıcaklığında)

1 çay bardağı sıvı yağ

3/4 su bardağı ince toz şeker (rondodan geçirilmiş)

1 su bardağı nişasta

1 - 1.5 su bardağı un

1 paket vanilya

1 tatlı kaşığı kabartma tozu



Üzeri için;

Çikolata veya çokokrem 

Baston şeker ya da akide



Yapılışı;

Toz malzemeleri eleyerek, bütün malzemeleri yoğurup küçük toplar yapın

Etli İçli Köfte (Stuffed Bulgur Shells with Beef)


İçli köfte is also known as “oruk” in Turkey and in the Hatay/Antakya (Antioch) region where I am from, it is called “kibbeh” a word that comes from Arabic. İçli köfte is very popular in the Middle East and each country may have a different version of it. Even within Turkey or within Hatay, there are many different versions. This recipe is the içli köfte that I grew up with which my mother makes. I have posted another recipe “Stuffed Bulgur Shells” in the past however the shells had boiled potatoes instead of meat.

Since this version includes meat in the shell, it can be boiled instead of fried. I did both this time as I like both boiled and fried but if I had to choose, I would choose the fried ones. 

As this is a very time consuming meal, it is not made often. I think it has been several years since I have made it, although the last time I ate it was 1.5 years ago when my mother was visiting for the birth of my twins. She made it for us several times and the day before she left she made quite a bit for the freezer. Although, I rarely had time to even cook the ones in the freezer after the babies, they stayed in the freezer a few months. If using a stand mixer, the time to make this decreases dramatically. My 17 month old kids loved it so much that a couple days later, I decided to make it again. I prepared two batches of the shell and the stuffing and froze them. When I want to stuff the shells, I will just remove them from the freezer one day before and just make enough for dinner.

This particular time, I prepared the stuffing and the shell one day and stuffed them another day and cooked them the day after. Preparing ahead of time will save a lot of time. Although I am a big advocate of fresh foods and not fond of freezing at all, sometimes it is inevitable due to time constraints, especially with these types of foods.

The illustrated pictures show how the shape is given; however just for fun I did a different (easier) shape for the last four köftes. I also had a little bit shell dough left over so I shaped this into small balls and boiled them and poured some of the olive oil/red pepper paste/garlic sauce to make bulgur balls. See my previous post for “Bulgur Balls with Spinach and Garlic (Sarımsaklı ve Ispanaklı Bulgur Köftesi) ”. This shell dough also can be used for this recipe.

As mentioned in my previous “Stuffed Bulgur Shells” post, an easier version of the stuffed shells can be by making it in a pan. You would spread a thin layer of the bulgur dough on a greased pan, add the stuffing and cover the top with another layer of the shell dough, drizzle with olive oil and bake it. See a couple pictures below from a while back.
 

 
 
I also once shaped the shells like a scoop and fried them. Then the stuffing was scooped with the shells. See a picture below from a while back. 

 
 
The other version I tried was making them in the shape of bulgur balls and fried them and added stuffing and mixed them together. Unfortunately, I do not have a picture for this but you can refer to my bulgur balls post.  So as you can see you can be creative to make these.

I would like to add that the ladies who are expert in making these, like some of the older ladies in my hometown, are able to make the shells very thin. Mine were thicker than I would like but I think I am getting better at it each time I make them.

Enjoy with "Cacık" (yogurt with garlic and cucumbers) and salad or any salad greens. As you can see in the pictures above, we had them with the onions, garlic, radishes and arugula from my little garden as well as a "Shepard Salad" and "Yogurt".
 
For the Shell Mixture:
 
3 cups red bulgur or white (fine grind)
1 lb ground beef (95% lean)
1/2 cup semolina
1/2 cup flour
2 tbsp red pepper paste
2 tsp salt
2 ½ cups cold water
2 cup oil for frying (or as much as it takes)
 
For the Stuffing:
 
1 lb ground beef (95% lean)
1 medium onion (chopped finely)
2 cloves garlic (chopped finely)
¾ cup parsley (chopped finely)
3 tbsp olive oil
1 tsp red pepper flakes
1 ½ tsp salt
¼ tsp black ground pepper
 
For Boiled Köfte Sauce:
 
2 fresh stems garlic (or dried if fresh not available)
1 tbsp red pepper paste
½ cup olive oil
 
 
To Prepare the Stuffing:
 
Heat the oil in a pan. Add the ground beef and cook until the beef is no longer pink and releases its water. Pour out the water and add the olive oil. Stir. Add the onions and sauté until onions are transparent. Add the garlic, salt, red pepper flakes and the black pepper. Saute for a couple of minutes and turn off heat. Add the chopped parsley and stir again. Let it cool. This can be prepared one day before and refrigerated.
 

To Prepare the Shell:
 
Using Stand Mixer:
 
Pulse the ground beef in a food processor several times. Set aside.

 
 
Slip the flat beater attachment to the beater shaft of the stand mixer while it is still unplugged (for safety reasons). Place the bulgur, semolina, flour, red pepper paste, salt and the beef in the stand mixer bowl.

 
 
Set the speed to stir and add water gradually. Once all the ingredients get wet, set the speed to 2. Let it mix good for 4-5 minutes and then set the speed to 4. Keep adding the water gradually as the stand mixer is running. Let it run for 10 minutes.
 
 
You may need to scrape the sides of the bowl in between. The bulgur dough should get soft enough to be workable (give a shape). Cover with plastic wrap or a damp cheese cloth.
Below is a picture of how the end result of the shell mixture should look like.
 
 
Manually:
 
Add all the shell mixture ingredients including the pulsed ground beef and 1 cup of water and start kneading. Gradually add the rest of the water while kneading. Keep kneading for 30 minutes (longer if necessary) until all the ingredients are mixed well and the bulgur dough is soft enough to give a shape. The reason for this length of time is because the bulgur is not soaked ahead of time. To reduce the kneading time, soak the bulgur in hot water for about 10-15 minutes. See previous recipe for Stuffed Bulgur Shells (İçli Köfte) .
When the shell mixture is ready, follow the instructions below to create the köftes. Below is a picture that shows how the process works starting from number 1 on the left side:
 
 
  1. Take an egg sized piece and put it in your left palm (if you’re right handed; otherwise put in your right palm). Make sure your hand is dipped in water before starting to shape the shells.
  2. Wet your right index finger and stick it into the egg sized piece and make a hole in the shell.
  3. Make a half circular movement clockwise and counter clockwise with your index finger into the shell while it is still on your palm to create a thin shell (as thin as possible).
  4. Fill the shell with stuffing and close gently.
  5. Soak your hands in the water and gently pat the köfte to make sure it is smooth and any tears are patched.
  6. The final shell should look smooth and intact.

While you are working with the shells, keep the remaining mixture covered with a damp cloth. As the mixture tends to dry out, make sure you roll each ball in your hands (make sure your hands are dipped in water) before shaping the shells.
 


If for some reason the bulgur dough is too soft and cannot be shaped, add some flour and that should solve the problem.
 
For Frying:
 
Heat the oil in a large pan. When the oil is hot, add the stuffed shells and fry both sides until they take a brownish color as shown in the picture below. This should take only a few minutes.
 
 
For Boiling:
 
Boil half of a large pot of water. Once the water boils, gently add several köftes depending on the size of the pot. Let them boil for 5 minutes. Remove gently. Drain and place in a serving platter.
 
 
Sauce for Boiled Köfte:
 
Chop the garlic if using fresh stems. If using dried, crush them. Mix the garlic, red pepper paste and olive oil until all ingredients are integrated.

Drizzle over the köftes. Also serve the sauce with the köftes.  Drizzle the sauce over the stuffing in the köfte with a small spoon after each bite.

 
 
 

Yaratıcı Yazı Fikirleri

Blog yazarlarının ortak sorunlarından biri yaratıcı yazı fikirleri bulmak. Blogunuzun konusu ne olursa olsun okuyucularınıza sürekli yeni içerikler sunmalısınız. Bunun için de yaratıcılığınızı tetikleyecek şeylere yönelerek orijinal yazı fikirleri üretmelisiniz.

Kendimden birkaç örnek vermek istiyorum. Blog yazarlığı ile ilgili konular belli bir yerden sonra tükeniyor. Sektörde yeni gelişmeler olacak ki ben de bunları sizlerle paylaşacağım. Bu süreçte öyle şeyler yazmalıyım ki hem kendimi tekrarlamamalı, hem de okuyucunun bloga ilgisini devam ettirmeliyim.

 

Bu noktada bilgisayar başından kalktım, çevreme biraz baktım ve etrafımda gördüklerimden ne gibi yazı fikirleri çıkarabilirim diye düşündüm. Bakın oraya hangi sonuçlar çıktı:

 

- Sosyal hayatımdaki kız-erkek ilişkilerini gözlemledim ve bloglarla kız arkadaşlar arasındaki benzerlikleri yazdım.

- Ailemle vakit geçirirken 5 aylık yeğenimin yaşını başını almış bloggerlara ders verebileceğini düşündüm ve yadım.

- Okuduğum bir kitaptan etkilenerek yapmanız gereken tek şeyin başlamak olduğunu yazdım.

 

- TV’de izlediğim bir söyleşiden etkilenerek Nevzat Aydın’ın başarısından çıkardığım notları sizinle paylaştım.

 

Gördüğünüz gibi kafamızı bilgisayardan kaldırıp etrafımıza baktığımıza orijinal, ilgi çekici ve eğlenceli yazı fikirleri bulabiliyoruz. Özellikle televizyon bu konuda bence harika bir kaynak. Her türlü program, film, dizi vs yayınlandığı için bunlardan güzel yazı fikirleri çıkarabiliriz.

 

Son zamanlarda izlemeye başladığım biri dizi buna çok güzel bir örnek. Dizinin ismi Not Defteri. Çarşamba akşamları saat 20:30’da Fox TV’de yayınlanıyor. İlk bölümünü eşim izlerken denk geldim ve ben de izlemeye başladım. Diziyi izleme amacım yeni yazı fikirleri üretebilmekti. Gerçekten de diziyi izlerken daha önce hiç aklıma gelmeyen yeni konular buldum ve ilerleyen zamanlarda blogda paylaşmak için notumu aldım.

 

not-defteri

http://www.fox.com.tr/Not-Defteri


Açıkçası amacıma ulaşıp yazı fikirleri üretmiştim ama dizi bittiğinde “acaba sonraki bölümde ne olacak?” diye de aklımda kalmıştı :) Ertesi hafta çarşamba günü saat 20:30’da kendimi TV’nin karşısında “Not Defteri”nin başlamasını beklerken bulunca anladım ki be de bir dizi izleyicisi olmuşum :)

 

Not Defteri’ni izlerken hangi yazı fikirlerini bulduğumu merak edenler için hemen bilgi vereyim.

 

- Bir öğrenci neden blog yazmalı?

- Öğretmenler için blog yazmanın önemi

- “Blogculuk” diye bir ders olsa nasıl olurdu?

 

Söz Sizde

 

Not Defteri gerçekten heyecanlı ve insanı TV başına çekeb bir dizi. Eminim blogunuzun konusu ne olursa olsun siz de dizi izlerken okuyucularınızın hoşuna gidecek pek çok yazı fikri bulabilirsiniz. Eğer fırsatınız olursa çarşamba akşamı siz de “Not Defteri”ni izleyin ve bulduğunuz yazı fikirlerini buradan veya kendi blogunudan paylaşın. Bakalım ne kadar yaratıcı bir blog yazarısınız :)

Yüksek Kaliteli Fotoğrafları Ücretsiz İndirebileceğiniz 15 Harika Kaynak

Bloggerlar, freelancerlar, web sitesi sahipleri ,içerik üreticliler vs hepimiz yazılarımızda ve blogumuzun muhtelif yerlerinde görsellerden faydalanayoruz. Kullandığımız bu görsellerin kalitesi ve çözünürlüğü kadar, lisans sorunu da olmaması gerekiyor. Tüm bu beklentileri karşılayacak fotoğraf sitelerini araştırdım ve en güzel 15 kaynağı bir araya getirdim.

 

1. Little Visuals

 

little visuals

 

Bu site sadece yüksek kaliteli fotoğrafların paylaşıldığı bir blog sitesi. Blogda paylaşılan her fotoğğrafın altında altında o fotoğrafla ilgili etiketler yer alıyor. Sol üstte yer alan yeşil butona bastığınızda arama kutusunun da yer aldığı bir panel açılacak. Buradan istediğiniz ingilizce kelimeyi girerek hızlı arma yapabilrsiniz. Ayrıca Little Visuals sitesine üye olduğunuzda, 7 adet yüksek kaliteli fotoğraftan oluşan zipli bir dosya her hafta e-mail adresinize gönderliyor.

 

2. Unsplash

 

unsplash

 

Bu site de aynı Little Visuals gibi yüksek kaliteli fotoğrafların paylaşıldığı bir tumblr blogu. Unsplash’e üye olduğunuzda mail adresinize her 10 günde bir 10 adet kaliteli fotoğraf gönderilir.

 

3. New Old Stock

 

new old stock

 

Cole Townsend isimli vatandaşın sitesi de aynı Unsplash gibi yüksek kaliteli fotoğrafların paylaşıldığı bir Tumblr blogu. Fakat New Old Stock’u farklı kılan şey paylaşılan fotoğrafların vintage fotoğraflar olması.

 

4. Picjumbo

 

picjumbo

 

Yüksek çözünürlükte, yüksek kaliteli fotoğrafları ücretsiz olarak indirebileceğiniz bir blog olan Picjumbo’da her gün yeni bir fotoğraf paylaşılmaktadır. Fotoğrafların kategorilere ayrılması, istediğiniz konudaki fotoğraflara daha kolay ulaşmanızı sağlıyor.

 

5. Gratisography

 

gratisography

 

Profesyonel bir fotoğraf sanatçısı olan Ryan McGuire, her hafta yeni fotoğraflar ekleyerek kullanıcıların ücretsiz olarak indirmesine imkan sağlıyor. Yeni bir site olduğu için arşivi çok geniş olmasa da eklenen fotoğrafların kalitesi, şimdiden Gratisography’yi harika bir stock fotoğraf kaynağı yapmış bile.

 

6. Free Refe Mobile Photos

 

refe

 

Mobil fotoğrafların ticaretinin yapıldığı Refe isimli sitenin, ücretsiz mobil fotoğraflar yayınladığı Tumblr blogu. Bu blogda paylaşılan fotoğraflar genellikle manzara ve yaşamdan fotoğraflar.

 

7. IM Free

 

im free

 

IM Cretator isimli ücretsiz site oluşturma servisinin bir hizmeti olan IM Free’de koleksiyonlara ayrılarak kategorizeedilmiş ücretsiz ve yüksek kaliteli fotoğrafları bilgisayarınıza indirebiliyorsunuz.

 

8. The Open Photo Project

 

open photo project

 

Açık dizin projesi olan DMOZ gibi kalite standartlarına uyan foroğrafların gönüllü editörler tarafından uygun kategorilere eklenmesiyle oluşan bir fotopraf dizini. Yüzlerce kategoriden istediğiniz resmi bulup ücretsiz indirebiliyorsunuz.

 

9. Imagebase

 

imagebase

 

Sitenin sahibi olan profesyonel fotoğrafçı David Niblack, genellikle kendi çektiği foroğrafları insanların ücretsiz olarak kullannmasına imkan sağlıyor. Doğa, insan, nesne, şehir gibi kategorilere ayrılmış sitede yer alan PowerPoint sunum arkaplanlarını a incelemenizi öneririm.

 

10.  Wikimedia Commons

 

wikimedia

 

Çok geniş bir veri tabanına sahip olan bu sitede 15 milyondan fazla fotoğraf, video ve ses dosyası var. Detaylı kategpri ve filtreleme sistemi sayesinde aradığınız görsel konusuna kolayca ulaşabiliyorsunuz.

 

11. Flickr: Creative Commons

 

flickr-cc

 

Dünyanın en büyük fotoğraf paylaşım sitesi olan Flickr’ın CC sayfasında fotoğraflar lisans şartlarına göre ayrılmıştır. Böylece kullanım amacınıza göre istediğiniz lisansa sahip kategorinden fotoğrafları ücretsiz indirebilirsiniz.

 

12. KaboomPics

 

kaboompics

 

Karolina isimli Polonyalı bir web tasarımcı tarafından oluşturulan bu sitede bloggerlar ve web sitesi sahipleri için yüksek kaliteli fotoğraflar var.

 

13. FreePhotoDb

 

freephotodb

 

Henüz yeni bir site olduğu için çok geniş bir arşive sahip olmasa da fotoğrafların kalitesi harika. Filtreleme özelliği sayesinde istediğiniz konuda fotoğrafa kolayca ulaşabiliyorsunuz.

 

14. SplitShire

 

splitshire

 

Daniel Nanescu isimli fotoğrafçı ve grafiker vatandaş, projelerinde kullanmak için çektiği fotoğrfları bu sitede paylaşıyor. Hepsi yüksek kaliteli ve ücretsiz.

 

15. Superfamous

 

superfamous

 

Genellikle doğadan fotoğrafların paylaşıldığı bu sitede yüksek kalitede ve çok ilginç kareler göreceksiniz. Blogunuzda kullanmasanız bile ilginizi çekebilir.

 

 

Creative Commons Nedir?

 

Yukarıdaki siteleri incelediğinizde çeşitli yerlerde Creative Commons şeklinde bir lisanala karşılaşacakınız. Bununla ilgili kısaca bilgi vermek istiyorum.

 

Creative Commons, sanatçı ve eser sahiplerinin, yasanın kendilerine tanıdığı kimi hakları kamuyla paylaşabilmelerine imkân veren, özel olarak hazırlanmış telif lisansı sözleşmeleri öneren bir organizasyondur.

 

Creative Commons lisanları, eser sahibinin isteğine göre 6 farklı şekilde kullanılabilir. Bu Creative Commons lisans türlerini özetlemek gerekirse;

 

Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilirsiniz, üzerinde değişiklik yapıp yenisini üretebilirsiniz, ticari amaçla kullanabilirsiniz. Sağlanması gereken tek şart, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesidir.
 
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilirsiniz, üzerinde değişiklik yapıp yenisini üretebilirsiniz, ticari amaçla kullanabilirsiniz. Sağlanması gereken iki şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, eserin tüm kopyalarında veya eserden üretilmiş yeni eserlerde de aynı veya benzer lisansın kullanılmaya devam edilmesi.
 
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilir ve ticari amaçla kullanabilirsiniz. Sağlanması gereken iki şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, esere dokunulmaması ve özgün halinin korunması.
 
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilir ve üzerinde değişiklik yapıp yenisini üretebilirsiniz. Sağlanması gereken iki şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, eserin hiçbir kopyası veya eserden üretilmiş yeni eserlerin hiçbirisinin ticari ortamda kullanılmaması.
  
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilirsiniz, üzerinde değişiklik yapıp yenisini üretebilirsiniz. Sağlanması gereken üç şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, eserin hiçbir kopyası veya eserden üretilmiş yeni eserlerin hiçbirisinin ticari ortamda kullanılmaması. Üçüncüsü, eserin tüm kopyalarında veya eserden üretilmiş yeni eserlerde de aynı veya benzer lisansın kullanılmaya devam edilmesi.
  
Bu lisansa sahip eseri kopyalayabilirsiniz. Sağlanması gereken üç şart var. İlki, eserin tüm kopyalarında eserin ilk sahibinin belirtilmesi. İkincisi, eserin hiçbir kopyası veya eserden üretilmiş yeni eserlerin hiçbirisinin ticari ortamda kullanılmaması. Üçüncüsü, esere dokunulmaması ve özgünlüğünün korunması.

 

Fotoğrafları Blogunuzda Kullanırken Sorun Yaşamamak İçin

 

Creative Commons lisanları Türkiye’de pek yaygın kullanılması da El Cezire, Google, Beyaz Saray gibi kurumların internet sitelerinde paylaştıkları fotoğrafları Creative Commons lisanları ile koruma altına alıyor. Eğer kullandığınız bir görsel yüzünden başınızın ağrınasını istemiyorsanız telif haklarına dikkat etmenizi öneririm. Çoğumuz ihmal etsek de blog yazılarımıza bir görsel eklediğmizde görsel altına sahibinin ismini ve sitesini eklemek en doğru olanı.

Size (ve kendime) önerim yukarıdaki kaynaklardan veya başka bir siteden blogunuza görsel eklediğinidze görselin altına ya da yazının sonuna “görsel kaynak:http://….” şeklinde bir not düşmeniz.