Montag, 18. Februar 2013
Krep
Krep
Malzemeler;
2 yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı un
1 yemek kaşığı sıvı yağ
Tuz veya şeker
Yapılışı;
Yumurtayı bir fiske tuzla köpürtün. Süt, yağ ve unu ekleyerek topak kalmayana kadar çırpın. Krep yapacağınız tavaya sadece en başta az miktarda sıvı yağ gezdirin, diğer krepleri pişirirken tavayı tekrar tekrar yağlamaya gerek yok. Isınan tavayı ocaktan alıp hafif eğik tutarak 1
Labels:
kolay krep,
krep,
krep nasıl yapılır,
krep tarifi,
TEMEL TARİFLER
Samstag, 16. Februar 2013
YENİLİK , DEĞİŞİM GÜZELDİR.
Evde ufak tefek değişiklikler yapıyoruz. Bir ara bahsetmiştim galiba. Bir yıl içinde önce koltuklardan başlayarak, perde , halı, sehpa gibi evde değişmeye ihtiyacı olan şeyleri zamanla değiştiriyoruz.
Son aldıklarımdan, ayakkabı dolabı, aynası, ve yerde ki halı. Evin bu köşesi hayli iç açıcı oldu.
Yerde ki halı, English home ( %50 fırsatı), ayakkabı dolabı ve aynası IKEA. Üzerinde ki bakır, Didem'in hediyesi. Duvarda ki resim, Melisa'nın yaptığı Ebru .
Geçen haftalarda Kapalıçarşı'ya gittiğimde, uzun zamandır çok istediğim ve istediğim ton ve renkte turkuaz küpeleri buldum.
Bedesten'de dolaşırken, bilinçsizce sağa sola, aralara girdiğimde, küçücük bir dükkanın önünde buldum kendimi. Bu küpeleri bulunca çok sevindim.
Şimdi sırada mercan renkli küpelerde.
Bu güzel bileziği de birkaç ay önce Accesories'ten almıştım. Sade ama gösterişli. Bu dükkan gerçekten çok tehlikeli . Oraya giderken, sizi coşturacak ve her beğendiğinizi aldıracak biri yerine, engel olucak , gerek var mı sorularıyla size destek verecek, bir arkadaşınız yanınızda olmalı.Bu arada, Instagram kullanmaya başladım. Fotoğraflar bence anı görüntüleyip , anıları biriktirme yöntemi. Eşim bir süpriz yapmış ve Instagrama girebileceğim bir telefon almış bana .
Paylaşıma başladım. Düşlerin rengi adı altında...
Dienstag, 12. Februar 2013
Şifalı Kek
Şifalı Kek
Malzemeler;
2 adet yumurta
3/4 su bardağı toz şeker
1/2 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
2 su bardağı un
1 su bardağı kuru meyve
1 çay kaşığı toz zencefil
1 çay kaşığı toz zerdeçal
Yapılışı;
Süt ve yumurtaları oda sıcaklığına getirin. Yumurta, şeker ve vanilyayı birlikte çırpın. Süt ve sıvı yağı ekleyip karıştırın. Un ve kabartma tozunu eleyerek karışımın
Montag, 11. Februar 2013
ÇOCUKLARLA TOPKAPI SARAYI
Cumartesi günü Didem'le birlikte çocukları Topkapı Sarayı'na götürmeye karar verdik. Yaz gelmeden, kalabalık olmadan, rahat rahat gezelim dedik. İki cüceyle ne hayal ettiysek, gidiverdik, dayanıverdik öğleden önce sarayın kapısına. Harem'e girmek için ayrı bilet alınıyormuş. Elimizde ki haritadan zaten diğer kısmı epey büyük , orayı da gezersek yoruluruz dedim. Didem'de ben zaten orayı bilsin istemem, boşver, dedi. Sonra Melisa duymuş aramızda konuştuklarımızı " Siz bizi oraya neden götürmediniz, bilerek götürmediniz, ne varmış orada, neyi öğrenmeyelim, ne kadar kötüsünüz, bize öğretmiyorsunuz " diye laflar etti. Çok dikkatli olmak lazımmış demek, konuşurken, cücelerin kulakları çok keskin :)
Terracota Çin hazineleri sergisi güzeldi. Çin ayağımıza gelmiş. Topkapı Sarayı'nın güvenlik görevlileri çok ilgiliydi. Özellikle çocuklara çok ilgili davranıyorlar.
Biri tutturduk, sesli rehber alalım diye, diğeri de istedi. Sesli rehber aldık ve her adımda rehbere rehberlik ettik. Rehber hizmetkarıydık biz Didem'le. Saray gezmek neymiş ki. Boş ver Saray gezmeyi fotoraf çekmeyi, keyifle bahçede gezinirken, geçmişe dalıp hayal etmeyi, boşver, boş işler onlar.
Bizim asıl ve asli görevimiz; kulaklardan çıkan kulaklıkları tekrar yerine takmak, numaraları tuşlamaya yardım etmek, tekrar tuşlamak hatta, saç düzelt, kulaklık tak, numaraları gördükçe, " anne anne, anne , numarayı basayımmılara" cevap ver, kulaklık düşer, kulaklık tak," anne ... numaraya ne zaman gelicez, geldik mi, basayım mı, geldik anne, basayım mı" " bas kızım, sende kurtul bende kurtulayım " " anne yine çıktı kulaklık" " ver ben dinleyim anlatayım " " olmaz ben dinleyim, ben anlatayım " " anneee kulaklık" ... hazine odaları gezilirken turistlerin ardından sıralara girmeler. "Kızım çık oradan bitmez yoksa bu çile." Kendi saraylarımızı rahatça gezememek ne kötü.
Sağolsun insanlarda o vitrinlerin önüne yapışmış, alamıyorsun. Didem'in dediği gibi " değerli takıları üstlerinde hayal ediyorlardı herhalde" Adım adım gez, ama kulaklık katili olma diye zor tut kendini. Çünkü diğer ucunda kimliği bırakmışız karşılığında.
İşte böyle tükene tükene, bir Topkapı Sarayı gezisi yaptık. Harem'siz :) Bize bu bile fazlaydı. Numaralar bir an evvel bitsin diye dua ettim içimden. Kulaklık bilmem kaç defa kulağa oturtuldu, her defasında kopartma fikriyle birlikte. Hem kulak, hem kulaklık :)
Hiç yorulmak bilmeyen ben, yoruldum, bitkin düştüm, bacaklarım ağrıdı, kalçalarım ağrıdı, başım hafiften ağrıdı, karnım deli gibi acıktı. Hadi Mc Donalds'a dedim. Ne zaman gelicez, ne kadar yürüyeceğiz marşıyla birlikte orayada vardık, Allah'ın izniyle :) Yedik içtik, keyif yaptık, neyse, hepimiz sakinledik. Sesli rehber ve Topkapı Sarayını geride bırakarak, eve doğru yol aldık.
Herşeye rağmen keyifliydi. Bugünleri anıp, güleriz herhalde.
Sonntag, 10. Februar 2013
SON OKUDUKLARIM, OKUYACAKLARIM
Liseli aşıkların , aşklarını anlatan bir kitap. Ama herşeyden önce, yazarın bir psikoloji uzmanı olduğunu hissediyorsunuz ve sanki kişilerin ailelerinin etkileriyle birlikte ne hale gelebildiklerini örnekleriyle gözler önüne seriyor. Herkesin kendine olumlu- olumsuz pay çıkaracağı kısa, ama düşündürücü bir hikaye. Bir çırpıda okuyabilirsiniz.
Sevgili Gülşah'ın hediyesiydi, tekrar teşekkür ederim.
Yeni bir kitaba başladım. Birkaç kitap bir arada okumayı sevdiğim için, ruh halime, o an ki durumuna göre, yatarken, otururken, serviste, ya da birşey beklerken ... hepsinin ayrı yeri var.
Orhan Pamuk 'un KAR'ını bitmesin benimle yaşasın , diyerekten akşamları yatmadan evvel okuyorum mesela. Bu Kedi gülüşünü de mutlu ve esprili bir şekilde işe gideyim diye, 10 dakikalık yolculuğumda okuyorum. Evinde kedi bakmak isteyenlerin ve hatta daha önce hiç kedi ile birlikte yaşamamış olanların mutlaka okuması gereken bir kitap. Deniz Kavukçuoğlu çok güzel dile getirmiş ve bir çok yazardan alıntıya da kitabında yer veriyor. Kediyle yaşamak, kedi kimdir, son derece eğlenceli öyküler ve anılar içeriyor. Ben çok sevdim.
Bu kitapları da haftasonu aldım YKY'den. Çerezlik diyebilirim.
En uzunu 80 sayfa. Okudukça paylaşımım devam edecek.
Yapı kredi yayınlarının mağazalarından aldığınızda ,
%20-25 indirimli alabildiğinizi biliyorsunuz di mi.
Keyifli okumalar sizlere...
Donnerstag, 7. Februar 2013
BİR AŞK HİKAYESİ
İstanbul, 1991 Nisan'ından beri bir aşk hikayesine şahit oluyor.
Bu aşk hikayesine yine 5 Şubat'ta bir düğünle tanık oldu.
O zamandan beri de hikaye devam ediyor.
Tatlısıyla, tuzlusuyla...

Bir de, bir kızımız olduktan sonra, hikaye epey bir renklendi.
Hız kazandı.
Macera, korku, komedi aldı başını gidiyor...
5 Şubat'ımızı 13. defa kutladık.
Elif Şafak'ın "Aşk" romanından bir alıntı yazmak istiyorum.
Aşkın hayatımızdaki varlığını da, yokluğunu da yaşayabileceğimiz tek zaman dilimi şu andır.
Montag, 4. Februar 2013
Tahinli Çörek
Bundan bir kaç yıl öncesine kadar benim hiç yemediğim lezzetler vardı. Tadına bile bakmazdım hani. Öğrenciyken mesela babama tahinli ekmek alırdım fırından, ben de yanından geçer giderdim. Misafir gelirdi apansız, gider yine tahinli çörek alırdım fırından, yine yanından geçer giderdim. Geçen gün annem yine babama tahinli çörek almış. Ama ilk defa benim de canım çekti. Böyle yemediğim şeyleri
Abonnieren
Posts (Atom)