Dienstag, 21. August 2012

Montag, 20. August 2012

spirello


BAYRAMA DAİR


Bayramda her zaman , yapmak istediklerimi yapamam ve 3 güne sığdıramam. Gönül istiyor ki çok fazla akrabayı ziyaret edip, çok fazla tanıdığı aramak. Mesajdı, telefondu, maildi, facebooktu, herşey karışıyor, bir kaosa dönüyor. İletişimde de bir kirlilik var. Hiçbirşey eskisi gibi değil. Ziyaretle, ailenin en büyüğünde toplanmak, herkesi orada görüp, bayramlaşıp, eve dönüp , komşularla bayramlaşıp, arkadaşlara gidip gelmek sanki daha iyi. Ama başka şehirlerde dağılan ailelerde, bu iş zorlaşıyor. Babaannem , Bandırma'ya gittiğinden beri, kimse tam anlamıyla bir araya gelemiyor mesela. Ben de kalkıp gidemedim , İdo'da yer yoktu. Babam ve amcamla birlikte gidecektik olmadı. Eşime teklif bile edemiyorum. Bayram öncesi işi gereği yaptığı binlerce kilometreden sonra, yol ve araba ikilisiyle ilgilenmek bile istemiyor haklı olarak. Sürekli yorgunluk ve yetişememek şikayetinde bulunup, insanları bezdirmekte istemiyorum, ama durum böyleyken böyle.
Zaman ve alışkanlıklar değişiyor.

Bayram bilançosu ;
1) Arife günü, sabah İkea'da kahvaltıdan sonra Melisa'ya bayram alışverişi yapıldı, eve dönüldü.
2) 1 senedir silinmeyen penceleri sildim, ve yine yaklasık 1 senedir temizlenmeyen aspiratörü temizledim. Parmaklarım halen acıyor.
3) Kızımı ve arkadaşını sinemaya götürdüm, ben o arada D&R dolaşıp kızıma , yaprak test aradım. Can yayınlarına şöyle bir baktım, almamak için direndim.
4) Eşim, sanki bizim görevimizmiş gibi, bahçedeki çimleri biçmiş, toparlamış.
5) Akşam kahve keyfi, Zarife'yi okumaya devam, Ferzan Özpetek'in Şahane Misafir'ini izledim.
6) Sabah erkenden kalkıp, Karamürsel'e kayınvalideye gidildi. Melisa kuzenleriyle güzel vakit geçirdi. Bizim içinde bol sohbetli bir gündü. Aynı gün geri döndük.
7) Akşam, sevgili arkadaşlarım Soully ve Faisal aradı Pakistan'dan. Yarım saatten fazla sohbet ettik.
8) Gün boyu, bayram mesajları, uzaklardaki akrabalar tanıdıklar telefonlaşmalar devam etmişti.
9) Bugün , sabah kahvaltısından sonra, annemlere gittik. Kahve keyfi, Monopoly derken uyku yorgunluğu çöktü, eve döndük, Melisa nanemolla, aksırık tıksırık, şurubunu içti, uyuyor, babasıda birazdan uyuyacak.
10) Akşam üzeri, Melisa'nın aksığı ve tıksırığı için, Medipol'e uğrayacağız. Doktora göstermekte fayda var, ne de olsa yarında sonra burada olmayacağız, ilaçlarla önlem almalıyız.
11) Akşam üzeri, Didem'deyiz. Yaptığı Şekerpare'lerin tadına bakıcaz :)
12) Yarını bilemem şimdiden... ama planımız, geç kalkmak, komşu ziyareti, ütüleri bitirip, evi silip süpürmek, sonrasında bavulu hazırlamak...

Bayram şekeri niyetine size bu güzel kabuk görsellerini sunuyorum. Malum, bayram çikolatamız, arife günü bitti.

Freitag, 17. August 2012

KİTAPTAN KULELER


Can yayınları sağolsun, Marguerite Duras'ın dışında beni birçok yazarla daha tanıştırdı. Burada görünen kitapların dışında 6 tane Can yayınları kitabı okumuşum, ancak ikisi devam ediyor.
Kütüphanemde bekleyen hiç başlanmamışları da ilave edersem, böyle bir kule çıktı karşıma.
Ben kitap okurken kendimi kısıtlamayı sevmiyorum. Bir kitap sonuna kadar okunacak ve sonra yenisi başlanacak diye bir kuralım yok. Başlarım, 20 sayfasına kadar gelirim, sardıysa devam ederim, sarmadıysa bugünlerde bunun sırası değilmiş derim, beklerim o günler gelsin diye.
Ya da kitapçıdan alırım, hiç başlamadan zamanı gelsin diye beklerim. Bu şekilde henüz zamanı gelmeyen bir sürü kitabım var. Ben evimde hiç okunmamış kitaplarla dolu bir kitaplık isterim ve kitap okumak istediğimde birkaçını elime alıp  istediğimi seçmeliyim.
Listeye gelince ;
1)Alageyik Sokağı bir liman mıydı? / Deniz Kavukçuoğlu
2)Kedi Gülüşü / Deniz Kavukçuoğlu
3)Son Perde / Roald Dahl
4)Fanfan / Alexandire Jardın
5) Cebelitarık Denizcisi /Marguerite Duras
6)Tarquınıa'nın küçük atları /Marguerite Duras
7)Dorotea'nın Şarkısı / Rosa Regas
8) Zarife / Deniz Kavukçuoğlu
9)Puslu Kıtlar Atlası / İhsan Oktay Anar
10) Prenses Süreyya
11) Bir imparatorluk çökerken / Cahit Uçuk
12)Julie & Julia / Julie Powell
13) Bir maniniz yoksa annemler size gelicek / Ayfer Tunç
14)Bakma Sevdalısı /Alberto Moravia

Bunların dışında emanet kitaplar var. Onların en başında Suç ve Ceza geliyor.

Vakit oldukça yenilerini de katarak araya okumaya devam edicem. 8 numarali Zarife, elimdeki kitap bitince sıraya girdi.

Philosophical Comment


Donnerstag, 16. August 2012

E, Myself, and I

MONOPOLY DEAL KART OYUNU / YENİ TAKINTIMIZ


Geçen hafta sonu D&R'dan kitap alırken, Melisa'nın gözü Monopoly'e ilişti." Ben bunu biliyorum, alalım birlikte oynarız, ben size öğretirim "dedi. Yaz okulunda kendinden büyük olan arkadaşlarından biri getirmiş okula, birlikte oynamışlar. Hemen oradan çıkıp, Sturbucks'a girip, masaya yayıp oynamaya başladık. Ben kuralları okumaya çalışırken, okutmadı, kendisi biliyormuş. Onun bildiği kurallara göre oynadık. Eve geldikten sonra da , babamız, tüm kuralları okudu ve kurallarına göre , daha keyifli oynamaya başladık.

İçeriğinde şöyle bir uyarı cümlesi var. Oynadıkça kuralları daha iyi oynayıp, oyun daha keyifli hale geliyor. Gerçekten öyle. Oyunu öğrendikçe, elinizde kart saklamaya, küçük aldatmacalar , karşı tarafı yanlış düşündürmeye başlıyorsunuz. İlk üç tapu grubunu yapan eli kazanıyor. İnanılmaz keyifli bir oyun. Kutu oyunundan daha zevkli. Çocukluğum" Borsa" oynayarak geçmişti. Bende bir takıntıydı o zamanlar. Bu kart oyunu bence yeni dönemin oyunu,hastalığı... Akşamları, tatilde , yolculukta , yanınızda rahatça taşıyıp oynayabileceğiniz bir oyun. Mutlaka hemen edinin. Fiyatı ; 12 TL idi. Alıp oynarsanız, sonrasında yorumlarınızı bekliyorum.