Dienstag, 10. Dezember 2013

ROMA 2


Roma'nın bütün tanrılarının tapınağı olan Pantheon, ortaçağda bir kiliseye dönüştürülmüş. Zaman içinde Roma'nın simgesi haline gelmiş.
 



Pantheon'un duvarı boyunca sıralanan anıtmezarlar.
 





Rafeollo'nun anıt mezarı




İnanılmaz etkileyici bir yer.



Piazza Navona uzun oval alanın etrafına Barok tarzı binalar var. İçlerine vakitsizlikten giremediğimiz kiliseler, müzeler, tarihi binalar, anlayarak dinlenerek gezilebilseydi keşke...

Şöyle ki, Roma'daki başka hiçbir meydan Piazza Navona'nın etkileyici güzelliğiyle yarışamaz. Göz alıcı 3 çeşmenin etrafında uzanan ve yayalara ayrılmış olan meydan, her an hareketli.

Bernini tarafından yapılmış. Deniz tanrısı.

Açlıktan ve yorgunluktan ağlayan kızım.Ama yine de gezmeden durmadı.
 
Santa Maria dell Anima kilisesi. Dört yüzyıllık bir Alman kilisesi.
 


Fontana dei Quatto Fiumi
 
Bernini , bu çeşmeyi Mısır dikilitaşını desteklemek amacıyla yapmıştır.
1651 yılında yapılmış.
Dört büyük ırmak Ganj, Tuna, Nil ve Rio de la Plata dört devle temsil edilmiştir.



Çevrede ki restorantlar
Meydanda ressamlar.
Akşam yemeğinden önceki halimiz. Tatlı yorgunluk. Melisa açlık ve yorgunluktan bitik

Eski roma kalıntılarının gece hali de bu şekilde görüntü bakımından baktırıyor kendine.





Daha bitmedi.... Devamı Vatikan, Colosseum...

Freitag, 29. November 2013

ROMA 1. bölüm

 

 Vittorio Emanuelle Anıtı
İtalya'nın ilk kralının beyaz mermerden bu devasa heykeli 1911 yılında tamamlanmış.
 
Bu resimleri günlerdir seçiyorum, diziyorum. Ayrıca neyin ne olduğunu net anlamak ve anlatmak için , gezi rehberinden inceleme yapıyorum. ve şunu anladım ki, sanırım dünya üzerinde Roma gibi başka bir şehir yok. Var diyen varsa, mutlaka söylesin. Ben çok gezen gören biri değilim ama, sadece bu şehir beni bu kadar etkiledi. Her köşesi, her gördüğüm nokta sanat ve bir tarih barındırıyor. Gezi rehberini gördükçe dehşete düştüm. Şöyle ki; ben bugünden itibaren hayatımı Roma'da geçirmeye karar versem, buradan gidip orada yaşamaya başlasam ve her gün bir yeri görmek istesem, bir müze , bir anıt, bir alan, bir heykel, katedraller, eski kalıntılar, aklınıza ne geliyorsa, ömür yetmez. Çok samimiyim. Bence Roma başlı başlına, bir hobi. Hayatımın sonuna kadar Roma için yaşayabilirim. Roma için araştırma yapabilirim, Roma'yla ilgili bu gezi kitabı ile birlikte, her gün netten birşeyler öğrenebilirim, inceleyebilirim. Defter tutabilirim mesela. Roma ile ilgili filmler izleyebilirim, kitaplar okuyabilirim. Roma başlı başına sevgiden bir aşka, tutkuya dönüşebilir. İtalya'da en son görülmesi gereken şehir. Eğer Roma'dan gezmeye başlarsanız, hiçbir yerden keyif almayacağınıza garanti edebilirim. Roma'nın dışında her gördüğünüz yer vasat kalabilir.
 
 
 Bu anıt Piazza Venezia'nın tam karşısında. Piazza del Campidoglio'nun  görünmesini engelliyor.
 
 

Anıtın yan tarafından Piazza del Campidoglio'nun görünüşü. Michelangelo geometrik taş döşemeyi ve binaların ön cephelerini tasarlamıştır.
Arcoeli Merdiveni, 1348 yılında yapılmış. Anıtın yan tarafı.




 
Bu iki meydan arasında kalan ,tarihi 6. yüzyıla uzanan Santa Maria kilisesi.
 
 
Tavan İnebahtı savaşının anısına dekore edilmiş.
Bazı freksler 1400 lü yıllarda yapılmış.
 
Her bir sanimetrekaresi Rönesans ve Barok tarzı inanılmaz güzellikte sanat yapıtları dolu.
Tüm detayları
 
 
Yerde ki mermerler bu şekilde.
 
Kiliseden çıktıktan sonra Aracoeli merdiveninden inip,  hemen yanında ki Cordonata'yı tırmanıyorsunuz.
 
 


Cordonata
Michelangelo'nun dev merdiveni.
 
Palazzo Senatorio
 
12. yüzyıldan itibaren Roma senatosu tarafından kullanılmış.
Günümüzde Belediye Başkanlığı binası.
 
Özellikle şunu belirtmeliyim. Sadece meydanlar gezilip dıştan bile herşeyi detaylı bir şekilde incelemeye imkan olmadı. Roma'da ki 3 günlük sürede tüm meydanlara bile vakit yetmedi.
 



Tüm bu bölgeye Capitolino deniyor.

 
 
Roma Forumunun Capitolino'nun arkasından görünümü. Bu antik bölgeyi gezmek en az yarım gün alacağı için bir sonra ki gidişimize bıraktık.



Roma forumunun genel görünüşü, Satürn tapınağı, Vespasianus tapınağı,




Palazzo Venezia, Bu müzede bir sonra ki sefere kaldı. Geç ortaçağdan kalma eserlerle doluymuş.

 







Trevi çeşmesi
Ortada Neptün, iki yanda atları tutanlar Tritonlar. Biri huysuz bir denizatını diğeri uysal bir atı tutuyor. Denizin her iki halini ifade ediyor.
Aşk çeşmesi de deniliyor. İçine bozuk para atınca, bir kere daha geliyormuşsunuz Roma'ya. ;)
 
Dar sokaklardan bu ihtişamlı çeşmenin olduğu alana çıktığınızda aydınlık ve su sesi, Roma'nın sizi şaşırtan köşelerinden biri. Sanki sokak size sürpriz yapıyor.





 Şu sarı binanın olduğu yerden çıkıp geldik, iki binanın arasından bu dev çeşme insanın içine  hem görüntüsü hem de aydınlığıyla bir ürperti getiriyor.


 
 
 Geldik Piazza dı Spagna'ya. İspanyol merdivenleri.
 

 
koyu sarı, kızıl ve krem renginin yumuşak tonlarına boyanmış, uzun panjurlu binalarla çevrili olan İspanyol meydanı bütün gün böyle hareketliymiş. Roma'nın en ünlü meydanlarından. 17. yüzyılda İspanya'nın papalık büyükelçisi merkezini meydana kurmuş ve burası İspanyol bölgesi haline gelmiş. 

Tepede bulunduğumuz yerin arkasında ,Trinita dei Monti kilisesi var. Bu kiliseyi İspanyol meydanına bağlamak içinde bu merdivenler yapılmış. Merdivenlerin fotoğrafını çekemedim. Görüldüğü gibi çok kalabalık. Minyatür modunda çektiğim aşağıda ki fotoğrafı sunuyorum size.




Aslında bugünün devamı var. Buraya çok yoğunluk vereceği için onları da bir sonra ki yazıya bıraktım.