Sonntag, 29. Dezember 2013

TAKIFONİ

Size güzel bir site önermek istiyorum. Biraz geç kaldım biliyorum. Ama her zaman ihtiyaç.
Sevgili Natali'nin abisinin sitesi. Çok çeşitli ve kolay yoldan istediğinizi alabilirsiniz.
TAKIFONİ

Ben de kendime aşağıda ki minik küpeleri sipariş ettim. Bakalım gelicek yakın zamanda.
Güzel di mi ?

 
Birde şöyle bir durum var ki bu onun önüne de geçecek. Efendim eşim, kızımla birlikte bir gümüşçüye gidip, bana doğumgünü, anneler günü, yılbaşında yüzük, kolye, küpe ya da yaka iğnesi alıyordu. Onların yarısı duruyor kutuda. En azından birlikte bu siteye bakıp, beğendiklerimi seçip, arasından istediklerini seçmelerini istedim. İyi fikir di mi ? ;) En azından kullanılacaklar artık.
Diğerlerini de Melisa'ya saklıyorum. Büyüyünce kendi takar artık...

Sonntag, 22. Dezember 2013

Best Of 2013..




2013'ün en çok tıklananları tatlı ve hamur işi sevdiğimizin göstergesi.. 











Ayva Tatlısı



Karamelli Kraker Pasta 



Katmer



Bisküvili Kabak Tatlısı








Kazandibi Tart



Meyve Salatası



Kolay Çiğ Köfte



Nutellalı Supangle








Patates Çorbası



Soğanlı Kiş



Tahinli Çörek



Unlu İrmik Helvası








Çıtır Mantı 



Kuru Fasulyeli Kek

Sonntag, 15. Dezember 2013

Faisal ve bloğu




Daha önce bu sayfalarda da bahsetmiştim. Benim tam 22 senelik Pakistanlı bir arkadaşım var.
Lisedeyken mektup arkadaşı alışkanlıkları vardı. Bu vesileyle arkadaş olduk. Senelerce mektup yazdık birbirimize, sonra mailleştik, MSN 'le yazıştık, görüştük, sonra evlendi, eşiyle birlikte geldiler, misafirimiz oldular, gezdik dolaştık, çocukları oldu, sonra tekrar onlarla geldiler.
http://zeynepozmenunlu.blogspot.com/2011/06/faisal-soully-amna-rabia-and-zoha.html
http://zeynepozmenunlu.blogspot.com/2010/12/faisalin-kizlari-amna-ve-esi-soully.html

Artık aileden biri gibi, Faisal ve ailesi. Sohbeti çok tatlı, alıp götürür insanı. Arkadaşlığı ve dostluğu çok sıkıdır. Bizden sürekli haber duymak ister canım arkadaşım. Blog iyi olmuştu. Ama bu aralar yine yazamıyorum. Türkçe yazmasam da Google translate'den kendi diline çeviriyor. Sadece resimlerle ilgilenmek bile onlar için büyük keyif. Benim gibi, sizin aranızdan da bir çok blogcu arkadaşımı takip ediyor.

Sadete gelmek gerekirse, onunda blog yazması için teşvik ettim. Kendini toparladı, bir yazdı pir yazdı. Şimdiye kadar gezdiği gördüğü yerler hakkında çok güzel yazılar yazıyor.
O da benim gibi adına bir sayfa açmış. Footsteps  bloğunun adı.
Geçen gün bana yazmış. Neden beni kimse izlemiyor diye sormuş. Halbuki şimdiye kadar 1000 kişi ziyaret etmiş sayfasını. Dedim ki " Pakistan'da  senin gibi blog yazan yoktur ve izleyen takip eden de yoktur. "


http://faisalbhati.blogspot.com/2013/11/art-on-wheels.html

Özellikle bu yazısına bir göz atmanızı tavsiye ederim. Pakistanlıların Türk sevgisi bilinir. Bakın onları hayatlarına nasıl yansıtmışlar.

Belki sizlerde, Türkleri çok seven bu arkadaşımı ve yazılarını takip etmek isterseniz.

Samstag, 14. Dezember 2013

TİRAMİSU (Çok kolay, Yumurtasız ve Orijinal Lezzete Çok Yakın)



Uzun zamandır ne bloga bir şey yazabildim, ne ilgilenebildim ne de bir şey deneyebildim. Rahatsızdım biraz ama şimdi çok daha iyiyim. Yazacak çok şey var aslında ama şu an sadece bu tiramisu tarifini paylaşmak istiyorum sizlerle.

Tiramisu, bizim restoran ve cafelerimizde hatta pastanelerimizdeki adıyla tiremisu, tiramesu, tremiso, pek lezzetli ve belki de en ünlü italyan tatlısı, biz türklerin de devşirerek kendimize uydurduğumuz çiğ yumurta bazlı bir tatlı aslında. Biliyorum, çiğ yumurta duyunca pek çoğumuzun hoşuna gitmiyor iş. Bu yüzden de klasik türk usülü labneli muhallebi ile yapılana gidiyor eller ve gönüller. Ama bu çok kolay ve lezzetli tarifimizden sonra orijinale yakın ve güzel bi tiramisu yiyebileceğiz biz de.

Benim yumurtalı yapmamamın sebebi ise yumurta kokacak sanıyor olmam. Bu aralar yumurtadan o kadar uzaklaştım ki keklerin içinde bile kullanmayacağım elimden gelse. Kahvaltıda yemeyi falan bıraktım. Detaya inip sizi de yumurtadan soğutmadan tariften bahsedeyim.

Kedidili bisküvi, espresso, pudra şekeri, kakao, mascarpone peyniri ve krema ile yapılan bir tiramisu tarifi bu. Oldukça kolay, 10 dakika sürmeden hazırlanıyor ve 1 dakika geçmeden bitiyor. Pişirme yok. Espresso yerine koyu bir filtre kahve, türk kahvesi veya çözünebilir kahve de kullanabilirsiniz tabi ki ama imkan varsa espresso olsun. Mascarpone yerine labne olur mu derseniz o da olur ama keşke mascarpone ile yapıp labnenin o ekşiliğini almak zorunda kalmasanız. Mascarpone peyniri Migros, Macro ve Karfurlarda gördüm ben. Siz de yapabilirsiniz. Tarifi çok sevdiğim bir blog olan dokuzuncu bulut'ta. Güvenebilirsiniz.

Ben tiramisuyu büyük kalıpta yapıp dilimlemek yerine kuplarda ve kaselerde yaptım.







TİRAMİSU

Malzemeler

  • 1 Paket Kedidili bisküvi
  • 1 paket (350-400 gr) Mascarpone peyniri
  • 1 paket (200ml) sıvı krema (tercihen tikveşli veya sütaş) (önceden soğutulmuş)
  • 3-4 yemek kaşığı pudra şekeri
  • 1.5 çay bardağı ılık espresso+ 1.5 çay bardağı ılık su (veya koyu filtre kahve veya türk kahvesi, nescafe)


Hazırlanışı

Kremayı çırpma kabında 3dk kadar krema kabarıp sertleşinceye dek çırpın. İçine pudra şekeri ve mascarpone'yi ekleyin ve tamamen karışana kadar tekrar çırpın. Şöyle bir kıvamı oluyor:


Daha sonra kedi dili bisküvileri espressoya batırıp kuplara bir kat dizin. Üzerlerine bir kat krema ekleyin ve yayın. 1 kat daha ıslatılmış bisküvi dizip, yine krema ile kaplayın ve süzgeç yardımı ile üzerlerine kakao eleyin. 1-2 saat dinlenince kıvamı çok güzel oluyor ama biz hemen yedik, yine güzeldi :)

Dienstag, 10. Dezember 2013

ROMA 2


Roma'nın bütün tanrılarının tapınağı olan Pantheon, ortaçağda bir kiliseye dönüştürülmüş. Zaman içinde Roma'nın simgesi haline gelmiş.
 



Pantheon'un duvarı boyunca sıralanan anıtmezarlar.
 





Rafeollo'nun anıt mezarı




İnanılmaz etkileyici bir yer.



Piazza Navona uzun oval alanın etrafına Barok tarzı binalar var. İçlerine vakitsizlikten giremediğimiz kiliseler, müzeler, tarihi binalar, anlayarak dinlenerek gezilebilseydi keşke...

Şöyle ki, Roma'daki başka hiçbir meydan Piazza Navona'nın etkileyici güzelliğiyle yarışamaz. Göz alıcı 3 çeşmenin etrafında uzanan ve yayalara ayrılmış olan meydan, her an hareketli.

Bernini tarafından yapılmış. Deniz tanrısı.

Açlıktan ve yorgunluktan ağlayan kızım.Ama yine de gezmeden durmadı.
 
Santa Maria dell Anima kilisesi. Dört yüzyıllık bir Alman kilisesi.
 


Fontana dei Quatto Fiumi
 
Bernini , bu çeşmeyi Mısır dikilitaşını desteklemek amacıyla yapmıştır.
1651 yılında yapılmış.
Dört büyük ırmak Ganj, Tuna, Nil ve Rio de la Plata dört devle temsil edilmiştir.



Çevrede ki restorantlar
Meydanda ressamlar.
Akşam yemeğinden önceki halimiz. Tatlı yorgunluk. Melisa açlık ve yorgunluktan bitik

Eski roma kalıntılarının gece hali de bu şekilde görüntü bakımından baktırıyor kendine.





Daha bitmedi.... Devamı Vatikan, Colosseum...

Freitag, 29. November 2013

ROMA 1. bölüm

 

 Vittorio Emanuelle Anıtı
İtalya'nın ilk kralının beyaz mermerden bu devasa heykeli 1911 yılında tamamlanmış.
 
Bu resimleri günlerdir seçiyorum, diziyorum. Ayrıca neyin ne olduğunu net anlamak ve anlatmak için , gezi rehberinden inceleme yapıyorum. ve şunu anladım ki, sanırım dünya üzerinde Roma gibi başka bir şehir yok. Var diyen varsa, mutlaka söylesin. Ben çok gezen gören biri değilim ama, sadece bu şehir beni bu kadar etkiledi. Her köşesi, her gördüğüm nokta sanat ve bir tarih barındırıyor. Gezi rehberini gördükçe dehşete düştüm. Şöyle ki; ben bugünden itibaren hayatımı Roma'da geçirmeye karar versem, buradan gidip orada yaşamaya başlasam ve her gün bir yeri görmek istesem, bir müze , bir anıt, bir alan, bir heykel, katedraller, eski kalıntılar, aklınıza ne geliyorsa, ömür yetmez. Çok samimiyim. Bence Roma başlı başlına, bir hobi. Hayatımın sonuna kadar Roma için yaşayabilirim. Roma için araştırma yapabilirim, Roma'yla ilgili bu gezi kitabı ile birlikte, her gün netten birşeyler öğrenebilirim, inceleyebilirim. Defter tutabilirim mesela. Roma ile ilgili filmler izleyebilirim, kitaplar okuyabilirim. Roma başlı başına sevgiden bir aşka, tutkuya dönüşebilir. İtalya'da en son görülmesi gereken şehir. Eğer Roma'dan gezmeye başlarsanız, hiçbir yerden keyif almayacağınıza garanti edebilirim. Roma'nın dışında her gördüğünüz yer vasat kalabilir.
 
 
 Bu anıt Piazza Venezia'nın tam karşısında. Piazza del Campidoglio'nun  görünmesini engelliyor.
 
 

Anıtın yan tarafından Piazza del Campidoglio'nun görünüşü. Michelangelo geometrik taş döşemeyi ve binaların ön cephelerini tasarlamıştır.
Arcoeli Merdiveni, 1348 yılında yapılmış. Anıtın yan tarafı.




 
Bu iki meydan arasında kalan ,tarihi 6. yüzyıla uzanan Santa Maria kilisesi.
 
 
Tavan İnebahtı savaşının anısına dekore edilmiş.
Bazı freksler 1400 lü yıllarda yapılmış.
 
Her bir sanimetrekaresi Rönesans ve Barok tarzı inanılmaz güzellikte sanat yapıtları dolu.
Tüm detayları
 
 
Yerde ki mermerler bu şekilde.
 
Kiliseden çıktıktan sonra Aracoeli merdiveninden inip,  hemen yanında ki Cordonata'yı tırmanıyorsunuz.
 
 


Cordonata
Michelangelo'nun dev merdiveni.
 
Palazzo Senatorio
 
12. yüzyıldan itibaren Roma senatosu tarafından kullanılmış.
Günümüzde Belediye Başkanlığı binası.
 
Özellikle şunu belirtmeliyim. Sadece meydanlar gezilip dıştan bile herşeyi detaylı bir şekilde incelemeye imkan olmadı. Roma'da ki 3 günlük sürede tüm meydanlara bile vakit yetmedi.
 



Tüm bu bölgeye Capitolino deniyor.

 
 
Roma Forumunun Capitolino'nun arkasından görünümü. Bu antik bölgeyi gezmek en az yarım gün alacağı için bir sonra ki gidişimize bıraktık.



Roma forumunun genel görünüşü, Satürn tapınağı, Vespasianus tapınağı,




Palazzo Venezia, Bu müzede bir sonra ki sefere kaldı. Geç ortaçağdan kalma eserlerle doluymuş.

 







Trevi çeşmesi
Ortada Neptün, iki yanda atları tutanlar Tritonlar. Biri huysuz bir denizatını diğeri uysal bir atı tutuyor. Denizin her iki halini ifade ediyor.
Aşk çeşmesi de deniliyor. İçine bozuk para atınca, bir kere daha geliyormuşsunuz Roma'ya. ;)
 
Dar sokaklardan bu ihtişamlı çeşmenin olduğu alana çıktığınızda aydınlık ve su sesi, Roma'nın sizi şaşırtan köşelerinden biri. Sanki sokak size sürpriz yapıyor.





 Şu sarı binanın olduğu yerden çıkıp geldik, iki binanın arasından bu dev çeşme insanın içine  hem görüntüsü hem de aydınlığıyla bir ürperti getiriyor.


 
 
 Geldik Piazza dı Spagna'ya. İspanyol merdivenleri.
 

 
koyu sarı, kızıl ve krem renginin yumuşak tonlarına boyanmış, uzun panjurlu binalarla çevrili olan İspanyol meydanı bütün gün böyle hareketliymiş. Roma'nın en ünlü meydanlarından. 17. yüzyılda İspanya'nın papalık büyükelçisi merkezini meydana kurmuş ve burası İspanyol bölgesi haline gelmiş. 

Tepede bulunduğumuz yerin arkasında ,Trinita dei Monti kilisesi var. Bu kiliseyi İspanyol meydanına bağlamak içinde bu merdivenler yapılmış. Merdivenlerin fotoğrafını çekemedim. Görüldüğü gibi çok kalabalık. Minyatür modunda çektiğim aşağıda ki fotoğrafı sunuyorum size.




Aslında bugünün devamı var. Buraya çok yoğunluk vereceği için onları da bir sonra ki yazıya bıraktım.