Freitag, 31. Oktober 2014

Blog Tasarımında Yapılan 9 Ciddi Hata

Başlığa okuyup bu yazıyı tasarımcılar veya kod yazarları için yazdığımı düşünmeyin lütfen. Bu yazı, hazır Blogger şablonlarını “Şablon Düzenleyici”yi veya burada paylaşılan ipuçlarını kullanarak düzenleyen, standart Blogger kullanıcıları için.

 

Standart bir Blogger kullanıcısı Blogger şablon düzenleyiciyi kullanarak görsel değişiklikler yapabilir, HTML düzenleyici yardımıyla burada veya benzer sitelerde paylaşılan kod değişikliklerini yapabilir, yerleşim bölümünden istediği gadgetları ekleyebilir. Bu sayede kendine özgü br blog tasarımına sahip olabilir.

 

Fakaaaaat

 

Yukarıda belirtilen yollarla blog tasarımını özelleştiren kullanıcılara şu hataları yapmamalarını şiddetle öneriyorum.

 

hata

 

1. Yatay Menüye Çok Fazla Link Eklemek

 

Yatay menü blogun genellikle üst kısmında bulunur, ziyaretçileri önemli sayfa ve yazılara yönlendirmek için kullanılır. Buraya çok fazla link eklediğinizde blogun genişliğini aştığından tek satır olmaktan çıkar, 2-3 satır olur. Bu da hem görünüm hem de kullanılabilirlik açısından hoş bir durum değildir. Yatay menüde sadece önemli sayfalara link vermenizi, eğer fazla link ekleyecekseniz açılır menüler kullanmanızı öneririm.

 

2. Sidebar’a Aşırı Gadget Eklemek

 

Kenar çubuğu dediğimiz sidebar blog tasarımının en önem verilmesi gereken yerlerinden biri. Bu alanlara faydalı öğeler ekleyerek blogumuzun takipçi ve okunma sayısını arttırabiliriz. Fakat bu alanlara çok sayıda gadget eklenmesi blog tasarımında sık yapılan hatalardan biri. Blogun hızını yavaşlatacağı gibi ziyaretçilerin de kramaşık bir siteyle karşılşmasına yol açar. Sidebar’a sadece önemli ve işlevsel gadgetları eklemenizi öneriyorum.

 

3. Göz Yoran Renkler Kullanmak

 

Her blog yazarı sevdiği rengi blogunda kullanmak isteyebilir, buna bir itirazım yok ama çok parlak ve iddialı renklerin insanın gözünü yoduğu da bir gerçek. Sevdiğiniz rengin yumuşak tonlarını tercih edebilirsiniz.

Renk kullanımında ypılan bir diğer büyük hata da arkaplan rengi ile metin rengini benzer tutmak. Koyu renk arkaplanınız varsa metni açık bir renk seçmeniz gerekir. Kontrast renkler kullanmak yazıyı okumayı kolaylaştırır.

 

4. Okuması Zor Fontlar Kullanmak

 

Şık veya farklı görünmek adına blogda değişik fontlar kullanılması normal. Özellikle de “handwriting” dediğimiz el yazısı şeklinde fontlar çok tercih ediliyor. Belki yazı başlıkları  bu tür fontları kaldırabilir ama içerikte mutlaka basic fontlar kullanmanız gerekir.

 

Font kullanımında dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta ise Türkçe karakterleri destekleyip desteklemesidir. Zira “ı,ğ,ş” gibi karakterli kullandığınızda kötü bir görüntü ortaya çıkabiliyor.

 

5. Sosyal Paylaşım Butonları Kullanmamak

 

Belki çok küçük bir detay gibi gelebilir ama benim gibi beğendiği yazıları soysal hesaplarında paylaşmak isteyen kullanıcılar yazının üstünde veya altında paylaşım butonları görmediğinde zahmete girmek istemiyor ve yazıyı paylaşmakan vazgeçiyor. Soyal medyadan gelecek potansiyel trafiği düşündüğünüzde neler kaybettiğinizi tahmin edebilirsiniz.

 

Blogger’ın knedi sosyal paylaşım butonları hem görsel hem de işlevsel olarak zayıf ne yazık ki. Bana kalırsa Blogger’ın kendi butonlarını kullanmak yerine tasarımınıza uygun butonları yazı başlığının altında veya yazının bitimine eklemek çok daha iyi.

 

6. İletişim Seçenekleri Eklememek

 

İletişim dendiğinde akla ilk gelen şey iletişim formunun olduğu bir iletişim sayfasıdır. Evet blogunuzda iletişim formunun olduğu bir iletişim sayfası mutlaka olmalı ve ana sayfadan iletişim sayfasına en az bir görünür bağlantı vermelisiniz. Ancak iletişim seçenekleri bununla sınırlı olmamalı. Blogunuzun kenar çubuğundaki sosyal medya hesaplarınıza bağlı butonlar veya kutular da bir blog tasarımında olması gereken iletişim seçenekleridir.

 

7. Düşük Çözünürlükte Görseller Kullanmak

 

Görseller bloglarımızın vazgeçilmez öğeleri ve hemen hepimiz çeşitli yerlerde görseller kullanıyoruz. Fakat gerek yazı içerisinde, gerek blogun diğer kısımlarında kullandığımız görseller düşük çözünürlükte, kalitesiz olduğunda kötü bir görüntü ortaya çıkıyor. Bu da blounuzun prestijine zarar veriyor bence.

 

8. Otomatik Çalan Müzik Ve Videolar Kullanmak

 

Çok evdiğiniz bir şarkıyı veya videoya blogunuza eklediğinizi düşünün. Benim de kalabalık bir ofis ortamında blogunuzu ziyaret ettiğimi düşünün. Ciddi bir ofis ortamı, onlarca çalışan, belki, üst düzey yöneticiler ve birden benim bilgisayarımdan yükselen bir şarkı sesi…. Düştüğüm durumu tahmin edebiliyorsunuz sanırım. Belki siz kendinizi iyi hissediyor olabilirsiniz ama blogunuzun size özel olmadığnı, herkese açık olduğunu hatrlayın ve bu tür otomatik açılan multimedya öğelerini kullanmayın.

 

9. Flash Bileşenler Kullanmak

 

Flash öğeler size eğlenceli gelebilir ama pek çok açıdan faydadan çok zararı vardır. Ziyaretçiler blogunuza gösteri izlemek için gelmiyorlar. Bilgiye hızlı bir şekilde ulaşmk istiyorlar. Flash introlar veya animasyonlarla insanların içeriğinize ulsşmasını engellemeyin.

 

Son olarak

 

Evet yaratıcılık, görsellik önemlidir ama blog tasarımı yaparken önceliğiniz ziyaretçiye yardımcı olmaktır. Blogunuzun hedef kitlesini doğru tanımlayın veya bu kitleye uygun sade, kullanışlı bir tasarım için çaba harcayın.

Mittwoch, 29. Oktober 2014

242)Zor Bir Sınav Yada İş İçin Okunan Dua...

Kur’an-ı Kerim’de geçen aşağıdaki 7 Ayet-i Kerim zor bir iş yada başarılması zor bir imtihan(sınav) için,namaz abdesti alarak, birer yada 7 şer defa okursa  inşallah kolayca başaracaktır. Açık günde, Güneş gezegeninin saatinde okunması tavsiye edilir.
1.AYET Anlamı:Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
De ki: Bize hiçbir zaman Allah’ın yazdığından başka bir şey ulaşmaz. O, bizim Mevlamızdır ve müminler onun için yalnız Allah’a dayanıp güvensinler!”(Tevbe, 51)
Okunuşu: Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim.
“Kul ley yusibena illa ma keteballahu lena, hüve Mevlana ve alallahi fel- yetevekkeli’l-mü’minun.”
2.AYET
Anlamı: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Ve eğer Allah sana bir keder dokunduracak olursa, onu Ondan başka açacak yoktur; ve eğer O, sana bir hayır dilerse, o zaman da O’nun lütfunu reddedecek yoktur.O, lütfunu kullarından dilediğine nasib eder. O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir. (Yunus, 107)
Okunuşu: Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim
Ve iy yemseskellahu bi durrin fela kaşife lehu illa hu ve iy yuridke bi hayrin fela radde li fadlih, yüsibü bihi mey yeşau min ıbadih, ve hüve’l-ğafuru’r-rahim.
3.AYET
Anlamı: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
“Her halde hem benim Rabbim, hem sizin Rabbiniz olan Allah’a güvenip) dayanmışım. Hiç (bir) yerde bir debelenen (canlı) yoktur ki perçemini O tutmuş olmasın! Şüphe yok ki Rabbim doğru bir yol üzerindedir.” (Hud, 56)
Okunuşu: Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim.
“Inni tevekkeltü alallahi rabbi ve rabbiküm, mâ min dabbetin illa hüve ahizüm bi nasıyatiha, inne rabbi ala sıratım müştekim.”
4.AYET
Anlamı: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
“Nice hayvanlar var ki, rızkını (yanında) taşıyamaz; Allah onlara da (ihtiyaçlarını)veriyor, size de! O her şeyi işitendir, bilendir.” (Ankebut, 60)
Okunuşu:Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim.
“Ve ke eyyim min dabbetil la tahmilu rizkaha, Allahu yerzukuha ve iyyaküm ve hüve s-semiu’l-âlim.”
5.AYET
Anlamı: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
“Allah insanlara rahmetinden her neyi açarsa artık onu tutacak, kısacak kimse yoktur. Her neyi de tutar kısarsa onu da ondan sonra salacak yoktur. O, öyle güçlüdür, öyle hikmet sahibidir.” (Fatır, 2)
Okunuşu: Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim.
“Ma yeftehıllahü linnasi mir rahmetin fela mümsike leha, ve ma yümsik fe la mursile lehu mim ba’dih, ve hüve’l-azizu l-hâkim.”
6.AYET
Anlamı: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
“Andoldun ki, onlara: ‘O gökleri ve yeri kim yarattı?’ diye sorsan kesinlikle Allah’tır’ diyeceklerdir. De ki: ‘Gördünüz ya, Allah’tan başka çağırdıklarınızı, eğer Allah bana bir keder dilerse, onlar O’nun vereceği kederi açabilirler mi? Ya da O, bana bir rahmet dilerse onlar O’nun rahmetini (engelleyip) tutabilirler mi?’ De ki: Allah bana yeter! Tevekkül edenler hep ona dayanır!” (Zümer, 38)
Okunuşu: Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim.
“Ve lein seeltehüm men haleka’s-semavati ve’l-arda le yekulünnallah, kul eferaeytüm ma ted’une min dunillahi in eradeniyallahu bi durrin hel hünne kaşifatü durrihi ev eradeni bi rahmetin hel hünne mümsikatü rahmetih, kul hasbiyallahu aleyhi yetevekkeli’l-mütevekkilun.”
7.AYET
Anlamı: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
“Eğer aldırmazlarsa de ki: “Bana Allah yeter! Ondan başka ilah yoktur. Ben O’na dayanmaktayım ve O, o büyük arşın sahibidir!” (Tevbe, 129)
Okunuşu: Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim.
“Fe in tevellev fe kul hasbiyallahu la ilahe illa hu, aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbü’l-arşi’l-azim” İletişim : alaraunlu385@outlook.com

Schöne Dinge selbermachen | DIY Kits



Selbstgemachtes für zu Hause sieht nicht nur toll aus, sondern ich finde, es verleiht den eigenen vier Wänden eine persönliche und individuelle Note. Und das kann auch richtig edel und hochwertig aussehen. Häufig scheitert aber ein so geplantes Vorhaben am fehlenden Zubehör oder dem nicht vorhandenem Werkzeug. Zumindest passiert mir das immer wieder und dann vergess ich eine Idee auch schon wieder mal.

Alles zum Selbermachen in einem Paket
Seit ich vor kurzem aber diese DIY Kits entdeckt habe, bin ich zugegebenermaßen ein bisschen davon infiziert. Sie sind die Lösung für alle die gerne schöne Dinge selbermachen, aber sich keine Gedanken über Anleitung,Werkzeug und Zubehör machen möchten. Ich find das genial und im Moment lassen diese vier Kreativ Sets mein Selbermacher Herz höher schlagen und stehen auf meiner Wunschliste ich hoffe, der Nikolaus liest mit ganz weit oben:




Jetzt wo die Tage wieder kürzer werden, sorgt diese hübsche Design Lampe als Stecksatz für eine gemütliche Atmosphäre.
Das wohl pflegeleichteste Haustier: ein kleiner Vogel aus Birkenholz angelehnt an die Ikone der 50er Jahre als Neuinterpretation zum Selberbauen.
Wunderschönen Häkelschmuck selber machen? Mit dem DIY Häkel-Starter-Set kein Problem.
Einfach genial und schon verliebt: Eine hochwertige Lederhandtasche zum Selbermachen.

Mach´s selbst und persönlich! Be different.
Hab ich kürzlich hier gelesen und in diesem Sinne wünsch ich euch noch einen wunderschönen Tag und schick euch viele, sonnige Grüße,
Rebecca




Montag, 27. Oktober 2014

Adventskranz im Oktober

Ja zugegeben, ist ein bisschen früh. Aber zu meiner Verteidigung: Es liegt bereits Schnee und wir hatten auch schon Minus Grade dieses Wochenende. Zudem lacht der Weihnachtsmann schon frech seit Wochen aus dem Supermarktregal und so hab ich nun gar kein schlechtes Gewissen, euch jetzt schon mit der ersten Weihnachtsdeko zu beglücken.

Die Idee zu diesem etwas ungewöhnlichen Adventskranz ist aus dem Kerzenhalter, den ich euch das letzte Mal gezeigt habe, entstanden. Dass er nun im Oktober schon fertig ist, liegt aber daran, dass ich eine ganz liebe Anfrage einer Leserin bekam, die sich einen Kranz aus Rundhölzern für heuer gewünscht hat und mich fragte, ob ich denn nicht Lust hätte, so einen für sie und ihre Familie herzustellen.
Die Vorgabe lautete lediglich: nicht zu bunt und eher reduziert. Was ja ganz nach meinem Geschmack ist und so habe ich mich noch vor dem Wochenende auf dem Weg gemacht, alle Materialien für den Kranz besorgt und mich gleich an die Arbeit gemacht.










Und ehe sich mein Kranz nun auf nach Italien macht, denn dort wohnt meine Auftraggeberin, durfte ich noch ein paar Bilder machen, die ich euch doch noch gerne zeigen wollte. Vielleicht als Inspiration für den ein oder anderen, sind ja dann doch nur mehr 34 Tage bis die erste Kerze brennt. ;-)
 

Alles Liebe und habt noch eine schöne letzte Oktoberwoche!
Rebecca




Freitag, 24. Oktober 2014

Allianz Kurumsal İletişim’de Fark Yaratmış!

Blog Hocam’ın sloganında da belirttiğim gibi 3.5 senedir üzerinde durduğum esas konu “daha iyi bir blog sahibi olmak”. Blogunuzu geliştirmek için bugüne kadar yüzlerce ipucu ve yöntem paylaşmışımdır. Fakat türü ve konusu ne olursa olsun her blog için geçerli bazı temel kavramlar olduğunu düşünmüşümdür her zaman. Neler mi? Fark yaratmak, doğal olmak ve iletişim kurmak. Bana göre bu üç kavram iyi bir blog/blogger olmanın temelidir. Tasarım, SEO, blog araçları gibi detaylar bu 3 temelin üzerine inşa edilmelidir.

 

Fark yaratmak, doğal olmak ve iletişim kurmak… Üzerinde durduğum bu üç kavramın gerekliliği sadece bloglar için değil, iş dünyasında pek çok sektörde başarılı olabilmek için de geçerli değil midir? Gıdadan, tekstile, inşaattan, medyaya kadar şirketlerin ve markaların stratejilerini incelediğinizde fark yaratan, doğal olan, hedef kitlesiyle iyi iletişim kuranların her zaman göz önünde ve başarılı olduğunu görürüz.

 

Blogların ve blog dünyasının, gerçek hayatla pek çok bağlantısı olduğunu iddia etmiş, gerçek hayattan aldığım ilhamları ve karşılaştığım başarı hikayelerini blog yazarlığına da uygulayarak hem öneri, hem olarak sizlerle paylaşmış, hem de bizzat kendi blogumda uygulamaya çalışmışımdır.

 

Yine sizlere ilham olması ve örnek teşkil etmesi açısından son zamanlarda sosyal medyada çok sevilen ve fenomen olma yolunda ilerleyen bir proje ve marka iletişim stratejisinden bahsedeceğim.

 

Söz konusu firma Allianz Türkiye ve sektör hepinizin bildiği gibi sigorta sektörü. Çoğumuz sigorta sektörü ve firmalarıyla genellikle zor zamanımızda yani işimiz düştüğünde tanışırız. Ve genellikle bu firmalarla kafamızda soru işaretleriyle çalışmaya başlarız. Peki bir sigorta şirketi dikkat çekmek, insanların kafalarındaki soru işaretlerini kaldırmak, faaliyetlerini daha iyi anlatmak için neler yapabilir?

 

Sorunun cevabını aslında yukarıda verdim. Üç temel kavram olan fark yaratmak, doğal olmak ve samimi bir diyalog kurmak üzerine iletişim stratejisi belirleyerek bu doğrultuda hareket etmek. İşte Allianz Türkiye de tabiri caizse içine kapanık bir sektör olan sigorta sektöründe tabuları yıkarak “dışavurumcu şirket” anlayışını sektöre kazandırıyor.

 

Allianz -2

 

İletişim stratejisi doğrultusunda yaptıkları paylaşımlar fark yaratmak ve doğallık konusunda, tüm bloggerlara adeta ilham kaynağı niteliğinde. Allianz Türkiye, şirketin tüm İcra Kurulu üyelerini en doğal halleriyle dijital dünyada paylaşarak paydaşlarına ve topluma daha yakın, sıcak ve sosyal bir marka olma hedefinde ne kadar samimi olduğunu gösteriyor.

 

Allianz -9

 

Nev-i şahsına münhasır insan Ayhan Sicimoğlu’nun sürpriz baskınını konu alan iletişim çalışması kısa zamanda çok sevildi ve Allianz’ın doğallık, şeffaflık ve farklılık üzerine kurduğu iletişim stratejisinin doğruluğunu ispatladı. Şundan eminim ki bu fikir ve proje ilerleyen zamanlarda Allianz’ın başarısını ve insanların sigorta sektörüne bakışını olumlu yönde etkileyecektir.

 

 

Bence tüm bloggerlar Allianz Türkiye’nin bu iletişim stratejisinden bir ders çıkarmalı, kendi bloglarına uygulamalılar. Nasıl ki Allianz Türkiye bugüne kadar yapılmayanı yapıp fark yaratıyorsa siz de blogunuzla fark yaratacak stratejiler geliştirmelisiniz.

Donnerstag, 23. Oktober 2014

Nişastalı Kurabiye






Nişastalı Kurabiye

Malzemeler;
250 gr. oda sıcaklığında tereyağı
1 su bardağı ince toz şeker
1 su bardağı nişasta
2 - 2.5 su bardağı un
1 yumurta sarısı
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya

Üzeri için;
1 yumurta akı
Hindistan cevizi, Ceviz içi, Antep fıstığı,  Kakao

Yapılışı;
Bütün malzemeleri ele yapışmayacak kıvamda yoğurup küçük toplar yapın. Yumurta akına ve üst süslemesine batırıp

Balzamik ve Vişne Ekşisi ile Fırınlanmış Havuç





Pasta ve tatlı yaptığım kadar yemek yapamıyorum. Tek başıma yemek yemeyi sevmediğimden sanırım, teksem çoğunlukla dışardan söylüyorum. Cheeseburger, çin yemeği... Bilmiyorum, iyi yapılmış bir cheeseburgeri birçok ev yemeğine tercih edebilirim sanırım, çok seviyorum. Hatta her gün yiyebilirim.  Hah, konumuz butik hamburgerler değildi pardon, size çok güzel bir garnitür-meze tarifi vereceğim. Yapılışı çok kolay, kendisi pek bir lezzetli. Ana yemeklerin yanına çok yakıştığı gibi sandviçlerinizin içinde de güzel gidecek.

Ben Kemal Kükrer Vişne Ekşisi kullandım, siz nar ekşisi, erik ekşisi veya sevdiğiniz benzeri bir şey kullanabilirsiniz. Balzamik yoksa normal sirke de kullanılabilir belki, çok emin değilim; denemek lazım.




Balzamik ve Vişne Ekşisi ile Fırınlanmış Havuç




Malzemeler:

  • 8-10 tane havuç
  • 1 yemek kaşığı balzamik sirke (normal sirke kullanacaksanız bence çok olur, 1 çay kaşığı yeter sanki)
  • 2 yemek kaşığı vişne ekşisi
  • 2 yemek kaşığı esmer toz şeker veya normal toz şeker
  • 1 büyük diş sarımsak (rendelenmiş)
  • 2 yemek kaşığı sızma zeytin yağı
  • 1 çay kaşığı deniz tuzu
  • 1 tatlı kaşığı taze öğütülmüş karabiber veya 1 çay kaşığı toz karabiber
  • Taze veya kuru kekik, fesleğen, defne, reyhan... (ne seviyorsanız artık)


Hazırlanışı:


  1. Havuçları yıkayıp dışını kazıyın. Enine ve boyuna 4 e bölün.
  2. Büyük bir kasede tüm malzemeleri karıştırın ve havuçları kaseye alıp sosu yedirin.
  3. Pişirme kağıdı serilmiş tepsiye dizin ve 200C önceden ısıtılmış fırında 8-10 dakika pişirin. Afiyet olsun.


Mittwoch, 22. Oktober 2014

[Nachmachtipp] Kerzenhalter aus Rundhölzern



Holz riecht gut, klingt gut und fühlt sich gut an. Zudem ist es mein Lieblingswerkstoff und bietet unglaublich viel Raum für Kreativität. Und als mir bei meiner letzten Holzbastlerei, den Häkelnadeln, noch einiges an Rundhölzern übrig blieb, kam mir die Idee mit ein paar zusätzlichen Hölzern, einfach einen Kerzenhalter daraus zu machen.





Du brauchst:
○ Rundhölzer (verschiedenen Größen)
○ Säge
○ Schleifpapier
○ Holz(express)leim
○ Kerzenhalter/stecker für Stabkerzen (bekommt man im Baumarkt in der Bastelabteilung)
○ feiner Holzbohrer




So geht´s:
Die Rundstäbe in verschieden große Stücke sägen. Ich habe mich für 3cm und 5cm entschieden und die Kanten fein schleifen. Auf einem großen Stück Papier oder Karton mit Hilfe eines Zirkels (Teller geht auch) einen Kreis zeichnen. Diesen nutzt ihr nun als Vorlage und beginnt außen am Rand mit dem aneinanderkleben der Stifte. Mit dem Expressleim funktioniert das ganz prima und schon nach kurzer Zeit kann nichts mehr verrutschen.
So weiterkleben bis euer Kreis voll ist und anschließend kleine Löcher für die Kerzenstecker bohren.
Die Kerzenstecker samt Kerzen anbringen und fertig ist der Kerzenhalter aus Holz.








Tipp: Statt einem Kerzenhalter könnt ihr auch ganz einfach einen wunderschönen Untersetzer (z.B. für Teekannen) basteln. Sägt die Rundhölzer statt in unterschiedlichen Längen ganz einfach alle auf dasselbe Maß und leimt sie wie beim Kerzenhalter zusammen.

Einen schönen Tag für euch und viele, liebe Grüße,
Rebecca












Mittwoch, 15. Oktober 2014

[Nachmachtipp] Blätterzauber aus Fimo



Es muss ja nicht immer Rot, Orange und Gelb sein. Stimmungsvolle Herbstdeko funktioniert auch ganz dezent und filigran, luftig leicht, in zarten Farben. Und so hat mein heuriger Herbststrauch ein weiß-goldenes Blätterkleid verpasst bekommen. Zuvor habe ich mir beim letzten Spaziergang ein paar Äste ausgesucht die ebenfalls ein weißes Tauchbad bekamen...







Du brauchst:
Modelliermasse
○ Ausstecher (Ahorn, Eichenblatt oder Ausstecher mit Blattprägung)
○ feines Schleifpapier
Rollstab
außerdem könnt ihr zum Prägen der Blätter alles mögliche verwenden, Stifte, Pinsel, Wattestäbchen,..
○ Acrylfarbe
○ Heißkleber
○ Ast
Goldpapier




So gehts:
Die Knetmasse mit dem Rollstab dünn ausrollen und die verschiedenen Blätter ausstechen. Die Kanten könnt ihr mit angefeuchteten Fingern ganz vorsichtig begradigen. Der Rest lässt sich ganz einfach nach dem Trocknen abschleifen.

Bei den Ahorn und Eichenblatt Ausstechern, die ohne Prägung sind, könnt ihr die verschiedensten Muster mit Hilfe von einem Kugelschreiber, Pinsel oder Stiften, erstellen.

Gut aushärten lassen, mit der Wunschfarbe bemalen und mit Heißkleber auf einen Ast kleben.
Ergänzend könnt ihr noch Blätter aus schönem Papier schneiden und den Ast damit schmücken.







Wie sieht denn eure Herbstdeko aus? Kräftig leuchtend oder dezent zurückhaltend?

Alles Liebe,
Rebecca


Montag, 13. Oktober 2014

[Dekoidee] Bring a bit of nature inside!


Jetzt im Oktober ist es die ideale Zeit, um die Farbenpracht aus der Natur in die eigenen vier Wände zu holen. Ich liebe diese natürliche Deko mit Naturmaterialien sehr und das nicht nur, weil ein großer Teil davon kostenlos ist, sondern auch, weil man bei der Herbstdekoration so gut wie nichts falsch machen kann. 

Während man im Frühling oft nur im Blumengeschäft und auf Märkten fündig wird, so reichte es jetzt ganz oft aus, einfach mit offenen Augen durch die Gegend zu laufen. Pure Natur im Überfluss:

Laub in allen Schattierungen und Formen, Hagebutten, Eicheln, Kürbisse, Kastanien und Nüsse..





Für den heute eher grauen und trüben Wochenstart habe ich mir einen kleinen Farb-Booster gegönnt. Ganz schlicht auf einem einfachen Holzbrett mit einer roten Gerbera, ein paar getrockneten Blättern und kräftig strahlenden Hagebutten. Ganz einfach, aber wirkungsvoll.

Euch wünsch ich einen schönen Montag und alles Liebe,
Rebecca









Sonntag, 12. Oktober 2014

İNCE KİTAPLAR

Bu aralar ince kitaplara merak sardım. Bu benim için keşif oldu gibi. Kitapçıya girip, hemen kitapların önünde durup, ne kadar ince kitap varsa, yazarları farklı olmak kaydıyla hepsini incelemeye başlıyorum. Hayat kısa, okunacak , tadına bakılacak çok yazar var. 100 sayfanın altında, 80, 70, 60 sayfalık ne kadar kitap varsa, alıp okumaya başladım. Hem çok kitaba daha az para ödüyorum. Bu esnada daha fazla yazar tanıyıp, hoşuma giden yazarları devam ettirmek daha iyi olacak. Neredeyse son 4 günde , 4 kitap bitirdim. Bu arada birlikte okuduğum kitaplar bir kenarda, başucumda bekliyor. Bu hızı ve düzeni şu anda devam ettirmek istiyorum.

Hepsini çok beğendim. Stefan Zweig ve Marquez 'in diğer kitaplarını mutlaka okuyacağım.
Ve Kafka tabii.
Hepsinin özetini ve beni neyin etkilediklerini daha sonra paylaşmak istiyorum.
 
 
Sırada ki kitaplarım da bunlar...
 
Tavsiyeniz var mı ?
 
 

Samstag, 11. Oktober 2014

3 Malzemeli Nutellalı Kurabiye Tarifi



Her şey gecenin bir yarısı kurabiye sayıklamamızla başladı. Kardeşim o saatte markete gidip, çikolata, yumurta ve nutella aldı ki aklımdaki "çikolata parçalı, muzlu ve nutellalı kurabiye"yi gecenin saat 2'sinde bile olsa yapalım, o saatte de yiyelim diye. Çocukcağız o saatte onları alıp geldi ama ben kurabiye yapmaya başlamak üzereyken fark etim ki pasta-kek yaparken kullandığımız market tipi tereyağı yerine sadece annemlerin yumurta ve pilav yapımında kullandıkları ağır kokulu, halis mulis köy tereyağı vardı, tuzlu.

Ne yapsak ne yapsak derken aklıma sadece tahin, un ve pudra şekeri ile yapılan tahinli kurabiye geldi ama onu da benden başka seven yok evde. Sonra dedim ki ha tahin ha nutella! haha, şöyle bir bakınıca 4 malzeme ile yapılan nutellalı muffinleri de görünce tamam dedim, bu iş olur.

Nutella.

Un.

Yumurta.

Kurabiye! İçi nutella dolu!

Kurabiye! Dışı ağızda dağılan, içi yumuşak ve nutella dolu. Eti Tutku'yu sevenler buna bayılacaklar. Kurabiyenin dığı biraz o kıvamda oluyor. Heralde Nutellanın içindeki yağ ve şekerden, bilmiyorum.

Kurabiye! Nutella sevmeyen bana bile nutella yediren kurabiye!

Seveceksiniz, emin olun.



Gelelim tarife, hmm... Dikkat etmeniz gereken ne var? Yok galiba bu sefer bir şey, çok kolay bu kurabiyeler.


Oh! Buldum, içini dolduracağınız için  dolduracağınız kadar nutellayı soğutursanız daha kola, bulaşmadan akmadan yaparsınız. Ben bunu düşünemedim, vıcık vıcık nutella ile çalışmak zorunda kaldım fotoğraflardan da görüldüğü gibi. Bir de 400 gr'lık kavanozlar yetmiyor, en az 1.5 kavanoz nutellaya ihtiyacınız var.

3 malzeme dedim diye illa 3 malzemeli olacak da değil ya! Fındık veya çikolata parçaları ekleyebilirsniz. Veya içini dolduruken bir dilim de muz koyabilirsiniz ki ben yaptım, tadı çok güzel oldu ama kurabiyelerin tabanını yumuşatıyor, onu belirteyim.

Fındık çok güzel olacak, onu da aşağıda anlatacağım eğer eklemek isterseniz.


3 MALZEMELİ NUTELLALI KURABİYE




Malzemeler:


15-18 kurabiye için


  • 4 dolu dolu yemek kaşığı oda sıcaklığında nutella. (Bu neredeyse 300 gram ediyor.) + Yine 3-4 yemek kaşığı kadar daha dolapta soğutulmuş nutella. Kısacası bol bol nutella. 
  • 2 su bardağı un
  • 1 yumurta
  • 1/4 çay kaşığı tuz. ( bu 4. malzeme sayılır mı? Sayılmasın:(  herkesin evinde tuz var. Hem istemezseniz koymazsınız. Ben sevdiğim için koyuyorum.) 


(fındıklı iç harcı yapmak isterseniz 1 çay bardağı orta dövülmüş/çekilmiş fındık kırığı)

Tepsiye sermek için pişirme kağıdı.

Metod:


Oda sıcaklığındaki nutellayı büyük bir kaseye alıp, yumurtayı ve tuzu üzerine ekleyin ve iyice karışana kadar çırpın. Nutellanın kremamsı yapısı değişecek, daha yoğun, hafif pürüzlü bir dokusu oluyor.

Unu, karıştırdığınız nutella ve yumurtaya ekleyin ve karıştırmaya devam edin. Karışım biraz koyulaştıktan sonra elinizle hamur unu tamamen yiyene kadar yoğurun. Sert ve bölünen bir hamur elde edeceksiniz.

Ceviz büyüklüğünde parçalar alıp, avucunuzda yuvarlayın ve parmaklarınızla bastırarak avuç içi kadar açın. İçine, 1 çay kaşığı soğuk nutella ekleyin ve hamuru kapatıp elinizle hafif yassı şekil verin.

Eğer bu zor geldiyse, cevizden daha küçük bri parça koparıp, aynı şekilde yassılaştırın ve üzerine daha küçük bir hamur parçasından yaptığınız diğer yassı hamuru kapayın. Kenarlarınu birleştirip, yuvarlayıp elinizle yine hafif yassı bir şekil verin.

Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin.

175C önceden ısıtılmış fırında 8-10 dakika pişirin. Fırından ilk aldığınız hali yumuşak olacak ama biraz soğuyunca kurabiye kıvamına geliyor.


Fındıklı iç yapmak için, nutellayı dolaba koymadan önce 1 çaybardağı dövülmüş fındıkla karıştırıp öyle soğutun, kurabiye hamurlarının içini bu karışımla doldurun. En altta bir de içinde muz olan hali var. İsterseniz siz de bir dilim muz ekleyebilirsiniz nutellanın üzerine. 


           
            


 

Freitag, 10. Oktober 2014

Arşivinizle Yapabileceğiniz 3 Şey

Muhtemelen hepinizin bildiği, basit fakat blogunuza büyük fayda sağlayacak küçük bir blog egzersizini hatırlatmak istiyorum.

 

Bazılarımız aylardır, bazlılarımız yıllardır blog yazıyor. Kimimizin arşivinde yüzlerce, kimimizin arşivinde binlerce yazı var. Çoğu emek harcanmış, değerli yazılar. Peki üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra bu değerli yazıların üzerini örecek miyiz? Elbete hayır!

 

Arşivinizi zaman zaman ziyaret ederek hem blogunuzu geliştirecek, hem konu sıkıntısı yaşadığınızda size yardımcı olacak, hem de trafiğinizi artıracak aksiyonlarda bulunabilirsiniz. Bunlar neler mi? İşte blogunuzun arşiviyle yapabileceğiniz şey:

 

arşiv

 

1. Yazılarınızı Güncelleyin

 

Eski tarihli yazılarınızda pek çok güncelleme yapılabilir. Yazıda yer alan kırık linkler düzeltilebilir, eksik veya yeni bilgi varsa ilave edilebilir, silinmesi gereken bölümler silinebilir.

 

Bunu her yazı için yapmak elbette mümkün değil ama özellikle çok okunan yazılarınızı sürekli güncel tutabilir, diğer yazılarınıza bağlantı verebilir, hatta bu yazıların içerisine reklamlar ekleyebilirsiniz.

 

Tabi işin bir de diğer boyutu var. Anahtar kelime araştırması yaptığınız ve çok fazla organik trafik hedeflediğiniz yazılarınıza Google’dan pek ziyaretçi gelmiyorsa da bu yaınızı güncelleyebilirsiniz.

 

Görseller ekleyip alt ve title etiketleri eklemek, yazı başlığını değiştirmek, yazıya anahtar kelime içeren yeni ve faydalı metinler eklemek yazınızın SERP performansını arttırabilir.

 

2. Sosyal Medyada Paylaşın

 

Çoğumuz çeşitli otomasyon araçlarını kullanarak yazılarımızı yayınlar yayınlamaz sosyal medya hesaplarımızda paylaşıyoruz. Peki sonra? Unutmayalım ki hergün yeni ve farklı kişiler sizi takip etmeye başlabilir. Bu kişlere veya yazınızı bir şekilde okumamış eski takipçilerinize hatırlatmak amacıyla eski yazılarınızı sosyal medyada paylaşabilirsiniz.

 

Bu yöntemi tüm azılarınıza uyguladığınızda, her defasında farklı başlıklar kullandığınızda ve farklı tarihlerde paylaştığınızda trafiğinizde hiç ummadığınız kadar artış olacağının garantisini verebilirim.

 

3. Yeni Bir Yazı Oluşturun

 

Hepimizin yazacak konu bulamadığı dönemler olmuştur. Bu dönemlerde arşivinizi kullanarak ve çok az zahmete girerek ilgi çekici yazılar oluşturabilirsiniz. İşte size eski yazılarınızı kullanarak yeni yazılar oluşturabileceğiniz birkaç fikir:

 

  • 2014’te en çok okunan X yazı
  • En çok yorum alan X yazı
  • Okuyucuların en çok sevdiği X yazı
  • Google’ın en çok ziyaretçi gönderdiği X yazı

 

Bu örnekler çoğaltılabilir elbete. Sizin de konuyla ilgili öneri, fikir ve deneyimlerinizi okumak isteriz. Paylşırsanız sevinirim.

Donnerstag, 9. Oktober 2014

Yaban Mersini ile Kurabiye Denemeleri: Lavanta veya Limonlu ve Beyaz Çikolatalı Kurabiye ve Yabanmersinli Çikolatalı Kurabiye

beyaz çikolatalı yaban mersinli lavantalı kurabiye


Fırından gelen kurabiye kokusu... 

Bir de beni böyle etkileyen pişen kek kokusu var. İkisine de bayılıyorum, o kokuyu almak apayrı bir zevk benim için. Çok kurabiyeci bir insan da değilim halbuki ama söz konusu çikolata parçalı bir kurabiyeyse işler değişiyor. Normalde kendim yemek için bir şeyler pişiren biri değilim, çok üşeniyorum onun için ama bu kurabiyeler... merhaba, tamam kendimdeyim. Bunları fotoğraflarken ne yazık ki kameram yanımda değildi, iphone kamerasıyla olduğu kadar artık. Görüntüleri de kokuları gibi harikaydı. Kokuları da haliyle tatları gibi. 

Ah, söylemeden geçmeyeyim ben çeşit  çeşit yaptım kurabiyeleri; lavantalı beyaz çikolatalı, sadece beyaz çikolatalı, bitter çikolatalı. Lavantayı sırf denemek için ekledim ve ilk ısırdığımda yakınlarda olsaydınız gözlerimde oluşan kalpleri de görürdünüz. Lavanta seviyorsanız en azından yarısını lavantalı deneyin siz de benim gibi. 

Limon? Neden olmasın, sadeye de lavantalıya da limon ekleyebilirsiniz seviyorsanız. Ben limonlu yabanmersinli, limonlu lavantalı kek yediğim için son günlerde limon eklemedim. Siz istiyorsanız ekleyiverin 1 limonun rendelenmiş kabuğunu. 

Siyah çikolata?  Onu da kattım, inanılmazdı. %70 bitter kullandım. 


Tarife gelince, size kurabiyenin sade halini yazacağım sonra da ayrı bir liste olarak eklenecek malzemeleri yazacağım. Kombin size kalmış :) 



Çikolataları iri doğrayın. 

Beyaz çikolataları kurabiyeleri fırından alır almaz üzerlerine batırmak en güzeli bu tarif için. 

Eğer bitter çikolatalı da yapmak isterseniz beyaz çikolata ve lavanta miktarını yarıya indirin, hamuru ikiye bölüp bir kısmına yabanmersini, limon kabuğu ve lavanta katın. Diğer yarısına yabanmersini ve çikolataları.

Dondurucuda yarım saat bekletme kısmı önemli. Bunu es geçmemeye çalışın.

Bitter ve sütlü çikolatalı yabanmersinli kurabiye


Çay. 

Kahve. 

Süt. 

Neyle isterseniz onla tüketin.


Yaban Mersini ile Kurabiye Denemeleri: Lavanta veya Limonlu ve Beyaz Çikolatalı Kurabiye ve Yabanmersinli Çikolatalı Kurabiye Tarifi


Malzemeler
  • 1 yumurta, oda sıcaklığında
  • 110 gr tereyağ, oda sıcaklığında olacak
  • 2 su bardağı+ 2 yemek kaşığı un
  • 1.5 çay bardağı esmer toz şeker (yoksa beyaz toz şeker)
  • 1 çay bardağı toz şeker(100gr)
  • yarım çay kaşığı tuz (mümkünse deniz tuzu)
  • yarım çay kaşığı kabartma tozu veya karbonat
  • vanilya

  • 160 gr beyaz çikolata
  • 1 su bardağı taze yaban mersini veya 1 çay bardağı kuru yaban mersini
  • 1 tatlı kaşığı yenebilir lavanta(rondoda toz haline getirilmiş) veya 1 limonun kabuğunun rendesi

**Yarısını bitter çikolatalı yapmak isterseniz üstteki malzemeleri yarıya indirin:
  • 80 gr bitter çikolata ve 40 gr sütlü çikolata kullanın. Bitter çikolatalı kurabiyeler için lavanta kullanmayacaksınız bu yüzden beyaz çikolatalılara 1 tatlı kaşığı yerine 1 çay kaşığı lavanta eklerseniz yetecek.




Hazırlanışı:

*-Çikolataları Doğrayın. Bunun için tırtıklı bir bıçak işinizi çok kolaylaştırcak. Bitter çikolatalı da yapacaksanız onları da doğrayın. Yabanmersinlerini yıkayıp 3-4 kat peçeteye veya temiz bir havluya sarıp kurumaları için bırakın. 


-Çırpma kabına tereyağını alıp 30 saniye kadar krema kıvamı alana dek çırpın. Daha sonra şeker ve tuzu ekleyip karışım pürüzsüz olana dek 2-3 dakika çırpın.


-Karışıma yumurtayı ekleyip iyice karışana dek tekrar çırpın. (2 boy yapacaksanız yumurtaları teker teker ekleyin) (sıvı vanilya veya çubuk vanilya kullanacaksanız bu aşamada ekleyin)

-Unu, lavanta tozunu,limon kabuğunu ve kabartma tozunu karışımın üzerine eleyin düşük seviyede karışım unu yiyinceye kadar yaklaşık 1 dakika karıştırın. (Vanilin kullanacaksanız bu aşamada unla beraber eleyin) 



*Eğer bitter çikolatalı kurabiyeler de yapacaksanız hamuru ikiye ayırın. Yarısına doğradığınız kakaolu çikolataları ve yabanmersinin yarısını ekleyip karıştırın. Diğer yarısına ise kullanacaksanız lavanta ve limonu ekleyip karıştırın, daha sonra yabanmersinlerini ekleyip karıştırın. Beyaz çikolataları kurabiye pişikten sonra kullanacağız. 


-Karışımı en az yarım saat dondurucuda bekleteceğiz, bunun için streç filmle kaplayın ve dondurucuya koyun. Bu aşamayı geçerseniz, hem hamur iyice oturmaz hem de yumuşacık hamurla çalışmak zor olur. Hamuru dolaba koyduktan sonra fırın tepsinize yağlı kağıt serin.

-Hamuru dolaptan alıp, fırını 180Cye ayarlayın. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye eşit parçalar halinde hamuru bırakın. Bunun için dondurma kaşığı biçilmiş kaftan, ama yoksa bir yemek kaşığı ve tatlı kaşığı ile de yapabilirsiniz. Yemek kaşığı ile doluca hamur alıp tatlı kaşığı ile düzeltelerek tepsiye bırakın.



-Kurabiyeleri yaklaşık 12-15 dakika  üzerleri ve kenarları hafif kızarana dek pişirin. Fırından alınca lavantalı olanların üzerine irice doğradığınız beyaz çikolata parçalarını batırın. Fırından sıcakken yumuşak olacakları için bu işlemi çabuk halledin, soğuyunca kurabiyeye dönüşüyorlar :)






[Nachmachtipp] Makramee Hängeampel




Schon seit geraumer Zeit schleiche ich um das Thema Makramee herum. Und wer kennt sie nicht: die aufwändig geknüpften Blumenampeln aus Jute und Sisal mit eingeflochtenen, dunklen Holzkugeln, die vor gefühlten 100 Jahren von der Wohnzimmerdecke baumelten. Ich seh´mich schlagartig in meine Kindheit in den 80ern zurückversetzt. Und jetzt sind die Old-School-Blumenampeln wieder voll im Trend. Also habe ich mich an einer Light Version versucht und bin mit ihrer schlichen Optik ganz zufrieden. Und so bekommt ihr ganz einfach eure Blumen, Vasen, Kerzen oder auch Obstschalen zum Schweben:






Du brauchst:
○ dicke Schnur
○ Gardinenring, Plastikring oder Armreif
○ Holzkugeln
○ Blumentopf, Glas, Schüssel oder was immer ihr aufhängen möchtet
○ Schere

So geht´s:

Für die Blumenampel schneidet ihr nun 8 x ca.1m lange Teile von der Schnur ab. Alle Schnüre durch den Ring ziehen und direkt darunter verknoten. Nun die Schnüre in 4 Zweierpaare aufteilen und ca. 40cm weiter unten in jedes Paar auf gleicher Höhe einen Knoten knüpfen.

Anschließend nehmt ihr die Enden der Zweierpaare und verknotet diesen ein Stück weiter unten wieder mit der jeweiligen Nachbarschnur. Wer mag, kann auch zwischendurch immer wieder kleine Perlen oder Holzkugeln auffädeln.
Je nach Größe eures Blumentopfs wiederholt ihr diese Knüpftechnik, bis eine Art Netz um den Topf entstanden ist.

Aus den Enden aller 8 Kordeln einen Knoten machen und die zu langen überstehenden Enden abschneiden.







Ich wünsch euch viel Freude beim Knüpfen und bin gespannt, was ihr zu diesem Comeback sagt.

Alles Liebe,
Rebecca