Freitag, 31. Januar 2014

Mantar Soslu Schnitzel ve Aşk Mimi


Fotoğrafın kusuruna bakmayın, gece ve telefonla çekildi. :(

Kedili Evin Tarzı  blogunun sahibi Havva hanım beni mimlemiş :) Ben de hazır bir tarif de varken ikisini bir arada yayınlayayım dedim.

Mim, aşk daha doğrusu sevgililer günü ile alakalı.

1- Sevgililer günü sizin için önemli mi?
değil
2- İyi sevgili tanımı sizce nasıl olur?
şevkatli ve sadakatli. 
3- Eşiniz ya da sevgiliniz bu günü unutsa ya da önemsemese tepkiniz ne olurdu?
tepkim olmaz, önemsemiyorum. 
4- Sevgililer gününde size ne hediye alınsın isterdiniz?
tardis :) şaka bir yana içinden ne gelmişse o hoşuma giderdi. 
5- Sevgilinize ne hediye alacağınıza karar verdiniz mi?
vermedim, sevgilim yok. olsa da hediye almazdım sanırım.
6- Sevgiler gününü nerede nasıl kutlamak isterdiniz?
illa kutlamam gerekiyorsa tardis'in içinde ve Doktorla :)
8- 70 yaşında bir çiftin sevgililer gününü kutlamak için sizin de olduğunuz bir mekana gelmiş görseniz ne düşünürsünüz?
içimi sıcaklık kaplardı muhtemelen. yaşlı ve sevgi dolu çiftlere bayılıyorum, imreniyorum. 

Kremalı Mantar Soslu Şinitzel  tarifinin videosu İnstagramda :) Buraya tıklayarak göz atabilirsiniz :)

Beni instagramdan takip edip bu kısa videoları görebilir, tarifler bloga eklenmeden oradan takip edebilirsiniz :)


Mantar Soslu Şinitzel


Malzemeler:

Şinitzel:
4 adet tavuk göğüs bonfile
1 su bardağı süt
1 yemek kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz
1 su bardağı galeta unu veya pane harcı

Mantar Sos:

300 gr minik minik mantarlar. (minik olmasa da olur, doğrarsınız)
1 paket (200ml) süt kreması
4 tane sivri biber
1 tutam kekik
1 tutam karabiber
tuz
1 yemek kaşığı soya sosu
1 çay kaşığı balzamik sirke(varsa)
1 tatlı kaşığı toz şeker

Hazırlanışı: (tavuklar dinlenirken sosu pişirebilirsiniz)
1 su bardağı süte şeker ve tuzu ekleyin ve karıştırın. Bir kaseye boşaltıp içine tavuk göğüslerini bırakıp 20-30 dakika dinlendirin. (aceleniz varsa 10 dakika da işinizi görür.) Dinlendirdiğiniz tavukları galeta ununa batırıp tamamının kaplanmasını sağlayın. Pane ile kapladığınız tavukları derin yağda kızartın.

Sos:
Mantarları yıkayıp temizleyin. Tavaya 2 yemek kaşığı yağ ekleyip mantarlar suyunu salana dek kavurun, inle dilimlediğiniz biberleri ekleyin. Biberler pişince soya sosu, balzamik, şeker, tuz, karabiberi ekleyip 1 dakika daha pişirin ve kremayı ekleyin. Krema biraz koyulaşıp kaynayıncaya kadar pişirin. Kaynadıktan sonra fazla tutmayın çünkü kesilip yağa dönüşüyor :)

Kızarttığınız tavukları tabağa alıp, sosu tavukların üzerine paylaştırın ve maydanoz ve karabiberle birlikte sunun.

Özgünleşme Çabaları

Günümüzde küreselleşen dünya insanları yarışma eyleminin içine itti. Artık herkes işte, okulda, evde yarışır bir konuma geldi. Baktığımız zaman herkesin bünyesine işleyen “en iyisi ben olmalıyım” görüşüşü zihinlere kazındı.

Bu aslında kapsam olarak iyi bir şey; fakat yarışmak insanları birazda adil yaşam koşullarında uzaklaştırmaya başladı. Ünlü düşünürlerden Machiavelli’in: “Amaca giden her yol mübahdır” sözü herhalde bu durumu özetleyen en belirgin sözlerden biridir. Herkes bir amacı var, bu amaç ulaşılabilir; fakat birçok rakip var. Bu yüzden de hemen adil
savaşma mekanizmalarının dışında bir mekanizma devreye giriyor.

Ülkemiz adına baktığımızda günümüzde gelişen teknolojinin evlere yerleşmesiyle insanlar artık; internet kullanımı konusunda daha da bilgili hale geldi. Artık herkes rahat bir şekilde kendi bilgi, deneyim, beceri vb. şeyleri çok rahatça kazanıyor ve bunlardan maddi, manevi kazanç elde edebiliyor. Bunu sağlayan en önemli araçta ücretsiz yer hizmeti sağlayan blogger,wordpress,tumblr gibi hizmetler.

Amaca giden her yol mübahdır” sözü günümüzde blogger dünyası için çokça kullanmak zorunda kalıyoruz. Çünkü insanlar zamanlarından, hayatlarından belli dakikaları, saatleri vererek bir içerik oluşturuyorlar. Ve bunun sonucunda yeni dostlar, yorumlara göre yeni deneyimler kazanıyorlar. Fakat bazı hadsiz arkadaşlar bu emekleri bir saniyede hiç ediyorlar.

özgün blog

Peki bu yazının problemi nedir? Başlıktan anlaşılacağı gibi özgün olmak bu yazının problemi. Bu nasıl yapılabilir?

1. Blogu Açmaya Karar Vermek

En zor aşamadır ama çok dikkatli olunması gerekir. İnsanın bir anlık heves ve devamlı istek arasındaki ayrımı iyi ayırt etmesi gerekir. “Ben yapabilir miyim? Yaparsam nasıl yaparım?” gibi sorular sormalıdır. Ayrıca; blogun türü konusu, amacını, hedefini taslak olarak belirlemeli. Tabi burada belirlemede; “Bu internette çok tutuyor, o olsun” olmamalı. Çünkü 2-3 yazı sonra devamlılık dediğimiz şey kendini kaybetmeye başlıyor. Bu konularda belki de belli süre kendi kendine denemeler yazmalıdır. (Yazabileceği konuda kararsız ise)

2. Empati Kurmak

İnsan için önemli işlerin başında gelir empati. Onları hayat anlamlandırmaya, insanları anlamaya sevk eder. Blogger içinde; Machiavelli iyi hoş bir söz söyledi de bu söz esas olan değil. Esas olan: “Sana yapılmasını istemediğini başkasına yapmayacaksın” olacak. Özgün olmak için çalmayacaksın, kopyalamayacaksın. Eğer çok etkilendin kullanmak istiyorsan izin alacaksın.

3. Kendin Olma


İnsan empati kurabilirse kendisi olabilir. Bu blogger içinde geçerli. Günümüzde blogger olarak başlayıp bunu kitap, köşe yazarlığına götüren kişiler var. Bunların temel başarısı kendi gibi kendi olmalarında yatıyor. “Şu tutar şunu da yazayım değil de ; bu gerekli bunu yazayım” diyenler başarılı oluyor. Özgün olmanın temeli kendin olmaktır.

4. Yorumları Dikkate Alma

Her blogger, açtığı bloga süreli olarak yayın girerse belli bir süre sonra bu diğer blogger ve internet kullanıcıları tarafından dikkat çeker. Ve bloga iyi kötü yorumlar gelir. Burada önemli olan bu yorumlarda okuyucu isteğini karşılamaktır. Ama, o eğer öyle dediyse öyle yazmak değil. Buradaki durum: üslupla ilgili düzenlemeye gitmek. Anlaşılırlığı ön plana çıkarmak. Yorumlar sayesinde bir çok eksiğinizi giderebilirsiniz.

Özgünleşme için en büyük temel empatidir. Günümüzde bloggerların baş düşmanı olan, kar amaçlı içerik hırsızlarının yapmadığı; bir çok özgün bloggera negatif yansımalara neden oluyor.

Burada her madde ona çıkar. Burada saydığım maddelere eklemeler yapılabilir. Bu maddeler basamaklı bir denge sistemi oluşturur. Bunun temelinde empati yatar. Eğer bir blogger empati parçasını koymayı unutursa, kurduğu dünya başlamadan sona erer. Kısacası buna çöp blogger ya da bloglar çöplüğü diyebiliriz…

Yazar Hakkında: Ruhsuz Atmaca'nın, tek ve temel amacı insanlığa bir şey katabilir miyim?, katabilirsem nasıl olmadır?, bu soruları kendine sorarken bir anda kendisini blog dünyasında bulur.Ruhsuz Atmaca blogunun kapağında yer alan ve ismini verdiği "Atmaca", insanlara benzer duygulara sahip bir canlıdır. Yırtıcılığı nedeniyle isminin önüne "Ruhsuz" takısı gelmiştir. Blogun sloganı ise: "Yazdıklarım ve Yazacaklarım Atmacanın Bakışlarında Gizli..." oluşturur.

Mittwoch, 29. Januar 2014

Blogunuzun Reklam/Sponsorluk Sayfası Var Mı?

Bloguna reklam alarak para kazanmak isteyen blog yazarlarının mutlaka profesyonelce hazırlanmış bir reklam/sponsorluk sayfasına sahip olmaları gerekir. Ciddi ve detaylı bir reklam sayfası, potansiyel reklamverenleri blogunuza reklam verme konusunda ikna edeceği gibi blogunuza daha profesyonel bir hava katacaktır.

Reklam sayfası oluşturmak şart dedim ama onun da bir usulü ve zamanı var. Blogu açar açmaz, daha 2 içerik girmeden reklam sayfası oluşturmak sizi sadece komik duruma düşürecektir. Ya da reklam isimli bir sayfa açıp içerisine “reklam vermek için bilmem ne adresinden iletişime geçin” gibi ciddiyetten ve profesyonellikten uzak bir şeyler yazmak reklam verme potansiyeli olan kişinin sayfayı hızla terk etmesine yol açacaktır.

Reklam sayfası oluşturup reklam almaya başlamak için acele etmemek gerekir. Blogunuzun, reklamverenlerin bloglardan beklentilerini yazdığım yazıda belirttiğim kriterlerin bir kısmını karşılıyor olmalası gerekir ki kayda değer ücretlerle reklam teklifleri alabilsin. Eğer blogunuzun reklam almaya hazır olduğunu düşünüyorsanız reklam/sponsorluk sayfasını oluşturmaya başlayabilirsiniz.

reklam sponsorluk

 

Bir Blogun Reklam Sayfası Neler İçermeli?

 

Reklam sayfasının içeriğine geçmeden önce küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum. Reklam sayfanıza ziyaretçiler kolayca ulaşabliyor olmalı ve ana sayfanızda görünecek şekilde reklam sayfanıza en az bir bağlantı vermelisiniz. Gelelim reklam/sponsorluk sayfasında olması gerekenlere.

- Blogun Tanımı: Reklam verecek kişi blogunuzu tanımayabilir. Bu yüzden blogunuz hakkında kısaca bilgi verebilirsiniz. Misyonunuz, vizyonunuz, kuruluş amacınız, aldığınız ödüller, başarılarınız bu bölümde yazılabilir.

- Yazar Hakkında Bilgi: Reklam verecek kişi blogun arkasında kimin olduğunu ve kimle muhattap olacağını bilmek ister. Her ne kadar hakkımda sayfanızda kendinizden bahsetmiş olsanız da, burada kendinizi kısaca tanıtmak ve küçük bir profil fotoğrafı eklemek reklamveren üzerinde olumlu bir etki bırakacaktır.

- Okur Ve Ziyaretçi Profili: Blogunuzun ziyaretçi profili, reklam verecek firma için en önemli mevzudur. Firmaların hedef kitleleriyle sizin ziyaretçi profilinizin eşleşmesi kazançlı sposorluk anlaşmalarını beraberinde getirebilir. Bu konuda şeffaf olun ve biliyorsanız ziyaretçi profilinizin yaş aralığı, ağırlıklı cinsiyeti, eğitim düzeyi, alım gücü, meslek grubu gibi bilgilerini açıkça yazın.

- Reklam Türleri Ve Ücretleri: Reklamverenlere farklı reklam seçenekleri sunun ve bunların dönemlik ücretlerini açıkça belirtin. Ücreti gizlemek ve herkese farklı ücret söylemek uzun vadede iş ve itibar kaybı olarak size dönecektir. 

- İletişim Ve Ödeme Bilgileri: Bir reklam türüne karar veren kişi ödemeyi hangi yollarla yapacağını ve detayları görüşmek için size nasıl ulaşabileceğini bu sayfada bulmalı. Ödeme için farklı seçenekler sunmak, reklam alma şansınızı arttıracaktır. Ayrıca iletişim bilgilerinize telefon numarası eklemek, karşı tarafa güven aşılayacaktır.

 

Bu yazıyı yazarken kendi reklam sayfamı da gözden geçirmem gerktiğini fark ettim :) Son olarak reklam/sponsorluk sayfanızda görsel öğeler kullanmanızı önerip fiyat politikası belirlemeye geçmek istiyorum.

Blog Reklam Fiyatları Nasıl Belirlenir?

Bloglarda reklam fiyatı belirlemenin bir denklemi, matematiği, bilimi yoktur. Başlangıç için makul bir fiyat belirledikten sonra, talebe göre kendliğinden fiyat belirlenecektir zaten. Blogunuza reklam almaya karar verdiyseniz, blogunuzla benzer konuda yayın yapan, benzer popülariteye sahip, benzer özelliklerdeki blogları ziyaret ederek onların fiyatlarını inceleyin. Kendi blogunuzla kıyaslayarak taban bir fiyat belirleyin. İlerleyen zamanlarda talep çok olursa fiyatı artırır, talep olmazsa düşürürsünüz.

Her Gelen Reklam Teklifi Kabul Edilmeli Mi?

 

Elbette gelen her reklam teklifini kabul etmemelisiniz. Özellikle oturmuş bir okur kitleniz varsa, onların memnuniyeti kazanacağınız liralardan çok daha önemlidir. Onları rahatsız edecek, blogunuzdan soğutacak reklam türlerinden ve reklamverenlerden mutlaka uzak durun. Banner reklamlarında biraz daha esnek davranabilirsiniz ama içerik bazlı reklamlarda okurun ilgisini çekecek türde reklamları tercih edin. Mümkünse reklam içeriklerini kendiniz oluşturun.

Son Sözler

Reklam görüşmeleri yaparken herşeyden önce insan olduğunuzu unutmayın. İletişime ve ilişkilere önem verin. Karşı tarafa her zaman samimi ve dürüst olun. Önceliğiniz para değil, insan kazanmak olsun. Para zaten geelcektir. Hepinize bol kazançlar!

Dienstag, 28. Januar 2014

ARA GÜLER / Muharrem Buhara

 
Biyografi
Muharrem Buhara
ARA GÜLER
101 sayfa
 
 
Çocuklarında anlayabileceği bir dilde hazırlanmış bir hayat öyküsü.
 
Ara Güler   Foto muhabiri / Nezih Tavlaş 'ın  kitabıyla hayranlığım sevgim büyümüştü.

Burada ki yazımda bahsetmişim.
Çok tanışmak isterdim, ama henüz imkan olmadı.
Keşke şimdi hasta yatağında olsa bile ziyaret edebilseydim.
 
Kitabın sadeliği, sürükleyiciliği çok iyi. Çocuklar bu kitabı okuyunca Ara Güler'i çok sevecek buna eminim. Ama anneler babalar da okusun bence. Çok iyi tanımayanlar, biz Türk milleti olarak ne kadar değerli bir insana sahibiz , daha iyi anlayabiliriz. Ama bunun yanında mutlaka Nezih Tavlaş'ın uzun bir röportajını içeren kitabını okumayı ihmal etmeyin. Muharrem Buhara, kendisinden de destek almış bu kitabı hazırlarken. Nuh'un gemisinin ilk kimin tarafından fotoğraflandığını, kurukafa avcılarının ülkesine seyahati, çocukluk maceralarını okurken kitabın sayfalarında bir uçuşa geçeceksiniz eminim.
 
 
Kitabın yazarı, Muharrem Buhara'nın son sözünü paylaşıyorum. Kitabı size daha güzel açıklayacak.

Montag, 27. Januar 2014

Kart etkinliği ve Postcrossing

www.gretaninkelebekleri.blogspot.com  sayesinde bu sene yılbaşı kart etkinliğine katılmıştım. Gelen posta kartları ben ve ofiste ki arkadaşlarımı çok memnun etti. Bana ulaşana kadar herkes bir göz attı. Bu alışkanlığı hiç kaybetmesek keşke.



Öncelikle Gretanın kelebeklerinin sahibi, sevgili Elife, sonrasında kartı ulaşan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. Nurşen ve Lala ablamı da unutmuyorum.Ayrıca Sevgili Nessin kelebekleri , Nesrin'le sürekli kartlaşıyoruz biz.
 
Bunun dışında kart etkinliğinde hızımı alamayan ben, Geçen seneden beri Postcrossing'e üye oldum.
Vakit buldukça, oradan da dünyanın her yerine kart gönderiyorum ve tabii ki kart geliyor. Son bir ayda gelen kartlar....

Finlandiya, Almanya, Rusya, Amerika, Hindistan, Hollanda, Fransa, Norveç, Çek cumhuriyeti

 
Bu kartlar ulaştıkça, arkalarında ki iki satır yazıyı okudukça dünyalar benim oluyor. Pulların ve içten yazılan cümlelerin tadına doyum olmuyor. Postcrossing' e sizde üye olun. Tavsiye ederim.

Blog Yazarları İçin SWOT Analizi

Blog yazarlığında başarılı olmak için kendinizi blogunuzu çok iyi tanımalısınız. Tanımaktan kastettiğim şey; blogunuzun özelliklerinin ve şahsi becerilerinizin farkında olmanız. Aynı şekilde zayıf noktalarınızı da tespit etmeniz, ileride karşılaşabileceeğiniz muhtemel sorunlarla karşı hazırlıklı olmanızı sağlar.

Peki blogunuzun güçlü ve zayıf  noktalarını nasıl tespit edebilirsiniz? Bu noktaların yarattığı fırsatları ve tehlikeleri nasıl analiz edebilirsiniz? İş dünyasında bunun için çok sık kullanılan bir teknik var; SWOT analizi. Bu makalede SWOT analizinden ve bu tekniği blogunuza nasıl uygulayabileceğinizden bahsetmek istiyorum.

Swot Analizi Nedir?

SWOT terimi Strength, Weaknesses, Opportunities ve Threats kelimelerinin baş harfleri kullanılarak oluşturulmuş bir kısaltmadır. Anlamı ise bir girişimin güçlü ve zayıf yönlerini belirleyemek, oluşabilecek yeni fırsatları ve tehditleri tespit etmektir.

SWOT analizini blog yazarlığında 2 aşamada kullanabiliriz. Yeni bir blog oluştururken projeye karar verme aşamasında ve mevcut blogunuzu gelirştirme aşmasında.

SWOT Analizi Neden Önemlidir?

SWOT analizinde olası tehditlerinizi doğru tespit edip, bunlara karşı aksiyon planınızı hazırlarsanız, bu tehditleri fırsata çevirebilirsiniz. Tıpkı başarılı firmaların krizleri fırsata dönüştürüp cirolarını artırdığı gibi :)

SWOT analizinde zayıf yönlerimizi kendimize cesurca itiraf etmek çok önemlidir. Zayıf yönlerimizi geliştirerek iç faktörlerden kaynaklanan pronblemlere de önceden önlem almış oluruz.

SWOT Analizi Nasıl Yapılır?

Öncelikle boş bir kağıt alarak aşağıdaki grafikte olduğu gibi bir tablo oluşturmalısınız. Bu tabloda güçlü ve zayıf yönler size bağlı iç etkenler, fırsatlar ve tehditler ise çevreye bağlı dış etkenlerdir. Peki bu tabloladıki bu alanlar nasıl doldurulur?

SWOT analizi
Güçlü Yönler: Blogunuzu diğer bloglardan farklı kılan özellikler neler? Blogunuzun yayın yaptığı konuda edindiğiniz tecrünbeler neler? Elinizde hani kaynaklar mevcut? İnsanların blogunuzda üstün gördüğü özellikler neler? gibi soruların cevaplarını güçlü yönleriniz olarak yazabilirsiniz.

Zayıf Yönler: Diğer bloglaraoranla kötü olduğunuz yönler neler? Blogunuzun hangi özelliklerini geliştirmeniz gerekiyor? İnsanların blogunuzda gördüğü kötü özellikler neler? Kaçınmanız gereken hatalar neler? Başarınızı olumsuz etkilediğini düşündüğünüz şeyler neler? gibi soruların cevaplarını zayıf yönleriniz olarak yazabilirsiniz.

Fırsatlar: Mevcut fırsatlarınız neler? İşinize yarayacak teknolojiler neler? Sektör gelişmeye açık bir sektör mü? Size destek olabilecek kişiler kimler? Sektörde kimsenin dolduramadığı bir ihtiyaç var mı? gibi soruların cevaplarını fırsatlalar bölümüne yazabilirsiniz.

Tehditler: Önünüzde ne tür engeller var? Rakipleriniz neler yapıyor? Değişen teknoloji konumunuzu tehdit ediyor mu? Maddi sorunlarınız var mı? Sektöre olan talepte azalma var mı? Hedef kitlenin beklentileri değişti mi? gibi soruların cevaplarını tehditler bölümüne yazabilirsiniz.

SWOT analizi tablonuzdaki gerekli alanları doldurduktan sonra sıra beyin fırtınası yapmaya ve eldekileri analiz etmeye gelir. Burada da yukarıdaki sorulara verdiğiniz cevapların doğruluğu büyük önem arz eder. Şimdi bir örnek olması açısından Blog Hocam’ın SWOT analizini yapalım.

Blog Hocam’ın SWOT Analizi


Güçlü Yönler:

- İçerik üretme konusunda yaratıcıyım ve nitelikli içerik üretebliyorum.
- Okurlarla ve diğer blog yazarlarıyla iyi bir iletişimim var.
- Dijital pazarlamaya hakimim ve çözüm üretebiliyorum.

 

Zayıf Yönler:

- Tasarım modern değil ve yavaş.
- Bloga fazla vakit ayıramıyorum.
- Yazıları çok hızlı yazmaya çalıştığımdan çok sık yazım yanlışı yapıyorum.
 

 

Fırsatlar:

- Her geçen gün blog düyasına yeni bloglar ve bloggerlar katılıyor.
- Sektörde kaliteli içeriğe ihtiyaç var.
- Google, Blogger’a yatırım ypıyor ve yeni özellikler ekliyor.

 

Tehditler:

- Hükümet her an Blogger’a erişim yasağı  koyabilir.
- Gün geçtikçe blog yazarlğı hakkında yayın yayın yapan blog sayısı artıyor.
- Popüler olduğum için sürekli bir sataşma ve kötüleme ile karşı karşıyayım.


Örnek olduğu için kısa ve yüzeysel tuttum. SWOT analizi stratejik planlama yapılan en önemli ve gerekli çalışmadır. SWOT analizi sonra elde edilen etkenler değerlendirilerek, belirlenen hedefe ulaşmak için uzun vadeli bir eylem planı hazırlanır.

Siz de örnekten yola çıkarak güçlü yönlerinizi, zayıf yönlerinizi, fırsatları ve tehditleri detaylı bir şekilde yazdıktan sona sonuçlar üzerinde beyin fırtanısı yaparak eksik yönlernizi nasıl gidereceğinize, muhtemel tehditlere karşı nasıl hazırlanableceğinizedair bir plan oluşturabilirsiniz. Buna stratejlik planlama denir ve blogunu ciddiye alan, bir proje hatta bir şirket olarak olan kişiler tarafından mutlaka yapılması gerekir.

Sonntag, 26. Januar 2014

Tatlı Kuplar






Tatlı Kuplar



Malzemeler;

Mevsim meyveleri

1 paket meyveli jöle



3 su bardağı yoğurt

1 çay bardağı pudra şekeri

1/2 çay bardağı beyaz damla çikolata

6 adet kedi dili bisküvi



Yapılışı;

Bir kaç sene önce bu tarifi gördüğümde jöleli kısmı hazırlamak için kupları eğik olarak dondurucuya koyup bekletiyorlardı. Jöle donduktan sonra yan tarafına muhallebi koyup bekletiyorlardı.

Tatil Her Blog Yazarının Hakkı!

BH okurları arasında tam zamanlı blog yazarlığı yapan var mı bimiyorum ama çoğumuz bütün sene işimizde veya okulumzda çok yoruluyoruz. Yetmiyormuş gibi akşamları evde bilgisayar başına geçip blogumzla ilglieniyoruz. Ben bu işi 3 senedir yapıyorum ama eminim benden daha uzun süre yapan ve çok daha fazla yorulanlar vardır.

Bu kadar yoğunluğun ve yorgunluğun ardından güzel bir yaz tatili hiç fena olmaz değil mi? Ben şimdiden yaz tatili için tatil programı yapmaya ve otel arayışına başladım. Tüm blog yazarlarının da iyi bir tatile ihtiyacı oluğunu düşünüyorum. Neden mi?

- Yukarıda da bahsettiğim gibi iş/okul yorgunluğunu üzerimizden atarak daha motive ve daha zinde bir şekilde blog yazmaya devam edebiliriz.

- Tatilde gördüklerimiz ve yaşadıklarımızdan ilham alarak yeni fikirler üretebiliriz. İlhamın ne zaman, nerede geleceği belli olmaz :)

- Gezi blogumuz veya kişisel blogumuz varsa, çektiğimiz fotoğraflar ve aldığımız notlarla ilgi çekici postlar oluşturabiliriz.

- Tatil süresince blogumuzla hiç ilgilenmeyerek blog yazmaya özlem duyabilir, böylece tatil dönüşü büyük bir şevk ve motivasyonla yazmaya başlayabiliriz.

Peki tatil için nereleri tercih edebiliriz? Benim tercihim bu yaz Antalya olacak. Antalya’da neresi olacağına ise henüz karar vermedim.Kafamda bazı alternatifler var ve bunları sizle de paylaşmak isterim.

Side

side
Antalya’nın doğusunda, İstanbul’a 800 Km mesafede bulunan Side aynı zamanda bir yarımada ve 1947yılında İstanbul Üniversitesince gerçekleştirilen kazıda Roma uygarlığına ait kalıntıların ortaya çıkarılmasıyla bu bölgede popülerliğini kazanmış. Side otelleri de koyları, plajları, tarihi eserleri, doğal güzellikleri ile tatilciler tarafından sıklıkla tercih edilen turistik yerlerden.

Kemer

kemer
Antalya'nın batısında bulunan ilçesi Kemer; Batı Toroslar ile Akdeniz arasında yer alan Türkiye'nin en önemli turizm bölgelerinden biri. Çam ağaçları tarafından kuşatılmış sahil şeridi, sizi günümüzden alıp eski tarihe götürecek olan antik kentleri, bölgenin kendine has kokusu haline gelmiş narenciye bahçelerinden gelen portakal kokularıyla Kemer Otelleri bu yaz gidilebilecek en iyi yerlerden.

Alanya

alanya
Alanya bölgesi Türkiye nin en gelişmiş turizm bölgelerinden biri. Yılın 8-9 ayı suya girilebilecek seviyede su sıcaklığı olan bölge; yerli ve yabancı birçok turiste ev sahipliği yapıyor. Kilometrelerce uzanan sahil şeridi ve bu sahil boyunca dizilmiş birbirinden güzel Alanya otelleri, yaz tatili için güzel bir alternatif olabilir.

Belek

belek
Havaalanına ve Anltalya merkeze yakın olması sebebiyle alternatifler arasında Belek de var. Özellikle çam ağaçlarıyla kaplı bitki örtüsü, doğal kum kumsalları ve konforlu Belek otelleri tatil için bu bölgeyi çok cazip kılıyor.

Kışın ortasında bu yazı da nereden çıktı?” diye soranlara erken rezervasyon fırsatlarını hatırlamak isterim. Erken rezervasyon otelleri, bizlere erken rezervasyon yaptırdıüımız için çok özel fırsatlar sunuyor. Tatilinizi önceden organize ederek %40’lara varan indirimlerden faydalanabiliyorsunuz.

Samstag, 25. Januar 2014

365 GÜNLÜK'le karşılaştık.



Günün anısına.
 
Yine cumartesi, yine koşturma. Sınavdan çıkmış, her haftaki   monoton koşturmacanın içinde yine , Melisa'yı Taksim'e Fransızca kursuna götürürken, metroda tatlı bir ses, bizimle konuşmaya başladı. Beni çok uzun zamandır takip eden, sevgili Elife. Halbuki o bana hiç yorum bırakmazken , yani ben onun farkında değilken, benim hakkımda ne çok şey biliyormuş. Aslında o anda oradan hiç ayrılmak istemedim. Ama zamanla yarışıyorduk. Ayrılırken, aklımda olan tek şey, şu sanal dünya sayesinde aslında birbirimize ne kadar yakınızda haberimiz yok. Elife ile belki o an ayrıldık, ama zaten istediğimiz her an birbirimize ulaşabilir  durumda olacaktık. Elife ile tanışmak isteyen
http://elife-365.blogspot.com.tr/ . Biz en kısa sürede benim atölyemde oturup sohbet edeceğiz.

 
Hava o kadar güzel ve berraktı ki vapurda üst katta oturduk.
Yeni bir motordu sanırım, her yer bembeyazdı.
Bu beyazlık , saf görüntü ve temizlik, beni fotoğraf çekmeye itti.


Gelecek haftalarda aynı vapura denk gelmeyi umuyorum. 
 
 Bu kız poz vermeyi çok iyi biliyor.

Melisa'ya geçen günlerde uykudan uyanıdırken öpüp koklama seansları esnasında " Melisa ben senin adını yanlış koydum galiba , senin adın kartopu olmalıydı," demiştim ve " bundan sonra senin adın kartopu olsun " demiştim. Gözlerin açan cimcime, " gerçekten mi anne " diyip mutluluktan havalara uçmuştu. Hatta bir kaç gün  Melisa diyememiştim. Her Melisa deyişimde beni uyarıyordu, " kartopu anne , kartopu diyecektin unuttun mu" diye uyarıyordu. Bununla kalmayıp, okulda öğretmenine ve arkadaşlarına, " annem benim adımı değiştirdi, benim adım artık kartopu "demiş. Konuyu gayet ciddiye almış yani.  :) İşte bu resim , ona neden kartopu ismini koyduğumun kanıtı. Bu arada dudaklarında ruj yok. Doğal hali.:)


                     


Ah Melisacım. Beni yine hüzünlü, düşünceli çekmişin.
 
 
Not: Vatikan ve Venedik fotoğrafları o kadar çok ki, ayrıştıramadığım için buraya koyamadım. Onları koyamadığım için, günlük yaşantıdan paylaşımı unuttum. Elife'ye de söz vermişken, dönüşü hızlı yapayım diyorum.

Freitag, 24. Januar 2014

Blogunuzda Etkinlikler Düzenleyin

Blog yazarlığının ciddiyeti ve samimiyeti hakkında bir çok yazı okuduk/okudunuz. İçeriğiyle,tasarımıyla bir blogun nasıl olması gerektiğini anlatan yazılar etrafımızda dolaşıyor. Blogumuzun daha çok okura, daha fazla ziyaretçiye ulaşması için blogumuzda etkinlikler düzenlememiz gerekir.

etkinlik

 

Nasıl etkinlikler düzenlemeliyiz?


Etkinlikler küçük olabilir ama samimi her etkinlik hedef kitlesine ulaşacaktır. Etkinlikler, blogunuzu düzenli bir şekilde takip etmeyenlerin de blogunuza uğramasını, hatta blogunuzu yakından takip etmelerini sağlar.

Çekiliş düzenleyebilirsiniz!


Blogunuzda okurlarınıza küçük hediyeler verebilirsiniz. Kitap,mouse,flashbellek gibi küçük hediyelerle okurlarınızı mutlu edebilirsiniz. Böyle küçük hediyeler maddiyatta önemli değildir ancak maneviyatta çok önemlidir. Blogların samimi yapısına gönülden verilen küçük hediyeler daha samimi bir ortam oluşturacaktır.

Domain/Alan adı hediye edebilirsiniz!


Domain günümüz şartlarında cüzzi bir miktardır. 25-30 liraya bir domain sahibi olabiliyorsunuz. Okurlarınız arasında bir çekiliş düzenleyerek bir veya bir kaç kişiye domain hediye edebilirsiniz. Elinizde bulunan mevcut domaini de hediye edebilir yada çekiliş sonunda kazanan okurlarınıza istediği domaini okur adına kayıt ederek armağan edebilirsiniz.

Sponsor firma desteği alabilirsiniz!


Blogunuzda düzenleyeceğiniz çekiliş için çeşitli sponsor firmalarından destek alabilirsiniz. Büyük firmaların destek olduğu çekilişler vardır. Daha önce çekiliş düzenlemiş bloglardan çekilişe sponsor olmuş firmalarla iletişime geçerek halisane niyetinizi anlatıp onların desteğini alabilirsiniz. Örneğin, bir hosting firmasından bir adet domain yada bir hosting hediye etmesini istebilirsiniz. Bu küçük hediye karşılığında hediyeyi karşılayan hosting firmasının sponsorluğunda çekilişi düzenleyerek hosting firmasınında reklamını yapmış olacaksınız. Karşılıklı memnuniyetin sağlanacağı bir anlaşma olacağı için kabul edeceklerdir.

Hediyelik eşya pazarlayan e-ticaret sitelerinden destek isteyebilirsiniz.

Gelirinizi blogunuza yatırabilirsiniz!

Reklamlardan ve tanırım yazılarından el ettiğiniz gelirlerin bir bölümü ile böyle bir çekiliş düzenler ve kendi kendinizin sponsoru olabilirsiniz. 50 liralık bir bütçe ile küçük bir çekiliş düzenleyebilirsiniz. 50 lira ile ister bir kaç kitap , isterseniz bir araç/gereç hediye edebilirsiniz.

Uzmanlığınız ile ilgili destek/hizmet verebilirsiniz!


Çekilişler illaki maddiyatla olacak diye bir kaide yoktur. SEO konusunda uzmansanız, SEO desteği verebilirsiniz. Grafik tasarım konusunda yetenekliyseniz okurlarınıza logo ve tema tasarımları hediye edebilirsiniz. Bu konularda yeteneğiniz yoksa bile çekiliş sonunda kazanan okurlarınızın bloglarını anlatan birer tanıtım yazısı yayınlayabilirsiniz.

Blogunuzda reklamlar yayınlabilirsiniz!


Blogunuzda yer alan reklam bölümlerini bir süreliğine kazanan okurlarınızın bloglarına ayırabilirsiniz. 250x250 , 480x90 , 728,120 boyutlarında reklam alanlarını çekilişi kazanan okurlarınıza tahsis ederek bir çeşit ödül dağıtımında bulunabilirsiniz.

Fazla olan eşyalarınızı ödül olarak dağıtabilirsiniz!

Evinizde bulunan ihtiyaç fazlası eşyalarınızı çekiliş sonunda okurlarınıza armağan edebilirsiniz. Diyelim ki evinizde bulunan okuduğunuz kitapları setler halinde çekilişe dahil edebilirsiniz. Evinizde iki monitör varsa birisini armağan edebilirsiniz. İlerleyen zamanlarda kendi blogum için düzenleyeceğim çekiliş için elimde bulunan fazla bir mobee marka tabletin birini , 19'' bir monitör, 50 kadar kitabımı, fazla sayıda bulunan Atatürk tablolarımdan bazılarını, fazla modemin birini hediye olarak sunacağım. Fazla eşyalarınızı çekilişe dahil ederken dikkat etmeniz gereken tek husus hediye edilecek eşyaların kullanılabilir ve temiz olmasıdır.

Kargo ücretlerini unutmayın!

Çekilişi düzenlediniz ve ödülleri kazananlar belli oldu. Ödüllerin kazananlara ulaştırılması da bir maliyettir. Kargo hususunu çekilişin şartları arasında mutlaka belirtmelisiniz. Kargoyu alıcı da karşılayabilir , sizde karşılayabilirsiniz ancak bunu mutlaka en başta belirtmelisiniz.

Örnek çekilişleri inceleyin!


Bir çok blog yazarı çekiliş düzenlemektedir. Bu çekilişleri inceleyerek ilham alabilirsiniz. Daha önce düzenlenmiş çekilişlerin şartlarını ve katılım koşullarını inceleyerek düzenleyeceğiniz çekiliş için ön çalışma yapmış olursunuz. Daha önce blog hocam’da düzenlenen hediye çekilişini inceleyebilirsiniz.

Sizinde blog etkinlikleri hususunda önerileriniz varsa yorum bölümünden ileterek yeni fikirler edinmemize yardımcı olabilirsiniz.

Vural Egemen Sarıgöz

SRGZ blog

 

Görsel kaynak: http://mekilaningezegeni.blogspot.com.tr/2013/07/hediye-cekilisi-icin-son-sans.html

Donnerstag, 23. Januar 2014

Çilekli Pembe Dilimler ve Bulutagacı'nın yeni instragram hesabı






Uzun zamandır ne bir tarif yayınlayabildim ne de blogla ilgilenebildim ama sanırım artık dönme vakti :) Bu süre boyunca da birçok blogger arkadaşım maillerle mesajlarla halimi hatrımı sordular sağ olsunlar.

Tariften önce sizinle instagram hesabımı paylaşmak istiyorum, yeni açtım ve tarifler burda yayınlanmadan önce orfan fotoğraflarını ve yapılışlarının kısa videolarını da paylaşacağım.

BURAYA tıklayarak instagram profilimi görebilir ve takip etmeye başyabilirsiniz :)

Gelelim çilekli pembe kek tarifine.



 Çilek mevsimi değil ama hem dondurucuda kullanılmayı bekleyen çilekleri kullanayım hem de marketten aldığım ne idüğü belirsiz ama tadı güzel çileklerle bir şeyler yapayım dedim.  Kekimiz, pembe, nemli, yumuşacık, çilekli bir kek ve peynirli krema. Ben kek için Dr Oetker Wolke Vanilyalısını kullandım. Jöle olarak yine Dr Oetker Çilekli Bitkisel Jeli kullandım.

Kare bir borcamda yapıp dilimledim ve 16 kare dilim çilekli kek çıktı tüm kutudan. Kreması için peynir kullanmasanız da olur elbette.

Çilekli Pembe Kek Dilimleri




Malzemeler

KEK

  • 1 paket Dr Oetker Vanilyalı Wolke
  • 1 paket çilekli tercihen bitkisel jöle
  • 3 yumurta
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çaybardağı su
  • (ben 1 çok az gıda boyası da ekledim, eklemeseniz de olur.)


Hazırlanışı:

Çırpma kabına Dr Oetker Wolkeyi, yağ, su, yumurta ve çilekli jöleyi ekleyin ve 3 dakika boyunca çırpın. Hazırladığınız kek hamurunu kare veya dikdörtgen bir borcama döküp kutunun üstünde yazan sıcaklık ayarına göre fırında 35-40 dakika pişirin. (Ben 150C'de pişiriyorum, o zaman her yanı aynı şekilde kabarıyor.)





Wolke kullanmak istemezseniz

  • 2 su bardağı un
  • 3 yumurta
  • 1.5 su bardağı tozşeker
  • Yarım paket kabartma tozu
  • Vanilya 
  • 1 yemek kaşığı buğday veya mısır nişastası
  • 1 paket çilekli tercihen bitkisel jöle
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çaybardağı su

Hazırlanışı: Yumurta aklarını ayrı bir kaba alın. Yumurta sarılarını şekerle 3-4 dakika krema kıvamı alana dek çırpın ve içine un, yağ, jöle tozu, su, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip çırpın.
Yumurta aklarını bir tutam tuz ile katılaşıp kar gibi olana dek 3-4 dakika yüksek hızda çırpın ve katılaşınca unlu karışıma ekleyip kaşık veya spatula ile çırpmadan birbirine yedirin. Hazırladığınız kek hamurunu kare veya dikdörtgen bir borcama döküp 175C de fırında 35-40 dakika pişirin. (Ben 150C'de pişiriyorum, o zaman her yanı aynı şekilde kabarıyor.)


Kreması için

  • 1 paket (200ml) önceden soğutulmuş tercihen tikveşli veya sütaş süt kreması (kıvamları daha koyu ve homojen yapıda oluyorlar genelde)
  • 1 paket labne peyniri (200gr)
  • 4-5 yemek kaşığı pudra şekeri (damak tadınıza göre artırabilirsiniz)


Hazırlanışı:
Kremayı 2-3 dakika boyunca yüksek hızda çırpın ve katılaşmasını sağlayın. Daha sonra pudra şekeri ve süzülmüş labne peynirini ekleyip homojen olana dek çırpın.

Çilek Püresi için:

  • 12-15 tane çilek
  • 1 yemek kaşığı pudra şekeri

Hazırlanışı:
Çilekleri rendeleyerek veya robotta çekerek püre haline getirin ve pudra şekeri ile karıştırın.

16 tane bütün çilek (dilemlerin üzerine)

PASTANIN YAPILIŞI

Soğumuş kekin üzerine çilek püresini dökün ve kekin tamamına yayıp keki çilek püresi ile ıslatın. 5 dakika sonra kremayı kekin üzerine eşit şekilde yayıp dilimleyin ve her dilimin üzerine bir çilek kondurun:) ellerinize sağlık!





Özgün Bir Blog Tasarımı İsteyen?

Bir ziyaretçi blogunuza giriş yaptığınıda, blogda kalıp kalmayacağı kararını 5 ile 10 saniye arasında verdiğini biliyor muydunuz? İçeriğiniz ne kadar iyi olursa olsun, bu kısa sürede ziyaretçiyi blogda kalmaya ikna edemezseniz, yazılarınızı okumadan blogu terk edecektir. Peki ziyaretçiyi 5-10 saniye gibi kısa sürede blogda kalmaya nasıl ikna edersiniz? Elbette şık ve kullanıcı dostu bir tasarımla.

Tasarımın ziyaretçi üzerinde olduğu kadar blog yazarı üzerinde de etkisi çok fazla. İnsan sevdiği, diğerlerinden farklı ve orijinal bir tasarıma sahip olunca daha bir şevkle yazıyor. İtiraf edin, blog tasarımı bir blog yazarı olarak ssizi de etkilemiyor mu? Tema seçimine ve araştırmasına günler harcamadınız mı? 

Tasarım madem bu kadar önemli, BH okurlarına güzel ve özgün bir blog tasarımı hediye etmek güzel olur öyle değil mi? Tasarımlarını çok beğendiğim Değmesin Yağlı Boya ile bir işbirliği yaptım ve resimde gördüğünüz blog tasarımını bir BH okuruna hediye etmek istedim.

cafe-huzur-blogger-tema
Görmüş olduğunuz bu tasarım, Değmesin Yağlı Boya tarafından Blog Hocam için yapılmıştır ve sadece 3 kişiye verilecektir. Şablon; hızı ve şık tasarımıyla kullannıcı dostu olup, kitap blogları başta olmak üzere her türlü blogda kullanılabilir.

!!! Cafe Huzur isimli bu şık tasarıma sahip olmayan isteyen bloggerlar,  bu postu Facebook veya Twitter hesaplarında paylaştıktan sonra linkini, 31 Ocak Cuma tarihine kadar  yorum bölümünden bırakabilirler. Başka hiç bir şarta gerek yok.

Şablonu düzenlemenize Değmesin Yağlı Boya’nın yardımcı olacağını da belirtmek isterim. Ayrıca Değmesin Yağlı Boya’nın kişiye özel tasarım hizmeti de var. Nasıl mı?

Değmesin Yağlı Boya Ve Kişiye Özel Blog Tasarımı

 

Değmesin Yağlı Boya tasarımlarıyla 2 yılı aşkın bir zamandır blog alemine yeni bir nefes,daha güzel bloglar kazandırmayı hedefleyerek aramıza katıldı.

Değmesin Yağlı Boya kişiye ve bloga özel şablonlar tasarlamaktadır. Tasarımların ana mantığı okuyucuya göz yormayan hoş vakit geçirebileceği yayınları okurken veya blogu dolaşırken kendini güzel bir yerde rahatsızlık verebilecek yanıp sönen eklentiler, yazılar, eklentileri kullanmadan blogun içeriğini önplana çıkartmaktır. Tasarımların işlevselliği özel tasarım sosyal ağ butonları menüleri resim galerileri resimli kategorileri kişiye göre özel ve özgün olarak tasarlanmaktadır.

Her tasarım hak ettiği ilgi, özen ve büyük bir titizlikle tasarlanmaktadır. Çalışmalar Değmesin Yağlı Boya imzasını taşıdıkları için pürüz, hata, çakışan görseller ve eklentilere rastlamak neredeyse imkansızdır. Tasarımların tüm özellikleri(kayıt metni,kayıt başlığı,kenar başlıkları:metni-yazı stili ve rengi) itina ile seçilir. Çalışma süreci şablonun ihtiyaçlarına ve istenilen özelliklerine bağlıdır.Bu süreç 3 ile 5 gün arasında değişiklik gösterebilir. Teslimat sonrası her tür destek, yardım düzeltme veya anlaşmaya göre eklemelerin yapılması ise her blog yazarının bir gün mutlaka ihtiyacı olacağı bir hizmettir ve bu hizmet ücretsiz olarak verilmektedir.

Herkese ferah temiz fonksiyonel, yayınların severek okunduğu, içinde zevk alarak büyük bir keyifle dolaşıldığı ve okunduğu güzel bir tasarım için degmesinyagliboya@gmail.com elektronik posta adresinden talepte bulunulabilir.

Değmesin Yağlı Boya’nın daha önce yaptığı 70 adet tasarımın arasından fikir almak için Galeri'ye bakabilir veya yapım aşamaları, çalışma süreci, özellikler yerleşim seçimi gibi detaylara ulaşmak için bilgi/seçim sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Değişmek,tazelenmek yepyeni bir görünüme geçiş yapmak isteyenlerin yapması gereken şey çok kolay: Bloglarını Değmesin Yağlı Boya'nın şefkatli fırçasına bırakmak…

 

Kazananlar Belli Oldu!

 

Katılım süresi tamamlandı ve Cafe Huzur isimli bu şık Blogger tasarımını kazanan 3 kişi belli 

 


Şablonu kazananlar: Hilal Orhan, Kelimehan Deniz ve Ruhsuz Atmaca.

Mittwoch, 22. Januar 2014

Blogspot.Com.Tr İle Gelen Problemler

Blogger kullanıcıları, son günlerde gelen Türkiye’ye özel domain yönlendirmesiyle adeta şok olmuş durumda. 2 gündür e-posta ve sosyal platformlar aracılığıyla gelen soruların yarısı bu konu üzerine.

Daha önce 18 ülkeye bu özelliği getiren Blogger, son olarak Türkiye’de blogismi.blogspot.com olan domainleri blogismi.blogspot.com.tr olarak değiştirdi. Bununla birlikte sıfırlanan Alexa ve PageRank değerleri ile çalışmamaya başlayan Google Friend Connect yani İzleyiciler gadgetı blog yazarları arasında ciddi sıkıntılara yol açtı.

2 gündür neredeyse tüm mesaimi bu konuyu araştırmaya ve mağduriyetimizi gidermeye harcadım. Sonunda Blogger’ın yaptığı bu güncellemenin "country-code Top Level Domain" (ccTLD) adı verilen bir yönlendirme olduğunu öğendim. Bu yönlendirmeyi de blogumuza küçük bir script ekleyerek engelleyebiliyoruz. Yapmanız gereken şey Blogger kumanda panelinize giriş yaparak  Şablon > HTML’yi Düzenle yolunu izleyin ve <head> kodunun altına aşağıdaki script kodlarını yapıştırın.

 

<script type='text/javascript'> var str= window.location.href.toString(); if ((str.indexOf('.com/'))=='-1') { var str1=str.substring(str.lastIndexOf(".blogspot.")); if (str1.indexOf('/')=='-1') { var str2=str1; } else { var str2=str1.substring(0,str1.indexOf('/')+1); } window.location.href =window.location.href.toString().replace(str2,'.blogspot.com/ncr/'); } </script>

 

Şablonu kaydettikten sonra blogunuzu eskisi gibi blogspot.com uzantısıyla kullanmaya devam edebileceksiniz. Artık Google Friend Connect gadgetı da çalışır ve görünür durumda.

 

Blogspot Com Tr Çözümü

 

Yapmış olduğumuz bu işlem başka sorunlara yol açar mı bunu bilemiyorum ama ben kullanacağım. İsteyenler bu yöntemi hemen uygulayabilir, isteyenler bir süre Blog Hocam’ı gözlemleyip bir sorun yaşanmadığına emin olduktan sonra uygulayabilir. Kararı size bırakıyorum.

Bloglama Stratejisi

“Blog” kavramının temelinde yatan hikaye; insanın bilgisini, duygusunu, düşüncesini, deneyimini, zevkini karşıdakine ulaşıtrmaktır. Basit düşündüğümüzde hepimiz bu yüzden blog yazıyoruz değil mi? Ancak kimileri bunu istediği ölçüde başarabilirken, kimileri sadece çevresindekilere ulaşabiliyor. Peki aradaki fark ne? Birçok etken sayabiliriz elbette. Benim üzerinde durmak istediğim konu ise stateji. Yani hedefe ulsaşmak için saptadığmız plan. Sürdürülebilir, doğru bir strateji ile blogunuzun hedeflerine daha kolay ulaşabileceğinize inanıyorum. Aşağıda, Blog Hocam’a uyguladığım bloglama stratejisinden genel olarak bahsetmeye çalıştım.

bloglama stratejisi

1. Planlama

Her işimde olduğu gibi blog yazarlığında da planlı programlı hareket etmeye özen gösteriyorum. Dolayısıyla her ay oturup istatistikleri analiz eder, okuyucu taleplerini değerlendirir, trend konuları ve aklıma gelen yeni fikirleri not alırım. Daha sonra beyin fırtınası yaparak yazabileceğim konuları belirler ve bunların listesini yaparım.

Ardından belirlediğim konuları içerik takvimine yayınlayacağım günlere yerleştiririm. Yani hangi gün hangi yazıyı yayınlayacağımı daha en baştan planlarım. Böylece önceliklerimi ve yapmam gerekenleri düzene koymakta daha başarılı oluyorum.

2. Araştırma

Bazen kişisel görüş ve deneyim içeren yazılar yazsam da genellikle bilgi veren, öğretici içerikler oluşturuyorum. Bunlar blog yazararını yönlendirici nitelikte yazılar olduğu için onlara doğru ve detaylı bilgi vermenin şart olduğuna inanıyorum. Bu yüzden yazacağım konu hakkında çok detaylı bir araştırma yaparım.

Konuyla ilgili daha önce yazılmış yerli ve yabancı kaynakları araştırır, makaleleri ve röportajları okur, gerektiğinde kendi deneme ve testlerimi yapar, bunları ekran görüntüleriyle desteklemeye çalışırım. Araştırma aşaması en fazla vakit alan ve emek gerektiren aşamadır ama sonunda ortaya çıkan ürünü gördüğünüzde “uğraştığıma değdi”
diyebiliyorsanız sorun yok :)

3. Yazma

Artık yazacağım yazının taslağı hazırdır. Benzetmek gerekirse un, su ve şekerimi önüme amışımdır, sıra helvayı kavurmaya gelmiştir.  Başlık belirleme, yazıyı biçimlendirme, imla ve yazım yanlışlarını düzeltme gibi işlemler bu aşama gerçekleşir. Bakıldığında en kolay aşama gibi gözükse de en çok hatayı yaptığım aşamanın yazma aşamsını olduğunu itiraf etmeliyim.

4. Pazarlama

Yazıyı yayınladıktan sonra pazarlama, tanıtım, promosyon adına ne derseniz deyin zorlu bir sürece girilir. Öncelikle sosyal medyada paylaşmak için yazının linkini kısaltırım. Daha sonra aktif kullandğım sosyal medya platfomlarında yazıyı farklı gün ve saatlerde paylaşmak üzere programlarım. Bitti mi? Elbette hayır…

Yazdığım konuyla ilgi çelitli forum ve bloglarda yapılan tartışmalan olup olmadığına bakar, varsa bu tartışmalara katılarak yazıyı pazarlamaya çalışırım.

5. Etkileşim

Bu aşama bazenen keyif aldığım, bazen de çileden çıktığım aşama oluyor :) Etkileşim aşamasında okuycuların yazıya yadzığı cevapları ve sosyal meyda üzerinden gelen tepkileri değerlendiririm. Yorumlara cevap vermek, insanlarla etkileşime geçmek blog yazarlığının en keyifli taraflarından biri sanırım. Bir de şu ne idüğü belirsiz spammerlar olmasa :)

Bu aşamada yazıya yapılan yorumları ve gelen tepkileri çok ciddiye aldığımı belirtmeliyim. Etkileşim aşaması, sonraki yazılarım için yeni fikrler bulmama, okuyucu sadakatını arttırmama ve herşeyden önemlisi insanlara yardımcı olarak kendimi iyi hissetmemi sağlıyor.

6. Ölçümleme

Geldik kendimle yüzleştiğim aşamaya. Bu aşamaya genellikle her ay sonu, yeni ayın planlamasnı yaparken geçerim. Çünkü ölçümle aşamasında neyi doğru neyi yanlış yaptığımı görür, hatalarımla yüzleşir, sonraki yazılarım için bu hatalardan ders çıkarmaya çalışırım.

Ölçümlme aşamasında Google Analytics bana yardımcı olur. Yazı kaç kez okunmuş, yazıyı okuduktan sonra kaç kişi blogu terk etmiş, yazıya kaç yorum gelmiş, sosyal medyada ne kadar paylaşılmış, ilgili kelimelerde SERP performansdı nedir gibi sorulara bu aşamada cevap bulmaya çalışırım.

Ölçümlemeden sonra ise tekrar planlama aşamasına geçerim. Yani bu bir yaşam döngüsüdür.

Umarım yeni bloggerlara yol göstermiş ve faydalı olmuştur. Sizlerin de bu konuda ki tecrübe ve stratejileriizi okumak isterim. Yorum bölümüne yazarsanız memnun olurum.

Herkese iyi bloglamalar!

Montag, 20. Januar 2014

Pazılı Üçgenler






Pazılı Üçgenler



Malzemeler;

1 su bardağı ılık su

2 yemek kaşığı yoğurt

1 yumurta

1 yemek kaşığı sirke

3 - 4 su bardağı un, tuz



150 gr tereyağı 

3/4 su bardağı sıvı yağ



500 gr pazı

1 küçük soğan

Pul biber, tuz



Yapılışı;

Pazıları temizleyip doğradıktan sonra, yemeklik doğranmış soğanla birlikte az sıvı yağda kavurun. Ocaktan alınca tuz ve biberini ekleyip karıştırarak

Twitter Kuşu” Larry” Eklentisi

Blog ile Twitter entegrasyonunu sağlamak için klasik ve standart butonlar ya da eklentiler hem Blog Hocam’da hem de webde pek çok defa paylaşıldı. Fakat bu kez paylaşacağım Twitter takip et butonu eklentisi, daha önce muhtemelen görmediğiniz çok farklı özelliklere sahip.

Twitter takip et butonu

 

Eklentiyi blogunuza eklediğinizde sağ üst köşede küçük bir Twitter kuşu ikonu belirecek. Bu Twitter kuşu ikonu “floating” yani yüzen özellikte. Sayfayı aşağı yukarı kaydırdığınızda dahi ikonun yeri değişmiyor.

 

Bu eklentiyi farklı kılan özellik elbette sabit olması değil. Asıl farkı ikonun üzerine geldiğinizde göreceksiniz. Aşağıdaki demo videoda da göreceğiniz gibi Twitter kuşu ikonunun üzerine geldindiğinde Twitter takip et butonu açılıyor ve sevimli Twitter kuşu “Larrry” kanat çırpmaya başlıyor.

 


Bu tür animasyonlar için genellikle özel scriptler kullanıldığı için sayfayı oldukça yavaşlatır ama bu eklenti CSS sprite ve @keyframes teknikleriyle oluştrulduğu için oldukça hızlı ve sorunsuz.

 

Eklentiyi blogunuza eklemek için Blogger kumanda paneline giriş yaptıktan sonra Şablon > HTML’yi Düzenle yolunu takip ederek Ctrl + F tuş kombinasyonunun yardımıyla </body> kodunu bulun ve hemen üzerine aşağıdaki kodları ekleyin.

 

<style>
.takip-wrapper {
  height: 44px;
  overflow: hidden;
  position: fixed;
  top: 0;
  width: 100%;
}
.takip-buton {
background-image: url(https://dl.dropboxusercontent.com/u/60346665/twitter-bird-sprite-BH.png);
background-repeat: no-repeat;
background-position: 0 0;
cursor: pointer;
display: block;
padding: 7px 0 7px 40px;
position: absolute;
right: -168px;
top: 5px;
-webkit-transition: right 0.3s;
-moz-transition: right 0.3s;
transition: right 0.3s;
width: 168px;
}
.takip-buton:hover {-webkit-animation: fly 0.2s steps(4) 0 10;
-moz-animation: fly 0.2s steps(4) 0 10;
animation: fly 0.2s steps(4) 0 10;
right: 0;
}
@-webkit-keyframes fly {
  from {
    background-position: 0 0;
  }
  to {
    background-position: 0 -140px;
  }
}
@-moz-keyframes fly {
  from {
    background-position: 0 0;
  }
  to {
    background-position: 0 -140px;
  }
}
@keyframes fly {
  from {
    background-position: 0 0;
  }
  to {
    background-position: 0 -140px;
  }
}
    </style>
<div class='takip-wrapper'>
  <div class='takip-buton'>
    <a class='twitter-follow-button' data-show-count='false' href='https://twitter.com/bloghocam'>@BlogHocam 'ı takip et</a>
    <script>!function(d,s,id){var js,fjs=d.getElementsByTagName(s)[0];if(!d.getElementById(id)){js=d.createElement(s);js.id=id;js.src=&quot;//platform.twitter.com/widgets.js&quot;;fjs.parentNode.insertBefore(js,fjs);}}(document,&quot;script&quot;,&quot;twitter-wjs&quot;);</script>
  </div>
</div>

 

Kodlarda kırmızı renkle gösterdiğim yerlere kendi Twitter kullanıcı adınızı yazmanız yeterli. Bunun dışında bir değişikliğe gerek yok.

Freitag, 17. Januar 2014

Web Yöneticisi Araçlarını Kullanarak Hit Arttırma

Web sitenizin veya blogunuzun linkini google'da başına "site:" koyarak arattığınızda google en başta size "Google Web Yöneticisi Araçları'nı deneyin" diye bir tanıtım yapar. Google size bu öneriyi yapıyorsa bi bildiği vardır mutlaka. Peki nedir bu web yöneticisi araçları ve sitemiz için bu aracı kullanmamızın bize nasıl bir faydası dokunur?

Web site veya blog sahipleri için son derece faydalı olan web yöneticisi araçları size blogunuzun site haritasını google'a gönderme seçeneği sunar, bulunamayan yani 404 hatası veren sayfalarınızı tespit eder, arama sorgularında blogunuzun ne kadar görüntülendiğini, ne kadar tıklandığını gösteren bilgiler sunar ve siteniz için daha bir çok özellik içerir. Ben size bu yazıda web yöneticisi araçları arama sorgularını kullanarak nasıl hitlerinizi arttırabileceğinizi anlatacağım.

Web yöneticisi araçlarına web sitenizi veya blogunuzu ekledikten sonra google'ın sitenizi tanıması ve dizinlerdeki durumunu tespit edebilmesi için belli bir süre beklemeniz gerekiyor. Bu durumda biraz sabırlı olarak en sağlıklı sonucu almak için 2-3 hafta beklemekte fayda var.

Eğer siteniz uzun zamandır web yöneticisi araçlarına ekli ise tek yapmanız gereken sol menüde Arama Trafiği altında Arama Sorguları sekmesine gelmeniz. Aynı sayfaya site kontrol panelinden Arama Sorguları yazısına tıklayarak da ulaşabilirsiniz. Burada araç size sitenizin hangi anahtar kelimelerde ne kadar gösterildiğini, kaç kez tıklandığını ve o anahtar kelime ile arandığında ortalama kaçıncı sırada çıktığınızı gösterir. Ort. konum yazısına bir kez tıkladığınızda artan, ikinci kez tıklatığınızda ise azalan şeklinde google'da görünme sıranızı listeler. Bizim işimize yarayacak olan azalan listeyi kullanmak çünkü ilk sıralarda çıktığınız anahtar kelimeler zaten üzerinde ekstra bir işlem yapmanızı çok gerektirmeyen kelimelerdir.

Azalan listede ise en gerilerde bulunduğunuz anahtar kelimelere göre liste sıralanır ve sizin sitenize hangi anahtar kelimelere yoğunluk verebileceğiniz hakkında fikir verir. Siz de bu listede en gerilerde bulunduğunuz anahtar kelimeye odaklanarak blogunuza yeni yazı eklediğinizde otomatikman google'da üst sıralara yükselecek ve hitiniz de aynı oranda artacaktır.

Arama sorguları

Örnek olarak sitenize "betonarme" anahtar kelimesine yoğunlaştığınız bir yazı eklediniz. Web yöneticisi araçlarında arama sorgularına baktığınızda ise "betonarme demiri" anahtar kelimesinde sitenizin ortalama 120. sıralarda yer almakta olduğunu gördünüz. Siz bu sefer "betonarme demiri" kelimelerine yoğunlaşarak blogunuza yeni bir yazı eklediğinizde sitenize eklediğiniz yeni yazı sayfası bu kelimelerle yapılan aramalarda üst sıralara çıkacaktır. Bu yöntem sayesinde bu konuda önceki yazmış olduğunuz yazıya da bağlantı vererek site ağınızı güçlendirebilir, aynı zamanda bloguma ne yazsam acaba sorusundan da bi nebze kurtulabilirsiniz. Böylece bir taşla bir kaç kuş birden vurabilirsiniz.

Bu yazı aslında aynı zamanda benim inşaat mühendisi olarak daha 6-7 ay öncesinde açmış olduğum İnşaat Ofis blogumda son 1 ayda 40-50 civarındaki günlük tekil hitimi, günlük 150-160 tekil hite yani yaklaşık 3 katına kadar nasıl çıkardığımın hikayesidir.

Donnerstag, 16. Januar 2014

Yaratıcı Blogcunun Gıdası: Müzik

Blog yazarları yeni yazı fikirleri bulmak ve yazılarıyla rakipleri arasında sivrilmek için yaratıcı olmak zorundalar. Yaratıcılığı tetikleyen en önemli şey ise “ilham” dediğimiz o meşhur kavram.

Genç blogger arkadaşım Akif, Blog Hocam’a gönderdiği bir misafir yazıda blogcular için ilham kaynaklarından bahsetmişti. Bunlar arasına benim daha önce hiç denemediğim bir şey olan “müzik dinlemek” de vardı.

Ben de son zamanlarda, Blog Hocam’a yeni fikirler üretebilmek için akşamları hoparlörün sesini hafif açıp klavyenin başına oturmaya başladım. Akif’in önerdiği gibi, yaratıcılığımın artması için daha önce dinlediklerimden farklı, çeşitli radyo kanalları arasında geçiş yapıp, ilginç ve farklı şarkılar dinledim. Sonuç mu? Bu yazı dahil pek çok pek çok parlak fikir belirdi kafamda :)

 

Müzik dinlemenin bloggerlar için başka faydaları da var. Örneğin çok uzun yazılar yazarken veya bilgisayar başında çok vakit geçirdiğinizde müzik araları vererek o işten sıkılmanızı önleyebilir ve kafanızı birkaç dakikalığına dağıtabilirsiniz. İnanın iyi gelecektir.

Gelelim esas soruya… Farklı müzik türlerini, zahmetsiz ve hızlı bir şekilde nasıl dinleyeceksiniz? Bunun için de size çok güzel bir önerim olacak. Her türden yerli, yabancı ve yerel radyoyu bir araya toplayan, DinleFm.net isminde bir radyo dinleme sitesi var. Bu sitede, Türkiye’de yayın yapan tüm radyo kanallarının canlı radyo dinleme bölümlerini bir sayfada toplanmış. Böylece site site gezmeden, istediğiniz müzik türüne göre istediğiniz radyo kanalını tek bir yerden zahmetsizce dinleyebiliyorsunuz.

dinlefm
Online radyolar arasında benim favorilerimi merak edenler için birkaç öneride bulunmak istiyorum.

 

- Slow Karadeniz
- Power Türk
- Radyo Seymen
- Lounge FM
- Pal Station
- Joy Türk
- Radyo Alaturka
- Radyo Beyoğlu


Ne demişler müzik ruhun gıdasıdır. O halde bloguna ruh katmak isteyenler DinleFM.net’i ziyaret etsinler…

Mittwoch, 15. Januar 2014

Blogger’da Kategori Oluşturma Ve Yazıları Kategorilere Ayırma

Deneyimli Blogger kullanıcıları için çok gereksiz bir konu gibi olsa da Blog Hocam’ın her seviyede blog yazarına hitap ettiğini ve içeriğinin büyük bir kısmının okuycu talepleri ile oluştuğunu unutmayın lütfen.

Blogger’a yeni başlayan kullancıların en çok sorduğu soraların başında geliyor Blogger’da kategori oluşturma mevzusu. Bu sorulara cevap olması ve yeni Blogger kullanacaklara yol göstermesi açısından bu yazıyı yazmak istedim.

Blogger’da Kategori Nasıl Oluşturulur?

Blogger’da kategori oluşturma sistemi Wordpress veya diğer CMS’lerde olduğundan farklıdır. Örneğin müzik kategorisinde yazılar için müzik isimli bir sayfa oluşturulup yazılar o sayfanın içine yazılmaz ya da gönderilmez. Blogger’da yazıları bir farklı kategorilere ayırmak için etiketleme sistemi kullanılır.  Şimdi adım adım kategori oluşturmaya geçelim.

1. Adım: Öncelikle yazıları ayıracağımız kategorileri belirleyelim. Bu örneklte ben 4 adet kategori oluşturacağım. Kategoriler spor, kitap, teknoloji ve dans olsun. Şimdi spor ile ilgili bir yazı yazdığımızı düşünelim ve bunu spor kategorisine nasıl göndereceğimze geçelim.

Blogger kategori
Resimde gördüünüz gibi yazıyı yazdıktan sonra sağ taraftaki yayın ayarlarında etiketler kısmına yazıyı göndermek istediğim kategori olan spor yazıyorum ve tamamlandı butonuna basıyorum. Artık yazıyı yayınladığımda yazının kategorisi spor olacak.

2. Adım: Aynı şekilde diğer yazılarımı da kategorilere ayırdıktan sonra sıra bu kategorileri blogun ana sayfasında menü şeklinde göstermeye geliyor. Kategoriler menüsü genellikle 2 yerde kullanılır. Sidebar dediğimiz blogun kenar çubuğuna dikey menü şeklinde ve kayıt alanın üstüne yatay menü şeklinde. İlk olarak yan tarafa dikey menü şeklinde eklemeyelim.

Blogger kyumanda panelinde sağ taraftaki yerleşim sekmesine tıklayıp blogun yan taraflarındaki boş gadget alanlarında birinde gadget ekle yazısına tıklayın ve listeden etiketler isimli gadgetı seçin.

etiketler
Burada gadget başlığı olarak kategoriler yazdıktan sonra kaydedin. İsteğinize bağlı olarak hangi kategoride kaç yazı olduğunu gösterebilir, kategorileri çoktan aza göre sıralayabilir veya gözükmesini istemediğiniz kategorileri kaldırabilirsiniz. Değişiklikleri kaydedikten sonra blogunuzu ziyaret ettiğinizde kenar çubuğunda şuna benzer bir dikey kateoriler menüsünün olduğunu göreceksiniz.

Kategoriler dikey

Şimdi de kategorileri yatay bir menü şeklinde blog kayıtlarının üst tarafında göstermeye geçelim. bunun için yapmanız gerken tek şey kenar çubuğunda eklediğimniz gadgetı sürükle bırak yöntemiyle blog kayıtlarının üstündeki boş gadget alanına taşımak.

Kategoriler yatay

Düzenlemeyi kaydettiğinizde aşağıdaki resimde gördüğünüz gibi kategorileriniz yatay menü şeklinde blog kayıtlarının üzerinde gözükecektir.

Kategoriler menüsü

Sonuç olarak spor kategorisinde yazdığım yazı, diğer tüm kategorilerdeki yazılarla birlikte ana sayfada yer alır ama kategoriler menüsünden spor kategorisini tıkladığımda sadece spor kategorisindeki yazılar listelenir.

Umarım yeterince açıklayabilmişimdir.