Dienstag, 4. September 2012

İSVİÇRE SERÜVENİNE BAŞLIYORUM. İLK GÜN....

İsviçre'ye iner inmez, tek istediğim şey bahçeye kavuşmaktı. İsviçre'de arzu ederseniz, senelik cüzi bir kira ödeyip ( 100-150 İsv.Frangı) , güzel bir bahçe kiralayabiliyorsunuz. Toprakla uğraşmak isteyenler için bulunmaz bir nimet. Organik olarak yetiştirdiğiniz herşeyi , dışardan satın almadan evde tüketmek tam hayalimdeki şey.
Teyzeme , ilk önce bahçeye gitmek istiyorum dedim. Her telefon açtığımda ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. Evlerine yürüme mesafesi 5 dakika.
  
 
İlk fotoğrafta evin karşıdan görünüşü, ikinci fotoğrafta evden bahçenin görünüşü.
 
Koşa koşa gittik.
" Hoy Enişte... Grüetzi..."
Eniştemi öper öpmez , neler var yok hemen kontrol ettim.
Eniştemde sağolsun, toplanacak şeyleri biriktirmiş 2 gündür, benim toplamam için.
Melisa içinde güzel bir tecrübe oldu. Dalından meyve sebze koparmak.
En önde yeşil biberler, koparıp yemeğe başladık.
Sera'da da domatesler kızarmıştı.
Herşey ilaçsız olduğu için koparıp üstümüze silip yedik. Sonrasında bir büyük torba topladık.


Yeşil biberleri yedikten sonra başladık turşuluk için toplamaya. 2 torbada onlar çıktı.

3 tane ekili karnıbaharlarda olmuş, hepsini aldık.
Çorba ve yemek yapıldı 10 günlük süre içinde. Bir kısmıda haşlanıp buzluğa kaldırıldı.

Dolmalık biberler toplandı, dolma yapıldı.


Kabaklar çok irileşmiş, kalsa daha da irileşiyormuş. Bunlar, evdekiler daha tükedilmediği için komşuya verildi.

Marullardan bir tanesi alındı. Salata olarak afiyetle yendi.
 
Kıvırcıklardan da birer tane aldık. Toplama işlemleri eniştem tarafından itinayla tarafımıza anlatıldı.
Artan kalın kabuklar, otları küçük küçük kesip grüncontainer'a( yeşilliklerin biriktirildiği , gübre için kullanılacak sepet) döktük.
 

Bahçenin küçük bir kulübesi varmış, yaklaşık 5-7 m2. içerde tezgah mutfak , masa, dolaplar. İsteseniz yatakta koyabiliyorsunuz. Malum artık kış geliyor. Yağmurda, karda bahçede gril yapıp, içerde keyif yapabiliyorsunuz. Ama havalar soğuyunca bizimkiler bahçeye pek oturmak için gitmiyorlar. Zaten elektrik sistemi yok. Su sistemi yok. Bahçeyi sulamak için, çatıların uçlarına bidonlar koyup, toplanan sular kullanılıyor. Ayrıca çeşme var, ama hortum kullanmak yasak.
Bu bahçelerin ortak kullandığı bir tuvalet var. Hobi amaçlı kullanıldığı için çok kalabalık olmuyor. Akşamları biraz hareketli oluyor, ve hafta sonları tabii. Ben 10 gün boyunca pek kimseye rastlamadım. Bir akşamda gril yaptık. Ama o gün açlıktan bitap düşmüş halde bahçeye vardık , yemeğe öyle bir dalmışız ki, masa dağıldıktan sonra fotoğraf çekmediğimizi farkettim.

Malum İsviçre'de çok çeşitli millet yaşıyor. Bu yüzden de gerçek İsviçre'li ben İsviçre'liyim diye evinin bahçesine, dükkanına , saksına bir bayrak oturtuyor. Bahçede de yine değişik bayraklar vardı. Kanton ve ülke bayrakları her yerde salınıyor. Bizimkinde yoktu :)
Sera'nın penceresi

Seradan kulübenin görüntüsü
Asma , üzümler ve suyun toplandığı  bidonlar.

Diğer evlerden bir görüntü...

 Kuş eviymiş, ama nasıl bir kuştur bu kadar minicik..
Kulübenin birinde alet edavatlar.
Makinalı Çapa Makinasıydı galiba. 3 arkadaş ortaklaşa almışlar.
Çiftiçiler gibi yorulmadan her bahçeyi 10 dakikada hallediyorlarmış.

Bahçeden evvel beslenmeden Melisa.
2. fotoğraftada biberler ve domatesten sonra ki Melisa.
 
Devamı evde devam edicek... Sonra sokaklara döküleceğiz...

Sonntag, 2. September 2012

TATİL BİTTİ... VE DÖNDÜM.

 
Dün akşam, 10 günlük seyahatimizden geri döndük.
Her günümüzü dolu dolu geçirdik.
Birkaç saati bile boş geçirip evde oturmadık.
Eve dönüp annemlere neler yaptığımızı, nerelere gittiğimizi anlattığımda, 1 ayda yapılacakları
10 günde yapmışsınız , dedi.
Çok yorgunuz ama, güzel anılarla geri döndük.
Nereden başlayacağımı bilemedim. Anlatacak çok şey var.
İsviçre'yi boydan boya gezdik diyebilirim.
Melisa'da bizimle hiç gıkı çıkmadan, gün boyu yeri geldi 6-7 saat yürüdü.
 
Gezilen görülen yerlerin broşürleri, haritaları
 
Fotoğrafları da seçmeme imkan yok, çünkü 2760 adet fotoğraf çekmişim.
Nereden başlayacağıma gelince, fotoğraf makinasında ki fotoğraf sırasına göre ,günbe gün anlatmak daha iyi olucak sanırım.
Bu yazılar benim için güzel bir günce olucak.
Ama birazcık dinleneyim, önümüzdeki günlerde fotoğrafları düzenleyerek başlayacağım.

Dienstag, 21. August 2012

HEIDI ! SENİ GÖREBİLECEKMİYİM ALPLERDE...


Heidi'nin memleketine gidiyorum. İsviçre'ye Alpler'e...
Gider gitmez internet bağlantısını kontrol edicem.
Eğer sorun yoksa, hergün paylaşımlarım devam edecek...
Ama olmadı 10 gün yokum buralarda...
Herkese sevgiler...

Skipjack's Nautical Living


Montag, 20. August 2012

spirello


BAYRAMA DAİR


Bayramda her zaman , yapmak istediklerimi yapamam ve 3 güne sığdıramam. Gönül istiyor ki çok fazla akrabayı ziyaret edip, çok fazla tanıdığı aramak. Mesajdı, telefondu, maildi, facebooktu, herşey karışıyor, bir kaosa dönüyor. İletişimde de bir kirlilik var. Hiçbirşey eskisi gibi değil. Ziyaretle, ailenin en büyüğünde toplanmak, herkesi orada görüp, bayramlaşıp, eve dönüp , komşularla bayramlaşıp, arkadaşlara gidip gelmek sanki daha iyi. Ama başka şehirlerde dağılan ailelerde, bu iş zorlaşıyor. Babaannem , Bandırma'ya gittiğinden beri, kimse tam anlamıyla bir araya gelemiyor mesela. Ben de kalkıp gidemedim , İdo'da yer yoktu. Babam ve amcamla birlikte gidecektik olmadı. Eşime teklif bile edemiyorum. Bayram öncesi işi gereği yaptığı binlerce kilometreden sonra, yol ve araba ikilisiyle ilgilenmek bile istemiyor haklı olarak. Sürekli yorgunluk ve yetişememek şikayetinde bulunup, insanları bezdirmekte istemiyorum, ama durum böyleyken böyle.
Zaman ve alışkanlıklar değişiyor.

Bayram bilançosu ;
1) Arife günü, sabah İkea'da kahvaltıdan sonra Melisa'ya bayram alışverişi yapıldı, eve dönüldü.
2) 1 senedir silinmeyen penceleri sildim, ve yine yaklasık 1 senedir temizlenmeyen aspiratörü temizledim. Parmaklarım halen acıyor.
3) Kızımı ve arkadaşını sinemaya götürdüm, ben o arada D&R dolaşıp kızıma , yaprak test aradım. Can yayınlarına şöyle bir baktım, almamak için direndim.
4) Eşim, sanki bizim görevimizmiş gibi, bahçedeki çimleri biçmiş, toparlamış.
5) Akşam kahve keyfi, Zarife'yi okumaya devam, Ferzan Özpetek'in Şahane Misafir'ini izledim.
6) Sabah erkenden kalkıp, Karamürsel'e kayınvalideye gidildi. Melisa kuzenleriyle güzel vakit geçirdi. Bizim içinde bol sohbetli bir gündü. Aynı gün geri döndük.
7) Akşam, sevgili arkadaşlarım Soully ve Faisal aradı Pakistan'dan. Yarım saatten fazla sohbet ettik.
8) Gün boyu, bayram mesajları, uzaklardaki akrabalar tanıdıklar telefonlaşmalar devam etmişti.
9) Bugün , sabah kahvaltısından sonra, annemlere gittik. Kahve keyfi, Monopoly derken uyku yorgunluğu çöktü, eve döndük, Melisa nanemolla, aksırık tıksırık, şurubunu içti, uyuyor, babasıda birazdan uyuyacak.
10) Akşam üzeri, Melisa'nın aksığı ve tıksırığı için, Medipol'e uğrayacağız. Doktora göstermekte fayda var, ne de olsa yarında sonra burada olmayacağız, ilaçlarla önlem almalıyız.
11) Akşam üzeri, Didem'deyiz. Yaptığı Şekerpare'lerin tadına bakıcaz :)
12) Yarını bilemem şimdiden... ama planımız, geç kalkmak, komşu ziyareti, ütüleri bitirip, evi silip süpürmek, sonrasında bavulu hazırlamak...

Bayram şekeri niyetine size bu güzel kabuk görsellerini sunuyorum. Malum, bayram çikolatamız, arife günü bitti.