Montag, 15. Oktober 2012

BU ŞEHİR KONUŞUYOR...

Grossmünster kilisesinin kulesine çıktık.  Tam Zürih gölünü karşısına alıp , kanallarıyla birlikte, süper bir panoromik görüntü sergiliyor.
Kapısı

İçerde fotoğraf çekmek yasak. Çekenlerin yanına görevli yavaşça yaklaşıp, sadece fotoğraf çekmek yasak işaretini gösteriyordu.

Merdivenler daracık, aşağıdan ya da yukarıdan biri geliyorsa geri gidiyor ya da benim sığınıp fotoğraf çektiğim bu daracık boşluğa giriyor. Çok komikti. Klostrofobisi olanın buradan çıkmasına imkan yok.
Ben bu şehri konuşuyor. Güzel şeyler yorumluyor diye yorumladım. Güzel hisler yaşattığı için, güzel şeyler fısıldadı kulağıma sanki diye düşündüm. Bakalım, sizde duyabilecek misiniz.


 





 



 




Bu fotoğrafları çekerken, Galata kulesi ve çevresi Galata aklıma geldi.



Zürih'ten sevgiler...






Sonntag, 14. Oktober 2012

Salatalı Etimek Dilimleri




Salatalı Etimek Dilimleri

Malzemeler;
1 paket etimek
1 - 2 su bardağı yoğurt
1 su bardağı garnitür
1 çay bardağı yeşil zeytin
2 adet domates
Bir kaç yaprak taze nane
Tuz, kekik, karabiber
2 yemek kaşığı sıvı yağ

Yapılışı;
Etimeklerin üzerine 1 - 2 yemek kaşığı kadar hafif sulu veya çırpılmış yoğurdu sürün. Böylece etimekler yumuşayana kadar yaklaşık 1 - 2 saat bekletin. Domates, taze nane ve

Samstag, 13. Oktober 2012

ZÜRİH'TE UZUN BİR GÜNE BAŞLANGIÇ...

 
 Zürih'te tren istasyonundan çıkar çıkmaz arkanızı döndüğünüzde karşınızda ki manzara. Dünyanın en zengin şehirlerinden biri, Zürih'te herşey insanların rahatlığı için. Şehir merkezinde , karbondioksit emisyonu sıfır. Hava kirliliği sıfır yani...
Etrafa bakındıktan sonra , tren istasyonunun içine geri girdik. Turist info bürosuna girip, sanat, alışveriş ve şehir haritası edindik, ve şehirde ki etkinliklerle ilgili, meraklısı arkadaşlarım için kartlar topladım. En keyif aldığım konu. Başka hiçbir yerde para ile bile satın alamayacağınız, ve belirli adetlerde basılmış kartlar.

Tren istasyonunun içine geri döndük. Bu tombul melek yukardan keyif saçıyordu.

 Burası askeri müzeydi sanırım. Yine sadece 1 günlük zaman ayırdığımız için her müzeyi gezmemeye , sadece sanat müzesine gitmeye karar verdik. Gidip Van Goghları ziyaret edecektik. Ama öncesinde Zürih gölüne ve kanallarının çevresinde dolaşıp, çıkılacak noktalara çıkıp, uzaktan heybetleriyle gözüken Alp dağlarına bakacaktık.
 Bizim elimizde harita olurdu, Melisa haritasız kalır mı... Haritayla o da gidilecek yerleri takip etti, ve bizi hiç üzmeden saatlerce yürüdü. Sabah 10'dan akşam 4'e kadar yürümüştük o gün. Bir an olsun yoruldum demedi.



Şehrin ara sokaklarından...

 Zürih gölü

 Bu fotoğrafları canlı çekmediğime çok pişmanım.
 
Bu gezgin çok enteresandı. Her yeri pislik içindeydi.







 
Bu göl kenarında suyu şöyle tarif edebilirim. Kuğular, ördekler, ve balıklar vardı. Su da cam gibi.
Kıyaslama yapmayacağım, siz anladınız...

 










 Buraların nereleri olduğunu unuttum açıkçası. Hepsini haritada ismi var gerçide... üşüngeçlik üzerimde.


 
Bundan sonrasında Grossmünster kilisesi ve kulelerinden Zürih gölü manzarası...
 

Mittwoch, 10. Oktober 2012

Hurmalı Dilimler




Hurmalı Dilimler

Malzemeler;
125 gr tereyağı
1/2 su bardağı toz şeker
1 adet yumurta
1 paket vanilya
2 - 2.5 su bardağı un
1 tatlı kaşığı kabartma tozu

1 su bardağı hurma
2 yemek kaşığı kakao
1 yemek kaşığı esmer şeker
1 tatlı kaşığı tereyağı
3/4 su bardağı su

Yapılışı;
Bütün malzemeleri oda sıcaklığına getirin.
Hurmaların çekirdeklerini ayıklayıp bütün malzemeleri ekleyerek tencerede

Sonntag, 7. Oktober 2012

WİNTERTHUR'A TEPEDEN BAKIŞ / GOLDENBERG

Winterthur'a Goldenberg'ten bakmak büyük keyiftir. Her gittiğimde, bu tepeye çıkar, herşey yerli yerinde duruyor mu diye eniştemle sohbet ederdik, ve herşey yerli yerinde duruyordu. En son 10 sene önce çıkmıştım. Bu sefer maalesef yeni uzun binalar ve kulevinçlerle karşılaştım. Bu uzun yeni binalar görselliği bozmuş. İçim burkuldu. Doğduğum şehir burası benim, habersiz odama girmişler gibi hissettim kendimi, ya da izinsiz masamdan çekmecemden birşey almışlar gibi. Tarihi yapısında o görünen iki uzun bina yara gibi duruyor.
Ben fotoğraflarda eski şehiri dikkate aldım.



 

Manzarayının izlendiği park. Kitap okuyanlar, uzun uzun dalıp gidenler, yürüyüş sonrası dinlenenler, huzur dolu bir yer. 360 derece panaromik görüntü var. İnanılmaz etkileyici.
Sağ tarafımda duran beyaz uzun bina , doğduğum hastane. Doğumhaneler en üst kattaymış. Annem bulutların üstünde doğdun derdi :) 17 sene evvelde , teyzem doğduğum kata çıkarmıştı beni. Annelerle sohbet etmişti. Beni anlatmıştı. Bebekleri küvezinde görmüştüm.
Tepeden istediğiniz yöne yürüyerek inebilirsiniz. Her yerde bu tabelalardan var. Mesela teyzemin evi; Oberwinterthur'a 20 dakika yürüme mesafesi varmış.

 
Melisa'yı eniştemin yanına bıraktık, manzarayı izlemeye, biz de eşimle birlikte başbaşa biraz Goldenberg restaurantında oturup keyif yaptık.
 
 
Manzaramız
Weissbeer



 


 
 Melisa çeşme başında
 
Ben görünce asansör zannettim. Ama tuvaletmiş. DAğ başında, tepe başında... Umumi tuvalet. düğmeye basıp asansöre girer gibi giriyorsunuz.
Sabun , su, el kurutma hepsi bir arada.


Tertemizdi.
 

Bu da dışarda köpeklerin temizliği için.
 
Gezi Zürihle devam edecek...
 
 

Freitag, 5. Oktober 2012

Dereotlu Poğaça




Dereotlu Poğaça

Malzemeler;
1 su bardağı yoğurt
100 gr tereyağı
1 çay bardağı sıvı yağ
1 adet yumurta
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un
Yarım demet dereotu
Ay çekirdeği içi (isteğe bağlı)

Yapılışı;
Yağ, yoğurt ve yumurtayı oda sıcaklığına getirin. Dereotlarını yıkayıp ayıklayarak doğrayın. Hamurun kıvamını etkilememesi için yıkadıktan sonra kurumasını bekleyin,