Samstag, 25. Januar 2014

365 GÜNLÜK'le karşılaştık.



Günün anısına.
 
Yine cumartesi, yine koşturma. Sınavdan çıkmış, her haftaki   monoton koşturmacanın içinde yine , Melisa'yı Taksim'e Fransızca kursuna götürürken, metroda tatlı bir ses, bizimle konuşmaya başladı. Beni çok uzun zamandır takip eden, sevgili Elife. Halbuki o bana hiç yorum bırakmazken , yani ben onun farkında değilken, benim hakkımda ne çok şey biliyormuş. Aslında o anda oradan hiç ayrılmak istemedim. Ama zamanla yarışıyorduk. Ayrılırken, aklımda olan tek şey, şu sanal dünya sayesinde aslında birbirimize ne kadar yakınızda haberimiz yok. Elife ile belki o an ayrıldık, ama zaten istediğimiz her an birbirimize ulaşabilir  durumda olacaktık. Elife ile tanışmak isteyen
http://elife-365.blogspot.com.tr/ . Biz en kısa sürede benim atölyemde oturup sohbet edeceğiz.

 
Hava o kadar güzel ve berraktı ki vapurda üst katta oturduk.
Yeni bir motordu sanırım, her yer bembeyazdı.
Bu beyazlık , saf görüntü ve temizlik, beni fotoğraf çekmeye itti.


Gelecek haftalarda aynı vapura denk gelmeyi umuyorum. 
 
 Bu kız poz vermeyi çok iyi biliyor.

Melisa'ya geçen günlerde uykudan uyanıdırken öpüp koklama seansları esnasında " Melisa ben senin adını yanlış koydum galiba , senin adın kartopu olmalıydı," demiştim ve " bundan sonra senin adın kartopu olsun " demiştim. Gözlerin açan cimcime, " gerçekten mi anne " diyip mutluluktan havalara uçmuştu. Hatta bir kaç gün  Melisa diyememiştim. Her Melisa deyişimde beni uyarıyordu, " kartopu anne , kartopu diyecektin unuttun mu" diye uyarıyordu. Bununla kalmayıp, okulda öğretmenine ve arkadaşlarına, " annem benim adımı değiştirdi, benim adım artık kartopu "demiş. Konuyu gayet ciddiye almış yani.  :) İşte bu resim , ona neden kartopu ismini koyduğumun kanıtı. Bu arada dudaklarında ruj yok. Doğal hali.:)


                     


Ah Melisacım. Beni yine hüzünlü, düşünceli çekmişin.
 
 
Not: Vatikan ve Venedik fotoğrafları o kadar çok ki, ayrıştıramadığım için buraya koyamadım. Onları koyamadığım için, günlük yaşantıdan paylaşımı unuttum. Elife'ye de söz vermişken, dönüşü hızlı yapayım diyorum.

Freitag, 24. Januar 2014

Blogunuzda Etkinlikler Düzenleyin

Blog yazarlığının ciddiyeti ve samimiyeti hakkında bir çok yazı okuduk/okudunuz. İçeriğiyle,tasarımıyla bir blogun nasıl olması gerektiğini anlatan yazılar etrafımızda dolaşıyor. Blogumuzun daha çok okura, daha fazla ziyaretçiye ulaşması için blogumuzda etkinlikler düzenlememiz gerekir.

etkinlik

 

Nasıl etkinlikler düzenlemeliyiz?


Etkinlikler küçük olabilir ama samimi her etkinlik hedef kitlesine ulaşacaktır. Etkinlikler, blogunuzu düzenli bir şekilde takip etmeyenlerin de blogunuza uğramasını, hatta blogunuzu yakından takip etmelerini sağlar.

Çekiliş düzenleyebilirsiniz!


Blogunuzda okurlarınıza küçük hediyeler verebilirsiniz. Kitap,mouse,flashbellek gibi küçük hediyelerle okurlarınızı mutlu edebilirsiniz. Böyle küçük hediyeler maddiyatta önemli değildir ancak maneviyatta çok önemlidir. Blogların samimi yapısına gönülden verilen küçük hediyeler daha samimi bir ortam oluşturacaktır.

Domain/Alan adı hediye edebilirsiniz!


Domain günümüz şartlarında cüzzi bir miktardır. 25-30 liraya bir domain sahibi olabiliyorsunuz. Okurlarınız arasında bir çekiliş düzenleyerek bir veya bir kaç kişiye domain hediye edebilirsiniz. Elinizde bulunan mevcut domaini de hediye edebilir yada çekiliş sonunda kazanan okurlarınıza istediği domaini okur adına kayıt ederek armağan edebilirsiniz.

Sponsor firma desteği alabilirsiniz!


Blogunuzda düzenleyeceğiniz çekiliş için çeşitli sponsor firmalarından destek alabilirsiniz. Büyük firmaların destek olduğu çekilişler vardır. Daha önce çekiliş düzenlemiş bloglardan çekilişe sponsor olmuş firmalarla iletişime geçerek halisane niyetinizi anlatıp onların desteğini alabilirsiniz. Örneğin, bir hosting firmasından bir adet domain yada bir hosting hediye etmesini istebilirsiniz. Bu küçük hediye karşılığında hediyeyi karşılayan hosting firmasının sponsorluğunda çekilişi düzenleyerek hosting firmasınında reklamını yapmış olacaksınız. Karşılıklı memnuniyetin sağlanacağı bir anlaşma olacağı için kabul edeceklerdir.

Hediyelik eşya pazarlayan e-ticaret sitelerinden destek isteyebilirsiniz.

Gelirinizi blogunuza yatırabilirsiniz!

Reklamlardan ve tanırım yazılarından el ettiğiniz gelirlerin bir bölümü ile böyle bir çekiliş düzenler ve kendi kendinizin sponsoru olabilirsiniz. 50 liralık bir bütçe ile küçük bir çekiliş düzenleyebilirsiniz. 50 lira ile ister bir kaç kitap , isterseniz bir araç/gereç hediye edebilirsiniz.

Uzmanlığınız ile ilgili destek/hizmet verebilirsiniz!


Çekilişler illaki maddiyatla olacak diye bir kaide yoktur. SEO konusunda uzmansanız, SEO desteği verebilirsiniz. Grafik tasarım konusunda yetenekliyseniz okurlarınıza logo ve tema tasarımları hediye edebilirsiniz. Bu konularda yeteneğiniz yoksa bile çekiliş sonunda kazanan okurlarınızın bloglarını anlatan birer tanıtım yazısı yayınlayabilirsiniz.

Blogunuzda reklamlar yayınlabilirsiniz!


Blogunuzda yer alan reklam bölümlerini bir süreliğine kazanan okurlarınızın bloglarına ayırabilirsiniz. 250x250 , 480x90 , 728,120 boyutlarında reklam alanlarını çekilişi kazanan okurlarınıza tahsis ederek bir çeşit ödül dağıtımında bulunabilirsiniz.

Fazla olan eşyalarınızı ödül olarak dağıtabilirsiniz!

Evinizde bulunan ihtiyaç fazlası eşyalarınızı çekiliş sonunda okurlarınıza armağan edebilirsiniz. Diyelim ki evinizde bulunan okuduğunuz kitapları setler halinde çekilişe dahil edebilirsiniz. Evinizde iki monitör varsa birisini armağan edebilirsiniz. İlerleyen zamanlarda kendi blogum için düzenleyeceğim çekiliş için elimde bulunan fazla bir mobee marka tabletin birini , 19'' bir monitör, 50 kadar kitabımı, fazla sayıda bulunan Atatürk tablolarımdan bazılarını, fazla modemin birini hediye olarak sunacağım. Fazla eşyalarınızı çekilişe dahil ederken dikkat etmeniz gereken tek husus hediye edilecek eşyaların kullanılabilir ve temiz olmasıdır.

Kargo ücretlerini unutmayın!

Çekilişi düzenlediniz ve ödülleri kazananlar belli oldu. Ödüllerin kazananlara ulaştırılması da bir maliyettir. Kargo hususunu çekilişin şartları arasında mutlaka belirtmelisiniz. Kargoyu alıcı da karşılayabilir , sizde karşılayabilirsiniz ancak bunu mutlaka en başta belirtmelisiniz.

Örnek çekilişleri inceleyin!


Bir çok blog yazarı çekiliş düzenlemektedir. Bu çekilişleri inceleyerek ilham alabilirsiniz. Daha önce düzenlenmiş çekilişlerin şartlarını ve katılım koşullarını inceleyerek düzenleyeceğiniz çekiliş için ön çalışma yapmış olursunuz. Daha önce blog hocam’da düzenlenen hediye çekilişini inceleyebilirsiniz.

Sizinde blog etkinlikleri hususunda önerileriniz varsa yorum bölümünden ileterek yeni fikirler edinmemize yardımcı olabilirsiniz.

Vural Egemen Sarıgöz

SRGZ blog

 

Görsel kaynak: http://mekilaningezegeni.blogspot.com.tr/2013/07/hediye-cekilisi-icin-son-sans.html

Donnerstag, 23. Januar 2014

Çilekli Pembe Dilimler ve Bulutagacı'nın yeni instragram hesabı






Uzun zamandır ne bir tarif yayınlayabildim ne de blogla ilgilenebildim ama sanırım artık dönme vakti :) Bu süre boyunca da birçok blogger arkadaşım maillerle mesajlarla halimi hatrımı sordular sağ olsunlar.

Tariften önce sizinle instagram hesabımı paylaşmak istiyorum, yeni açtım ve tarifler burda yayınlanmadan önce orfan fotoğraflarını ve yapılışlarının kısa videolarını da paylaşacağım.

BURAYA tıklayarak instagram profilimi görebilir ve takip etmeye başyabilirsiniz :)

Gelelim çilekli pembe kek tarifine.



 Çilek mevsimi değil ama hem dondurucuda kullanılmayı bekleyen çilekleri kullanayım hem de marketten aldığım ne idüğü belirsiz ama tadı güzel çileklerle bir şeyler yapayım dedim.  Kekimiz, pembe, nemli, yumuşacık, çilekli bir kek ve peynirli krema. Ben kek için Dr Oetker Wolke Vanilyalısını kullandım. Jöle olarak yine Dr Oetker Çilekli Bitkisel Jeli kullandım.

Kare bir borcamda yapıp dilimledim ve 16 kare dilim çilekli kek çıktı tüm kutudan. Kreması için peynir kullanmasanız da olur elbette.

Çilekli Pembe Kek Dilimleri




Malzemeler

KEK

  • 1 paket Dr Oetker Vanilyalı Wolke
  • 1 paket çilekli tercihen bitkisel jöle
  • 3 yumurta
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çaybardağı su
  • (ben 1 çok az gıda boyası da ekledim, eklemeseniz de olur.)


Hazırlanışı:

Çırpma kabına Dr Oetker Wolkeyi, yağ, su, yumurta ve çilekli jöleyi ekleyin ve 3 dakika boyunca çırpın. Hazırladığınız kek hamurunu kare veya dikdörtgen bir borcama döküp kutunun üstünde yazan sıcaklık ayarına göre fırında 35-40 dakika pişirin. (Ben 150C'de pişiriyorum, o zaman her yanı aynı şekilde kabarıyor.)





Wolke kullanmak istemezseniz

  • 2 su bardağı un
  • 3 yumurta
  • 1.5 su bardağı tozşeker
  • Yarım paket kabartma tozu
  • Vanilya 
  • 1 yemek kaşığı buğday veya mısır nişastası
  • 1 paket çilekli tercihen bitkisel jöle
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çaybardağı su

Hazırlanışı: Yumurta aklarını ayrı bir kaba alın. Yumurta sarılarını şekerle 3-4 dakika krema kıvamı alana dek çırpın ve içine un, yağ, jöle tozu, su, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip çırpın.
Yumurta aklarını bir tutam tuz ile katılaşıp kar gibi olana dek 3-4 dakika yüksek hızda çırpın ve katılaşınca unlu karışıma ekleyip kaşık veya spatula ile çırpmadan birbirine yedirin. Hazırladığınız kek hamurunu kare veya dikdörtgen bir borcama döküp 175C de fırında 35-40 dakika pişirin. (Ben 150C'de pişiriyorum, o zaman her yanı aynı şekilde kabarıyor.)


Kreması için

  • 1 paket (200ml) önceden soğutulmuş tercihen tikveşli veya sütaş süt kreması (kıvamları daha koyu ve homojen yapıda oluyorlar genelde)
  • 1 paket labne peyniri (200gr)
  • 4-5 yemek kaşığı pudra şekeri (damak tadınıza göre artırabilirsiniz)


Hazırlanışı:
Kremayı 2-3 dakika boyunca yüksek hızda çırpın ve katılaşmasını sağlayın. Daha sonra pudra şekeri ve süzülmüş labne peynirini ekleyip homojen olana dek çırpın.

Çilek Püresi için:

  • 12-15 tane çilek
  • 1 yemek kaşığı pudra şekeri

Hazırlanışı:
Çilekleri rendeleyerek veya robotta çekerek püre haline getirin ve pudra şekeri ile karıştırın.

16 tane bütün çilek (dilemlerin üzerine)

PASTANIN YAPILIŞI

Soğumuş kekin üzerine çilek püresini dökün ve kekin tamamına yayıp keki çilek püresi ile ıslatın. 5 dakika sonra kremayı kekin üzerine eşit şekilde yayıp dilimleyin ve her dilimin üzerine bir çilek kondurun:) ellerinize sağlık!





Özgün Bir Blog Tasarımı İsteyen?

Bir ziyaretçi blogunuza giriş yaptığınıda, blogda kalıp kalmayacağı kararını 5 ile 10 saniye arasında verdiğini biliyor muydunuz? İçeriğiniz ne kadar iyi olursa olsun, bu kısa sürede ziyaretçiyi blogda kalmaya ikna edemezseniz, yazılarınızı okumadan blogu terk edecektir. Peki ziyaretçiyi 5-10 saniye gibi kısa sürede blogda kalmaya nasıl ikna edersiniz? Elbette şık ve kullanıcı dostu bir tasarımla.

Tasarımın ziyaretçi üzerinde olduğu kadar blog yazarı üzerinde de etkisi çok fazla. İnsan sevdiği, diğerlerinden farklı ve orijinal bir tasarıma sahip olunca daha bir şevkle yazıyor. İtiraf edin, blog tasarımı bir blog yazarı olarak ssizi de etkilemiyor mu? Tema seçimine ve araştırmasına günler harcamadınız mı? 

Tasarım madem bu kadar önemli, BH okurlarına güzel ve özgün bir blog tasarımı hediye etmek güzel olur öyle değil mi? Tasarımlarını çok beğendiğim Değmesin Yağlı Boya ile bir işbirliği yaptım ve resimde gördüğünüz blog tasarımını bir BH okuruna hediye etmek istedim.

cafe-huzur-blogger-tema
Görmüş olduğunuz bu tasarım, Değmesin Yağlı Boya tarafından Blog Hocam için yapılmıştır ve sadece 3 kişiye verilecektir. Şablon; hızı ve şık tasarımıyla kullannıcı dostu olup, kitap blogları başta olmak üzere her türlü blogda kullanılabilir.

!!! Cafe Huzur isimli bu şık tasarıma sahip olmayan isteyen bloggerlar,  bu postu Facebook veya Twitter hesaplarında paylaştıktan sonra linkini, 31 Ocak Cuma tarihine kadar  yorum bölümünden bırakabilirler. Başka hiç bir şarta gerek yok.

Şablonu düzenlemenize Değmesin Yağlı Boya’nın yardımcı olacağını da belirtmek isterim. Ayrıca Değmesin Yağlı Boya’nın kişiye özel tasarım hizmeti de var. Nasıl mı?

Değmesin Yağlı Boya Ve Kişiye Özel Blog Tasarımı

 

Değmesin Yağlı Boya tasarımlarıyla 2 yılı aşkın bir zamandır blog alemine yeni bir nefes,daha güzel bloglar kazandırmayı hedefleyerek aramıza katıldı.

Değmesin Yağlı Boya kişiye ve bloga özel şablonlar tasarlamaktadır. Tasarımların ana mantığı okuyucuya göz yormayan hoş vakit geçirebileceği yayınları okurken veya blogu dolaşırken kendini güzel bir yerde rahatsızlık verebilecek yanıp sönen eklentiler, yazılar, eklentileri kullanmadan blogun içeriğini önplana çıkartmaktır. Tasarımların işlevselliği özel tasarım sosyal ağ butonları menüleri resim galerileri resimli kategorileri kişiye göre özel ve özgün olarak tasarlanmaktadır.

Her tasarım hak ettiği ilgi, özen ve büyük bir titizlikle tasarlanmaktadır. Çalışmalar Değmesin Yağlı Boya imzasını taşıdıkları için pürüz, hata, çakışan görseller ve eklentilere rastlamak neredeyse imkansızdır. Tasarımların tüm özellikleri(kayıt metni,kayıt başlığı,kenar başlıkları:metni-yazı stili ve rengi) itina ile seçilir. Çalışma süreci şablonun ihtiyaçlarına ve istenilen özelliklerine bağlıdır.Bu süreç 3 ile 5 gün arasında değişiklik gösterebilir. Teslimat sonrası her tür destek, yardım düzeltme veya anlaşmaya göre eklemelerin yapılması ise her blog yazarının bir gün mutlaka ihtiyacı olacağı bir hizmettir ve bu hizmet ücretsiz olarak verilmektedir.

Herkese ferah temiz fonksiyonel, yayınların severek okunduğu, içinde zevk alarak büyük bir keyifle dolaşıldığı ve okunduğu güzel bir tasarım için degmesinyagliboya@gmail.com elektronik posta adresinden talepte bulunulabilir.

Değmesin Yağlı Boya’nın daha önce yaptığı 70 adet tasarımın arasından fikir almak için Galeri'ye bakabilir veya yapım aşamaları, çalışma süreci, özellikler yerleşim seçimi gibi detaylara ulaşmak için bilgi/seçim sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Değişmek,tazelenmek yepyeni bir görünüme geçiş yapmak isteyenlerin yapması gereken şey çok kolay: Bloglarını Değmesin Yağlı Boya'nın şefkatli fırçasına bırakmak…

 

Kazananlar Belli Oldu!

 

Katılım süresi tamamlandı ve Cafe Huzur isimli bu şık Blogger tasarımını kazanan 3 kişi belli 

 


Şablonu kazananlar: Hilal Orhan, Kelimehan Deniz ve Ruhsuz Atmaca.

Mittwoch, 22. Januar 2014

Blogspot.Com.Tr İle Gelen Problemler

Blogger kullanıcıları, son günlerde gelen Türkiye’ye özel domain yönlendirmesiyle adeta şok olmuş durumda. 2 gündür e-posta ve sosyal platformlar aracılığıyla gelen soruların yarısı bu konu üzerine.

Daha önce 18 ülkeye bu özelliği getiren Blogger, son olarak Türkiye’de blogismi.blogspot.com olan domainleri blogismi.blogspot.com.tr olarak değiştirdi. Bununla birlikte sıfırlanan Alexa ve PageRank değerleri ile çalışmamaya başlayan Google Friend Connect yani İzleyiciler gadgetı blog yazarları arasında ciddi sıkıntılara yol açtı.

2 gündür neredeyse tüm mesaimi bu konuyu araştırmaya ve mağduriyetimizi gidermeye harcadım. Sonunda Blogger’ın yaptığı bu güncellemenin "country-code Top Level Domain" (ccTLD) adı verilen bir yönlendirme olduğunu öğendim. Bu yönlendirmeyi de blogumuza küçük bir script ekleyerek engelleyebiliyoruz. Yapmanız gereken şey Blogger kumanda panelinize giriş yaparak  Şablon > HTML’yi Düzenle yolunu izleyin ve <head> kodunun altına aşağıdaki script kodlarını yapıştırın.

 

<script type='text/javascript'> var str= window.location.href.toString(); if ((str.indexOf('.com/'))=='-1') { var str1=str.substring(str.lastIndexOf(".blogspot.")); if (str1.indexOf('/')=='-1') { var str2=str1; } else { var str2=str1.substring(0,str1.indexOf('/')+1); } window.location.href =window.location.href.toString().replace(str2,'.blogspot.com/ncr/'); } </script>

 

Şablonu kaydettikten sonra blogunuzu eskisi gibi blogspot.com uzantısıyla kullanmaya devam edebileceksiniz. Artık Google Friend Connect gadgetı da çalışır ve görünür durumda.

 

Blogspot Com Tr Çözümü

 

Yapmış olduğumuz bu işlem başka sorunlara yol açar mı bunu bilemiyorum ama ben kullanacağım. İsteyenler bu yöntemi hemen uygulayabilir, isteyenler bir süre Blog Hocam’ı gözlemleyip bir sorun yaşanmadığına emin olduktan sonra uygulayabilir. Kararı size bırakıyorum.

Bloglama Stratejisi

“Blog” kavramının temelinde yatan hikaye; insanın bilgisini, duygusunu, düşüncesini, deneyimini, zevkini karşıdakine ulaşıtrmaktır. Basit düşündüğümüzde hepimiz bu yüzden blog yazıyoruz değil mi? Ancak kimileri bunu istediği ölçüde başarabilirken, kimileri sadece çevresindekilere ulaşabiliyor. Peki aradaki fark ne? Birçok etken sayabiliriz elbette. Benim üzerinde durmak istediğim konu ise stateji. Yani hedefe ulsaşmak için saptadığmız plan. Sürdürülebilir, doğru bir strateji ile blogunuzun hedeflerine daha kolay ulaşabileceğinize inanıyorum. Aşağıda, Blog Hocam’a uyguladığım bloglama stratejisinden genel olarak bahsetmeye çalıştım.

bloglama stratejisi

1. Planlama

Her işimde olduğu gibi blog yazarlığında da planlı programlı hareket etmeye özen gösteriyorum. Dolayısıyla her ay oturup istatistikleri analiz eder, okuyucu taleplerini değerlendirir, trend konuları ve aklıma gelen yeni fikirleri not alırım. Daha sonra beyin fırtınası yaparak yazabileceğim konuları belirler ve bunların listesini yaparım.

Ardından belirlediğim konuları içerik takvimine yayınlayacağım günlere yerleştiririm. Yani hangi gün hangi yazıyı yayınlayacağımı daha en baştan planlarım. Böylece önceliklerimi ve yapmam gerekenleri düzene koymakta daha başarılı oluyorum.

2. Araştırma

Bazen kişisel görüş ve deneyim içeren yazılar yazsam da genellikle bilgi veren, öğretici içerikler oluşturuyorum. Bunlar blog yazararını yönlendirici nitelikte yazılar olduğu için onlara doğru ve detaylı bilgi vermenin şart olduğuna inanıyorum. Bu yüzden yazacağım konu hakkında çok detaylı bir araştırma yaparım.

Konuyla ilgili daha önce yazılmış yerli ve yabancı kaynakları araştırır, makaleleri ve röportajları okur, gerektiğinde kendi deneme ve testlerimi yapar, bunları ekran görüntüleriyle desteklemeye çalışırım. Araştırma aşaması en fazla vakit alan ve emek gerektiren aşamadır ama sonunda ortaya çıkan ürünü gördüğünüzde “uğraştığıma değdi”
diyebiliyorsanız sorun yok :)

3. Yazma

Artık yazacağım yazının taslağı hazırdır. Benzetmek gerekirse un, su ve şekerimi önüme amışımdır, sıra helvayı kavurmaya gelmiştir.  Başlık belirleme, yazıyı biçimlendirme, imla ve yazım yanlışlarını düzeltme gibi işlemler bu aşama gerçekleşir. Bakıldığında en kolay aşama gibi gözükse de en çok hatayı yaptığım aşamanın yazma aşamsını olduğunu itiraf etmeliyim.

4. Pazarlama

Yazıyı yayınladıktan sonra pazarlama, tanıtım, promosyon adına ne derseniz deyin zorlu bir sürece girilir. Öncelikle sosyal medyada paylaşmak için yazının linkini kısaltırım. Daha sonra aktif kullandğım sosyal medya platfomlarında yazıyı farklı gün ve saatlerde paylaşmak üzere programlarım. Bitti mi? Elbette hayır…

Yazdığım konuyla ilgi çelitli forum ve bloglarda yapılan tartışmalan olup olmadığına bakar, varsa bu tartışmalara katılarak yazıyı pazarlamaya çalışırım.

5. Etkileşim

Bu aşama bazenen keyif aldığım, bazen de çileden çıktığım aşama oluyor :) Etkileşim aşamasında okuycuların yazıya yadzığı cevapları ve sosyal meyda üzerinden gelen tepkileri değerlendiririm. Yorumlara cevap vermek, insanlarla etkileşime geçmek blog yazarlığının en keyifli taraflarından biri sanırım. Bir de şu ne idüğü belirsiz spammerlar olmasa :)

Bu aşamada yazıya yapılan yorumları ve gelen tepkileri çok ciddiye aldığımı belirtmeliyim. Etkileşim aşaması, sonraki yazılarım için yeni fikrler bulmama, okuyucu sadakatını arttırmama ve herşeyden önemlisi insanlara yardımcı olarak kendimi iyi hissetmemi sağlıyor.

6. Ölçümleme

Geldik kendimle yüzleştiğim aşamaya. Bu aşamaya genellikle her ay sonu, yeni ayın planlamasnı yaparken geçerim. Çünkü ölçümle aşamasında neyi doğru neyi yanlış yaptığımı görür, hatalarımla yüzleşir, sonraki yazılarım için bu hatalardan ders çıkarmaya çalışırım.

Ölçümlme aşamasında Google Analytics bana yardımcı olur. Yazı kaç kez okunmuş, yazıyı okuduktan sonra kaç kişi blogu terk etmiş, yazıya kaç yorum gelmiş, sosyal medyada ne kadar paylaşılmış, ilgili kelimelerde SERP performansdı nedir gibi sorulara bu aşamada cevap bulmaya çalışırım.

Ölçümlemeden sonra ise tekrar planlama aşamasına geçerim. Yani bu bir yaşam döngüsüdür.

Umarım yeni bloggerlara yol göstermiş ve faydalı olmuştur. Sizlerin de bu konuda ki tecrübe ve stratejileriizi okumak isterim. Yorum bölümüne yazarsanız memnun olurum.

Herkese iyi bloglamalar!

Montag, 20. Januar 2014

Pazılı Üçgenler






Pazılı Üçgenler



Malzemeler;

1 su bardağı ılık su

2 yemek kaşığı yoğurt

1 yumurta

1 yemek kaşığı sirke

3 - 4 su bardağı un, tuz



150 gr tereyağı 

3/4 su bardağı sıvı yağ



500 gr pazı

1 küçük soğan

Pul biber, tuz



Yapılışı;

Pazıları temizleyip doğradıktan sonra, yemeklik doğranmış soğanla birlikte az sıvı yağda kavurun. Ocaktan alınca tuz ve biberini ekleyip karıştırarak